Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/71 E. 2020/226 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2017/71 Esas
KARAR NO : 2020/226

DAVA : Marka (Sözleşmeden Kaynaklanan Hak İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/04/2017
KARAR TARİHİ : 01/12/2020

Davacı vekili tarafından İzmir FSHHM’nin —– Muhabere sayılı yazısı ile davalı aleyhine açılan marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkilinin kendine özgü tasarıma sahip——– markası adı altında— hizmet — konusunda tek yetkili kişi olduğunu, müvekkilinin “——— markasının tescili amacıyla — başvurduğunu, Kurum tarafından tescilinde herhangi bir sakınca görülmeyen bahse konu markanın—tescil numarası ile müvekkili adına tahsis edildiğini, müvekkilinin kendi adına tescil edilmiş olan “——— markasının ayırt edilemeyecek derecede benzeri olan “—– isminin davalı – —– tarafından işletme unvanı olarak kullanıldığını öğrendiğini, birden fazla defa kullanmak amacıyla hazırlanan lisans kullanım sözleşmesinin imza edilmesi amacıyla Bornova — Noterliği’nin —yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, davalı tarafın işbu ihtara cevap vermediğini, markanın haksız kullanımına devam ettiğini, davalı tarafa gönderilen ihtarnameden de anlaşılacağı üzere müvekkili adına yoksun kalınan kazanç hesabında kanunun 151/2-c maddesinin “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken— uygulanması gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkiline ait markaya ilişkin davalı tarafça yapılan tecavüzün durdurulması ve akabinde kaldırılmasına, müvekkili tarafından uğranılan zararların özellikle yoksun kalınan kazanç olarak 6769 sayılı Kanunun 150.ve 151/2-c maddeleri uyarınca hesap edilmesi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL (belirsiz alacak davası) maddi tazminatın davalı tarafça marka tescil başvurusunun reddedildiği tarihten, tescil başvurusu yoksa ihtar tarihinden itibaren başlayacak olan yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı —. vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; —– dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan tüm vakılaraın dava dilekçesinde açıklanması gerektiğini, davalının davaya konu markanın nerede ne şekilde kullanıldığına dair bir açıklamaya dilekçeisnde yer vermediğini, bu eksikliğin HMK 119/2 maddesi gereğince davacıya kesin süre verilerek mahkemece tamamlattırılması gerektiğini, davacının — olduğundan davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, olmadığı takdirde davalının “—- isimli bir işletmesi bulunmadığından davanın sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle veya esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf değişikliği sonucunda davalı sıfatını alan …—cevap dilekçesinde, davacının yerleşim yerinin — davalının yerleşim yerinin — olması nedeniyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığından yetkili mahkemenin İstanbul FSHHM olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, dava dilekçesinde müvekkilinin davalı olarak gösterilmediğini, HMK’nun 119. Maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilmesini, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, müvekkilinin kullandığı —– markasının — tescil numarası ile tescilli olduğunu, davacının öncelikle bu markanın hükümsüzlüğünü talep etmesi gerektiğini, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, davacının markasını fiilen kullanmadığını, buna ilişkin bir açıklama veya delil sunulmadığını, SMK’nun 29. Maddesinde bu durumun defi olarak ileri sürülebileceğinin belirtildiğini, öncelikle davacının markasını kullandığını ispatlaması gerektiğini, davacı şirket tarafından dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir bildirim yapılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı tarafça davacı adına tescilli markanın aynısını ya da benzerini kullandığı iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi ile maddi tazminat davasıdır.
Yargılama sırasında davaya konu edilen markanın kullanıldığı işletmenin … Tarafından işletildiği, davalı olarak gösterilen —- —— içinde bir ——olması nedeniyle davacının davalı tarafı yanlış göstermesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşıldığından, davacı tarafın da talebiyle HMK’nun 124. maddesi uyarınca —- —– taraf olmaktan çıkartılmış ve —-yöneltilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça süresind eyetki itiraıznda bulunulmuşsa da, davalının yerleşim yerinin —-olduğu anlaşıldığından ve sınai mülkiyet hakkına tecavüz davası davacının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinden SMK’nun 156/3. maddesi uyarınca yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine davalı tarafın dava dilekçesinde yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığından ve davacı tarafça davalı taraf doğru olarak gösterilerek yeniden dilekçe sunulmuş olduğundan davalının HMK’nun 119. maddesine dayanarak yaptığı itirazlar da yerinde bulunmamıştır.
Dosyaya — getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı adına yapılan — sınıflarda kayıtlı olduğu, davalının kullandığını belirttiği —- sınıfta —– —-.– adına tescilli olduğu görülmüştür.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilgisayar mühendisi bilirkişi—- hazırlamış oldukları —tarihli raporda özetle; — görüntülerin rapora eklendiğini, söz konusu internet sitesinin yetkili, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı bilgileri ve tescil bilgileri incelendiğinde; —- sağlayıcı— bilgileri incelendiğinde sitenin—- tarihinde —sona ereceği bilgisinin görüldüğünü, sitenin kayıt bilgileri incelendiğinde —–tarafından kaydedildiği bilgisinin görüldüğünü, sitenin teknik iletişim bilgileri incelendiğinde — ile iletişime geçilebileceğini—- bilgisinin yer aldığının görüldüğünü, bu hususla — sorgusunun sonuçlarının rapora ek olarak sunulduğunu, görüntü incelendiğinde —- site adresi yazılıp siteye girildiğinde, site içeriğini oluşturan dosya ve klasörlerin silindiğini veya sitedeki dosya ve klasörlerinin içerik izinlerinin değiştirildiğinin görüldüğünü,—– yılları arasında siteye ait kayıtların olduğunun görüldüğünü, bu kayıtlar ayrıntılı olarak teker teker incelendiğinde;–yıllarına ait kayıtlar incelendiğinde sitede herhangi bir içerik olmadığının görüldüğünü, 2015 yılına ait site arşiv kayıtlarında; 19/08/2015 ve 22/12/2015 tarihlerine ait görüntüler aynı olup bir —– kullanıldığının — tarihlerine ait görüntülerin aynı olduğunu, bir örneğinin rapora sunulduğunu, görüntü incelendiğinde, —- tarihlerine ait görüntülerin aynı olduğunu, bir örneğinin dosyaya sunulduğunu, görüntü incelendiğinde; sitenin sayfasında —– ifadelerinin yer aldığının görüldüğünü, 05/02/2017 tarihine ait görüntü incelendiğinde; sitenin sayfasında —- ifadelerinin yer aldığının görüldüğünü, —-tarihlerine ait görüntülerin aynı olduğunu, görüntü incelendiğinde; sitenin sayfasında —– aldığının görüldüğünü, 2018 yılına ait site arşiv kayıtları incelendiğinde; 23/04/2018 tarihine ait görüntü incelendiğinde; sitenin sayfasında —– aldığının görüldüğünü, sitenin arşiv kayıtlarındaki iletişim bilgileri incelendiğinde; —- firmasına ait iletişim bilgilerinde adres olarak —– arama yapıldığında —-sitesinde —- ilgili görüntünün elde edildiğini, görüntü incelendiğinde — sitesinden yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve tescil bilgileri incelendiğinde sitenin tescil bilgisinde —-olduğunun görüldüğünü, sitenin —tarihinde oluşturulduğunu, — yayınının sona ereceği bilgisinin görüldüğünü, sitenin kayıt bilgileri incelendiğinde — kaydedildiği bilgisinin görüldüğünü, sitenin teknik iletişim bilgileri incelendiğinde —— yazılıp siteye girildiğinde, site içeriğini oluşturan dosya ve klasörlerin silindiğini veya sitedeki dosya ve klasörlerinin içerik izinlerinin—-sitesinden arşiv kayıtları incelendiğinde — adresinin — sitesinden — logo/markanın kullanıldığına, — kayıtlarındaki— Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ayları) ve 2018 yıllarında ———— kullanıldığına, davacının ————– ibareli markasının emtiasının –.sınıflarda tescilli olduğuna, davalı tarafın — dosya numaralı ——- ibareli marka üzerinde herhangi bir lisans kaydı bulunmadığına, davalı işyerinde yapılan incelemede davalının —– ibareli marka kullanımı bulunduğuna, davalının — — ibaresini kullandığı iştigal alanının, davacı markası kapsamında olduğuna, davalının kullandığı — ibaresinin, davacının tescilli ———– ibareli markasıyla karışıklığa sebebiyet vermeyecek düzeyde ayırt ediciliğinin bulunduğuna, maddi tazminat hususunda hukuki takdir yetkisinin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin kök rapora itiraz etmesi üzerine ek rapor alınmış, bilirkişilerin 08/07/2019 tarihli ek raporunda özetle; dosya kapsamında iddia, savunma, ——nezdinde yapılan incelemeler sonucunda; davalının— marka kullanımı bulunduğuna, davalının —— arası — ————— şeklinde marka kullanımı bulunduğuna, davalının —- “———–” ve “———-şeklinde marka kullanımı bulunduğuna, ancak kullanım tarihlerinin tespit edilemediğine, davalının —tarihinde yerinde inceleme sırasında “———— şeklinde marka kullanımı bulunduğunu, davalının —– şeklinde marka kullanımının, davacı markasıyla karşılaştırıldığında markaların okunuş, — olduğuna, “—————davacıya ait —— ibaresinin karışıklığa sebebiyet vermeyeceğine, davalının internet sitesindeki — “—————- şeklinde marka kullanımının, davacı markasıyla karşılaştırıldığında, — olarak davacı markasıyla karıştırılmaya sebebiyet verdiğine, —— yaratmamasından kaynaklı davacı markasıyla iltibas yarattığına, davalının internet sitesindeki— tarihleri arası ———- şeklinde marka kullanımının, “————- ibarelerinin markaya ayırt edicilik katması sebebiyle davacı markasından farklı olarak algılanacağına, bu sebeple davacı markasıyla iltibas yaratmadığına, davalı — sitesindeki ———— şeklinde marka kullanımının okunuş ve işitsel olarak davacı markasıyla karıştırılmaya sebebiyet verdiğine, —-ayırt edicilik yaratmamasından kaynaklı davacı markasıyla iltibas yarattığına, ancak davalı tarafın bu kullanımının hangi tarihler arası olduğunun tespit edilemediğine dair beyan sunmuşlardır.
— markaya tecavüz konusunu düzenleyen 29/2. Maddesinde, SMK’nun 19/2. Fıkrası hükmünün tecavüz davalarında defi olarak ileri sürülebileceğini, bu durumda 5 yıllık kullanım süresinin belirlenmesinde dava tarihini esas alınacağını düzenlemiş olup, ——-İncelenmesi” başlıklı bölümünde yer alan 19/2. maddesinde ise 6. Maddenin 1. Fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itiraza gerekçe gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu ya da kullanmamaya ilişkin haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edileceği belirtilmiştir.
Davalı tarafça süresi içinde bu maddeye dayanılarak kullanmama definde bulunulduğundan davacı taraftan bu konudaki delillerini sunması istenilmiş, ancak delil sunulmadığından bu konuda inceleme yapılamamıştır. Davacının markasının tescil tarihinden itibaren dava tarihine kadar beş yıllık sürenin geçmemiş olması nedeniyle davalının bu yöndeki itirazı kabul edilmemiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Somut olay incelendiğinde, davacının tescilli markasının ———— ibaresinden oluştuğu, davalının ise “—————-” ibaresini — tarihleri arasında bir süre kullandığı, daha sonra dava — ait olan ————– markasını kullanmaya başladığı, her iki markanın da esas unsurunun “————-” ibaresi olduğu, davacının markasında yer —- davalının kullandığı markada yer alan — ibaresi sunulan hizmeti belirten ve ayırt edicilik sağlamayan ibareler oldukları, ancak markalar karşılaştırılırken bütünü itibariyle dikkate alınması gerektiği, davalının marka kullanımının davacının markasının –sınıfta tescilli olduğu “– aynı olsa da, davacının markasının davalının kullanımından farklı olarak — ibarelerinin yanı sıra, kendine özgü dikkat çekici bir şekil ibaresini de içerdiği, davalının kullanımının ise yalnızca — ibaret olduğu —- işareti ile — ibaresine yer verildiği, “———” ibaresinin ————– anlamında kullanılan bir ibare olup, özellikle —– işletmelerde kullanıldığı, taraf markalarında “————” ibaresinin yanında yer alan ————— farklılığı nedeniyle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, nitekim aynı ibareyi içeren — sınıfta davacının markasından daha sonra tescil edilmiş olduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporundaki aksine görüşe itibar edilmeyerek davanın reddine, davalı olmaktan çıkartılan ———lehine HMK’nun 124/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerine hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline markaya tecavüzün önlenmesi davası yönünden —–gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davası yönünden ————- gereğince takdir olunan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan 52,30 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı olmaktan çıkartılan—— ——-. vekiline HMK’nun 124/4. maddesi uyarınca takdir edilen 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ————– verilmesine,
Davalı olmaktan çıkartılan — –. tarafından yapılan 45,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu şirkete verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.