Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/652 E. 2020/53 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/652 Esas
KARAR NO: 2020/53
DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 21/12/2017
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının ———–yılına dayanan emelleri ve mevcut ——— ile sektöründe en çok tanına ve güvenilen markalardan olduğunu, un üretim tesisinin ——– birçok gıda ve kalite güvenliği yönetim sistemleri tarafından onaylandığını, ————— mevcut olduğunu, ——-numaralı ———–markasını tescil ettirdiğini, davacı şirketin ticaret unvanının esas unsurunun————ibaresi olduğunu ve bu ibarenin aynı zamanda üretimi yaptıkları ürünün satışında da markasal olarak kullanıldığını, tüketicilerin ——- ibaresini duyduğunda akıllarında kalite algısının oluştuğunu,————ibareli markayı piyasaya ilk sokan ve tanıtanın müvekkili firma olduğunu, davalının ise müvekkiline ait markayı iltibas oluşturacak şekilde kullandığını, bu kullanımı durdurması yönünde kendilerine ihtar çekilmesine rağmen sonuç alınamadığını, davalının———- nezdinde ———– numaralı başvurunun yapılmasının TTK hükümlerine göre dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin kazanç kaybına yol açtığını, davacının—————— marka başvurularının davalıya ait markanın mevcudiyeti nedeniyle reddedildiğini, bu sebeplerle meydana gelen tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, (davalı şirket tarafından———– ibaresi kullanılarak yapılan üretimin sonlandırılmasına ve satışının yasaklanmasına), haksız rekabetten kaynaklı zararların bilirkişilerce belirlenecek tutarında maddi tazminat ile ————- manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesi vermemiş,————- tarihli beyan dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin ————– sayılı ————- markasının tescili için ——- tarihinde başvurduğunu, ———— tarihinde markanın tescil edildiğini ve bu tarihten beri de markasını kullandığını, bu durumun davacı tarafından bilindiğini, dava açıldığında bu markanın dava dışı —————- adına kayıtlı olsa da ————- tarihinde davalı şirket adına devir ve tescilinin yapıldığını, davacının ———– ibaresini marka olarak kullandığını, davacı adına ————- nezdinde sadece ———– numaralı —————- ibareli markanın yer aldığını, davacı tarafından———— numaralı ——- numaralı ——- numaralı —————ibareli marka başvurularına müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve itiraz üzerine marka başvurularının reddedildiğini, müvekkilinin ———– markasının kullanımının yıllar içinde————– şeklini aldığını, müvekkili şirketin marketler zincirinde ————— ibareli ürünlerin kendi marketlerinde satılmak suretiyle daha fazla tüketiciye ulaştığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli ———— markasının esas unsurunu oluşturan ————- ibaresinin davalı tarafça kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen marakya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dosyaya ——— getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——– numaralı ———– markasının———— tarihinde, ———– numaralı ————— markasının ———- tarihinde davacı adına,—————— numaralı —————- markasının ———— tarihinde davalı adına tescil edildiği, davalının ————- numaralı———- markası için —————- tarihinde tescil başvurusunda bulunduğu, ancak başvuru sürecinin devam ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı bilirkişi ——-tarafından düzenlenen ————- tarihli raporda; davacı şirketin ———– tarihinde kuruluşunun tescil edildiği, ———- tarihinden itibaren faaliyette olduğu, ———– yılı itibariyle davacı şirkete ——————- tarafından ————- kayıtlı vergi mükellefleri içinde beşinci sırada olduğu, iş yeri kapısında ve üretim tesislerinde ———–tabelalarının bulunduğu, faturalar incelendiğinde ————– tarihinden————- yılına kadar faturalarında ————şeklinde kullanımın olduğu, ticaret unvanında ———- ibaresinin markasal olarak kullanıldığı, ——— yılından itibaren ————şeklinin markasal kullanıldığı, markanın ilk etapta———olarak algılandığı,————- tarihinden itibaren —– emtiasının üretim ve satışında—————- markasını ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi olduğu, davalının markasını tescil ettirdiği şekliyle de kullanmadığı, davalının ————-ibareli söz konusu kullanımlarının, davacı tarafından piyasada —— yılından itibaren ilk olarak ———- olarak tescil edilen ve daha sonra ——- tarihinden itibaren de ———- emtiasında markasal kullanılan ve ihdas ve istimal edilen, maruf hale getirilen ———–ibaresi ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davalı kullanımının ayırt edici nitelik taşımadığı, okunuşlarının aynı olduğu, ——– etkisinin de aynı olduğu, her iki tarafın bu ibare ile sunduğu———— emtiasının ortalama tüketicilere sunulduğu, bir bütün olarak ele alındığında şekil unsuru ve yazılıştan dolayı görsel farklılığa rağmen, markaların okunuşları ve bir bütün olarak bıraktıkları intıbai dikkate alarak, markaların benzer olduğuna ve karıştırılma ihtimalinin var olduğu ve bu haliyle davalının kullanımlarının tüketici nezdinde ——— neden olabileceği, davalının tacir olduğu, basiretli bir tacirin iş yapacağı piyasayı tanıması gerektiği, davalının ———- ibaresini un emtiasının üretimi ve satışında piyasada bilindik olduğu, kısa bir araştırma ile davalının bu bilgiye ulaşabileceği de göz önüne alınarak davalının eylemlerinin TTK hükümlerine göre dürüstlük kuralına aykırı eylemlerden olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafın itirazları doğrultusunda Mahkememizce yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler —————— tarafından düzenlenen ————–tarihli raporda; internet siteleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davaya konu ürünün internet sitelerinde yer almadığı, davalı tarafa ait olduğu anlaşılan ———– sitelerinde ve arşiv kayıtlarında davaya konu ürünün tespit edilemeyeceği anlaşıldığından re’sen yapılan incelemelerde davacı tarafa ait olduğu anlaşılan market tanıtım kitapçıkları içerisinde davaya konu ürünün geçtiği sayfaların görüntüsünün dosyaya sunulduğu, dava konusu —————— esas ve ortak unsurlu markasının davacı ————- davalı arasında anlaşmazlık sebebi olduğu, ilk kullanım hakkının davacıya ait olduğu, davalı kullanımının davacı markasından daha sonra ve devirle kazanıldığı, davalı tarafından yapılan marka kullanımının davacı taraf markasına haksız rekabet, markaya iltibas ve karışıklığa sebep olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce ———— tarihli duruşmada davacı vekiline maddi tazminata ilişkin talebinin hukuki dayanağını belirtmesi ve hangi kanun maddesine dayanak yapılarak maddi tazminat talep ettiğini içerir dilekçesini sunması için — haftalık kesin süre verilmiş olup, davacı vekili —————— tarihli dilekçesinde; müvekkilinin haksız kazanç elde etme amacı olmaması ve kazanç kaybı ispatının bu aşamada güç olması sebebiyle maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini beyan etmiş, davalı vekili ise —————- havale tarihli dilekçesinde feragati kabul ettiklerini belirtmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davacının —— tescil numaralı ———-markası ——- tarihinde —————numaralı ———markası —– tarihinde ——————– edilmiş olup, davalının —– tarihinde ortakları nedeniyle bağlantılı olduğu ————– devraldığı —— numaralı————- markasının ise ——–tarihinde ————- sınıfta tescilli olduğu tespit edilmiştir. Tescil kayıtlarına göre davacının marka tescil başvurusu davalıdan daha önce yapılmıştır.
Davanın çözümlenmesi için davacının tescilli markası ile davalının marka kullanımının ve ticaret unvanının esas unsuru olan ————— ibaresinin aynı veya benzer olup olmadığı, aynı mal ve hizmetler için kullanılıp kullanılmadığının öncelikle tespiti gerektiğinden, bu konuda iki bilirkişi raporu alınmış, her iki bilirkişi raporunda da, tarafların markalarının ————–sınıfta yer alan ——— ürünü için kullanıldığı, davalının tescilli markası —————olmasına rağmen————- ibaresini tek başına kullandığı, davacının markalarının esas unsurunun ———olduğu, davacı şirketin ————- tarihinde —- kaydının yapıldığı, bu tarihten itibaren —————- ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığı tespit edilmiştir. Markanın kullanımına ilişkin sunulan faturalarda ürün markasının mevcut olmadığı, davacı şirketin ticaret unvanının fatura başlığında mevcut olduğu görülmüştür. Davacının markalarının esas unsuru olan ———-davalının kullandığı———- ibarelerinin ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya neden olacak derecede görsel, işitsel ve anlamasal olarak benzer oldukları, yine davacının ticaret unvanının esas unsuru olan ———- ibaresinin davalı tarafça kullanılan———- markası ile birebir aynı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf ———— markasının kullanımına ilişkin fatura örneklerini dosyaya sunmuş, bu faturalar incelendiğinde ——- yılından bu yana——— markası ile ———- satışı yaptığı, ayrıca——– yılına ait ———markası ile un satışı yaptığının görüldüğü tespit edilmiştir.
SMK’nun 25/1 ve 6/6. maddesi uyarınca, başkasına ait ticaret unvanının marka olarak kullanılması marka haklarına tecavüz teşkil eder. Davalının kullandığı ——– markası davacının ticaret unvanı ile birebir aynı ise de ve bilirkişi raporlarında da, davalının ————markasını kullanmasının davacının markadan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğine dair görüş bildirilmişse de; yaygın bir market zinciri sahibi olan davalının ———– yılından bu yana ———markasını —————- üzerinde kullandığı, aynı sektörde faaliyet gösteren davacı şirketin bu durumdan haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, buna rağmen davanın açıldığı ——-yılına kadar davacı tarafça bu konuda herhangi bir hukuki işlem başlatılmadığı da dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Marka hukukunda sessiz kalma suretiyle hak kaybı olarak isimlendirilen bu durum, gerek TTK’da gerekse 556 sayılı KHK’de düzenlenmemiş, Yargıtay’ın uygulaması ile hukukumuza yerleşmiş olup, yasal dayanağı da TMK’nın 2. maddesidir. Dava tarihinde yürürlükte olan ve uygulanması gereken SMK’nun 25/6. Maddesinde sessiz kalma yoluyla hak kaybı, marka sahibinin, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi yapamayacağı şeklinde marka hükümsüzlüğü davası açılmasına engel bir durum olarak düzenlenmiştir. Sessiz kalma yolu ile hak kaybının söz konusu olması için, öncelik hakkı sahibinin sonraki markadan veya kullanımdan haberdar olması ve bu kullanıma her somut olayın özelliğine göre bir süre sessiz kalması veya katlanması gerekir. Bu davada da, davalının —— yılından davanın açıldığı ——— yılına kadar geçen yaklaşık — yıl boyunca davacı tarafça sessiz kalındığı, ticaret unvanı tacirin, ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken ve bu işlemlerle ilgili senet ve diğer evrakları imzalarken kullandığı ad olup, ticaret unvanının işlevinin, ticari işletmenin sahibi olan tacirin diğer tacirlerden ayırt edilmesini sağlamak olduğu, markanın ise, taciri ya da ticari işletmeyi değil, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmek için kullanıldığı, markanın fonksiyonunun, tümüyle ticari işletmenin ürettiği, pazarladığı mal veya hizmetleri ayırt etmek olduğu, davacının ticaret unvanı dışında ———— ibaresini marka olarak kullandığına dair dosyada bir delil bulunmadığı, hizmet sektörü dışında kalan ürünler için ticaret unvanının markasal olarak kullanıldığının ayrıca ispatlanması gerektiği, bu nedenle davalının marka kullanımının başladığı tarihte kötü niyetli olmadığı, davalının markasını piyasada tanıtıp, uzun süre yatırım yaptıktan sonra markaya tecavüz iddiasıyla dava açılmasının TMK’nın 2. maddesi kapsamında iyi niyetli kabul edilemeyeceği, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı anlaşılmakla, maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat davalarının ise sessiz kalma nedeniyle hak kaybı oluştuğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat davalarının REDDİNE,
Alınması gereken 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen markaya tecavüz ve haksız rekabet davaları üzerinden takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücreti , reddedilen manevi tazminat davası üzerinden takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücreti ve feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat davası üzerinden takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 14.730,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 3.000,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020