Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/623 E. 2021/3 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/623 Esas
KARAR NO: 2021/3
DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/11/2017
BİRLEŞEN DAVA: Mahkememizin —- sayılı davası
DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :31/07/2018
KARAR TARİHİ: 12/01/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat, marka hükümsüzlüğü davalarının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin —–ettiğini, davaya dayanak — ibareli markasını — kapsamında faaliyet alanında yer ———aldığını, bu nedenle—– markanın kullanım hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, dava konusu markaları tescil ettiren —- müvekkili şirketin münferit imza yetkilisi olarak çalıştığını, — tarihinde şirket bünyesinden ayrıldıktan —- sonra dava konusu markalar için tescil başvurusunu gerçekleştirdiğini, davalının bu şekilde aynı alanda kullanmak üzere bu markaları tescil ettirmesinin müvekkilinin marka üzerindeki hak sahipliğini bilerek kötü niyetle hareket ettiğini gösterdiğini, davalının bu durumunun başlı başına bir ——– olduğunu, davalıların bu markaların ayırt edici unsuru olan —— kullanmadıklarını, her ikisinin de davacı şirketin —– nedeniyle kötü niyetli oldukları, bu nedenle öncelikle —- markaların müvekkiline devrinin gerektiğini, bu nedenle davalıya yönelttikleri davada asli talep olarak markaların müvekkiline devredilmesinin terditli talep olarak ise markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesinin talep edildiğini belirterek, davalıların davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, kendilerine veya üçüncü kişilere ait —- bu marka altında yürüttükleri tüm tanıtım ve satış faaliyetlerinin durdurulmasına, karara uyulmadığı takdirde sitelere erişimin engellenmesine, —— manevi tamzinatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, belirsiz alacak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla —- maddi tazminatın ihlal tarihinden iribaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, kararın masrafı davalılardan alınmak suretiyle —çapında yayın yapan—- — ilanına, davalı ——– davacıya devrine, bu mümkün olmazsa hükümsüzlüklerine ve sicilden terkinlerine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin——– olarak kurulduğu, müvekkilinin —– sonra — yılında müvekkilleri tarafından satışının yapıldığını, —- hiç bir bedel ödemeksizin şirkete ortak olarak alındığını, müvekkili—– devrederek ortaklıktan ayrıldığını, ancak bu ayrılma sırasında davacı şirkete marka veya kullanım hakkının devredilmediğini, müvekkillerinin çabaları sonucunda —- şirket olduğunu, müvekkilinin —- davacı şirketten önce gerçekleştirdiğini, müvekkili ———— —- ayrıldığını, ancak bu ayrılma ile davacı şirket adına başvuruya konu tescilli herhangi bir marka olmayıp, bu devirde herhangi bir marka ya da kullanım hakkının devredilmediğini, müvekkilinin tescil başvurusunu davacı şirketten önce gerçekleştirdiğini, davacı ile müvekkilinin markalarının ayırt edilebilir nitelikte olduğunu, kabul etmemekle birlikte, markaların ayırt ediciliği olmasa bile müvekkilinin tescil başvurusunun önceki tarihli olduğunu ve ürün ile ilgili geçmişi göz önüne alınırsa, davacının markasının hükümsüzlüğünün gerektiğinin anlaşılacağını, dava kapsamında —- haksız rekabetin söz konusu olmadığını, müvekkilinin kendi çabalarıyla meydana getirdiği —— ürünü için gerekli başvuruyu davacıdan önce yaptığını, davacı şirketi müvekkilinin kurduğunu, şahıs şirketi halinin başlangıcından, müvekkilinin şirketten ayrıldığı tarihe kadarki süreç içerisinde müvekkilinin yapmış olduğu geliştirme ve tanıtım çalışmalarının davacının başvurusunun haksız olduğunu ve müvekkilinin çalışmalarını ve ürününü taklit etmeye çalıştığını gösterdiğini, —- ibaresinin tek başına marka olarak tescil edilemeyecek, ürünün ayırt ediciliğini sağlayan bir ibare olduğunu, tüm bu nedenlerle, davacının talep etmiş olduğu ihtiyati tedbir talebinin reddine, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. BİRLEŞEN DAVA; Mahkememizin —– sayılı davası;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin ——- ibareli —–kapsamında ——-ettiğini, davalının ise müvekkili ———– müvekkili tarafından etkin bir şekilde markasal olarak kullandığını, ancak davalının—- ayrıldıktan —- sonra bu ibare üzerindeki hak sahipliğini bildiği halde bahsi geçen markaların tescili için kötü niyetle başvurduğunu, davalının başvurusunun bir kısmının müvekkilinin itirazı üzerine reddedildiğini, ancak dava konusu —-markasının davalı adına tescil edildiğini, yine müvekkili tarafından davalı aleyhine — olarak benzer gerekçelerle Mahkememizin —- sayılı dosyası ile dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesini talep ettiklerini, bu sebeplerle davalıya ait —– numaralı markanın hükümsüzlüğüne, iş bu davanın Mahkememizin ——sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı taraf cevap dilekçesi vermemiş, —– tarihli duruşmada Mahkememizde görülen — Esas sayılı davası nedeniyle bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizin —–kararı ile her iki dava arasında irtibat bulunduğundan davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava davacının sahip olduğu —- markaları ile ilgili olarak; marka ihlali ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması; maddi ve manevi tazminat talebi ile davalı—- markaların davacıya devrine ya da hükümsüzlüğü, birleşen dava ise davalıya ait —numaralı markanın hükümsüzlüğü davasıdır.
Dosyaya —— getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacıya ait—— tarihli olduğu, —- tescil tarihli olduğu, diğer markanın tescilli olduğu malları da kapsadığı tespit edilmiştir.
Davalı — markasının — tarihli olduğu, davalının tescilli tüm markalarının— tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı —- ortağı olduğu şirkete ait —- dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı şirketin —– tarihinin —– davalının ortağı olduğu — olduğu, yine davalı——- yaptırdığı, işe başlama tarihinin — olduğu, —- faaliyet gösterdikleri tespit edilmiştir.
İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, —-hazırlamış oldukları raporda özetle; davacının bildirdiği ——— —- kullanıldığının tespit edildiğini,— kullanımların tarihlerinin yazılı olduğunu, davacının —- olduğunu, bununla birlikte, davacının ——- itibaren tescilsiz olarak kullanmaya başladığını, davalılara —- içeren markasal kullanımların davacının markası ile karıştırılma/ilişkilendirme —- ihtimali yarattığını beyan etmişlerdir.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra, dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış,——- bilirkişisi — hazırlamış olduğu —– davacı markasının — kapsamında —– tescilli olduğuna, bu emtiaların ——kısaca davacı ürünleriyle ilişkisinin bulunmadığını, davacının tescilli emtiası, ilgili ürünü oluşturan devrelerle ilgili olduğunu, bu yönüyle davacının tescilli emtiası altın/metal arama dedektörlerini kapsamadığına ve bu sebeple marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğine, yine davacının—- markasının——–sınıf kapsamındaki malların satış hizmetini kapsadığını, bu noktada da davalılardan — tescilinin davacı taraftan önce olması, davalılardan — adına kesilmiş olan —- ibaresini eskiye dayalı kullanımının bulunması sebebi ile davacı markasına tecavüzün oluşmadığına, davaya konu —- davacı ve davalı iş kollarında—- tanımlayıcı bir unsur olduğuna, Mahkememizin davacı şirketi haklı görmesi halinde davalı — edebileceğine, diğer davalı —– zarar arz ettiğini, bu nedenle maddi tazminat talep edilemeyeceğini, manevi tazminat hususunda takdirin—–ait olduğunu, dava dilekçesinde —maddi tazminat talep edildiğini, talebe bağlılık ilkesine sadık kalınacağını beyan etmişlerdir.
Tarafların rapora itiraz etmeleri üzerine; muhasip bilirkişi—– hazırlamış olduğu —- raporda özetle; Kök raporda belirttikleri açıklamalar ve kanaatlerinin değişmediğini— markasının —— emtialarında tescilli olduğuna, bu emtiaların —- kısaca davacı ürünleriyle ilişkisinin bulunmadığını, davacının tescilli emtiasının ilgili ürünü oluşturan devrelerle ilgili olduğunu, bu yönüyle davacının tescilli emtiası — dedektörlerini kapsamadığını, bu sebeple—–hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğini, yine davacının — ibareli markasının — olduğunu, bu sınıfa dahil hizmetlerle — malların satış hizmetini kapsadığını, bu noktada da davalılardan—— tescilinin davacı taraftan önce olmasının davalılardan —- ibaresini eskiye dayalı kullanımının bulunması sebebiyle davacı markasına tecavüzün oluşmadığını, davaya konu — ibaresinin, davacı ve davalının iş kollarında — tanımlayıcı bir unsur olduğunu, Mahkemenin davacı şirketi haklı görmesi halinde davalı — maddi tazminat talep edebileceğini, diğer davalı —–zarar arz ettiğini, bu nedenle maddi tazminat talep edilemeyeceğini, manevi tazminat hususunda takdirin —– ait olduğunu, dava dilekçesinde—– maddi tazminat talep edildiğini, talebe bağlılık ilkesine sadık kalınacağını beyan etmişlerdir.
Rapora itiraz edilmesi ve alınan ilk rapor ile ikinci rapor arasında çelişki olması nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmış, marka vekili bilirkişi —- hazırlamış oldukları — tarihli raporda özetle; davacı şirket adına— tarihinde müracaat edildiğini, — tarihinde tescile bağlandığını, davacı şirket adına —başvuru numarası ile işleme alınan — tarihinde müracaat edildiğini,——- tarihinde tescile bağlandığını, davalı — işleme alınan — tarihinde müracaat edildiğini,—- tarihinde tescile bağlandığını, davalı —- başvuru numarası ile işleme alınan—- —— tarihinde müracaat edildiğini, —bağlandığını, davacı adına —- markasının—— markalarının emtia listesinde yer aldığını, davacı şirket adına — numarası ile tescilli —-yer alan hizmetleri ile davalı adına — markalarının — —- markanın da—— tüm mallar ile müşterilerin bir araya getirilmesi hizmetlerini kapsadığını, davaya konu edilen hiçbir markada ismen—– emtiasının yer almadığını,—- emtiasının davacı ve davalı markalarının başvuru tarihinde— emtia listesinde yer almadığını, — hiçbir ——– itibaren emtia listesinde yer aldığını, —tarafından fiili uygulamada —- günlük hayatta da ikameli şekilde kullanıldığının dikkate alındığında davacı ve davalı markalarının —- emtiasını kapsadığını, davacı ve davalı markalarında yer alan ——– kapsadığını, her ne kadar davalı tarafın marka tescillerinin davacı taraftan daha önce olsa da, davalı tarafın markalarını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığını, davacı markalarını neredeyse birebir aynı şekilde kullandığı, —- delaletiyle davalı tarafın davacıya ait markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmasının marka hakkı ihlali teşkil ettiğini, dosyaya sunulan delillerden ve bilirkişi raporlarından davacının—- markalarını tescilsiz olarak kullandığının tespit edilmiş olduğunu, davalı kullanımı ile davacı markaları ve kullanımı arasında iltibas ihtimali olduğunu, davacı tarafça—- tarafça tescile konu edildiğini ve davacı markaları ile davalı markalarının birbiri ile benzer olduğu kabul edildiğinde —- maddesinde öngörülen şartın gerçekleştiği, davacı ve davalı markaları arasında ——- yönelik unsurların var olduğunu, davalıların markayı kullanımlarının olmasa idi, — uyarınca davacının elde edebileceği yoksun kalınan kazancının ——– olduğunun hesaplandığını beyan etmişlerdir.
Davacı vekili —tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve diğer tüm talepleri aynen kabul edilmek suretiyle—– maddi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsil edilerek müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı marka hükümsüzlüğü nedeni olarak, davaya konu —— ibaresi üzerinde öncelik hakkının bulunduğu, davalının markalarının kendi markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu ve davalı — markaları kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini iddia ederek, sırasıyla —- maddelerine dayanmıştır.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması——-maddesinde hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı —— yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Karıştırılma —–tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır.—– tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı — asıl ve birleşen dava ile hükümsüzlüğü istenilen — — davacının iki markasının da esas unsuru—-ibaresinin——-demektir. Her ne kadar bu ibarenin — için tanımlayıcı bir ibare olduğu savunulmuşsa da—- yaygın olarak yerleşmiş İngilizce ibarelerden olmaması nedeniyle tanımlayıcı bir ibare olmadığı, bu nedenle davacının markalarının zayıf marka olmadığı anlaşılmıştır. Davalı —— ibarelerinin tanımlayıcı ibareler olmaları nedeniyle markaları farklılaştırmaya yetmediği, yine davalının ve davacının markalarındaki şekil unsurları farklıysa da, tüketicinin markaları her zaman aynı anda görme şanslarının bulunmadığı, akıllarında kalacak ibarenin şekil unsurlarının markaların baskın unsurları olmadığı, markaları farklılaştırmaya yetmedikleri, aynı emtia ve hizmetler için tescilli olan taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ortalama tüketicinin her iki tarafın markalarını gördüğünde, aynı şirkete ait seri markalar oldukları zannına kapılabilecekleri ve markaları ilişkilendirebilecekleri, markaların bu nedenle benzer oldukları sonucuna varılmıştır. Ancak davalı —–marka başvuru tarihleri davacının marka başvuru tarihlerinden daha önce olduğundan —— uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
Markada öncelik hakkının hangi tarafa ait olduğuna dair yapılan incelemede ise;—— geçerlidir. —— aynı veya benzer mal ve hizmetler için mükerrer markanın varlığını önleyerek; bir yandan, önceki markaya yapılan yatırımı korurken diğer yandan da nihai alıcı olan tüketicilerin satın aldıkları mal veya hizmetin kökeni konusunda yanıltılmalarını önleyerek korunmalarını amaçlamıştır.——– de benimsenmiştir. Buna göre, bir markayı, ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişi, marka üzerinde gerçek hak sahibidir. Bu ilke uyarınca;—— göre, başvuru veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir — kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine marka başvurusunun reddedileceği, yani önceye dayalı gerçek hak sahibi olanların itirazı üzerine, maddede yazılı koşulların oluşması şartıyla, bu işaretin aynı veya benzeri olan işaretin başkası adına marka olarak tescil edilmesine karşı çıkma veya tescil edilmiş ise hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte önceye dayalı gerçek hak sahipliği, tescil edilmiş bir markayı hükümsüz kıldırmadan, hak sahibine kendi markasını tescil ettirme hakkı vermeyecektir.
Bu düzenlemeye göre somut olaya bakıldığında, davalılardan —- davacı şirketin ortağı, davalı —– ise—- olarak çalıştıkları sırada davacı şirketin —– markasını kullandığı, kullanımının—- dayandığı, davacının markayı kullanmak suretiyle marka üzerinde hak elde ettiği, her ne kadar davalı — şahıs şirketi olarak faaliyet gösterdiği —- yıllarında markayı kullandığına dair fatura örnekleri mevcutsa da, daha sonra —- yılında şahıs şirketinin— tescil edildiği, davacı şirket adına —-markasının kullanılmaya başlandığı, markanın maruf hale getirildiği, davacı şirketin bu şekilde tescilsiz marka üzerinde hak sahibi olduğu, kaldı ki markaları tescil ettiren —– daha eski tarihlerde tescilsiz olarak —- kullandığına ve hak elde ettiğine dair bir delil bulunmadığı, davacının marka kullanımının davalı —- marka tescil başvurularından daha önce olduğu, davalıların davacı şirket ile ilişkilerini kestikten hemen sonra davacının kullanım suretiyle hak elde ettiği — markalarını aynı mal ve hizmetler için tescil ettiremeyecekleri, bu durumun ———-tescilsiz olarak kullandığı —- için hükümsüzlük nedeni olduğu anlaşılmıştır.
Yine davalının markalarının kötü niyetle tescil edilip edilmediği incelendiğinde; davalı —- davacı— davalı —— kurucu ortağı olduğu, her ikisinin de davacı şirketin tescilsiz olarak kullandığı —- markasından haberdar oldukları, davalı —– şahıs şirketi olarak kullandığı markayı, davacı şirketi kurduktan sonra şirket adına kullanmaya devam ettiği, kişisel olarak ——-markası üzerinde öncelik hakkı bulunmadığı, davacının ürününün geliştirilmesinde davalıların katkılarının bulunup bulunmadığının markadan kaynaklanan haklarla ilgisi olmadığı, markanın davacı şirket tarafından kullanıldığı, davalıların davacı—— ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra bu markaları kullanmaya başlamaları ve davalı —- adına tescil ettirmelerinin basiretli bir tacirden beklenen bir davranış olmadığı, davalı —– tescillerinin kötü niyetli olduğu, bu nedenle davalıya ait ——- maddesi uyarınca tescilli oldukları tüm sınıflarda hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacının markalarına davalılar tarafından tecavüz edildiği iddiasıyla ilgili yapılan incelemede ise; —- maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir —- kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine ——- maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
—- dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davalıların ilk kullanım —olarak tespit edilen kullanımlarında,— adına tescilli markaları tescilli oldukları şekilde kullanmadıkları, davalıların kendilerine ai——- —- benzer ürünler için kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettikleri, eylemin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu, davacının —- maddesi uyarınca tecavüzün tespitini, önlenmesini, maddi ve manevi tazminat ile kararın ilan yoluyla —— duyurulmasını talep edebileceği, alınan bilirkişi raporu ——maddesi uyarınca davacının davalıların eylemleri nedeniyle —gelirden mahrum kaldığı, ayrıca tarafların ticari hacimleri, davalıların kusurunun ağırlığı, markanın kullanım süresine göre talep edilen —-manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, asıl ve birleşen davaların kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl davanın KABULÜNE,
Davalıların —- davacının hak sahibi olduğu —— kullanmak suretiyle davacının MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİKLERİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUKLARININ TESPİTİNE,
MARKA HAKKINA TECAVÜZÜN VE HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE VE DURDURULMASINA,
Davalıların kendilerine veya üçüncü kişilere ait internet sitelerinde —- kullanarak yürüttükleri tüm tanıtım ve satış faaliyetlerinin DURDURULMASINA,
Karara uyulmadığı takdirde davalılara ait ——ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
— manevi tazminatın —– ihlal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
—– tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalılardan alınmak suretiyle ——- bir kez ilanına,
Davalı—— markalarının HÜKÜMSÜZLÜKLERİNE VE SİCİLDEN TERKİNLERİNE,
Alınması gereken——— harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.939,65 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine
Davacı vekiline hükümsüzlük davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı —— tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 847,86 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı ve 8.642,50 TL tebligat – müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 9.521,76 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerilerinde bırakılmasına,
Birleşen davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli ——markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalı —- Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı—– tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 71,80 TL harç ve 56,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 127,80 TL yargılama giderinin davalı—— davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2021 ¸