Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/619 E. 2020/154 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/619 Esas
KARAR NO: 2020/154
DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i ve Ref’i, Markanın Ticaret Unvanından Terkini, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili .————- unvanlı birçok şirketi barındırdığını, müvekkillerinin özellikle ————————— yaygın şekilde faaliyet gösterdiğini, müvekkillerinin gerek yurt içi gerekse de yurt dışında tanınmış olduğunu, firmanın geçmişinin —————yıllarına dayandığını, önceleri ——– çatısı altında birleştiklerini, ———–numaralı—————————- markalarının ————-nezdinde müvekkilleri adına tescilli olduğunu, davalı tarafın ise müvekkillerine ait———-markasını haksız şekilde işletme adı ve sair şekilde kullandığını, bu durumun müvekkillerinin marka hakkına tecavüz ve TTK hükümlerine göre haksız rekabet teşkil ettiğini, ——— davalı tarafın ———— ibaresini markasal olarak kullandığını, davalının bu eylemine son vermesi yönünde —————– yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiklerini, ancak davalı tarafın haksız eylemlerine devam ettiğini, davalı tarafın unvanını kötü niyetle tescil ettirdiğini, müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, bu sebeplerle; davalının davacıya ait — başta olmak üzere——– esas unsurlu markalarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, menine ve refine, davalıların hukuki ve ticari ahlak ve teamüle aykırı eylemleri ile yol açtıkları haksız rekabetin tespitine, menine ve refine,——————- içeriğiyle birlikte erişimin engellenmesine ve yayının kaldırılmasına ve sair tüm diğer sitelerden de bu iabrenin ve/veya yönlendirici bağlantıların kaldırılmasının davalı tarafından sağlanmasına, ————- -ibaresinin davalının ——— unvanından çıkartılmasına ve terkin için ilgili ———- müzekkere yazılmasına, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla, HMK’nun 107. maddesi uyarınca SMK’nun 151. maddesi gereğince şimdilik —- maddi tazminat ile —— manevi tazminatın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, kararın ———çapında yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde; dava dilekçesinin içeriğinde —-manevi tazminat talep edildiği yazıldığı halde sonuç kısmında ———— manevi tazminat talep edildiğinin yazıldığı tespit edilmiş, davacı vekili bu maddi hatanın düzeltilmesi için ek dilekçe sunarak, ———- manevi tazminat talep ettiklerini bildirmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; şirketin tescilinin —— yılı başında – yapıldığını, tescil sırasında dav————-acının şirketleri ve markasıyla ilgili bilgileri bulunmadığını,————– taraflarına ait olduğunu,——- olduğunu, kendilerinin unvanının ise ———– ibaresini taşıdığını, tarafların farklı iş alanlarında iştigal ettiklerini, ortada bir haksız kazanç bulunmadığını, şirketin ismini oluştururken ———— ilk hecelerinden esinlendiğini, kötü niyetli olmadıklarını, ticari dürüstlük ilkesine de aykırı hareket etmediklerini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davacılar adına tescilli ———- markasının davalı tarafından işletme adında ve internet sitelerinde markasal olarak kullandığı gerekçesiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
———– tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat talebini arttırarak —- maddi ———manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dosyaya ——- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —————- tarihinde tüm sınıflar için, ——— hizmetleri için,———–markasının———— markasının ——– markasının —-sınıf için davacı ———— adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya ——getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı —– ana sözleşmesinin — tarihinde tescil edildiği, ortaklarının —————— olduğu, davalı ———— tarihinde tescil edildiği, ortaklarının ———— olduğu, ———- tescillendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı——-tarafından düzenlenen——- tarihli raporda; davalının———– ibaresinin kullanıldığı, ——————– ibaresinin kullanıldığı, ————— tarihinde kaydedildiği ve ———— tarihine kadar kayıtlı olduğu,————-olduğu,————-edilemeyecek derecede benzeri olan ———- ibareli markayı davaya konu web sitelerinde kullanmasından kaynaklı iltibas oluşacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilişim uzmanı ——— tarafından düzenlenen ———- tarihli raporda; dosyaya sunulan davalı taraf ———-ait olduğu anlaşılan ekran görüntülerinde benzer içeriğin hali hazırda yayında olduğu, davalı tarafın ticari unvanında, şirket logosunda, ———– içeriğinde, davacı tarafa ait olduğu anlaşılan ———- markasını kullanmak suretiyle davacı taraf haklarını ihlal ettiği, davalı tarafça benzer marka kullanımının son kullanıcılar tarafından karmaşaya yol açacağı, benzer isim kullanımıyla aynı şirket olduğu algısının oluşacağı bildirilmiştir.
Davacı tarafça SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca davalının elde ettiği gelire göre maddi tazminat hesaplaması yapılması talep edilmekle, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak davalının ———— ibaresini ———- unvanı dışında markasal olarak kullanmak suretiyle elde ettiği gelirin hesaplanması için —-talimat yazılmış, ————sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; davalı şirketin düzenlediği satış faturalarında —– ibaresinin yer almadığı, şirketin—– yılındaki toplam satışının —-olduğu, bu satışlardan dolayı brüt satış karının —-olduğu,— olan faaliyet giderleri sonucu şirketin —- zararla kapattığı, ———— tarihleri arasındaki satışlarının —- olduğu, yine mal alışları kayıtlarına göre satışa ilişkin malların alış maliyetinin ise ————- yılında zarar etmiş olmasına rağmen genel yönetim giderlerinin şirketin zorunlu olarak yapması gereken giderler olduğunun kabulü ile satılan malın maliyeti ve dava konusu satışa yansıtılacak olan pazarlama satış ve dağıtım giderleri dikkate alınmak suretiyle şirketin dava konusu ile ilgili olarak ———- satışlarından elde etmesi gereken net satış karının hesabı yapılmış olduğu, bu kar-zarar tabloları ve yapılan hesaplamalara göre de davalı şirketin —– tarihleri arasındaki satış tutarı olan ——— dolayı elde etmiş olduğu net karın ——- olarak hesaplandığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce taraf vekillerinin itirazları incelenmek suretiyle ve ayrıca davalının ——— tarihleri arasındaki ticari defter ve belgeleri incelenerek; davalının —– ibaresini marka olarak kullanmak suretiyle SMK nun 151/2-b maddesine göre elde ettiği gelirin hesaplanması için önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınması için —Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş,———-Talimat sayılı dosyasında alınan ek raporda; şirketin kurulduğu ———— sonuna kadar genel yönetim giderleri dikkate alınmadan satışlarından elde ettiği karın toplamda —- olduğu belirtilmiştir.
Davacılar davalı tarafça ———– unvanlarına ve marka haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile davalıya ait ——— unvanının terkini talebinde bulunmuşlardır.
Öncelikle davalının ———– unvanının terkini talebinin ve sessiz kalma yoluyla hak kaybının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 50. maddesinde belirtildiği üzere, usulünce tescil ve ilan edilmiş olan ————- unvanını kullanma hakkı sadece sahibine ait olup, bu madde ile unvan koruması hüküm altına alınmıştır. 52. maddede ise, ———— unvanının ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ———— unvanı tescil edilmiş ise kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar var ise kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat da isteyebileceğini belirtmiş, başka bir anlatımla unvana tecavüz halinde unvan sahibinin kullanması gereken yasal hakları bu maddede hüküm altına alınmıştır.
Ancak ———— unvanına yapılan tecavüz nedeniyle makul bir sürede dava açılmaması halinde sessiz kalma nedeniyle hak kaybı söz konusu olabilir. Sessiz kalma yoluyla hak kaybında, hak genel olarak sona ermemekte, sadece bu haktan eylemine sessiz kalınan kişi ya da kişilerin yararlanmasına katlanılmaktadır. Zira tacirin, bir hakkını bilerek isteyerek belli bir süre kullanmaması sebebiyle ———– unvanından doğan hakkı kaybolmamakta, sadece uzun süredir var olan kullanıma/tescile sessiz kalmış olması sebebiyle bu duruma zımnen icazet verildiği kabul edilmektedir.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybından bahsedilebilmesi için, önceki hak sahibinin ticari ad ve işaretin aynısının veya benzerinin ——— olarak tescil ettirildiğini veya başkaları tarafından kullanıldığını bilmesi ve buna rağmen sessiz kalmış olması gereklidir. Buna karşın —— tescil edilmek zorunda olmaları ve tescilin olumlu etkisi nedeniyle tescil ve ilan edilmiş ——— unvanının bilinmediği ileri sürülemeyecektir. Bununla birlikte önceki hak sahibinin uzun süre sessiz kalması mücbir sebep ya da objektif imkânsızlık gibi haklı bir nedene dayanıyorsa ve bunun ispatlanması hâlinde sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu olmayacaktır.
Önceki hak sahibi, ticari ad ve işaretin bir başkası tarafından ——– unvanı olarak tescil edilmesine veya kullanılmasına sessiz kalmayarak dava yoluna başvurursa artık sessiz kalma sebebiyle hak kaybı söz konusu olmamaktadır. Bununla birlikte önceki hak sahibi dava yoluna başvurmadan önce ihtarname göndermesi de sessiz kalmadığı anlamına gelmelidir. Ancak kullanımın daha fazla devamını istemeyen önceki hak sahibi, bu arzusunu açıklayan bir ihtarname gönderdikten sonra da makul bir süre içinde bu iradesini dava yoluyla da göstermelidir.
Sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olabilmesi için, önceki hak sahibinin, ——- unvanının aynısının veya benzerinin kullanılmasına belirli bir süre sessiz kalmış olması gereklidir. Ancak —— unvanı yönünden sessiz kalmanın ne kadar süre geçtikten sonra hak kaybına sebep olacağı TTK’de düzenlenmiş değildir. Bununla birlikte ——— tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK ile ilk defa marka hukukunda hükümsüzlük davaları yönünden sessiz kalma yoluyla hak kaybına ilişkin bir düzenleme getirilmiştir. SMK’nin 26/6. maddesi; “Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez” hükmünü haizdir. Buna göre marka hükümsüzlük davalarında sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin uygulanabilmesi için beş yıllık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Ancak —— unvanı yönünden mevzuatta bir süre belirlemesi bulunmadığından TMK’nin 2. maddesi de gözetilmek suretiyle her somut olayın özellikleri dikkate alınarak sürenin belirlenmesi gerekmektedir.
Sessiz kalma nedeniyle dava açılamayacağı yönündeki savunma bir def’i olmayıp itirazdır. Zira sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin dayanağı TMK’nın 2. maddesi olduğuna göre, dava açılması açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve bu durum dava dosyasından ortaya konulabiliyorsa, sessiz kalma yoluyla hak kaybı bir itiraz olarak kabul edilip, hâkim tarafından resen dikkate alınmalıdır. Keza TMK’nin 2/2. maddesi gereğince bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacıların davalı tarafa ———Yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdikleri, davanın ise —tarihinde açıldığı, davalı şirketin ———- edildiği —- tarihinden ihtarname tarihine kadar yaklaşık————– geçtiği, davacıların bu süre içinde davalıya karşı —— unvanıyla ilgili dava açmadıkları, başkaca bir yasal yola başvurmadıkları, bunun için mücbir bir sebep ya da objektif imkânsızlık gibi haklı bir nedene dayanmadıkları, aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle davalının —— unvanından haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, davalının bu süre içinde — unvanına belli bir yatırım yaptığı, tanıtımı için emek harcadığı, kötü niyetli olduğuna dair bir delil elde edilemediği, tüm bu nedenlere yaklaşık ——- sonra bu davanın açılmasının MK’nun 2/2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve davacıların davalıya ait – unvanının terkini konusunda sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradıkları kanaatine varılmıştır.
Marka haklarına tecavüz iddiasıyla ilgili yapılan incelemede ise;
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk ——— Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı şirketlerin her ikisinin de —— unvanında ——– ibaresinin ana unsur olarak yer aldığı, davacı şirketlerin birbirleriyle bağlantılı şirketler oldukları, yine davacı ——– adına tescilli markaların da esas unsurunun————- olduğu, davalı tarafın ——- unvanında ve kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri———– zorunluysa da, davalının alan adında ————- unvanının tamamını kullanmadığı, yalnızca ———– ibaresine yer verdiği, davalı şirketin faaliyet alanında yer alan inşaat hizmetleri ve kara taşıtlarıyla ilgili faaliyetler davacıların markalarının tescilli olduğu ————– ibaresini ——– unvanı ve ————içeriği dışında markasal olarak kullandığına dair bir delil elde edilemediği, davalının bu kullanımlarının davacıların ——— unvanlarına ve hak sahibi oldukları markalarına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğu, ancak tescilli ——– unvanını kullanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacıların markaya tecavüz nedeniyle SMK’nun 149. maddesi uyarınca tecavüzün tespitini, önlenmesini ve zararlarının giderilmesini, verilecek hükmün ilan yoluyla duyurulmasını talep edebilecekleri, alınan bilirkişi raporu ile davalının tecavüzün söz konusu olduğu dönemde ——– gelir elde ettiği tespit edilmişse de, davalının tecavüz teşkil eden kullanımının yalnızca ————— ibaresini kullanması nedeniyle elde edildiğinin düşünülemeyeceği, internet ortamındaki kullanım nedeniyle ne kadar gelir elde ettiğinin ayrıca tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle TBK’nun 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın mahkememizce belirlenmesi gerektiği, davacı şirketlerin—- tanınırlıklarına ve davalı şirketin iş ve ——— hacmine, elde ettiği cirosuna göre —— maddi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı, yine davalının kusur durumu, davacılar ait markanın kullanım şekli ve tanınırlığına göre —— manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği,————- davalıya ait olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİNE,
Davalının davacı—— ait markaların esas unsuru ve davacı şirketlerin ——— ünvanlarının ayırt edici unsurları olan——— ibaresine internet sitesi alan adında ve ———-içeriğinde kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunun TESPİTİNE,
Marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin MEN’ine ve REF’ine,
Davalıya ait ———– engellenmesine ve yayının kaldırılmasına,
—– maddi tazminat ile —– manevi tazminatın ihtarname tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin —— çapında yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasına,
———–ile ilgili talebin reddine,
———– ibaresinin davalının ——– ünvanından terkini talebinin REDDİNE,
—- maddi ve ———- manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 2.732,40 TL harçtan peşin alınan 1.321,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.410,82 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar vekiline markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davalılar vekiline reddedilen markanın ———- unvanından terkini davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi reddedilen alan adının iptali davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yatırılan 1.321,58 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.352,98 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 5.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.677,60 TL posta ve tebligat giderleri olmak üzere toplam 7.177,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%53) 3.804,12 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%47) 3.373,48 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı temsilcisinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/10/2020