Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/612 E. 2019/77 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/612
KARAR NO : 2019/77
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/10/2017
KARAR TARİHİ: 26/03/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin —–yılında kurulduğunu, kurulduğu günden itibaren ———- markası altında tıbbi hizmet vermiş olduğunu, müvekkillerinin davaya ait markadan yıllar öncesinde ———- ibaresi altında faaliyette bulunduğunu, davalının tamamen kötü niyetli olarak ——- numarası ile —- ibaresinin -.sınıfta marka olarak tescilini sağladığını, davalının kendisine ait internet adresinde de sadece yayıncılık sektöründe faaliyette bulunduğunu, davalının sınıf kapatma gayesiyle ———– ismini —–sınıfta tescil ettirdiğini ve sahibi olmadığı bir koruma elde etmeye çalıştığını, müvekkili şirketin ——– markası ile -.sınıfta———– alanında faaliyette bulunduğunu, müvekkillerinin ——— numarası ile ———baresinin —-.sınıfta “tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri” emtiaları açısından tescili için başvuruda bulunduğunu, başvurunun —– tarafından dava konusu marka nedeniyle reddedildiğini, “Tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri” ne ilişkin faaliyetlerin Sağlık Bakanlığından alınacak özel izne tabi olduğunu, bu bakımdan davalının Buhara markası ile —–sınıfta faaliyette bulunmadığını, internet sitesi kayıtları, “tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri” alanında faaliyette bulunabilmesinin özel izne tabi olması karşısında davalının —–markasını kullanmadığını belirterek, SMK’nun 9 ve 26. maddeleri uyarınca markanın iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Müvekkillerinin ———–ortaklarının aynı olan —– olduğunu, —— şirketinin hem İstanbul, hem de ——- bölgesinde sağlık, otelcilik sektörlerinde faaliyet gösterdiğini, —— şirketinin ise —— ilçesinde otelcilik, termal hizmetler faaliyetlerinde yatırımları olduğunu, ——– bünyesinde uluslararası hastane bulundurmakta olup, faaliyetlerinin ———-çapında olduğu, davacıya ait hastanenin ise—–ile sınırlı olduğunu bildiklerini, müvekkiline ait ———-markası için —— Sağlık arasında —– tarihli lisans sözleşmesinin akedildiğini, lisans sözleşmesine istinaden, ——-ibareli markanın müvekkili —— Şirketi ile ortakları aynı olan —– Şirketine ait —– bulunan —–Termal işletmesinde ve ticaret evraklarında kullanıldığını,——– işletmesi bünyesinde güzellik, bakım ve sağlık hizmetleri barındırdığını, ———-markasının lisans sözleşmesi kapsamında —-sınıfta —— Sağlık tarafından ———- alan adı alarak ve ——– işletmesinde ciddi bir biçimde kullanıldığını, müvekkili ———–sağlık ve otelcilik sektöründe yatırımlara istinaden sahibi olduğu——-markasının yayıncılık ile ilgili olmayan diğer sınıflarda devrine ilişkin protokol akdedildiğini, protokol uyarınca müvekkile ait markanın hakkı sağlık ve otelcilik sektöründe faaliyet gösteren ————— devredileceğini, 6769 sayılı kanunun 192.maddesi uyarınca markanın iptaline ilişkin 26.maddesi hükmünün henüz yürürlüğe girmediğinden ve marka hakkının kullanılmasına ilişkin 5 yıllık sürenin Anayasa Mahkemesinin kararları uyarınca geçmişe etkili olmayacağından, davanın reddine, ————– numaralı markanın lisans sözleşmesi kapsamında kullanılıyor olması nedeniyle 6769 sayılı kanunun 9 ve 26.maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; davalının davaya konu ———- sayılı —— markasını tescilli olduğu sınıflarda kullanılmadığı iddiasıyla açılan, marka iptali davasıdır.
Davalıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —- numaralı —– markasının ————. sınıflarda —— tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu markanın kullanıldığını ispat yükü davalı tarafta olduğundan, —— tarihli duruşmada davalı vekiline——- yılları arasındaki marka kullanımına ilişkin ticari defter ve belgelerini dosyaya sunması, yerinde inceleme yapılmasını talep edecekse buna ilişkin dilekçe sunması, bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verildiği, aksi takdirde bu deliller dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, davalının buna rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı, ticari defter ve belgelerini sunmadığı, yerinde inceleme yapılmasını da talep etmediği görülmekle, bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Her ne kadar davalı vekili delillerini sunmak için ıslah talebinde bulunacağını beyan etmişse de, kesin süre içinde sunulmayan delillerin ıslah yoluyla sunulması mümkün olmadığından talebi kabul edilmemiştir.
Davalı taraf ———- markasını ————- aracılığıyla kullanıldığını iddia etmişse de, dosyaya bu şirketin taraf olduğu —— tarihli bir ana yüklenici sözleşmesi örneği sunduğu, sözleşmenin Noter onaylı olmadığı, hangi tarihte düzenlendiğinin kesin olarak tespit edilemeyeceği, ayrıca sunulan ——– isimli tesise ait bir kısım görsellerin de hangi tarihte ve nereden alındıklarının da tespit edilemediği, kaldı ki bu sözleşme ve görsellerin davalıya ait markanın davalı tarafından tescilli oldukları sınıflarda etkin bir şekilde kullanıldığını ispatlamaya yeterli olamayacağı anlaşılmıştır.
SMK’nun 9/1. maddesinde, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmadan tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi halinde iptaline karar verilebileceği, 26. maddede ise 9. maddenin birinci fıkrasında belirtilen hallerin mevcut olması halinde markanın kurum tarafından iptaline karar verileceği, 192. maddede ise 26. maddenin kanunun yayımı tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. SMK’nun 26. maddesinin yürürlüğe girene kadar iptal kararı mahkemelerce verilebilecektir.
6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girdiği —— tarihinden önce kullanmama nedeniyle markanın iptalini düzenleyen 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, iptal kararı—— tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmış, arada kalan 4 gün için yasal boşluk oluşmuştur. Ancak arada kalan dönem hariç, 6 Ocak 2017 tarihine kadar bir yasal düzenleme eksikliği bulunmamaktadır. Mülga 556 sayılı KHK’nın kullanmama nedeniyle marka iptali yaptırımına ilişkin 14.maddesi 6 Ocak 2017 tarihine kadar yürürlükte olup, dava konusu marka sahibi de markasını tescil ettirdiği tarihten, 6 Ocak 2017 tarihine kadar markayı kullanmamasının iptal yaptırımını gerektirdiğini ve markasını tescilli olduğu mal veya hizmetlerde ciddi biçimde kullanmadığı takdirde mahkemece iptal edilebileceğini bilmektedir.
6769 sayılı SMK’nın 9., 26. ve geçici 4.madde ile Mülga 556 sayılı KHK’nın iptal yaptırımını düzenleyen 14.maddesinin yerine aynı yasal yaptırım tekrar getirilmiş olup, önceden bilinmeyen, öngörülemeyen ve geçmişe dönük olarak mülkiyet hakkını kısıtlayan bir durum söz konusu değildir.
Öte yandan kullanılmayan markaların iptal edileceğine dair yasal düzenlemelerin amacı, kullanılmayan ve atıl durumda bulunan markaların, gereksiz yere marka tescilini işgal etmelerinin önüne geçmektir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi de, önceki düzenlemenin yasa ile yapılması gerekirken Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmasına ilişkindir. Dolayısıyla SMK’nun yürürlüğünden sonra açılan kullanmama nedeniyle iptal davalarında, ——-tarihindeki 4 günlük yasa boşluk süresi, yasal 5 yıllık süreye eklenerek ve böylece bu gibi davalarda marka iptal için gerekli en az kullanmama süresi 5 yıl 4 gün kabul edilerek, buna göre değerlendirme yapılması gereklidir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davaya konu olan —— numaralı ———- markasını tescilli olduğu mal ve hizmetler için tescil tarihinden dava tarihine kadar kullanıldığının davalı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle———– markası için SMK’nun 9/1. maddesindeki iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davanın kabulüne ve davalının ——- numaralı ———– markasının iptaline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
Davalıya ait —— numaralı ———- markasının SMK’nun 9 ve 26. maddeleri uyarınca İPTALİNE,
2- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 178,65 TL . tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 246,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/03/2019