Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/611 E. 2019/323 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/611 Esas
KARAR NO: 2019/323
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili davacının—— markasının —- tarihinden,— numaralı – markasının — tarihinden, – numaralı – markasının — tarihinden, — numaralı — markasının— tarihinden geçerli olmak üzere tescilli olduğunu, ayrıca — markasının — numarası ile — tarihinde, —- markasının — numarası ile — tarihinde — çerçevesinde, — markasının — numarası ile — nezdinde — tarihinde,—– markasının —- nezdinde —numarası ile — tarihinden beri tescilli olduklarını, satış ve pazaralamayı diğer aile firması olan —– aracılığıyla yaptıklarını, davacının markasının tanınmış marka olduğunu, davalının davacı şirketle aynı alanda faaliyet gösterdiği, – numaralı— markasını — tarihinde tecsil ettirdiğini, davalıya —Noterliği’n- tarihli ve — numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, buna rağmen işlem yapmadıklarını, davalının markasının davacının markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, davacının markasının tescilli olduğu sınıflar haricinde de korunduğunu belirterek, davalıya ait — numaralı —- markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, bu talep kabul edilmediği takdirde davalının tescilli — markasındaki —- ibaresinin marka kapsamından çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı cevap dilekçesinde özetle; hükümsüzlüğü istenen — sayılı—- ibareli markanın TPMK tarafından -aylık bir inceleme neticesinde tescil edildiğini, – kelimeden oluşan markada bir kelimenin bir ya da birkaç marka ile ortak ya da benzer olmasının muhtemel sayılması gerektiğini, ortak sözcük olan —ibaresinin —sayılı markada ön plana çıkan ve vurgulanan bir pozisyonda bulunmadığını, – ibaresinin daha çok ürünün fiziksel durumunu niteleyen —- anlamında kullandığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı, adına tescilli —-ibareli markanın, davacının —– ibareli markası ile iltibas oluşturduğu iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya —- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; — numaralı — ibareli markanın — tarihinde -.sınıfta davalı şirket adına, – numaralı — ibareli markanın – tarihinde –.sınıflarda davacı adına, – numaralı-ibareli markanın – tarihinde -sınıflarda davacı adına, – numaralı— ibareli markanın -.sınıfta —- tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı ve mali müşavir bilirkişiler tarafından düzenlenen — havale tarihli raporda; davacı defter ve belgelerine göre dava konusu —- ibaresinin yer aldığı faturaların yoğun olduğu, iş bu faturalar ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda davacının dava dışı firmalar adına tanzim ettiği — adet fatura içeriğinde – adet – ibaresinin geçtiği ürünlerin — TL bedel ile satışının gerçekleştirildiği, davacının satış adet ve tutarlarının yıllar geçtikçe artış gösterdiği, davacının dava konusu — markasının yoğun olarak kullandığı, davacının davanın açıldığı tarih itibariyle – yıllık geçmişi bulunan —- ibareli markalarının -.sınıftaki kozmetik ürünler içinde özel bir kategori oluşturan —-bıyık bakım ürünleri” alanında, yurt içinin yanı sıra yurt dışı pazarlarına açılmış ve sürekli büyüyen bir marka olarak ilgili sektörde ve hedef müşteri kitlesinde belirli bir bilinirliği bulunabileceği, davacının — markaları ile davalının —- numaralı markasının aynı sınıfta, aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer mallar için tescilli bulunduğu, ortalama Türk tüketicileri içinde davacının —- markalı ürünlerini görmüş, duymuş, kullanmış, bilen kişilerin davalının — sayılı markasını davacının — ibareli markalarından biriymiş zannetmesi, — sayılı markayı taşıyan ürünün ayrı bir firma tarafından imal edildiğini anlasa dahi bu firmayı davacı ile organik veya ticari olarak bağlantılı ya da işbirliği içinde sanması, davacının — markalı ürünlerine duyduğu beğeni nedeniyle onlarla ilişkilendirdiği — sayılı markayı taşıyan ürüne itibar etmesi ihtimali bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25/1. Maddesinin yaptığı yollama ile 6/1 maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa bu durum hükümsüzlük nedeni olarak sayılmıştır.
Karıştırılma — tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma —ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının —- sözcüğünün içinde yer aldığı ve davalının markasından daha önce tescil edilmiş olan markalarının, —- alanında belli bir bilinirliği olduğu, davalının markasının ” ağartma amaçlı maddeler, deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri, parfümeri, kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil), sabunlar, diş bakım ürünleri, diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları, aşındırıci ürünler, zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar, deri vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri, cilalar, bakı kremleri, cilalama amaçlı vaks” sınıflarda tescilli olduğu, davacıya ait — numaralı—- numaralı— markalarının da davalının markasının tescilli olduğu “diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları” dışındaki aynı mal ve hizmetleri için tescilli oldukları, davacının markalarında yer almayan “diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları” emtialarının kişisel bakım ürünleri ile ilişkili ve benzer oldukları, bu nedenle tarafların markalarının aynı ve benzer mal ve hizmetler için tescilli oldukları, davalının markasında yer alan —- ibaresinin davacının markalarının esas unsuru ile aynı olduğu, davalının markasında yer alan diğer sözcüklerin davacının markaları ile benzerliği kaldırmak için yeterli olmadığı, tarafların markalarının ortalama tüketiciye hitap eden ürünler için tescilli olmaları nedeniyle —- ibaresini gören tüketicinin davalının markasını da davacının markaları ile ilişkilendirebileceği, bu nedenle davalının markasıyla ilgili hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalıya ait —-numaralı —- markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 62,80 TL harç, 239,70 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.302,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2019