Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/60 E. 2020/247 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/60 Esas
KARAR NO : 2020/247

DAVA : Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/03/2017
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili şirketin —- endüstrisinin en köklü şirketlerinden olduğunu,— itibaren bu sektörde müşterilerine hizmet verdiğini, ülkemizde —- değerinin belli bir tanınırlığa ulaşmış olduğunu, —- tescilli birçok tanınmış markası bulunduğunu, bu tanınırlığın sonucu olarak davacıya ait markaların ihlale uğradığını, markaların tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin—üzerinden yürütülmesine paralel olarak, marka hakkının ihlal faaliyetlerinin de — üzerinden sıklıkla yapıldığını, bunun —- sitelerinde yanıltıcı yönlendirici – kullanıldığını, meşru bir vasıta olmaksızın bunların kullanımının kabul edileceği üzere karıştırılma ihtimali de yaratacağı için hukuka aykırılık oluşturduğunu, hedef kitleye dahil insanların işletmeler arasında herhangi bir sebeple idari-ekonomik bir ilişki olduğunu zannetmelerine ve karıştırılma ihtimali oluşturduğunu, davalı şirkete ait birçok— sitesinde davacı şirketin —- kullanılarak marka hakkının ihlal edildiğini—– kullanıldığının arşiv kayıtlarından tespit edildiğini, davalıya —– kullanıldığının tespit edildiğini, davalıya————sözcüklerinin kısa zaman önce kullanılmış olduğunu,—- rapor imza tarihi itibariyle halen kullanıcılara sonuç olarak sunduğunun tespit edildiğini, davalıya——- tarihinde yapılan kataloglamada “——sayfasının ziyaret edildiğini, rapor imza tarihi itibariyle sayfanın kapalı olduğunun görüldüğünü, ——” sözcüklerinin kullanıldığının görüldüğünü, davalının — sitelerinde kullanıldığı taraflarınca erişim hakkı— hesabındaki raporların incelenerek —sözcüklerinin kullanım istatistiklerinin tespit edilebileceğini, taraflarınca yapılan bu tespitin ardından uzman bir kuruluştan dosyaya sunmak üzere söz konusu marka ihlaline ilişkin — bağımsız bir şirketten alınan raporda da açıkça görüleceği üzere, fiili ve sistemli bir şekilde davacıya ait markanın davalı yana ait — sitelerinde sürekli olarak kullanıldığını, bu kullanımın bir defaya mahsus olmadığını ve bunun başka şirketlere karşı da— işlendiğini, bu haliyle haksız kazanç elde edildiğinin belirtildiğini, tüm bu açıklamaların ve mütecaviz şirketin, davacı şirket ile aynı sektörde yer aldığı da göz önüne alındığında, davalının müvekkili şirketin tanınırlığından faydalanma ve davacı şirketin müşteri kitlesini ayartma amacı güttüğünün açıkça anlaşıldığını, tüm bu faaliyetlerin etik dışı olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranmayan davalı şirketin ihlal faaliyetlerinin aynı zamanda TTK uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu, marka hakkına tecavüzün men’i ve refi ile tecavüz sebebiyle oluşan maddi ve manevi zararın karşılanması için yargı yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğu belirtilerek, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından yapılan davacının markadan doğan haklarına yönelik tecavüzün tespitini, ref’i ve devam edenler yönünden men’ini, tecavüz sebebiyle oluşan şimdilik 10.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesini, davalı aleyhine verilen kararın masrafının davalıdan karşılanarak—– ilanına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının iddialarının asılsız olduğunu,——–sözcüklerinin kullanıldığının tespit edildiği iddialarının tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın bu iddiasını uzman bir kuruluş olduğunu——— Müdürlüğü’ne kayıtlı, kar amacı güden bir şirket olduğunu, resmi hiçbir hüviyeti olmayan bir şirketten para karşılığı alınmış olan raporun işbu davada delil olarak sunulmasına itiraz ettiklerini, Mahkemece tayin edilecek uzman bilirkişiler aracılığıyla davalı şirkete ait internet siteleri üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, böyle bir inceleme yapıldığında davacının iddia ettiği kelimelerin davalı şirkete ait internet sitelerinde —- sözcüklerinin —–sözcük olarak kullanıldığını iddia ettiği diğer iki internet sitesinin davalı şirketle doğrudan hiçbir bağlantısı bulunmadığını, bu internet sitelerinin davalı şirkete ait olmadığı gibi davalı şirket tarafından da işletilmediğini, davalı şirketin danışmanları nezdinde yaptığı araştırmada söz konusu internet sitelerinin kendi danışmanlarına ait olduğunu tespit ettiğini, ne var ki, bu internet siteleri yukarıda da belirtildiği gibi, davalı şirket tarafından işletilmediğinden kontrol edilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin halen yaklaşık 350.000 danışmanı bulunduğunu, —-ifadesinin, davalı şirkete ait ürünleri kendi nam ve hesabına satan kişiler için davalının kullandığı bir tabir olduğunu, doğrudan satış sektöründe ticari faaliyet gösteren davalının bu anlamda —— rakibi konumunda ve sektöründe tanınmış ———markasını kullanmakta olduğunu, davalının kurulduğu 2010 yılından itibaren hızlı bir büyüme göstermiş olduğunu, bu durumun rakibi konumunda olan şirketleri tedirgin ettiğini, davalının rakibi konumunda olan şirketleri taklit etmediğini, bilakis rakip firmaların davalıyı izlemekte ve taklit etmekte olduğunu, davalının haksız rekabet iddiasıyla —– yapmış olduğu şikayet üzerine — nolu dosyadan yapılan soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda,—firması tarafından çıkarılan katalogda davalı şirkete ait ürünlerin taklit edildiğinin tespit edilmiş olduğunu, raporda sonuç olarak — firmasının haksız rekabet yarattığı sonucuna varıldığını, davacı tarafın kendisi hakkında yapılmış olan bu şikayetten sonra davalı şirkete karşı adeta öç alma saikiyle hareket ettiğini ve asılsız iddialarını gündeme getirmiş olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın tümü ile reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, marka hakkına tecavüzün ref’i, men’i ve bu tecavüz sebebiyle oluşan maddi ve manevi zararın talebi istemli marka davasıdır.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; ———– sınıflarda tescilli oldukları,—- sınıflarda dava açıldıktan sonra davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davalının davacı hakkında haksız rekabette bulunduğu iddiasıyla yaptığı şikayet nedeniyle İstanbul C. Başsavcılığı tarafından açılan —sayılı soruşturma sonucunda, İstanbul —. Asliye Ceza Mahkemesi’nin — Esas sayılı davasının açıldığı, şikayet yokluğu nedeniyle davanın düşmesine karar verildiği tespit edilmiştir.
Davacı vekili 23/11/2017 tarihli duruşmada maddi tazminatın lisans bedeli üzerinden hesaplanmasını talep ettiklerini bildirmiştir.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra, dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ——- tarihli heyet raporunda özetle; davaya konu —- —- olarak bir– olmadığından bu sitenin incelendiğini)—– yapan firma—- olduğunu, ——-tarihine kadar kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, alanı adı kaydının——-yapıldığını ve — barındırıldığı yerin ———tespit edildiğini————- olduğunu,————– firmasından yapıldığını ve internet sitesinin barındırıldığı yerin ——olduğunun tespit edildiğini, ———————- tarihine kadar kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, alanı adı kaydının hangi firmadan yapıldığının bilgisinin bulunmadığını, internet sitesinin barındırıldığı —–olduğunun tespit edildiğini, ——- kullanılarak yapılan incelemede; alan adı kimlik bilgileri gizli olduğundan kimlik bilgilerinin incelenemediğini, sadece alan——- incelemesinde; internet sayfası kapalı olduğundan sayfa bilgilerinin incelenemediğini, —– tarihleri arasında toplam 586 defa arşiv kaydının tutulmuş olduğunun tespit edildiğini, 2010 yılı arşiv kaydı incelemesinde ; 2010 yılına ait arşiv görüntüleri aynı olduğundan sadece 10/10/2010 yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini,—— yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini,——yılına— incelendiğinde; 2012 yılına ait arşiv görüntüleri aynı olduğundan sadece 02/05/2012 yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini, —- yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini, incelenen——-yılına ait arşiv kaydı incelemesinde ; 2014 yılına ait arşiv görüntüleri aynı olduğundan sadece——– kelimelerinin kullanılmadığının tespit edildiğini, 2015 yılına ait arşiv kaydı incelemesinde; 28/02/2015 yılından sonraki arşiv görüntüleri aynı olduğundan sadece 16/11/2015 yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini, —-kullanıldığının tespit edildiğini, — kelimelerinin kullanılmadığının tespit edildiğini,—— kelimelerinin kullanıldığının tespit edildiğini, 2017 yılına ait arşiv kaydı incelemesinde; 2017 yılına ait arşiv görüntüleri aynı olduğundan sadece 25/02/2017 yılına ait — rapora eklendiğini, incelenen ———– kelimelerinin kullanılmadığının tespit edildiğini,——– kayıtlarının incelenmesinde; ————– internet sitesinin——- sitesine ait — kaydının tutmadığının tespit edildiğini, —- alan adlı internet sitesinin—tarihleri arasında toplam 2 defa arşiv kaydının tutulmuş olduğunun tespit edildiğini, 2013 yılına ait arşiv kaydı incelemesinde;– yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini, incelenen arşiv kaydını——kelimelerinin kullanılmadığının tespit edildiğini, 2016 yılına ait arşiv kaydı incelemesinde; 27/07/2016 yılına ait ekran görüntüsünün rapora eklendiğini, incelenen arşiv —- kelimelerinin kullanıldığının tespit edildiğini, — adlı internet sitesinin arşiv kayıtlarının incelenmesinde;— tarihleri arasında toplam 23 defa arşiv kaydının tutulmuş olduğunun görüldüğünü, 2016 yılına kadar olan arşiv kayıtlarında sayfa içeriklerinin arşiv kayıtlarının yer almadığının tespit edildiğini, 2016 yılına ait arşiv kaydı incelemesinde; 2016 yılına ait arşiv görüntüleri aynı olduğundan sadece —– yılına ait arşiv kaydı incelemesinde; 2017 yılına ait arşiv kaydı tutulmadığının tespit edildiğini, 2018 yılı arşiv kaydı incelemesinde; sadece 10/01/2018 yılına ait arşiv kaydının yer aldığını, —— kelimelerinin kullanılmadığının tespit edildiğini,— internet sitesi kullanılarak yapılan incelemede;— internet sitesi üzerinden yapılan incelemede— — kelimelerinin kullanıldığının tespit edildiğini, —- —— kaydında davacı adına ——- markalarının —-adının içeriğinde —-” ibaresinin —— kelimelerde geçtiğini, davalının davacıya ait markasını — yönlendirme amacıyla kullanmasının SMK m7(3/d) gereği marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olduğuna, maddi ve manevi tazminat bakımından hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğunu belirtmişlerdir.
Davacı tarafça lisans bedeline göre tazminat hesaplanması talep edildiğinden, mahkememizce her iki tarafa da tecavüzün söz konusu olduğu döneme ait ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için Mahkememize sunmaları konusunda kesin süre verilmesine rağmen, davalı tarafça kesin süre içinde hiç bir defter ve belge sunulmadığı gibi, ticari kayıtlarının yerinde incelenmesine dair talepte de bulunmamışlardır.——- bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının tazminat talebini lisans bedeli üzerinden talep ettiğini, dosya kapsamındaki vesaiklere göre davacının lisans bedeli üzerinden tazminat talebinin hesaplanmasının mümkün olmadığını, lisans bedellerinin gelir tablosu verilerine oranlanmasına kanaat getirlmesi halinde; dosya kapsamında sunulan gelir tablolarına göre; 2015-2016-2017 yılı net satış ortalamasının 68.879.448,46 TL olduğunu, aynı yıllarda ki brüt satış karı ortalamasının 12.004.476,65 TL olduğunu, faaliyet karının (2017 yılı zarar) ortalamasının ise 944.514,81 TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Tarafların rapora karşı itiraz ve beyan dilekçesi sunmaları üzerine; aynı bilirkişi heyetinden itirazların değerlendirilmesi için ek rapora istenilmiş, bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu 10/07/2019 tarihli ek raporda özetle; davalının hitap ettiği —- davacının hitap ettiği— ile aynı olduğunu, iki tarafında — olduğunun tespit edildiğini, —etiketleri bakımından davalının internet sitesini de aynı— yaptığını, bu —- kelimeleri ile arama yapıldığında, davalının– sitesinin arama sonuçlarında çıkabileceğinin tespit edildiğini, kök raporun 4.2. —” kelimelerini kullanarak — sağladığının tespit edildiğini, davacının dosyaya sunulu olan bilanço ve gelir tablolarına göre cirosu üzerinden yapılan lisans bedeli hesaplamaları sonucunda;——şeklinde hesaplandığını, davacının aynı dönemlerde ki kar zarar durumu ile ilgili değerlendirme ve hukuki takdirin Mahkemeye ait olduğunu, diğer bir ifade ile belirlenen lisans bedellerinin yüksek olmasının hakkaniyet çerçevesinde değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkememiz dosyasına davacı tarafça sunulan ve —– tarafından önbelleğe alınmış sonuçlarına ulaşıldığını——- bu sayfaları rapor imza tarihi itibariyle halen sonuç olarak kullanıcılara sunduğunun tespit edildiğini, daha eski kayıtlara ulaşmak için — incelendiğini,—-” kelimelerinin kullanıldığını, —tespit edildiğini, bu iki tarih arasındaki diğer bazı kayıtlarda ilgili internet sitesinin ana sayfasının — içinde bulunan —— kayıtlarının güncellemeler sonrasında kullanılmaya devam edildiğinin tespit edilmiş olduğunu, — sitelerinde yapılan incelemelerde;——.—- kodunun ziyaretçi bilgilerini toplamak için yerleştirildiğini ve veri topladığının tespit edildiğini,– tarihinde yapılan—– kelimelerinin kullanıldığının tespit edildiğini, ——- tarafından gönderilen—- olduğu —– tarihi——- tarafından önbellek sonuçlarına ulaşıldığını, “—————- kelimelerini kullanıldığının tespit etmiş olduğunu,—— —- sayfasının ziyaret edilmiş olduğunu, rapor imza tarihi itibariyle katalogdan—- — sayfasının kısa bir süre önce açık ve — — sayfayı rapor imza tarihi itibariyle halen sonuç olarak kullanıcılara sunduğunun tespit edilmiş olduğunu, “— edilmiş— kullanıldığı, yapılan inceleme ve tespitlerde başka firmalara ait olduğu düşünülen——– kelimelerinin kullanım istatiklerine ulaşılabileceğinin tespit edildiğini belirttiği görülmüştür.
Davacı vekili, —— tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talepleri aynı kalmak kaydıyla, maddi tazminat taleplerini 1.000.000,00 (bir milyon) TL olarak artırdıklarını, bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesi markaya tecavüz hallerini düzenlemiş olup, markanın sahibinin izni olmaksızın 7. maddede belirtilen şekildeki kullanımlarının markaya tecavüz olduğu belirtilmiş, yapılan bu atıfla, SMK’nun 7/3-d maddesine göre, markayı kullanan kişinin, markanın kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla markanın aynısının veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı,— biçimlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacıya ait marka tescil kayıtları, alınan bilirkişi raporları, bu raporlarla benzer tespitlerin yer aldığı uzman görüşü ve tüm dosya kapsamı ile, davalıya —–” ibareleri — kelime olarak kullanıldığı, —– alan adlı —- ibaresinin —kelime olarak kullanıldığının tespit edildiği, davalıya ait bu— unsurlu markaların tescilli —– ürünlerinin satış ve pazarlaması için kullanıldığı, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde oldukları kanaatine varılmıştır.
Marka haklarına tecavüz edilen davacının SMK’nun 149. maddesi uyarınca bu tecavüzün tespitini, önlenmesini ve ref’ini talep etme hakkı mevcut olduğu gibi maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı da mevcut olup, davacı tarafça SMK’nun 151/2-c maddesine göre lisans bedeli üzerinden maddi tazminat talep edilmiştir. Lisans bedeli hesaplanırken, sadece marka hakkı sahibinin cirosu, elde ettiği kazancın değil, davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarı da nazara alınarak davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun bir bedelin belirlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla, somut olayın özelliklerine, davalının cirosuna, üretim ve satış kapasitesine, elde ettiği gelire göre ödemesi gerekli, hakkaniyete ve menfaatler dengesine uygun, makul bir miktarın lisans bedeli olarak tespiti ile hüküm altına alınması gerekir. Mahkememizce bu nedenle davalı tarafın da ticari kayıtları incelenmek istenilmiş ve HMK’nun 220/3. maddesi uyarınca davalıya tüm ticari kayıtlarını sunması için kesin süre verilmiştir. Davacının talep ettiği maddi tazminatın hesaplanması için incelenmesi zorunlu olan ve davalı tarafın elinde bulunan ticari defter ve kayıtların mahkemeye sunulması için verilen kesin süreye rağmen bu kayıtlar dosyaya sunulmadığından bilirkişi tarafından yalnızca davacıya ait ticari kayıtlar incelenerek cirosu tespit edilebilmiştir. HMK’nun 220/3. maddesine göre; elindeki belgeleri sunmasına karar verilen taraf, kendisine verilen kesin sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkemenin duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir. Davalı tarafın cirosu ve ticari hacmi tespit edilemediğinden, lisans bedeline göre maddi tazminat kesin olarak hesaplanamamış, bu nedenle Mahkememizce TBK’nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca maddi tazminat tutarının tespit edilmesi gerekmiştir.
Bilirkişi raporlarında, davalının davacıya ait markaları ———- kelime olarak kullanmasına bağlı olarak gerçekleşen satış miktarı tespit edilememiştir. Ticari kayıtlar üzerinde inceleme yapılamadığından davalının internet üzerindeki satışlarda sağladığı cirosunun da tespit edilememesi nedeniyle,— bedelinin tespitinde yalnızca davacının cirosuna göre yapılan hesaplamanın baz alınamayacağı, davalının satışlarının tümünün— gerçekleşmemiş olması, davacının uzun süreden beri bu alanda faaliyet gösteren bir şirket olması nedeniyle kendi markasının bilinirliği ve kendi çabalarıyla da bir kısım satışlarının gerçekleşmiş olma ihtimalinin mevcut olduğu ve özellikle satışların ne kadarının internet üzerinden yapıldığının veya davacı markasının satışlara etkisi kesin olarak belirlenemediğinden, davacının — bilinen bir marka olduğu gerçeği ve davacının tespit edilen cirosu da göz önünde bulundurularak davalının kusur derecesi, davacıya ait markanın birden çok — sitesinde uzun süre kullanılmış olması, davacının markasının bilinirliğinin yüksk oluşu dikkate alınarak, TBK’nun 50 ve 51. maddeleri gereğince takdiren 300.000,00 TL maddi tazminatın olaya uygun olacağı, talep edilen 15.000,00 TL manevi tazminatın da, davalının kusurunun derecesi, davacı markasının kullanıldığı süre, davacının markasının bilinirliği, davacı şirketin ticaret hacmi dikkate alındığında hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının —– ibaresini ve — ibaresini —- kelimesi olarak kullanmak suretiyle davacının marka haklarına TECAVÜZ ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Davalının marka hakkına tecavüz eylemlerinin MEN’İNE VE REF’İNE,
300.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 700.000,00 TL maddi tazminat talebinin REDDİNE,
Kararın kesinleşmesinden sonra hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle— ——– — bir kez ilanına,
Alınması gereken 21.517,65 TL harçtan peşin alınan 16.938,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.579,25 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i davası üzerinden —gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden —— gereğince takdir olunan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden ———gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden — gereğince takdir olunan 52.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 16.938,40 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 16.969,80 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 362,45 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.162,45 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%76) 3.163,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%24) 999,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.