Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/596 E. 2020/207 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/596 Esas
KARAR NO : 2020/207

DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/11/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin —— numaralı ——- sahip olduğunu, belgelerdeki tasarımların korunma hakkına sahip olduğunu, haricen yapılan araştırmada müvekkiline ait ürünlerin birden çok adreste bulunan üretim atölyelerinde üretildiğini, müvekkilinin ticari itibar ve tanınmışlığından yararlanıldığını tespit ettiklerini, bu doğrultuda davalı aleyhine İstanbul —. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin—— dosyası kapsamında delil tespiti yapıldığını, davalı tarafından müvekkiline ait ———– numaralı tasarımlar ile benzer nitelikteki ürünlerin üretildiğinin ve satıldığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin ticari itibarının zedelendiğini, müşteri portföyünün azaldığını, ekonomik zarara uğradığını, ilgili yargılama kapsamında da çeşitli harcamalar yapıldığını belirterek, 1.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 4.000,00 TL tazminatın (oluşan zararın tespitinin yargılama gerektirmesi nedeniyle maddi tazminat için belirsiz alacak davası olarak) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tasarım hakkına tecavüz oluşturan ürünlere el konularak mülkiyetinin davacıya tanınmasına, kararın masrafı davalıdan alınmak üzere ilgililere tebliğine ve gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkiline ait adresin koltuk üretim yeri olmadığını, koltuk döşeme ve tamir atölyesi olduğunu, koltuk üretiminin mümkün olmadığını, adreste tespit edilen tekli koltuğun müvekkili tarafından numune olarak hazırlandığını, ürünün—— ait bir ürün olduğunu, numune olarak üretildiğini, ancak piyasaya satışının yapılmadığını, ——— sayfasında ürün resminin paylaşılma tarihinin 25/03/2015 olduğunu, söz konusu ürünün piyasada çok rastlanılan bir ürün olduğunu, tespit esnasında adreste bulunan kanepeyi müvekkilinin üretmediğini, söz konusu koltuk takımının dava dışı ——- yapılmak üzere alındığını, müvekkilince tamiratlar yapılarak ürünlerin iade edildiğini, davanın —– gerektiğini belirterek, davanın reddine, davanın ürünü tamir için gönderen— —– ihbar edilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait endüstriyel tasarım tescil belgelerinin koruma kapsamında kalan ürünün davalı tarafça izinsiz olarak üretilip satışa sunulduğu iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı vekilinin talebi doğrultusunda dava—————-ihbar edilmiş, davayla ilgili beyanda bulunmamışlardır.
Dosyaya —— getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı ———- nolu çoklu——- belgesindeki tasarımlar———sınıfında, tescilli tasarımlar olduğu, başvuru ve tescil tarihinin———- ait ——— nolu çoklu — belgesindeki tasarımlar —–, tescilli tasarımlar olduğu, başvuru ve tescil tarihinin —— İş sayılı dosyasından alınan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; tespit isteyen tarafa adına tescilli —— numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, tespit isteyen taraf adına tescilli ————– tasarım ile aleyhinde tespit istenen tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarına dair görüş bildirilmiştir.
Davacı vekiline maddi tazminatın hangi usule göre hesaplanmasını talep ettiklerini açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili 25/10/2018 tarihli dilekçesi ile SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca, davalının tecavüzü olmasaydı, davalının elde edebileceği muhtemel gelire göre tazminat hesaplanmasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden tarafların delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,——— tarihli bilirkişi raporunda özetle; karşılaştırılan tasarımların kanepe tasarımları olduğu, her iki tasarımın da— tanımlanan ürün grubundan olduğu, her iki tasarımda da koltuğun———- —– ve üzeri —— uygulamalı, koltuğun —– üstü yana — ve üzerinin —–uygulama olduğu, her iki tasarımda da —— konumda benzer detay uygulamalar ile ahşap uygulamanın yer aldığı, her iki tasarımda da bazanın aynı — konumda, üzerinde yine benzer detay uygulamalar ile ——- işlenerek oluşturulmuş durumda olduğu, davalının ürününde— üstü oturma ———- edilmemiş olduğu, davacıya ait——— numaralı tasarım ile davalının iş yerinde tespit edilen ——— tasarımları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıkların bulunmadığı, tüm tasarım öğelerinin konumlarının, ebatının birbirlerine göre olan ebat ve oranlarının aynı oldukları, birbirleri iel aynı olma derecesinde benzer oldukları, davalının iş yerindeki koltuk tasarımının da klasik tekli koltuk olduğu, davacıya ait—-numaralı tasarım ile karşılaştırıldığında, her iki tasarımda da ——– bölünmüş olduğu, her iki tasarımda da ——– yüzünde benzer detay uygulamalar ile aynı form ve ebatlarda ahşap işlemenin yer aldığı, her iki tasarımda da ——–olduğu, her iki tasarımda da ürünün—– benzer detay uygulamaları ile aynı formda olduğu, her iki tasarımda da ürünün ön ayaklarının aynı form ve ebatta, üzerinde—— nolu tasarım ile davalı …’in iş yerinde tespit edilen ——olma derecesinde benzer olduklarını, davalı …’in yasal defterleri üzerinde yapılan incelemede dava dosyasında belirtilen —- tutarına —- yaptığının tespit edildiğini, fakat bu koltuklarının ne kadarının dava ile ilgili ürün olduğunun tespit edilemediğini, davalının net satışları üzerinden yapılan hesaplamada %26,72 oranında brüt satış karı elde etmiş olduğunu, bu hesaplama ile yapmış olduğu 123.050,00 TL tutarlı koltuk satışlarından 32.878,96 TL brüt satış karı elde edilebileceğini, ancak davalının satışını yaptığı diğer ürünlerden elde etmiş olduğu brüt kar marjı oranı tespit edilemediğinden bu şekilde yapılan hesaplama ile koltuk satışları için elde edilen brüt karının doğru bir şekilde hesaplanmasının mümkün olmadığını, Mahkemece aynı olma derecesinde benzer oldukları, markaya tecavüzün var olduğu kabul edilse bile davalının sırf davacının markasını kullanması sebebiyle elde ettiği muhtemel kazancı belirlemenin mümkün olmadığını, davacının davalı defterlerine dayandığına göre, davalı karının tamamının haksız rekabet nedeniyle elde edildiğini kanıtlaması gerektiğini, dava konusu olan ürünlerin bire bir tespit edilmesi için karlılık oranlarının ürün bazında bilinmesi gerektiğini, 556 sayılı KHK’nın 66/2-a maddesine uygun olarak Sınai Mülkiyet hakkına tecavüz edenin, rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceğinin muhtemel gelire göre tazminatın belirlenmesi, bunun mümkün olmaması halinde 6098 sayılı TBK’nın 50.maddesine göre hakkaniyete uygun bir maddi tazminat belirlenmesi yoluna gidilmesi gerektiğini, bu konuda takdir hakkının mahkemede olduğunu beyan etmişlerdir.
Bu rapora itiraz edilmesi üzerine, Serbest Muhasebeci bilirkişi ——- ek rapor istenilmiş, hazırladığı —- tarihli ek raporunda özetle; davacının muhasebe kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, dava tarihleri ile dava öncesi ve sonrası dönem bazında yapılan satışlarına bakıldığında, davanın açıldığı dönem olan— satışlarının bir önceki dönem olan — satışlarında Temmuz dönemine göre %18,15 azalma olduğunu, Eylül ayında yapılan satışların Temmuz ayına göre azalış tutarının (893.971,94 TL-731.725,49 TL)=162.246,45 TL olduğunu, firmanın ———-beyannamesinin incelenmesi sonucu ortalama brüt karlılık oranının %48 olarak gerçekleştiğini, bu durumda ——– azalma olabileceği kanaatinin oluştuğunu, davacı firmadan alınan fatura örneklerinden de görüleceği gibi mobilya satışlarının sadece koltuk satışlarından oluşmadığı farklı çeşitlerde mobilya satmakta olduğu, dava konusu olan ürünlerin yapılan satışların içerisindeki tutarının ve maliyetinin muhasebe kayıtlarından tek başına belirlemenin mümkün olmadığını,—- tarihleri arası bütün mobilya satışlarının brüt satış karında 77.878,30 TL azalma olabileceği kanaatinin oluştuğunu, 2017/Ekim ayında satışlardaki düşüşün mobilya satışlarının hangi kalemlerinde oluştuğunun belgeler üzerinde ayrı ayrı tespit edilemediğini, dava dosyasının incelenmesi sonucunda taraflarınca hazırlanan 28/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı —–yasal defterleri üzerinden yapılan incelemede dava dosyasında belirtilen 09/08/2017-26/09/2017 tarihleri arasında 123.050,00 TL tutarında koltuk satışı yaptığının tespit edildiğini, fakat bu koltukların ne kadarının dava ile ilgili ürün olduğunun tespit edilemediğini, davalının net satışları üzerinden yapılan hesaplamada %26,72 oranında brüt satış karı elde etmiş olduğunu, bu hesaplama ile yapmış olduğu 123.050,00 TL tutarlı koltuk satışlarından 32.878,96 TL brüt satış karı elde edebileceğini, ancak davalının satışını yaptığı diğer ürünlerden elde etmiş olduğu brüt kar marjı oranı tespit edilemediğinden, bu şekilde yapılan hesaplama ile koltuk satışları için elde edilen brüt karın doğru bir şekilde hesaplanmasının mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili 21/08/2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 10.000,00 TL’ye çıkardıklarını bildirmiş, eksik harcı tamamlamıştır.
SMK’nun 55. maddesinde tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü” olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine SMK’nun 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı, 58. maddesinde ise tasarım sahibinin, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir. SMK’nun 81. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için önerilerde bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Tasarımlarının karşılaştırılmasında, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesi ve tasarımcının tasarımı geliştirmesi açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınması gerekir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında dosya incelendiğinde; davacıya ait tasarımlar ——–tasarımlarıdır. Davalının iş yerinde satışa sunulduğu tespit edilen tasarımlar ile davacının tescilli tasarımlarının uzman bilirkişiler tarafından yapılan karşılaştırmaları sonucunda, davalının ürünlerinin davacıya ait tasarım tescillerinin koruma kapsamında kaldıkları, aralarındaki farklılıkların küçük ayrıntılarda olduğu, ortalama tüketici üzerinde aynı tasarımlar oldukları izlenimini bıraktıklarının tespit edildiği, her ne kadar davalı davaya konu koltuk ürününün davacının tasarım tescil tarihinden önce —- tarafından kamuya sunulduklarını savunmuşsa da, davacının tasarımları hükümsüz kılınmadığı sürece davacının tasarım tescilinden doğan haklarını kullanabileceği, yine davalı tarafça davaya konu kanepe ürünün davanın ihbar edildiği ———şirketinden tamir edilmek için alındığı savunulmuşsa da, bu savunmasının kanıtlanamadığı, davalıya ait iş yerinde bulunan ürünlerin davacıya ait olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle davalının eyleminin davacının endüstriyel tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, davacı tecavüz konu olan ürünlere el konularak mülkiyetinin kendisine verilmesini talep etmişse de, söz konusu ürünlerin değerinin talep edilen tazminat miktarından düşülmesi, bu değer kabul edilen tazminat miktarını aştığında tasarım sahibinin fazlayı karşı tarafa ödemesi gerektiği, davacı tarafından bu davada ayrıca maddi tazminat da talep edildiğinden ve dava açılmadan önce el konulan bir ürün mevcut olmadığından, el konulan ürünlerin değerinin belirlenmesi mümkün olmadığından, el konulan ürünler üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilemeyeceği, davalının sunduğu ticari kayıtlarının incelenmesinde davaya konu ürün satışları ayrıca belirtilmediğinden ne kadar ürün satıldığının ve ne kadar gelir elde edildiğinin tespit edilemediği, bu nedenle SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca talep edilen tazminatın kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, TBK’nun 50. maddesi uyarınca, mahkememizce uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların incelenen dönemdeki cirolarına ve dava konusu ürünlerin niteliğine göre davacı tarafça talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminatın olaya uygun olduğu, yine davalının kusur derecesi, tarafların ticari hacimleri, ciroları dikkate alındığında talep edilen 3.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varılarak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalının davacı adına tescilli ——–numaralı — tasarımlarının benzerlerini üretip satışa sunmak suretiyle tasarım haklarına tecavüz etmesi nedeniyle 10.000,00 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Tasarım hakkına tecavüz oluşturan ürünlerin toplatılmasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, davacının mülkiyet hakkı tanınması talebinin reddine,
Karar kesinleştiğinde kararın masrafı davalıdan alınmak üzere—— ilan edilmesine,
Alınması gereken 888,00 TL harçtan peşin alınan 222,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 665,69 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı yararına “—– gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —– gereğince — vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 68,31 TL peşin harç, 154,00 TL tamamlama harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 278,15 TL tebligat, müzekkere ve talimat masrafı ile Mahkememizin —— — sayılı dosyasında yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 51,70 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 72,50 TL tebligat, müzekkere ve talimat masrafı olmak üzere toplam 4.687,46 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.