Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/575 E. 2019/219 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/171
KARAR NO : 2019/190

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:”müvekkilinin —— yılında faaliyete geçerek, anne ve bebek bakımı alanında sektörde tanınmış marka statüsüne ulaştığını, yine aynı sektörde en geniş ürün yelpazesine sahip olduğunu, müvekkilinin “———markasıyla anne ve çocuk bakımı sektöründe —- başta olmak üzere maruf bir marka haline geldiğini, davalı tarafın müvekkilinin distribütörü olduğunu, —- markalı ürünleri uzun süredir ——- satışa sunduğunu, distribitörlük ilişkisi devam ederken müvekkilinin hiçbir izni ve haberi olmadan davalı tarafın sırasıyla; ———nolu ——– nolu——– nolu———nolu——-nolu——–nolu “————- nolu —— nolu —— ——————– nolu———–nolu——– nolu ——- nolu “——– nolu —– nolu ——- nolu——- nolu ——– nolu ——————–nolu ——– nolu “———- nolu ——— nolu ——–nolu ——nolu —- markalarını kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin durumdan haberdar olmasıyla bu hususa rıza göstermediğini, ancak davalının marka devirleri için ——-talep ettiğini, davalının bu hareketlerinin kötü niyet göstergesi olduğunu, 6769 sayılı SMK, Yüksek yargı kararları ve doktriner görüşlerine atıf yapmak suretiyle; — nolu ——-nolu —nolu—————– nolu —- nolu “—————– nolu ———nolu———-nolu——- nolu —— nolu —— nolu——- nolu —— — nolu ———–nolu “—————— nolu——— nolu—– markaları üzerinde tedbir uygulanmasını,— nolu ———- nolu —- – nolu ———————- nolu ——— nolu ——- nolu —— nolu “—— nolu —— nolu ——– nolu “— – nolu “——-nolu “——————- nolu ——– nolu ——— nolu ——- nolu ——–nolu ——- nolu —- nolu —— nolu — —— nolu —————————- markalarının 6769 sayılı SMK.’nun 10. maddesi gereği müvekkili adına devrine, bu mümkün değilse ilgili markaların 6769 sayılı SMK.’nun 25. maddesi gereği hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,———– müvekkilinin devrine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DAVAYA CEVAP: Davalı …’ne çıkartılan usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmamış, davalıya Tebligat Kanunun 35.maddeye göre tebligat yapıldığı halde duruşmalara da katılmadığından yargılama yokluğunda yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava konusu uyuşmazlık; davalı markalarının hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Davalıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davaya konu edilen markaların davalı adına ———— sınıftaki mal ve hizmetler için tescil edildikleri, — nolu ——-nolu——— nolu “—–nolu —– markalarının ücretleri yatırılmadığından dava açılmadan önce müddet oldukları tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından davacının yurt dışındaki marka tescillerine ilişkin belgelerin ve Türkçe tercümelerinin örnekleri dosya içine sunulmuştur.
Davacı vekili delillerini dosyaya sunuktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan 02/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davalı tarafa ait markaların —–Kurumu nezdine Türkiye sınırlarında tescilli olduğu, davalı tarafa ait olduğu ve markaların işler ve yürürlükte olduğuna, davacı markasının Türkiye’de tescilinin olmadığına, davalı kullanımının hakları kendine ait markaların kullanımı şeklinde olduğuna, markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşup oluşmadığının mahkemenin taktirinde olduğuna” dair görüş ve tespitlerine yer verilmiştir.
Dosyamız içerisine alınan 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “dosya kapsamında iddia, delil, ————————sair incelemeler neticesinde;
1-Davacı tarafın yurtdışı tescilleri incelendiğinde; —- dosya numarasıyla —- ibareli markanın davacı adına tescilli olduğuna, ——— dosya numarasıyla—- markanın davacı adına tescilli olduğuna,
2-Davacı tarafı yurtdışı tescillerinin ———————.sınıfı kapsamında olduğuna,
3- Davalı tarafın —- tescillerinin —sınıf kapsamında olduğuna,
4- Hükümsüzlüğü istenen ———— ibareli markanın içerisinde —–ibaresinin bulunmadığına,
5- Hükümsüzlüğü istenen —– nolu ———— nolu——– nolu ———nolu —-ibareli markaların tescil ücretinin ödenmemesinden kaynaklı müddet olduklarına bu sebeple hükümsüzlüğünün talep edilemeyeceğine,
6- Davacı tarafın——– ibareli markasının, tanınmış marka olduğuna dair somut bir delile rastlanmadığından, bu yönde kanaat oluşmadığına,
7- Davalı tarafın web sitesi incelendiğinde; incelenen internet sitesinin 09.04.2012 tarihinde yayına başladığına, incelenen internet sitesinde anne, bebek ve çocuk ürünlerine ait tanıtımlarının yapıldığına, 09/04/2012 tarihinde yayına başlayan internet sitesinde içerikler çok fazla değiştirilmeden 20/04/2018 tarihine kadar, davacı ürünleri ve benzerlerinin satışa arz edildiğine, incelenen internet sitesinde, davacı ürünlerinin satışa arz edildiğine” dair görüş ve tespitlerine yer verilmiştir.
Davacı taraftan, davalı ile davacı arasında yapıldığı iddia edilen distribütörlük sözleşmesinin örneğini sunması istenilmiş, dosyaya sunulan sözleşme örneği incelendiğinde, dava dışı ——— ile davalı şirket arasında ————–markası için ——– imzalandığı, Sözleşmenin 6/g maddesinde markalarla ilgili distrübütörün bu markaları kullanamayacağı ve kendi adına tescil ettirmeyeceğinin yazılı olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf, davaya konu davalıya ait markaların SMK’nun 10. maddesi uyarınca davacı …— şirketi adına tescilini talep etmişse de, SMK’nun 10. maddesinde, marka sahibinin izni olmadan markanın aynının veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya da temsilci adına tescilinin yapılması halinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi yoksa marka sahibinin mahkemeden markanın tescilinin kendisine devredilmesini talep edebileceğinin düzenlendiği, davalının markaların tescil başvurusunun yapıldığı tarihlerde davacı şirketin ticari vekili veya temsilcisi olmadığı anlaşıldığından, bu talep yerinde bulunmamıştır.
Markaların hükümsüzlük halleri 6769 sayılı SMK’nun 25. maddesinde sayılmıştır. Buna göre SMK’nun 5. ve 6. maddelerindeki saylan hallerden birinin mevcut olması halinde hükümsüzlük kararı verilebilecektir.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun 6/3. maddesinde, başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine marka başvurusunun reddedileceği düzenlenmiştir.
Markaların benzer veya aynı olup olmadığına dair yapılacak incelemede ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, toplanan deliller, marka tescil kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsmaı ile, davacı adına———— tescil numarası ile 3. ve 35. sınıfta tescilli olup,—– tescilli olmayan, ancak yurt dışında ve — satışa sunduğu ürünleri üzerinde kullandığı ve yüksek düzeyde ayırt edici özelliğe sahip —–esas unsurlu markalarının esas unsurunu içeren dava konusu markaların, davalı tarafından kendi adına tescil ettirildiği, davalı şirketin daha önce —- esas unsurlu markayla ilgili dava dışı yabancı şirketle sözleşme imzaladığı ve Türkiye distribütörü olduğu, bu şirketten orijinal ürünleri satın alarak Türkiye’de satışa sunduğu, aralarında bu şekilde ticari ilişki kurulduğu, ayrıca dosyaya sunulan fatura örneğine göre, davalının davacı şirketten de bu markayı taşıyan ürünleri satın alarak, deniz yoluyla Türkiye’ye ithal ettiği, bu nedenle markanın davacı şirkete ait olduğunu bildiği, davacının markasının tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, markaların kullanıldıkları ürünlerin ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, her iki tarafın markalarının esas unsurlarının aynı olması nedeniyle karıştırılma ihtimallerinin bulunduğu, tüketicilerin ürünleri satın alırken, davalının markalarının davacı şirketin seri markası olduğu düşüncesine kapılabilecekleri, davacı şirketin davalının markasını tescil ettirdiği tarihten önce ürünlerini Türkiye’de de satışa sunmak suretiyle Türkiye’de tescilsiz ———— ibaresi üzerinde SMK’nun 6/3. maddesi uyarınca öncelik hakkı kazandığı ve davalının marka tescillerinin kötüniyetli olduğu, bir markanın kötü niyetle tescili halinde tescil ettirenin, tescil kapsamındaki bir kısım emtialar için iyi niyetli, bir kısım emtialar için ise kötü niyetli olduğu söylenemeyeceğine göre, davalının tescilleriyle ilgili işlemin temelindeki bu sakatlık nedeniyle, markaların kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, ancak davaya konu olan —–nolu —— nolu — —nolu “—- — nolu “———- markalarının ücretleri yatırılmadığından dava açılmadan önce müddet oldukları, bu nedenle hükümsüzlüklerinin ta ibaresinin yer almadığı, bu nedenle davacının markaları ile karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davalıya——— alan adında davacı şirketin ticaret unvanının yanı sıra markalarının esas unsuru olan —— ibaresine yer verildiği, internet sitesinin içeriğinde de “—– esas unsurlu markaları taşıyan ürünlerin tanıtımının yapıldığı, bu durumun davacının marka haklarına ve ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2——-numaralı —- numaralı ——– numaralı ——– numaralı “—– numaralı “— numaralı —— numaralı “——————— numaralı “——— numaralı “—– numaralı —- numaralı “— —– numaralı ——numaralı “————numaralı “———– numaralı ———numaralı “——– numaralı—-” markalarının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-Davacının fazlaya ilişkin —- numaralı ——— numaralı ——— numaralı ——— numaralı ——–numaralı ——————– markaları ile ilgili davanın REDDİNE,
——————– alan adının İPTALİNE,
4- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
5- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan ———- gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 5.000,00 TL bilirkişi ücreti, 218,40 TL.tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 5.285,80 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranına göre 3.964,35 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.