Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/568 E. 2019/321 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/568 Esas
KARAR NO: 2019/321
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 20/07/2017
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin tanınmış — markasının sahibi olduğunu, markanın ilk olarak — yılında kullanılmaya başlandığını, — yılında — dolara varan cirosu ile —en büyük perakende satış mağazalarından biri olduğunu, — ve at üstünde polo oyuncusu figürlü markaların —- dahil olmak üzere dünya genelinde bir çok ülkede müvekkili adına tescilli olduğunu, davalıya ait — numaralı —-ibareli markanın davalı adına kötü niyetli olarak tescil edildiğini, bu markanın müvekkilinin tanınmış — markası ile iltibas oluşturacak şekilde benzer olduğunu, davalının marka tescilinde basiretli bir tacir gibi davranmadığını, TTK 18/2 ve Medeni Kanununun 2.maddesine aykırı davrandığını, bu sebeplerle davalı adına tescilli —- numaralı —- ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı ile müvekkili markaları arasında iltibas oluşturacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, marka işaretlerinin görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadığını, karıştırılma ihtimali de bulunmadığını,—- kelimesinin evrensel bir kelime olduğunu ve herkesçe kullanıldığını, davacıya ait markanın —- tanınmış bir marka olmadığını, müvekkilinin markasındaki — ibaresinin — ibaresi ile birlikte kullanıldığını, bu ibarenin markaya bambaşka bir anlam yüklediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli — numaralı —– ibareli markanın, davacının tanınmış — esas unsurlu markaları ile iltibas oluşturduğu ve kötüniyetle tescil edildiği iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya —- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı tarafça — numaralı —- ibareli markanın tanınmış marka olarak tescili yönünde —- tarihinde başvuruda bulunulduğu, ayrıca — tarihli —- numaralı polo oynayan sporcu figüründen oluşan şekil markasının – sınıfta, — tarihli ve –numaralı — markasının – sınıfta, —tarihli ve —numaralı yine polo oynayan sporcu figüründen oluşan şekil markasının – sınıfta, — tarihli ve — numaralı — markasının – sınıfta, —- tarihli ve – numaralı –markasının -. sınıfta, — tarihli ve — numaralı—markasının — sınıflarda,— tarihli ve— numaralı — markasının — sınıflarda, — tarihli ve — numaralı polooynayan sporcu figüründen oluşan şekil markasının — sınıflarda, — tarihli ve — numaralı — markasının —- sınıflarda, — tarihli ve – numaralı — markasının -. sınıfta, – tarihli ve – numaralı —markasının – sınıfta, — tarihli ve — numaralı —- —markasının–. sınıfta, – tarihli ve — numaralı — markasının -. sınıfta, – tarihli ve – numaralı— markasının – sınıfta, — numaralı — markasının — sınıflarda,— numaralı— markasının –. sınıfta, – numaralı – markasının — Sınıfta, – numaralı — markasının–. sınıfta, — numaralı — markasının- sınıfta ve—numaralı—- —markasının – sınıfta davacı adına tescilli oldukları, davalı tarafça ise — numaralı — ibareli markanın tescili için — tarihinde başvuruda bulunulduğu ve markanın — tarihinde —- sınıflarda davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka vekili bilirkişi — tarihli raporunda; davacı adına tescilli — ibareli seri markalar ile davalı adına tescilli – numaralı —- markası arasında bir kısım mal ve hizmetler açısından tüketici nezdinde karıştırılma ve iltibas ihtimalinin söz konusu olduğu, davacının seri markaları ve ticaret unvanı dikkate alındığında, davalı marka başvurusunun kötü niyetli olarak değerlendirilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan SMK’nun 6/5. maddesinde tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın —–ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusunun, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedileceği, 6/9. Maddesinde ise kötüniyetle yapılan marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmiş olup, SMK’nun 25/1. Maddesinde bu durumlar hükümsüzlük nedeni olarak sayılmıştır.
Karşıtırılma ihtimali, bir markanın aynen veya benzerinin kullanılması suretiyle, alıcı zihninde gerek emtiaların gerekse müteşebbisin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırılması ve bunların aynı yerden piyasaya sürüldüklerinin düşündürülmesi, bu yönde çağrışımlar yaptırmasıdır. Karıştırılma ihtimalinin varlığına her iki marka aynı anda göz önünde bulundurularak karar verilemez. Zira, alıcılar çoğu zaman bunları aynı anda görerek karar verme durumunda olmayacaklardır. Alıcılar bu markalan farklı an ve yerlerde görebileceklerdir. Birbirine benzer olan markaları aynı an ve yerlerde görmekle, farklı an ve yerlerde görmek arasında markalar arasındaki farkları tespit açısından ciddi farklılıklar mevcuttur. Karıştırılma ihtimali ve benzerliklerinin tayini, markaları aynı anda görebilen ve farklarını seçebilmek için yeterli zamana sahip olabilen müşteriler bakımından değil; markaları aynı anda göz önünde bulunduramayan fakat aradığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan alıcılar bakımından yapılmalıdır.
Davacı tarafın — farklı ülkelerinde ve —- yılından bu yana tescilli olan markaları ile davalının markası karşılaştırıldığında, davalı ve davacı markalarının aynı ve benzer sınıflarda tescilli oldukları, davalının markasının tescilli olduğu — sınıfların tümünde davacının — ibaresini içeren bir markasının tescilli bulunduğu, ancak davalının markasının tescilli olduğu bir kısım mal ve hizmetlerin davacının markalarının tescili kapsamında bulunmadığı, davalının markasında da—- ibaresinin ve davacının markalarında yer alan figürle aynı figür olmasa da,—- sporu yapan insan figürünün yer aldığı, markada yer alan —ibaresinin—-bir şehir adı olduğu ve markaya ayırt edicilik katmadığı, gerek görsel, gerekse fonetik, tüm olarak gözde bıraktığı izlenim açısından değerlendirildiğinde markaların birbiri ile benzer olduğu anlaşılmıştır. —- biçim olarak aynı tasarım mantığı kullanılarak elde edilmiş olan bu marka işaretlerinin, aynı oran ve ölçü gözetilerek bir araya getirildiği ve birbirine ayırt edilmez derecede ve birebir benzerlik arz ettiği görülmektedir.
Davalı markalarının tescilli bulunduğu; —- sınıfta yer alan bir kısım hizmetler de davacı markasının tescilli bulunduğu mallarla benzerlik göstermektedir. Bu durum da tüketici nezdinde aynı tür ürünler açısından karıştırılma ihtimaline yol açacaktır.
Davacı markasının tanınmış olduğunu iddia etmektedir. Günümüzde Yargıtay uygulamasında tanınmışlığın belirlenmesi açısından daha ziyade, —tarafından kabul edilen — tarihli —-e Kararandaki kriterler dikkate alınmaktadır.
Tanınmış marka olarak tespit edilecek bir markanın ayırt edicilik düzeyi önemli bir kriterdir. Bu anlamda tanınmışlığa konu bir ibarenin farklı sektörlerde de olsa başkaları adına çok sayıda tescilinin olması araştırılması gereken bir durumdur. Tanınmışlığa konu ibarenin başka firmalar adına farklı mal ve hizmetlerde tescilli olması, markanın ayırt ediciliğe sahip olmasına ilişkin kriterini zayıflatan bir unsurdur.
Tanınmışlığa konu olan markanın ayırt ediciliği konusunda değerlendirilmesi gereken başka bir unsur da, markanın türetilmiş, herhangi bir anlamı olmayan veya ilgili olduğu mal ve hizmetlerle ilişkilendirilemeyecek anlama sahip bir marka olması durumudur. Bununla birlikte, bu şartları sağlamayan markalar da belli bir tanınmışlık seviyesine ulaşabilir. Ancak tanınmış markaya sağlanacak korumadan asgari düzeyde faydalanabilirler.
Yetkili merciler tarafından doğrudan markanın tanınmışlığına atıfta bulunularak verilmiş kararların olması veya marka sahibinin markasını korumak için yürüttüğü faaliyetler tanınmışlığın belirlenmesinde dikkate alınabilecek unsurlardandır. Aynı şekilde mahkemelerce bağlayıcılığı bulunmamakla birlikte, ——- özellikle marka yayına itiraz işlemlerini yürütürken bir markanın tanınmışlığına dayandırdığı net, kesin ve tekrar eder nitelikteki kararlan bu anlamda önemlidir. Ancak bu durumda, markanın tanınmışlığına karar verilirken dikkate alınan kriterlerin genel kabul görmüş kriterlerden olması gerekir.
Tanınmış markanın tespitinde dikkate alınabilecek kriterlerden bir diğeri de, markanın ilgili olduğu mal ve hizmetlere yönelik reklam amaçlı olan veya olmayan tanıtım faaliyetleridir. Reklam amaçlı olan tanıtım faaliyetlerinin kapsamına, yazılı ve görsel medya organlarında marka için yapılan çalışmalar girmektedir. Bu faaliyetler kapsamında; televizyon, radyo reklamları, gazete ve dergilerde marka için yapılan reklamlar, el ilanları, broşürler, panolardaki reklamlar ve benzeri faaliyetler sayılabilir. Markanın tanıtımına katkıda bulunan diğer faaliyetler kapsamında ise; markalı ürünlerin fuarlarda teşhiri, markaya ilişkin yazılı ve görsel medya organlarında çıkmış haberler, sponsorluk ve sosyal sorumluluk projeleri gösterilebilir.
Bir markanın tanınmış marka olarak belirlenmesinde, markanın toplumun ilgili kesiminde sahip olduğu bilinirlik düzeyi dikkate alınması gereken kriterlerden biridir. İtiraz sahiplerinin tanınmışlık talepleri ile birlikte sunacakları bilinirlik düzeyini ispat eder nitelikteki belgeler, tanınmış markanın tespitinde yol gösterici olacaktır. Ancak, bu tip belgelerin sunulması tek başına markanın tanınmışlığının kabulü için yeterli değildir. Markaların toplumda ulaşmış oldukları tanınmışlık düzeylerini ortaya çıkaran en önemli araçlardan biri, marka için yapılan kamuoyu araştırmalarıdır.
Markanın uzun zamandır kullanılıyor olması tek başına yeterli olmasa da, tanınmışlık değerlendirmesi yönünden dikkate alınabilecek kriterlerden biridir. Ancak bu kullanımın diğer unsurlarla desteklenmesi gerekmektedir. Kullanım süresinin yanında markanın kullanımının yayıldığı coğrafi alan da dikkate alınması gereken kriterlerden biridir.
Bir markanın kaç ülkede tescilli olduğu ve bu tescillerin kapsadığı alan, bir markanın tanınmış marka olup olmadığına ilişkin olarak yapılan incelemelerde başvurulabilecek kriterlerdendir. Ancak bu kriter tanınmışlığın belirlenmesinde tek başına yeterli değildir. Bu tescil sayılarının aynı zamanda, markaya ilişkin kullanımı yansıtması gerekmektedir.
Bir marka sadece yurtdışında birçok ülkede tescilli olduğu gerekçesiyle tanınmış marka olarak kabul edilemez. Tek başına yeterli olmasa da, bir markaya biçilen parasal değer ne kadar yüksek ise, bu markanın toplum nezdinde belli bir bilinirlik düzeyine erişmiş olduğu kabul edilebilir.
Markanın sahibi firmaya ilişkin özellikler de dikkate alınabilecek faktörlerdendir. Buna göre; firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı, cirosu, sahip olduğu dağıtım kanalları, ihraç miktarları ve bunun gibi markanın sahibi firmaya ilişkin diğer bilgiler değerlendirmeye alınabilir Ancak, markanın firmadan bağımsız ve ayrı bir gelişim gösterebileceği dikkate alınarak, markaya ilişkin unsurların tanınmışlık incelemesinde öncelikli kriterler olması gerekir. Firmanın sahip olduğu dağıtım kanalları, şubeleri, firmanın ihraç miktarları, cirosu gibi bilgiler aynı zamanda markanın da kullanımı ve tercih edilirliğine ilişkin veri içerdiğinden bu kapsamda değerlendirilebilir. Ancak, firmanın büyüklüğü, çalışan sayısı gibi doğrudan firmayı ilgilendiren bilgi ve belgeler tek başına yeterli değildir.
Somut olayda davalı taraf markasını — nezdinde —— tarihinde başvurarak tescil ettirmiş olduğundan, davacı markasının tanınmışlığının tespitinde bu zaman biriminin dikkate alınması gerekir.
Davacı tarafın — çok sayıda marka tescili bulunduğu özellikle şekil ibaresinin yer aldığı markaların —- yılından bu yana tescilli olduğu, dünyanın çeşitli ülkelerinde —- yılından bu yana davacının markasının — sınıfta yer alan emtialarda tescilli olduğu, dünyanın pek çok ülkesinde mağazasının bulunduğu görülmektedir.
Davacının— oynayan sporcu figürü” markasının tanınmış marka konumunda bulunduğuna dair kesinleşmiş yargı kararları mevcuttur.
Somut olayımıza konu, davacının markasının —- de satışı yaygın olarak gerçekleştirilen, önde gelen alışveriş merkezlerinde bulunan mağazalarda satışa sunulan yıllardır tekstil sektöründe var olan bir markadır. Ülkemizde ve dünyadaki uzun süreli kullanımı, kuvvetli reklam, kaliteli ve yaygın dağıtım kanalları aracılığıyla tanınmış marka vasfı kazanmış olan bir işarettir. Davalının markanın tanınmışlığından faydalanarak, hiçbir masraf ve çaba göstermeden markanın bilinirliğinden haksız olarak yararlanma ihtimali mevcuttur.
Toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporu ışığında, davacıya ait markanın – tarihi itibarı ile tanınmış marka konumunda bulunduğu, — nezdinde davalı adına kayıtlı —– tescil numaralı marka ile davacının markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu, davacı markasının tanınmışlığı ve tarafların markaları arasında “ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” bulunması nedeniyle SMK’nun 6/5. Maddesindeki hükümsüzlük koşulunun mevcut olduğu, davalı adına tescilli —- numaralı —– markasının tescilli bulunduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalıya ait —- tescil numaralı —- markasının tescilli olduğu tüm sınıflarda HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 62,80 TL harç, 176,30 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.239,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/12/2019