Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/558 E. 2020/91 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/558
KARAR NO: 2020/91
DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 17/06/2017
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——– nezdinde davaya dayanak — ibareli ——-tescil numaralı markanın ——– tarihinden itibaren marka tescili kapsamında koruma altına aldığını, söz konusu marka tescilinin ———tarafından, ———- göre ——— sınıfa göre koruma altına alındığını, adı geçen marka üzerindeki kullanım hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, bu hakkı davalının davaya konu ———–markasını fiilen ticarileştirerek ihlal etmekte olduğunu, davaya konu marka altında yürütülen basın-yayın faaliyetleri neticesinde üretilen ürünlerin davalı şirketçe piyasaya sunulduğunu, davalı şirketin, ———- sitesinde ———ibareli markayı fiilen kullandığını, bu marka kullanılarak basılan kitapların yukarıda adı geçen site üzerinden satışa sunulduğunu, davalının kullandığı markanın müvekkilinin davaya dayanak ——– markası ile hem görsel, hem de ——– olarak birebir aynı olduğunu, davalı tarafın ürünlerinde ve internet sitesinden ————kelimesinin ön planda olduğunu, bu nedenle müvekkilinin markası ile karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, davalının, müvekkiline ait marka adını kullanmakta kötü niyetli olduğunu, davalının ———- no.lu ———– ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvuruya müvekkili adına itiraz edildiğini ve ———-davalının marka başvurusunu reddettiğini, buna rağmen davalının marka adını kullanmaya devam ettiğini, davalı şirketin ticaret unvanında da ——– ibaresinin kullanıldığını, davalı şirketin ————- kayıtlı iştigal alanı ile fiili ticari faaliyeti beraber değerlendirildiğinde, bu ünvanının kullanımının müvekkilinin markası ile iltibasa ve haksız rekabete sebep olacağının açık olduğunu, müvekkilinin markayı tescil başvuru tarihinin —– olduğunu, davalı şirketin kurulma ve ———- tescil tarihinin —– olduğunu, müvekkilinin, davalı şirketin kurulmasından önce marka üzerinde hak elde etmiş olduğunu, bu nedenle davalı şirketin ticaret ünvanından——-kelimesinin çıkarılarak terkin edilmesini talep ettiklerini, davalının —————- kelimelerini beraber ————–adında kullanmasının müvekkilinin marka hakkı ile iltibas doğurmakta olduğunu, diğer davalının da, davalı şirketin müdürü olduğunu ve haksız fiilden dolayı şirketle birlikte müteselsil olarak sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak üzere, davalının, dava konusu ———–ibareli markayı müvekkilinin tescili kapsamındaki mal ve hizmetler üzerinde marka olarak kullanmasının marka ihlali ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, müvekkilinin marka tescilinin ihlal edilerek üretilen ürünlerin üretiminin, satışının, ticari amaçla bulundurulmasının, tanıtımının engellenmesine, masrafı davalı taraflarca karşılanmak üzere, marka ihlal edilerek üretilen ürünlere ve ürün görsellerinin yer aldığı reklam ve tanıtım vasıtalarına, ticari evraklara el konulmasına, el konulan ürün ve araçların muhafaza altına alınmasına, marka ihlali ve haksız rekabet sebebiyle müvekkilinin uğradığı zarara karşılık ———- şimdilik —- maddi, ———- manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, markanın davalı şirket ——— ve alan adından çıkarılmasına, dava konusu ———— adının erişime kapatılmasına, davalı şirketin ticaret ünvanından ——-ibaresinin terkin edilmesine, verilecek kararın, masrafı davalılarca karşılanmak üzere, ulusal yayın tirajı yüksek bir gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın müvekkilinin ikametgahı olan ———— mahkemelerinde açılması gerektiğini belirterek yetki itirazında, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu belirterek görev itirazında, müvekkili olan şirketin yetkilisi diğer müvekkili ——– sorumluluğu olmadığından bahisle husumet itirazında bulunduklarını, bunların dışında, ———- —adı altında yapılan tescil başvurusunun, müvekkili olan şirketin adına ————– tarafından yapıldığını, tescil başvurusunun reddedildiğinin müvekkiline bildirilmediğini, müvekkilinin marka tescilinin iptalinden işbu dava ile haberdar olduğunu, davacı adına zarar doğmuş ise zararın sorumlusunun ———— olduğunu, bu nedenle davanın adı geçen şirkete ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkilinin tescil isteminin ———– sınıflar açısından reddedildiğini, bu nedenle davacının uğramış oldukları zararın giderilmesi ve tecavüzlerin önlenmesi bakımından hukuki menfaati bulunmadığını, müvekkilinin ——– adı altında sadece —–no.lu sınıf üzerinden tescilinin devam ettiğini, davacı şirketin bu hizmet tipine yönelik bir tescili olmadığını, hizmet sınıfları farklı olduğundan davanın esastan reddinin gerektiğini, müvekkilinin ticari ünvanını marka olarak kullanmış olduğu —— ibaresinin işaretini———- harflerinin birleşiminden oluştuğunu —— davacının markasının işaretinin ise——- olduğunu, bu nedenle ——– yaratacak bir durumun olmadığını, müvekkili ile davacının faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkiline ait markanın faaliyet alanı ——————-kitapları olduğunu, tüketici gruplarının birbirinden farklı olduğunu, davacının tazminat taleplerinin yersiz olduğunu, müvekkilinin, davacıyı zarara uğratacak ya da haksız rekabete yol açacak bir faaliyeti olmadığını belirterek yetki, görev ve husumet itirazlarının kabulüne, davanın ————— ihbarına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava konusu uyuşmazlık; davalının; ———- ibaresini markasal kullanımının davacının ————- markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğu, ————–adlı ———-adının ve davalı şirtetin dava tarihinde ticaret ünvanındaki ——- davacının markasından kaynaklanan haklarına tecavüz edip ve haksız rekabet yarattığı iddiasıyla açılan, markanın ihlali ve haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Her ne kadar davalı taraf yetki ve görev itirazında bulunmuşsa da, SMK’nun 156/1. maddesi uyarınca markaya tecavüz davasında mahkememizin görevli olduğu, ayrıca SMK’nun156/3. maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakkı sahibinin üçüncü kişilere karşı açtığı davada yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davacının yerleşim yeri olan ———— mahkememiz yargı alanı içinde olduğu anlaşılmakla, yetki ve görev itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; ———- markasının —— sınıf için davacı adına ——— tarihinde tescil edildiği, tescilin halen geçerli olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirkete ait —– başvuru numaralı —————markasının——– sınıflarda tescili için ——— tarihinde başvuru yapıldığı, davacı şirketin başvuruya itirazı üzerine itiraz kabul edilerek ———– sınıftaki mal ve hizmetler için başvurunun reddine karar verildiği, yalnızca ———sınıf için tescil edildiği, ———– tarihinde markanın müddet olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirkete ait ———– kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —— tarihinde ——— kayıt edildiği, ——–şirketin tek ortağı olduğu, faaliyet alanının kitap ve fikir ve sanat eserlerinin basımı, yayınlanması, dağıtımı, pazarlanması, tanıtımı, sergilenmesi vs. olarak kaydedildiği, yargılama sırasında davalı şirketin unvanının —————- olarak değiştirildiği tespit edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, taraflarca deliller dosyaya sunulduktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan ——— tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde;————kullanılarak yapıldığı,————– tarihinde kayıt ettirildiği-oluşturulduğu, bu tescilin ——- tarihine kadar geçerli olduğu, yer ve erişim sağlayıcısının ise —————-teknik inceleme tarihinde ——– kayıt ettirenin bilgilerinin ——— altında olduğundan alan adını kayıt ettirenin tespit edilemediği, diğer yandan davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde yer alan —— kayıtlarına göre ise; davanın açıldığı —– tarihinde söz konusu ——– davalı tüzel kişi adına —— tarihine kadar tescilli olduğu, ———– içeriklerinin yayından kaldırılmış olduğu,——— hizmetinin durdurulmuş olduğu,————— adının arşiv kaydı incelemesinde, arşiv kayıtlarında sadece ——–tarihli ———–sayfasında, incelenen ——- ait görsel ve içeriğin kaydının görüntülendiği, görüntülenen bu kayıtta da ———- ibarelerinin yer aldığının tespit edildiği, davacı tarafın —-ibareli——– tescil nolu ——– sınıfta yer alan hizmetler ——— tarihinde tescil ettirdiği, markanın koruma süresinin ——— tarihinde başladığı ve halen de koruma süresinin devam ettiğinin anlaşıldığı, davalı tüzel kişiliğe ait ———– hizmet markasının —sınıfta yer alan hizmetlerde – dava tarihinde ve ———— tarihinde – tescilli ve geçerli bir marka olduğunun anlaşıldığı, —————– davalı tarafın —— sitesinde yer alan kullanımları ile dava dosyasına sunulan görsellerin ———————— incelendiği, davalı tarafın dosya kapsamında yer alan bu kullanımları nedeniyle, davacı taraf ile davalı tarafın hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin —–farklı olması sebebiyle, davalı tarafa ait ———– markası ile davacı tarafa ait ——- markası arasında, — anlamında, ———pek muhtemel olmadığı, diğer yandan; davalı tarafın tescilli ————-markasını tescil edildiği hizmetlerin dışında, ———– — ilişkin olarak markanın tescil edilmediği ———- —–kullanması nedeniyle, davalı tarafın ———–sloganında yer alan ——- kelimesini öne çıkarmak suretiyle ————– sitesinde kullanması ve bu kullanımın davalı tarafa ait tescilli marka ve/veya unvan haklarının koruması kapsamında da olmaması nedeniyle, TTK md. 54 / TTK md 55/l-(a) (2) maddeleri kapsamında, davalı tarafın haksız rekabete sebebiyet verdiğine dair ” tespit ve görüşlerini bildirmişlerdir.
Davacının SMK’nun 150/2-b maddesi uyarınca davalının elde ettiği gelire göre talep ettiği maddi tazminatın hesaplanabilmesi için davalının ticari kayıtları üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan —– Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ————Talimat sayısı ile alınan bilirkişi raporunun incelenmesinden ise; “hukuki değerlendirme ve takdir Mahkemeye ait olmak üzere davacı lehine iki farklı maddi tazminat hesabı yapıldığı, 556 sayılı KHK’nin yürürlükte olduğu dönem için bu KHK uyarınca, SMK’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki dönem için bu Kanuna göre hesaplama yapılması halinde davalının elde ettiği gelirin ————– tecavüzün gerçekleştiği dönemin tamamı için dava açıldığı tarihte yürürlükte olan ——- uyarınca hesaplama yapılması halinde elde ettiği gelirin ————- olduğu, manevi tazminat takdirinin Mahkemeye ait olduğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması, markanın internet ortamında alan adı, anahtar kelime vs. olarak kullanılması, ticaret unvanı olarak kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davacının kitap yayını ve basımı, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında tescilli——— markası ile davalının bir süre için ——– sınıfta tescilliyken daha sonra müddet hale gelen ve davalı tarafça internet ortamı da dahil, ticaret unvanında, ———- adında ve ürünleri üzerinde markasal olarak kullanıldığı bilirkişi raporu ve toplanan delillerle tespit edilen ———— markasının esas unsurunun davacının markası ile birebir aynı olan——– ibaresi olduğu, davalının markasında yer alan ————– sözcüklerinin tanımlayıcı nitelikte oldukları, markalardaki şekil unsurlarının farklı olmasının da markaları ayırt etmekte yeterli olmayacağı, bu nedenle markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer oldukları, her ne kadar davalının markası bir süre ———-sınıfta tescilliyse de, markasını bu sınıf dışında kalan ve davacının markasının tescilli olduğu eğitim ve ————— kullandığı, kaldı ki———-maddesinde marka sahibinin kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceğinin düzenlendiği, davacının markasının davalının müddet olan markasından daha eski tarihli olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda tarafların basımını ve yayımını yaptıkları kitapların farklı gruptaki öğrencilere hitap ettiği gerekçesiyle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığına dair görüş bildirilmişse de, her iki tarafın da markayı ayını mal ve hizmetler için kullandığı, kitapların farklı gruptaki kişilere hitap etmesinin markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmayacağı, bu nedenlerle davalının eylemlerinin SMK’nun 29/1. Maddesinin yollamasıyla, 7/1-b, 7/3-d ve 7/3-e maddeleri ve TTK’nun 55. maddesi uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, maddi tazminatın davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan ———- göre hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporu ile tespit edilen tazminat tutarının ——- olduğu, buna göre davacının dava dilekçesinde talep ettiği —– maddi tazminatın olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun olduğu, davalının markasını kullandığı süre, elde ettiği gelire göre ————— manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olduğu, davalı——–şirketin tek ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle haksız fiil teşkil eden eylemlerden şirketle birlikte sorumlu olduğu, husumet itirazının yerinde olmadığı, davalı şirketin yargılama sırasında ticaret unvanını değiştirmesi nedeniyle, ticaret unvanının terkini talebinin konusuz kaldığı, ancak davacıya ait markanın aynı alanda iştigal eden davalı tarafça ticaret unvanının esas unsuru olarak tescil edilmiş olması SMK’nun 7/3-e maddesi uyarınca davacının marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğundan, davacının ticaret unvanının terkini için dava açmakta haklı olduğu, bu nedenle HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca bu davayla ilgili yargılama giderlerinin de davalıya yüklemesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalıların davacıya ait ——- markasını ürünleri üzerinde, ———-unvanında ve ———- adında ve içeriğinde kullanmak suretiyle davacının MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİKLERİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUKLARININ TESPİTİNE,
Davacının marka hakları ihlal edilerek üretilen ürünlerin üretiminin, satışının, ticari amaçla bulundurulmasının, tanıtımının ENGELLENMESİNE,
Masrafı davalılardan alınmak suretiyle davacının markası ihlal edilerek üretilen ürünlere, ürün görsellerine, ürün görsellerinin yer aldığı reklam ve tanıtım vasıtalarına, ticari evraklarına EL KONULMASINA, el konulan ürün ve araçların MUHAFAZA ALTINA ALINMASINA ve karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle İMHA EDİLMELERİNE,
Davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla ——– maddi ve ———– manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
——————markasının davalı şirketin ———-alan adından ÇIKARTILMASINA,————adının ERİŞİME KAPATILMASINA,
Davacının fazlaya ilişkin ——- manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Davalı şirketin ———-ibaresinin terkin edilmesi talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Kararın masrafı davalılardan alınmak suretiyle ——– yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına,
2- 409,86 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 187,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 222,00 TL harcın davalılardan tahsiline,
3- Davacı yararına ———- karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “ticaret unvanının terkini yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalılar yararına red olunan “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 187,86 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 270,30 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.494,16 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 1.921,79 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapıldığı anlaşılan 11,60 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 5,22 TL sinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kalanın davalılar üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/06/2020