Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/504 E. 2019/248 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/504
KARAR NO : 2019/248

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 26.05.2011 tarihinde kurulduğunu; faaliyet alanının —— pazarlanması ve ihracını yapmak olduğunu; ——- yılında ilk — tipi ——— enerjisi uygulamasını gerçekleştirdiklerini, ayrıca —-geliştirmiş olduğunu; müvekkili şirketin 650 kriterden geçerek —– sürecini de tamamlamış olduğunu; müvekkili şirket —— tarihinde kurulmuş ise de, geçmişinin —- tarihli “Ortaklık ve Müşterek Yatırım Sözleşmesi”ne dayandığını; belirtilen sözleşmenin müvekkili şirketin beş kurucusundan biri olan —– diğer kurucu ortak ——— arasında imzalanmış olduğunu; sözleşme uyarınca —- müvekkil şirketin faaliyet konularıyla ilgili kendisi tarafından tasarlanmış ve ileride tasarlanacak tüm ürünler, patentler, tasarımlar, ———- projelerini şirkete ayni sermaye olarak koymayı kabul ve taahhüt etmiş olduğunu; ne var ki, bu hakları da şirkete ayni sermaye olarak koyacağı ve bu aşamada devir edeceği—- ile kendi adına tescili hususunun sözleşmeye dahil edilmesini sağlamış olduğunu; sözleşmede diğer sınai haklar konusunda düzenleme yapılmış olmasına karşın, marka hakkından söz edilmemiş olduğunu; zira, sözleşme tarihinde —– veya davalı şirket adına müvekkili şirketin faaliyet konularında kullanılabilecek bir markanın söz konusu olmadığını; —————————- unvanı olan ve değişiklik sonrası —–.” unvanını alan davalı şirketi eşi ——- ile birlikte kurmuş olduklarını; davalı şirketin faaliyet alanının ——-, bu cihazların imal, satış ve pazarlaması” olduğunu; çerçeve sözleşmenin imzalanmasından sonra, ancak müvekkil şirketin henüz kurulmamış olduğu dönemde ———– no.lu markaları müvekkili şirketin faaliyet alanında yer alan malları da içerecek şekilde — sınıflarda kendi adına tescil ettirmiş olduğunu; kuşkusuz ———– bu markaları müvekkili şirketin kuruluşundan sonra devretmek koşuluyla ve faaliyet alanlarına uygun biçimde kullanması için 556 sayılı KHK m.8/2, 11, 17. maddeleri anlamında temsilci veya vekil sıfatıyla adına tescil ettirmiş olduğunu; zira marka başvuru tarihinde müvekkili şirketin henüz tüzel kişiliği olmadığını; ancak bu markaların tescil edilme amacının, ileride tüzel kişilik kazanacak olan müvekkili şirkete devri ve kullanımını sağlamak olduğunun her halde aşikar olduğunu; —- müvekkil şirketin kurulmasından sonra da — no.lu marka için —-. sınıflar için başvuruda bulunduğunu ve markanın tescil edilmiş olduğunu; ancak müvekkili şirketin kuruluşundan sonra 06.06.2016 tarihine kadar şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı — olduğundan, müvekkili şirketin hiçbir engelle karşılaşmadan markaları ürettiği mal ve sunduğu hizmetlerde kuruluşundan itibaren kullandığını ve markalar üzerinde MarKHK 8/3 ve SMK 6/3 TTK m.54 uyarınca hak elde etmiş olduğunu; —– no.lu markanın tescili için gerekli olan tüm masraf ve giderler ödemesinin davacı şirket tarafından yapılmış olduğunu; müvekkili şirket ortağı —- kötüniyetli davranışları, adına tescil ettirdiği markaları devirden kaçınmak ve yeni tescilleri de kendi adına yaptırmakla sınırlı kalmadığını; müvekkili şirketin ticari sırları, bilgisayar, bilgisayar programı, telif, grafik ve ara yüzleri ile çeşitli demirbaşlarını izinsiz olarak halen ortağı olduğu davalı şirkete aktardığını; davalı şirkete ait ————alan adlı web sitesinde firmanın yeni bir yapılanma içine girdiği izlenimi yaratıldığını; bu hususların, —— tarihinde davacı şirket yönetim kurulu başkanlığı ve temsil yetkisinin sona ermesinden sonra, İstanbul — —-. FSHHM’nin —.iş sayılı dosyası üzerinden — tarihinde yapılan keşifle tespit edilmiş olduğunu; müvekkili şirketin—-no.lu marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ——— tarihinde —. sınıf hizmetler için ilan edilmiş olduğunu; davalı ———– alan adı içeriğinde, ———- hizmetlerinde, bu ürünlerin bakım ve onarımı hizmetlerinde, ilan ve reklamlarında ——” ibaresini kötüniyetli olarak kullanmasının müvekkilin —–no.lu marka başvurusuna tecavüz (SMK m.29/l/a, 7/2/, 7/3) ve haksız rekabet (TTK m.55/l/a) teşkil ettiğini; —– her iki taraf şirketi temsile yetkili olduğu dönemde müvekkili şirketin 07.08.2014 tarih ———–sayılı yönetim kurulu kararı ile, davalı şirkete “tek yetkili satıcılık” yetkisi verilmiş olduğunu; bu hususun markalar üzerinde gerçek hak sahibi olan davacıyı temsilen gerçekleşen kullanımlar olduğunu belirterek; davalının —— ibareli markasal kullanımlarının, davacıya ait “– — ibareli markalarına ve ticarette fiilen kullanılarak kendisine bağladığı işaretlerine tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, ihlallerin durdurulmasına ve tüm sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ————, muhtemel yeni kullanımların önlenmesine—–, bu kapsamda davalının tecavüz ve haksız rekabet oluşturan internet, fiziki ortam ve benzer her türlü ortamdaki tecavüz fiillerinin durdurulmasına, davalının muhtemel ve ileride ortaya çıkabilecek tecavüzlerinin önlenmesine, tecavüzün mevcut tüm sonuçlarının, tabela, evrak,internet ortamı, ilan ve reklam vb. ortamlardan kaldırılmasına, internet ortamındaki ihlallerin içerikten çıkartma yoluyla, bu mümkün olmazsa erişimin engellenmesi suretiyle kaldırılmasına, tecavüz ve haksız rekabet oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara el konulmasına, 10.000,00 TL manevi tazminatın ve belirsiz alacak davası olarak şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, kararın masrafı davalıdan alınarak—– yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;———; 1993 yılında —- tarafından kurulmuş bir şirket olup, bugüne dek faaliyetlerine kesintisiz devam ettiğini ve etmekte olduğunu, kuruluşundan bu yana bir çok proje geliştirdiğini ve çeşitli sektörlerde—– ve üretim gerçekleştirmiş olduğunu, Türkiye’nin————— ilk ——————– nin başarıyla gerçekleştirdiğini, – ilk rüzgâr türbini uygulamasının — yapıldığını, yine aynı yıl ————— ihalesi kazanıldığını ve ———hatları için akülü enerji sistemlerinin kurulduğunu, davacı şirket —- müvekkili ———.’ye ortak olduğu 2008 yılında, ———- uygulamasının yapıldığını, —–müvekkili şirket ortaklığı devam ederken ———— gerçekleştiğini, 2010 yılında; henüz davacı şirket kurulmadan ve——– ortaklığı devam etmekteyken,——–türbini uygulamasının yapıldığını, aynı yıl müvekkili şirket tarafından ilk — — — üretiminin tamamlandığını, iş bu yapılan üretimler ve ——– çalışmalarının davacı şirketin kullandığı ——– uzantılı web sitesinde de yer aldığını, bir başka deyişle davacının iş bu üretimleri ve çalışmaları bilmiyor olmasının mümkün olmadığını, zira, her iki şirketin muhasebe kayıtlarının aynı mali müşavirlik firması tarafından yetki alarak sürüdürüldüğünü, aynı zamanda davacı şirketin yönetim kurulu başkanı– ayı tarihine dek müvekkili —— nin ortağı olarak bulunduğunu, müvekkili —– davacı şirketin kurucu ortağı olup, 06.06.2016 tarihine kadar Yönetim Kurulu Başkanı, — tarihine kadar Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu, davacının ele aldığı ve övünerek anlattığı tüm başarıların müvekkilinin yönetiminde yapılan işler dolayısıyla elde edildiğini, müvekkili —— fikir üreten, eğitime katkı sunmayı maddi hedeflerin ötesinde tutan, proje oluşturan, tasarım yapan ve marka ticarileştiren bir kişi olduğunu, davacının, müvekkili şirketin web sitesinde, yapılan işlerin kendisi tarafından yapılmış olmasına rağmen müvekkili şirket tarafından yapılmış gibi gösterildiğini iddia ettiğini, bu durumun gerçek olmadığını, tam tersi; davacı tarafından kullanilan —— tarihçe bölümünde 1993 yılından bu yana yapılan işlerin sıralandığını, ————- şeklinde sıralanan işlerin davacı şirket henüz kurulmadan müvekkili şirket tarafından yapılan işler olduğunu, davacının, sektörde yapılan tüm işleri üstlenme çabasına girdiğini, hali hazırda haksız rekabet hükümlerinin davacı tarafından ihlal edilmeye devam ettiğini, bir diğer meselenin ise ——” markasının müvekkili —— tarafından tescil edilmiş ve davacının haksız kullanımı meselesi olduğunu, konuyla ilgili olarak davacı şirket yetkililerine müteaddit kereler uyarıda bulunulduğunu, sonuç alınamayınca ihtarname keşide edilerek gönderildiğini fakat muhatapın haksız kullanıma devam ettiğini, —- markasının ———– markasının — marka numarasıyla müvekkili ———————– adına kayıtlı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; Tarafların; davalının ——————-alan adlı web sitesi, alan adı içeriğinde —————- ürünlerinde bu ürünlerin bakım ve onarım hizmetlerinde ,——–kullandığı ———- ibaresinin davacının —- sayılı marka başvurusu ile iltibas yaratıp yaratmadığı, markadan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediğine ilişkin markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizin ——– Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacısının ——-, davalısının — dava konusunun davalı adına tescilli olan ——————— numaralı markaların gerçek hak sahibinin davacı şirket olup olmadığına, davalı markalarının hükümsüzlüğüne ilişkin tecavüzün tespiti ve ref’i olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin ————— Esas sayılı dosyasının taraflarının ve konusunun işbu dosyamızın tarafları ile bağlantılı olduğu; birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, bu nedenle HMK’nun 266. maddesinde tanımlanan bağlantının mevcut olduğu, her iki davanın birleştirilerek görülmesinde hukuki yarar olduğu anlaşılmakla; her iki davanın birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin —- sayılı davası ile bu dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan, her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Yargılamaya Mahkememizin ——– Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmasına,
Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin birleşen dosya üzerinden değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.