Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/5 E. 2020/32 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/5
KARAR NO : 2020/32

DAVA : Patent (Patent İsteme Hakkının Ve Patentin Gaspı İddialı)
DAVA TARİHİ : 03/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Patent İsteme Hakkının Ve ——- İddialı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının—-alanında 35 yıldır faaliyet gösteren, sektörünün lideri konumunda, Türkiye’nin et alanındaki en iyi —– arasında yer alan bir firma olduğu; davalının davacı restoranlarında 3 yıl boyunca sigortalı çalışan olarak şef sıfatıyla görev yaptığı, ardından, —— davacı bünyesinden ayrıldığı, fakat davacıdan ayrıldıktan birkaç ay sonra İstanbul —-. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası kapsamında—- edildiği gerekçesiyle davacının restoranında delil tespiti yaptırdığı, bu vesileyle, davalının davacı bünyesinde çalıştığı dönemde —- nezdinde —- başvurusuna konu ettiğinin anlaşıldığı, davalının davacı nezdinde sigortalı işçi olarak ———- tarihleri arasında çalıştığı ve—–sayılı——– sayılı— başvurusunu davacıdan edindiği bilgiler çerçevesinde gerçekleştirdiği, dolayısıyla, patent konusu buluşun davalı tarafından gerçekleştirilmediği ve davalının patent üzerinde hak sahibi olma yetkisinin bulunmadığı, ——————– ——-konusu buluşun davalının davacı nezdinde gördüğü bir iş ile doğrudan ilgili olup, 551 sayılı KHK md.13 ve 16 vd. maddeleri uyarınca davacıya ait bulunduğu, davalının 551 sayılı KHK’nın 18. maddesindeki bildirim yükümlülüğünü bilinçli olarak yerine getirmediği ve çalıştığı dönemde davacıdan öğrendiği buluş konusu ürün için kötü niyetli olarak hak talebinde bulunduğu ileri sürülerek, ihtiyatî tedbir istemli olarak, dava konusu —— sayılı —— üzerindeki hakkın davacı firmaya ait olduğunun ve davalı tarafından gasp edilmiş olduğunun tespiti ile hak sahipliğinin davacı firmaya devrine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının——— çalıştığını, pek çok farklı tanınmış restoranda şef olarak görev aldığını, kalan yemekleri değerlendirmek düşüncesiyle restoran işletmesinin ya da aşçıların ve mutfak çalışanlarının talebi, teşviki veya katkısı olmaksızın, tamamen kendi özgün düşüncesiyle dava konusu buluşu ortaya çıkardığını, dava konusu —- müşterilerce bilinir ve tanınır hale geldikten sonra, davalının isminin davacının önüne geçerek müşteri çevresinde ——” olarak anılmaya başladığını, davalının davacı işletmesi dışında —— kişilik ————–,—- taşıdığını, işin görülmesi sırasında yapılan, fakat sözleşmeden doğan borcun yerine getirilmesi ile ilgili olmayan bir buluş olduğunu, davalının dava konusu buluşu davacının aşçısı sıfatıyla değil, fakat kendi çabasıyla ortaya çıkardığı ve kendi adıyla müşteri çevresinde tanıtımını yaptığını, bu ürünün yapımında, tanıtımında ya da pazarlamasında davacının hiçbir payının bulunmadığını, davalının —— ürününden ve bu ürüne ilişkin —- yapıldığından davacı işletme sahibinin haberdar olduğunu,—–başvurusuna hiçbir şekilde itiraz etmediğini, tescil edilmesine izin verdiğini, davalı tarafından bir bildirimde bulunulmasını da talep etmediğini, davalının dava konusu patent başvurusunu yaptıktan 1 yıl sonra davacı bünyesinden ayrıldığını, davacının bu 1 yıl içinde davalının ürününden haberdar olmasına rağmen itirazda bulunmadığını ve rıza gösterdiğini, davalının davacı bünyesinden ayrılıp kendi restoranını açtıktan sonra davacının işbu davayı ikame etmesinin kötü niyete dayandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava konusu uyuşmazlık;—— sayılı patentin gerçek hak sahipliğine ve devrine ilişkindir.
Davaya konu patentin tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; ————- sayılı patente konu —— başlıklı patentin başvuru tarihinin ———– tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar delillerini dosyaya sunduktan sonra davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan 24.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; dava konusu ——- başlıklı buluşun davalı ile davacı arasında işçi-işveren ilişkisi sırasında yapıldığı—- kapsamında—– bununla birlikte, bir restoranda “—— noktasında sektör uzmanı bir bilirkişiden — alınmasının Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacının et yemekleri üzerine ihtisaslaşmış bir işletme olması sebebiyle, —- ve özellikle mutfak kısmında edinilen bilgi, deneyim ve birikime dayanılarak gerçekleştirilmiş olabileceği,—————- buluşunun bir “——- davalının işçi sıfatı gereği 551 sayılı KHK md.18’in hizmet buluşuna ilişkin olarak kendisine yüklediği işverene yazılı bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyip, bu buluş için kendi ad ve hesabına —- sayılı —- bulunmak suretiyle, davacının işveren sıfatıyla bu buluş üzerinde tam hak talebinde — engellediği, yukarıda varılan sonuçlar kabul edilir ve Mahkemece davalının eyleminin—– kapsamına girdiği takdir edilirse, ——— isteyebileceğine dair tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Mahkememizce sektörden seçilen bilirkişi de bilirkişi heyetine dahil edilerek dosyamız içerisine ————- buluşu için —- başvurusunda bulunduğu, —– süre ile davalıya verildiği, davacının bu patent başvurusunu —– çalışırken —- davalının, davacının işletmesinde ve diğer işletmelerde —– pozisyonu gereği, —— isimli ürünün yaratılması ve üretilmesinin davacının görev ve sorumluğu olmadığı, davalının bu üretimi hiç kimseye haber vermeden ve destek almadan yapmasının doğru bulunmadığı, davalının uzun yıllardır restoran sektöründe çalıştığı, mutfak kısmında çalışmadığı, davaya konu olan ürünün yaratılması için yapılacak çalışmalarla ilgili işletmenin imkanlarını, ekipman ve malzemelerini kullanmadan bunu yapmasının imkansız olduğu, davalının temel sorumluluğunun ———- hazırlamak olmadığı için, bu anlamda kendisini öne çıkarmanın doğru olmadığı, — ait olduğu, davacı işletmesinde çalışan, işletmenin imkanlarını kullanan kişilerin işletmeye tam şekilde sorumluluğu olduğu ve haber vermeden böyle bir patent başvurusunun yapılmasının doğru olmadığı, bu yüzden davacının sahip olması gereken —- yere gasp edildiği, inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, davalının yapmış olduğu uygulamanın işçi-işveren ilişkisi sırasında olduğu, davalının bu buluşu ne zaman, kiminle birlikte yaptığını ispat etmediği, işletmeye sorumluluk kapsamında bilgilendirme yapmadığı, işletmenin imkanlarını kullanıp, işletmeye karşı böyle bir davranış ve şikayetin doğru bulunmadığı, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, profesyonel tecrübeleri doğrultusunda, davalının yaptığı girişimin davacı açısından ———– kapsamına gireceği, işçi- işveren ilişkisi sırasında iken davalı bu buluşu yapsa dahi, bu buluşun Hizmet Buluşu kapsamına gireceği, Mahkemenin takdiri ile davacı tarafın talebi doğrultusunda, dava konusu olan “————tarihi’nde —–buluşu için ——————–başvurusunda bulunulduğundan, —- tarafından, 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK uyarınca 02.04.2015 tarihinden itibaren,—— davacıya devrinin istenmesi gerektiğine adir tespit ve görüşlere yer verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 551 sayılı KHK’nin 11. Maddesine göre, patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup, başkalarına devri mümkündür.
Yine 551 sayılı KHK’nin 13/1.mMaddesine göre, patent gerçek hak sahibinden başkasına verilmişse, gerçek hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, patentten doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak şartıyla patentin kendisine devir edilmesini talep ve dava edebilir.
551 sayılı KHK’nin 13/2. maddesine göre —- dava açma süresi patentin ilanı tarihinden itibaren iki yıl, kötü niyet halinde ise süresizdir. Davalının —— tarihinden dava tarihi olan — tarihine kadar iki yıllık sürenin dolmadığı tespit edilmiştir.
Davalının patent başvuru tarihinden önce ve sonrasında davacıya —–ve davaya konu patentin konusunu —- yemeğinin bu süre içinde davacıya ait—- arasında ihtilaf bulunmadığından, 551 sayılı KHK’nin 16 ve devamı maddelerinde düzenlenen işçi buluşları konusu incelenmiştir.
551 sayılı KHK’nin 16. maddesinde, işçi buluşlarının patent veya faydalı model belgesi ile korunabilir nitelikte olan buluşlar oldukları, 17. maddesinde ise, işçi buluşlarının hizmet buluşları ve serbest buluşlar olarak nitelendirildikleri, hizmet buluşlarının, işçinin bir işletme veya kamu idaresine yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği veya işletmenin veya kamu idaresinin büyük ölçüde deneyim ve çalışmalarına dayanan, işçinin iş ilişkisi sırasında yaptığı buluşlar olduğu, hizmet buluşlarının dışında kalan buluşların ise, serbest işçi buluşları olarak kabul edildiği, bu durumda 551 sayılı KHK’nin 31 ve 32. maddelerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
551 sayılı KHK’nin 18. maddesinde, işçinin hizmet buluşu yaptığında, bu buluşunu yazılı olarak ve geciktirmeksizin işverene bildirmekle yükümlü olduğu, 19/1. Maddesinde ise işverenin, hizmet buluşu ile ilgili olarak tam veya kısmi hak talep edebileceği belirtilmiştir.
551 sayılı KHK’nin 31. Maddesinde ise, işçinin, bir iş akdi ilişkisi içinde iken serbest bir buluş yaptığı takdirde, durumu geciktirmeden işverene bildirmekle yükümlü olduğu, işverenin kendisine yapılan bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde, yazılı bir bildirim ile buluşun serbest bir buluş olmadığı yolunda itirazda bulunmazsa, sonradan hizmet buluşu olduğu iddiasını ileri süremeyeceği belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; tarafların beyanları, bilirkişi raporları—- ve tüm dosya kapsamı ile, dava konusu buluşun bir iş görme sözleşmesi çerçevesinde gerçekleştiği, davalının ———–isimli ürünün yaratılması ve üretilmesinin davacının görev ve sorumluluğu olmadığı, ancak davalının bu üretimi hiç kimseye haber vermeden ve destek almadan yapmasının mümkün olmadığı, davalının uzun yıllardır restoran sektöründe çalıştığı, mutfak kısmında çalışmadığı, davaya konu olan ürünün yaratılması için yapılacak çalışmalarla ilgili işletmenin imkanlarını, ekipman, deneyim ve malzemelerini kullanmadan bunu yapmasının imkansız olduğu, bu nedenle davalının buluşunun 551 sayılı KHK’nin 17. maddesindeki ” işletmenin veya kamu idaresinin büyük ölçüde deneyim ve çalışmalarına dayanan, işçinin iş ilişkisi sırasında yaptığı buluş” tanımındaki hizmet buluşu niteliğinde olduğu, davalının 551 sayılı KHK’nin 18. maddesi uyarınca buluşuyla ilgili davacı işverene bildirimde bulunmadığı, 551 sayılı KHK’nin 19/2. maddesi uyarınca işverenin buluş üzerinde tam veya kısmi hak talebinde bulunabileceği, bu nedenle patentin gerçek hak sahibinin işveren olan davacı şirket olduğu, kaldı ki dava konusu patent serbest buluş niteliğinde kabul edilse bile, davalının 551 sayılı KHK’nin 31. maddesi uyarınca da işverene bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalı adına tescilli——— devrine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalı adına tescilli—————- başlıklı incelemesiz patentin gerçek hak sahibinin davacı ———. olduğunun tespitine,
– ———–isimli —-maddesi uyarınca davacı—————– DEVRİNE,
2- 54,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan —- gereğince —— vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, — bilirkişi ücreti, —– tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam —– yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.