Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/471 E. 2019/49 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/471
KARAR NO : 2019/49

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ülkenin köklü ve öncü kuruluşlarından biri olduğunu, ilk olarak 1955 yılında “çelik eşya ve elektrikli ev aletlerinin” üretimi ile girdiği pazarda kısa sürede kendini kanıtlamış ve artan ihtiyacı karşılamak amacıyla da ürün yelpazesini olabildiğince genişletmiş olduğunu, müvekkilinin tescili için talepte bulunduğu “—-” markasının, davalı——- adına 31.12.2004 tarih ve —- sayı ile tescilli —- markası nedeniyle reddedildiğini, davalı adına kayıtlı söz konusu marka —. sınıf için de tescilli olmasına karşın bu sınıfın içerdiği ürünlerinin hiçbiri üzerinde fiilen kullanılmamakta olduğunu, “—- markasının davalı şirket tarafından kullanılmamasına rağmen, tescil süresi içinde hala davalı şirket adına koruma kapsamında olduğu için müvekkilinin haklarına zarar vermekte olduğunu, kullanılmayan ve fakat sicilde yer işgal eden markaların iptalinde markadan dolayı zarar gören 3. kişinin yanı sıra kamu yararı da söz konusu olduğunu, dolayısı ile bu tür kullanılmayan markaların iptali ile sicilden terkini gerekmekte olduğunu, davalı şirket adına tescilli —— markasının iptal edilerek sicilden terkininde de haklarına zarar verdiği, müvekkili şirketin yararı yanı sıra kamu yararı da söz konusu olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ve —- tarih ve — sayılı “— markasının sicil kaydına dava süresince devrin engellenmesine ilişkin tedbir konulmasına ve anılan markanın iptali ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ——–‘nin . ticari unvanına sahip, ancak tanınmış, bilinen, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip, sürekli olarak yazılı ve görsel (——) medyada tanıtım ve reklamları yapılan —– ile halk arasında ve sektörde bilinen/tanınan bu markanın ön plana çıkarılarak ———————— olarak tarif edilen konseptte, 2008 yılında kurulmuş olmasına rağmen halen Türkiye çapında 36.000′ i aşkın çalışanı, —- Bölge Müdürlüğü ve 6.500’ den fazla mağazası ile hızla büyüyen, ülkenin tamamında faaliyette bulunan, kendi adına tescilli yüzlerce markası ve yanında ulusal çapta bilinen 3. kişi firma ürün/markaları ile müşterilerine, uygun fiyatlarla ve düşük maliyette kaliteli gıda ve tüketim malzemeleri sunma amacı güden nitelikli, sektörde tanınan, saygın bir perakende satış firması olduğunu, Müvekkili firmanın 28 Nisan 2008 tarihinde —- markasıyla ilk marketini açmış ve bir ay içerisinde hedefi olan “—market” sayısını aşarak — marketinin açılışını gerçekleştirmiş olduğunu, müvekkili firmanın — nezdinde de başarısını kanıtlamış bir firma olduğunu, müvekkili —- — markası ile işlettiği mağazalarında kendi adına üretilmiş olan —– ,—-” ibareli seri markalı ürünlerinin sicilde kayıtlı olduğu mal ve hizmetler için ve işlevine uygun bir biçimde kullanılmakta, internette yazılı ve görsel basında tanıtım ve reklamları yapılmakta, ürün tanıtım ve broşürlerde kullanmakta olup, müvekkilinin bu markayı taşıyan ürünleri kurduğu dağıtım ve pazarlama ağı sayesinde tüm yurtta satış ve pazarlamasını yapmakta olduğunu, müvekkiline ait “——- ibareli markaların seri marka özelliği taşımakta olup, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine herhangi bir kimsenin markasal haklarını ihlal etme veya marka sicilinde yer işgal etme amacı taşımaksızın sadece kendisinin markasal haklarını koruma amacı taşımakta olduğunu beyan ederek, davacının bu dava ile ileri sürdüğü haksız ve mesnetsiz taleplerin tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; davalı adına tescilli —— numaralı —— markasının tescilli olduğu ——-.sınıf mal ve hizmetler için tescilinden bu yana kullanılmadığı iddiasıyla 6769 sayılı Kanunun 9.maddesi uyarınca açılan marka iptali davasıdır.
Davalıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, —– ve —-. Sınıflarda davalı adına 31/12/2004 tarihinde tescil edildiği, 31/12/2014 tarihinde 10 süre için yenilendiği anlaşılmıştır.
Davalı taraftan davaya konu markanın kullanıldığına ilişkin delillerini dosyaya sunması için süre verilmiş, deliller sunulduktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 13.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının hükümsüzlüğünü istediği —— markası ile ilgili davalının herhangi bir kullanımına ilişkin görsel sunmadığı gibi yasal defterlerinde de —- ibaresinin yer aldığı herhangi bir faturanın dosyaya ve inceleme sırasında taraflarına ibraz edilmediği, davalı tarafça ibraz edilen tüm fatura ve görsellerde ——ibaresinin olduğu, dava konusu olan — ve “———-“markalarının kullanımının davalı tarafça ispatlayan delillerin görülemediği tespit ve sonucuna vardıklarını beyan etmişlerdir.
SMK’nun 9/1. maddesinde, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmadan tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi halinde iptaline karar verilebileceği, 26. maddede ise 9. maddenin birinci fıkrasında belirtilen hallerin mevcut olması halinde markanın kurum tarafından iptaline karar verileceği, 192. Maddede ise 26. maddenin kanunun yayımı tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. SMK’nun 26. maddesinin yürürlüğe girene kadar iptal kararı mahkemelerce verilebilecektir.
6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girdiği —- tarihinden önce kullanmama nedeniyle markanın iptalini düzenleyen 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, iptal kararı——- tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmış, arada kalan 4 gün için yasal boşluk oluşmuştur. Ancak arada kalan dönem hariç, —-tarihine kadar bir yasal düzenleme eksikliği bulunmamaktadır. Mülga 556 sayılı KHK’nın kullanmama nedeniyle marka iptali yaptırımına ilişkin 14.maddesi —- tarihine kadar yürürlükte olup, dava konusu marka sahibi de markasını tescil ettirdiği tarihten, —- tarihine kadar markayı kullanmamasının iptal yaptırımını gerektirdiğini ve markasını tescilli olduğu mal veya hizmetlerde ciddi biçimde kullanmadığı takdirde mahkemece iptal edilebileceğini bilmektedir.
6769 sayılı SMK’nın 9., 26. ve geçici 4.madde ile Mülga 556 sayılı KHK’nın iptal yaptırımını düzenleyen 14.maddesinin yerine aynı yasal yaptırım tekrar getirilmiş olup, önceden bilinmeyen, öngörülemeyen ve geçmişe dönük olarak mülkiyet hakkını kısıtlayan bir durum söz konusu değildir.
Öte yandan kullanılmayan markaların iptal edileceğine dair yasal düzenlemelerin amacı, kullanılmayan ve atıl durumda bulunan markaların, gereksiz yere marka tescilini işgal etmelerinin önüne geçmektir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi de, önceki düzenlemenin yasa ile yapılması gerekirken Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmasına ilişkindir. Dolayısıyla SMK’nun yürürlüğünden sonra açılan kullanmama nedeniyle iptal davalarında, —– ilâ —- tarihindeki 4 günlük yasa boşluk süresi, yasal 5 yıllık süreye eklenerek ve böylece bu gibi davalarda marka iptal için gerekli en az kullanmama süresi 5 yıl 4 gün kabul edilerek, buna göre değerlendirme yapılması gereklidir.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davaya konu olan —– tescil numaralı —- markasını tescilli olduğu mal ve hizmetler için tescil tarihinden dava tarihine kadar hiç kullanmadığının tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafça “—— ibareli markaların seri marka olarak kullanıldığı savunulmuşsa da, davalıya ait “—— markalarından yalnızca —–markasının kullanıldığı, diğer iki markanın kullanılmadığı, davaya konu marka ile davalı adına tescilli olan ve kullanılan — markasının farklı markalar olup, ayrı ayrı tescilli oldukları, bu nedenle ——- markası için SMK’nun 9/1. maddesindeki iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davanın kabulüne ve davalının—–numaralı—- markasının iptaline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının —– numaralı —– markasının İPTALİNE,
2- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 145,80 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.213,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.