Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/449 Esas
KARAR NO : 2018/367
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/01/2017
KARAR TARİHİ : 25/12/2018
YAZIM TARİHİ : 27/12/2018
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firmanın ——– önde gelen şirketlerinden ve öncü bankalarından olduğunu, —— nezdinde tescilli ——— ibareli 20 adet markanın da sahibi olduğunu, davalı firmanın ise “—– ibaresini —— sayı ile 39.sınıfta kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, söz konusu markanın müvekkili markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, bu sebeplerle davalıya ait ——– numaralı ———” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davaya konu markaların farklı mal ve hizmetler için tescilli olduğunu, markalarda aynı harflerin yer almasının iltibas şeklinde yorumlanamayacağını, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait ———–numaralı ———– markasının davacının———-ibareli tanınmış markaları ile iltibas oluşturacak şekilde benzer olduğu iddiası ile açılan hükümsüzlük davasıdır.
Dosyaya ——–kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davalının —— numaralı ———-” markasının 39. sınıfta ——tarihinde, davacının —- numaralı — markasının 09, 35, 36,38, 39, 41, 42, 43. sınıflarda 29/05/2008 tarihinde, ——numaralı “——-markasının 35,38,39,41,43 ve 44. sınıflarda 01/09/2010 tarihinde ve —— nolu —” markasının da 35,38,39,41 ve 43. sınıflarda 22/07/2010 tarihinde tescil edildikleri tespit edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce alınan 29.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ——-esas ibareli seri markalarının mevcut olduğu, her iki tarafın markalarının esas unsurunun ——-” ibaresi olduğu, markalar karşılaştırıldığında ——– esas unsurunun yazı karakterlerinin dahi aynı olduğu, yalnızca davalının markasında harflerin renklerinin farklı olduğu, bu nedenle iki markanın birbiri ile benzer olduğu, davalının markasında yer alan ——-” ibaresinin İngilizcede araba kiralama anlamına geldiği, herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, bu nedenle tarafların markalarının benzerliğinin üst düzeyde olduğu, her iki tarafın markalarının da 39. sınıfta tescilli olup, davalının markasının tescilli olduğu tüm mal ve hizmetlerin davacının markalarında da yer aldığı, dosyada mevcut delillerin davacı markasının tanınmışlığına ilişkin kanaat oluşturma hususunda yeterli olmadığı, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının seri markaları dikkate alındığında tüketicilerin işletmeler arasında idari ve ekonomik birliktelik algılama riskinin mevcut olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’de hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için, daha önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalının hükümsüzlüğü talep edilen markasının ve davacının hükümsüzlüğe dayanak yapılan daha eski tarihli markalarının 39. sınıfta, aynı mal ve hizmetler için tescilli oldukları, her iki tarafın markasının da esas unsurunun ———-” ibaresi olduğu, markaların yazılışında aynı yazım tekniğinin kullanıldığı, davalının markasında —-” esas unsurunun yanında yer alan——— ibaresinin araba kiralama anlamına gelen İngilizce kelimeler olması nedeniyle markaya ayırt edicilik katmadıkları, her ne kadar davacı markalarının tanınmış marka oldukları kanıtlanamamışsa da, davalının aynı mal ve hizmetlerle ilgili, davacı markalarının esas unsurunun görsel ve işitsel olarak birebir aynısını marka olarak tescil ettirmiş olması nedeniyle, markaların hitap ettiği ortalama tüketiciler tarafından markaların karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının markalarını kullanıp kullanmadığının iptallerine karar verilinceye kadar bu dava için önemli olmadığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli ——— numaralı——– markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 62,80 TL harç, 203,00 tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.265,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2018