Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/437 E. 2020/230 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/437 Esas
KARAR NO: 2020/230
DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat ile İtibar Tazminatı
KARŞI DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARŞI DAVATARİHİ : 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
Davacı—- davalı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı davası ile markanın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı—– davalı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;——–markaların sahibi bulunan davacının her yıl bu markalar altında birçok firma ve yüzlerce kişinin katılımıyla organize edilen etkinlikler gerçekleştirdiğini, davacının organizasyonunu yarattığı ve yürüttüğü — ayırt edilemez ölçüde benzerinin —– markaları altında davalı tarafından taklit edilerek haksız kazanç sağlandığını, davalının —- etkinliğine katılan markaların ve şahısların, bu etkinliğin davacının——etkinliğiyle ve davacıyla bağlantılı olduğunu düşündüklerini, —–etkinlikte yaşanan olumsuzluklar ve — nedeniyle davacının ve davacı markasının itibar kaybettiğini, davalının—— davacı adına tescilli marka ve logonun ayırt edilemez ölçüde benzerini kullanarak çıkar elde ettiğini belirterek, bu sebeplerle davalının davacının marka hakkına tecavüz niteliğindeki fiillerin durdurulmasına, belirsiz alacak davası olarak — itibar tazminatı, — manevi tazminat ve —- maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP VE KARŞI DAVA / Davalı…karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesini duruşmada tekrarla; ——-markalarının davanın açıldığı tarih itibariyle davacı…karşı davalı adına tescilli bulunmadığını, dünyanın pek çok önemli şehrinde —–düzenlendiğini, şehir adı ve ——–ibaresinden oluşan hiçbir markanın hiçbir ülkede tescil edilmediğini, bu tür markaların bir şehirde yapılmakta olan etkinliği ifade ettiği, coğrafi kaynak belirtmesi ve jenerik bir ifade olması nedeniyle marka tesciline konu teşkil edemeyecekleri; nitekim, davalı/karşı davacının —— ibareli marka başvurusunun—– tarafından SMK md.5/1-b ve c uyarınca reddedildiğini, davacı…karşı davalının —- ibarenin —- versiyonunun tescili için yaptığı başvurunun nasıl tescil edilebildiğinin anlaşılamadığını, davalı…karşı davacının iyi niyetli olduğu ve işbu davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan (mülga) 556 sayılı KHK md.12 uyarınca davalı…karşı davacının kullanımının davacı…karşı davalı tarafından engellenemeyeceğini, tarafların kullanımlarındaki —- ibaresinin ayırt edici unsur niteliği taşımadığını, bu kullanımlardaki asli ve ayırt edici unsurların — olduğunu, davacı…karşı davalının itibar tazminatına dayanak gösterdiği vakıaların gerçek olmadığını, bu tür organizasyonlarda birtakım sıkıntıların yaşanmasının normal olduğu ve hiçbir zaman davacının belirttiği kadar abartılı bir noktaya ulaşmadığını, davacı…karşı davalının İstanbul’da düzenlediği organizasyonla davalı…karşı davacının—– düzenlediği organizasyonun karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, bu organizasyona katılan firmaların büyük şirketler olduğu düşünüldüğünde, davacı/karşı davalı ile davalı/karşı davacı arasındaki unvan farklılığının organizasyonun farklı kişilerce yapıldığını gösterdiğini, davacı…karşı davalı adına tescilli —– markalarının dava dışı- —– tescil tarihli ve ——- markası ile aynı olduğu ve aynı türdeki mal ve hizmetler için tescil edildiğinden, ayrıca davacı…karşı davalı adına tescilli markaların (mülga) 556 sayılı KHK’nin 5 ve 7. maddelerinde belirtilen koşulları taşımadığı ve hükümsüz kılınması gerektiğini, bu sebeplerle asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne ve karşı dava kapsamında ———- alt hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava, davacı adına tescilli—-ibareli markasına, davalı tarafça—– markalarının kullanılması suretiyle meydana geldiği iddia olunan markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı davası olup, karşı dava ise, davalı adına tescilli —– numaraları markaların hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Dosyaya —— getirtilmiş olup, incelendiğinde;
—numaralı —- dışındaki tüm emtialar yönünden,
— numaralı —- ——-yönünden,
—-numaralı —- hizmetlerin tamamı yönünden,
—numaralı —- hizmetlerin tamamı yönünden,
—numaralı —– hizmetlerin tamamı yönünden davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Yine —- incelendiğinde; ——sınıftaki hizmetlerin tamamı ile—- dışındaki emtialar yönünden —- ibareli markanın —-sınıftaki hizmetlerin —– tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı…karşı davalının — başvuru numarası ile, —- başvuru numarası ile, —— markası için yaptığı tescil başvurularının kabul edilmediği anlaşılmıştır.
Mahkememiz huzurunda dinlenen davacı tanığı —-; davacı şirketin – yıldır faaliyet gösteren bir etkinlik şirketi olduğunu, — yılında ilk — yılında başladığını—–kişinin katılımı ile yapıldığını, davacı şirketin amacının —- dünyaya tanıtmak, dünyadaki gelişmeleri de —- insanına tanıtmak olduğunu, devam eden yıllarda da -yıldır ——- yapıldığını, —— yapıldığını, aynı yıl —-yapıldığını, dünyadaki festivallere de davacı şirketin katıldığını, aynı zamanda davacı şirket tarafından yapılmayan etkinliklerin davacı tarafından yapılmış gibi gösterilmesi konusunu da davacı şirketin takip ettiğini, davalı — iki yıldır —– duyduklarını, —- yılında yapılan —- alanına yakın bir yerde yangın çıktığını, hatta şirketi arayıp geçmiş olsun diyenlerin olduğunu, festivalin davacı…karşı davalı tarafından yapıldığının zannedildiğini, bir kaç – —- yandığını— firmalarının teknik destek ekibinden öğrendiklerini, —-yılındaki logonun kendi logolarına çok benzediğini, ayrıca— katılan —kullanılan standlar olduğunu, bazı markaların da —— davacı şirketin yaptığını zannettiklerini, ancak bu konuda doğrudan isim belirtemediğini, en son ——- katıldığını, önce —- yaptıklarını, yerel firmalarla görüştüklerini, bu festivalin alt yapısını hazırladıklarını,—-görüştüklerini ve yaklaşık l ay sonra etkinlik yapılacağının başka bir firma tarafından duyurulduğunu, tahminen 6 ay sonra da davalının —- ettiğini, herhangi bir başvurusu olmadan yaptığını, davalının—- etkinliği yapmadığını, kendilerinin de etkinliği — taşımak zorunda kaldıklarını, ——– davacı şirketin üye olduğunu beyan etmiştir.
——-sayılı dosyasında dinlenen davacı…karşı davalı tanığı—- kendisinin gerek ——— bulunduğunu, —-işletmede ziyaretçi olarak bulunduğunu, —- de katkıları olduğunu,—şirkette ——, isimler farklı olmakla birlikte, aynı algıyı yaratmakta olduğunu, —- bulunduğunu, aynı şekilde — de böyle kullanıldığını, sosyal medyayı sıkça kullandığını, oradaki kullanımlar arasındaki benzerliği de fark ettiğini, —- ziyaretçi olarak bulunduğu etkinliğe ziyaretçi olarak 1. gün geldiğini, en az 3 saat kaldığını beyan etmiştir.
——— dosyasında dinlenen davalı…karşı davacı tanığı—-; kendisinin geçen yılki etkinlikte davalı ile —- olmaları sebebiyle bulunduğunu, programın geç başlaması, el ile düzeltmeler yapılması gibi şeyler olmadığını, kendisinin de birtakım benzer projeleri olduğu için öğrenme dolayısıyla orada olduğunu, programda makine, donanım eksiği gibi nedenlerin, ——–iptallerinin olmadığını, açılışla ilgili bir sıkıntı da olmadığını, eğer bir———-olmuşsa bunu bilmediğini, firmaların elektrik kesintisi nedeniyle kendi işlerinde aksama olmuş olabileceğini, kendisinin —- bazı etkinliklerde bulunduğunu, karşı yanın iddia ettiği aksaklıkları görmediğini, yaz ortasında olmadığı için o tarih itibariyle hava koşulları nedeniyle bir sıkıntı da bulunmadığını, korkuluk olmadığını, güvenlik görevlilerinin zaten orada bulunduğunu, herhangi bir problem olmadığını, yangın esnasında orada olmadığını, ancak, sonradan edindiği bilgiye göre depo olarak kullanılan yerde yangın olduğunu, oraya da kullanılmayan malzemelerin konulduğunu beyan etmiştir.
—— sayılı dosyasında dinlenen davalı…karşı davacı tanığı —- kendisinin — düzenlenen festivalde bulunduğunu ve işletme müdürü olduğunu,———- birlikte 6 ay önceden planladıklarını ve çalışmaya başladıklarını, etkinliği düzenlediklerini, elektrik kesintisinin yaşandığını hatırlamadığını, ancak ——- olduğunu, onun da ilgililerin donanımlarıyla ilgili olduğunu, stant kuran firmaların teknisyenlerinin kurduğunu, ancak bu tür organizasyonlarda benzer ufak tefek sorunlar çıkabildiğini,——— etkinlik alanının özelliğinin denize sıfır olması,—–olduğunu, ——- bunu sağladıklarını, korkuluğa ihtiyaç duyulmadığını, şimdiye kadar 6 yıldır yapılan etkinliklerde, alkol nedeniyle bir kişinin denize atladığını gördüklerini, kaza görmediklerini, katılımcılarla ilgili programın işleyişiyle ilgili şikayet hatırlamadığını, geç başlama şikayeti de olmadığını, yaklaşık saat — açarak katılımcı kabul ettiklerini, seminer iptali olmadığını hatırladığını, bazı —– günü katılımcı azlığı nedeniyle başka bir salonda aktarma yapılarak devam edildiğini, ancak —- planlananların yapıldığını, kendisinin bir sene önce görevinden ayrıldığını, şu an kendi etkinlik şirketinde faal olduğunu, aynı zamanda———–, etkinlik içinde oldukları için yurt dışında buna benzer şeyleri gördüklerini, ——kendilerine gelerek konuyu anlattığını ve bu şekilde planlayarak çalışmaya başladıklarını, görsellerin, reklam ve tanıtım kısımlarının kendileriyle ilgili olmadığını beyan etmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler —- oluşan bilirkişi heyeti —– tarihli raporda; davalı…karşı davacı marka kullanımı incelendiğinde —- ibaresi için —– davacı/karşı davalının tescilli markasında yer alan etkinliğin yerinin işaret edildiği ibare olarak kullanıldığı, ——ibaresinin kullanımının davacı…karşı davalı markasından farklılığa sebep olmadığı, davacı…karşı davalının tescilli markalarında ve davalı…karşı davacının marka kullanımında ortak ve yapılan işin esas unsuru niteliğindeki ibarenin ——ibaresi olduğu, davalı…karşı davacının kullanımının davacı…karşı davalının kullanımına benzerlik ihtiva ettiği, davalı…karşı davacı marka kullanımının davacı…karşı davalı tescilli markalarındaki ibarelere karıştırma ve markaya tecavüz unsurları bulundurduğu, —– altında festivallerin, etkinliklerin — saygın eğlence merkezlerinde ve mekânlarında düzenlendiği, ——— yaptığı, yapılan reklâm çalışmaları ile —- harcaması yaptığı, davacı…karşı davalı markaları —– için sektörde farkındalık yaratıldığı, düzenlenen etkinliklerle markaların kullanıldığı, bilinirlik sağlandığı, bu sebepten dolayı marka hükümsüzlük hallerini barındırmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler ——– oluşan bilirkişi heyeti — tarihli raporda; davalı…karşı davacının—- marka kullanımının davacı…karşı davalı markalarıyla benzer olmadığı ve karışıklığa sebebiyet vermeyeceği, davalı…karşı davacının —–marka kullanımının davacı…karşı davalı markalarıyla benzer olmaması ve karışıklığa sebebiyet vermemesinden kaynaklı, davacı…karşı davalının itibarına zarar vermeyeceği, hükümsüzlüğü istenen——–markalarının tek başına tanımlayıcı ibareler olduğu, ancak fiiliyatta marka kullanımlarının ve tescillerin ———- birlikte yapılması ve kullanım sonucunda marka vasfı kazanmalarından kaynaklı ayırıcılık ifade ettikleri yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan, bu çelişkinin giderilmesi için dosyanın iki marka uzmanı ve bir sektör bilirkişisinden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile davacıya ait tescilli markalar ile davalının kullandığı markaların karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olup olmadıkları, bu şekilde davacı…karşı davalının marka haklarına tecavüz edilip edilmediği, davacı…karşı davalıya ait ——- markalarının tanımlayıcı anlamları olup olmadığı, bu nedenle hükümsüzlüğüne karar verilip verilemeyeceği konularında rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişiler ——- havale tarihli raporda; her iki tarafın da uyuşmazlık konusu markaları ayrı ayrı —- ettikleri —- kullandıkları, —– marka tesciline ilişkin mal/hizmet sınıflandırmasında — kapsamına girdiği, davacı…karşı davalının —– sayılı markasındaki—- ibaresinin festivalin türünü tanımlayan bir ibare olduğu ve —- bakımından markasal ayırt edicilik taşımadığı, —–markalarının ortalama dikkati haiz tüketici kitlesi nezdinde birbirinden ayırt edilebilir bulunduğu; iki markanın birbiriyle karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığı, sadece —– için hükümsüzlüğü istenilen —– markasının—- bakımından tanımlayıcı olmadığı ve bütünüyle ayırt edici bulunduğu, — markasının —- aslî ve ayırt edici unsur,— tanımlayıcı unsur olmak üzere, tescil edilebilir bir marka olduğu, mülga 556 sayılı KHK md.7/I-c ve SMK md.5/c kapsamına girmediği, her iki markada geçen —adının —— gösteren bir ibare sayılamayacağı, —adının —– kaynak sayılması gerektiği iddiasına itibar edilse bile, —– markasının —– tarihli tescil başvurusu öncesi kullanım suretiyle ayırt edicilik kazandığı; bu itibarla, mülga 556 sayılı KHK md.7/II ve SMK md.5/2 uyarınca tescilinin reddedilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Asıl davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 61. maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca, marka sahibinin izni olmaksızın, “markayı 9. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak” ya da “markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek” marka hakkına tecavüz sayılır. 556 sayılı KHK’nun 9 maddesinin I (b) ile II (b) ve (e) bentlerinde “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” ve böyle bir işaret altında “hizmet sunulması ve sağlanması”, ——— ticari etki yaratacak şekilde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ve benzeri biçimlerde kullanılması” eylemlerinin marka hakkı sahibinin talebiyle yasaklanabileceği düzenlemiştir. 556 sayılı KHK’nin 9. maddesi anlamında bir işaretin tescilli bir markaya benzer olup olmadığı incelenirken, o işaretin ayırt edici unsurlarından oluşan genel görünümü itibariyle tescilli markadan farklılık gösterip göstermediğine ya da tescilli markayı andırıp andırmadığına bakılır. İşaretteki ayırt edicilik özelliğinden yoksun, herkes tarafından kullanılabilecek yardımcı unsurlar dikkate alınmaz. İşaretin ayırt edici unsurlarıyla bir bütün olarak bıraktığı izlenim tescilli markadan ayırt edici değilse, ya da tescilli markayı andırıyorsa benzerliğin varlığı kabul edilir.
Davaya konu olayda; davacı şirketin —-numaralı —– numaralı—- markalar üzerinde gerçek hak sahibi olduğu, bu markalarla — düzenlediği, davalının da—— altında benzer bir —–düzenlediği, kullanılan logo ve markaların tanıtımların davacının marka ve logoları ile karıştırılma ihtimali bulunduğu iddia edilmiştir. Alınan ilk bilirkişi raporunda, davalının kullanımının davacının markası ile benzer olduğuna dair görüş bildirilmişse de, diğer iki bilirkişi raporunda ise markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığına dair görüş bildirilmiştir. Davacı…karşı davalının —— markaları incelendiğinde, davacı…karşı davalının logosunun ——————içine yukarı ——— yazıldığı, davalının kullandığı logoda ise ———– içinde —— —— görselinin bulunduğu, yine ——– içinde —— şeklinde bir kullanımı olduğu, ayrıca üzerinde ——- ve içinde bir takım nesnelerin göründüğü—– logosunun kullanıldığı, davacının ——-markasının esas unsuru ile ortak ibarelerin —— olduğu, bu ibarelerin de bir —– olması nedeniyle tek kişinin kullanımına tahsis edilemeyeceği, davalının faaliyetinin de —— düzenlemek olduğu, —— olmasına rağmen ——-karşılıklarının da benzer kelimelerden oluşan —— olması nedeniyle —- bilmeyenler tarafından da anlamının çoğunlukla bilindiği, ayırt ediciliklerinin bulunmadığı, davalının kullanımındaki şekil unsurlarının davacının tecsilli markaları ile benzer olmadıkları, davacı tarafça seçilen ve —– faaliyeti için zayıf marka olan ——- davalının kullanımında yer alan —– ibarelerinin farklılık yarattığı, bu nedenlerle davacının marka haklarına tecavüzün tespit edilemediği, her ne kadar dava dilekçesinde marka kullanımı dışında da davalının davacı tarafça gerçekleştirilen festivalin taklit edildiğine dair iddialara yer verilmişse de, sonuç talep kısmında yalnızca markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesinin talep edildiği, uyuşmazlık konusunun da bu şekilde belirlendiği, davanın marka hakkına tecavüz iddiasıyla açılmış olduğu, maddi ve manevi tazminat koşullarının da bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı…karşı davalının markalarının hükümsüzlüğü talebi ile açılan karşı davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6769 sayılı SMK’nun 25. maddesinde hükümsüzlük sebepleri düzenlenmiştir.
Marka tescilinde nispi ret sebeplerinin yer aldığı 6769 sayılı SMK’nun 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış ——- tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Davalı…karşı davacı hükümsüzlük nedeni olarak dava dışı bir şirkete ait olan marka ile davacı…karşı davalının markasının benzerliğini göstermişse de, başka birine ait markaya dayanılarak hak iddia edilemeyeceğinden ve hükümsüzlük davası açılamayacağından, SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca inceleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Davalı…karşı davacının diğer hükümsüzlük nedeniyle ilgili yapılan değerlendirmede; SMK’nun 25/1. maddesininin atıf yaptığı 5/1-c maddesinde ticaret alanında —— malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bir işaretin anılan bu madde kapsamında değerlendirilebilmesi için, mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir. Bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen, ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesi mümkün değildir. Tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğinin tanımlayamıyor fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescili mümkündür.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, karşı dava ile hükümsüzlüğü talep edilen davacı…karşı davalıya ait —-markalarında yer alan—ibaresinin yer adı olduğu, —numaralı markada yer alan — ibarelerinin —–ibaresinin —- anlamını markanın hitap ettiği ortalama tüketici tarafından yaygın olarak bilinmemesi, gerekse markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler için tanımlayıcı olmaması nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı…karşı davalının —- markası ise, ——– ibaresinden oluşmaktadır. — ibareleri — olsa da anılan ibareler —- de aynı anlamları ile kullanıldığından marka — olarak algılanacaktır. Bu anlamı itibariyle dava konusu marka, tescilli olduğu —— hizmetleri için ortalama tüketici nezdinde —- düzenlenen ——olarak algılanacağından, markanın tescilli olduğu bu malların veya hizmetlerin belirli bir işletmeden kaynaklandığını göstermesi ve bu şekilde malların diğer işletmelerin mallarından ayırt edilmesini sağlaması söz konusu değildir. Diğer bir deyişle, dava konusu markayı oluşturan ibare bu mallar ve hizmetler için markasal algı yaratmayan bir ibaredir. Her ne kadar bazı bilirkişiler davacı…karşı davalının markasının —- yılından önce kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığına dair görüş bildirmişlerse de, yapılan etkinliğin adını tanımlayan ve zayıf bir şekil içeren bu markanın, hükümsüzlük talep edilen mal ve hizmetler için marka olarak algılanıp ayırt edicilik kazandığına dair dosyada bir delil bulunmadığından, dava konusu markanın SMK’nun 5/2. maddesi anlamında kullanımla ayırt edicilik kazandırıldığı da ispat edilememiştir.
Açıklanan gerekçelerle dava konusu markanın, markasal algı yaratmayan bir ibare olduğu, soyut ve somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, bu ibareyi gören ortalama düzeydeki tüketici kesiminin bu ibareyi —-konusunda sosyal ve kültürel bir tanıtım ya da ——–yerini gösteren bir işaret olarak algılayacağı, dolayısıyla SMK’nun 5/1-c maddesi uyarınca tescil edilemeyecek bir ibare olduğu, markanın kullanım yoluyla da ayırt edicilik kazandırıldığının ispat edilemediği kanaatine varılmış, aksi yönde kanaat bildiren dosyadaki bilirkişi raporlarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle; karşı davanın kısmen kabulüne, davacı…karşı davalı adına tescilli ——— markasının tescilli olduğu —- hizmet sınıfları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davacı…karşı davalı adına tescilli—- tescil numaralı ——-markasının kısmen hükümsüzlüğü için açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl davanın REDDİNE,
Asıl davada alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 1.793,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.738,74 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacı…karşı davalıya iadesine,
Davalı…karşı davacı vekiline asıl davada markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı…karşı davacıya ödenmesine,
Davalı…karşı davacı vekiline asıl davada maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL ücreti vekaletin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı…karşı davacıya ödenmesine,
Davalı…karşı davacı vekiline asıl davada manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı…karşı davacıya ödenmesine,
Davalı…karşı davacı vekiline asıl davada itibar tazminatı davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.300,00 TL ücreti vekaletin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı…karşı davacıya ödenmesine,
Davacı…karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karşı davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacı…karşı davalı adına tescilli — numaralı — markasının tescilli olduğu——- hizmet sınıfları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davacı…karşı davalı adına tescilli — tescil numaralı —– markasının kısmen hükümsüzlüğü için açılan davanın REDDİNE,
Karşı davada alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 14,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 39,90 TL harcın davacı…karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı…karşı davacı vekiline karşı davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı…karşı davacıya ödenmesine,
Davacı…karşı davalı vekiline karşı davanın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL ücreti vekaletin davalı…karşı davacıdan tahsili ile davacı…karşı davalıya ödenmesine,
Davalı…karşı davacı tarafından yatırılan 14,50 TL harç giderinin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı…karşı davacıya ödenmesine,
Davalı…karşı davacı tarafından yapılan 345,90 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.345,90 TL yargılama giderinden, karşı davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 3.172,95 TL’nin davacı…karşı davalıdan tahsili ile davalı- karşı davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 3.172,95 TL’nin davalı…karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı…karşı davalı vekili ile davalı…karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/12/2020