Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/401 E. 2019/113 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/401 Esas
KARAR NO : 2019/113
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/06/2016
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili———- tarihinde kurulmuş olduğunu,—————- markasının hükümsüzlüğü istenen davaya konu markanın tescilli olduğu sınıf ile doğrudan bağlantılı -sınıfta müvekkili adına tescil edilmiş olduğunu, ayrıca ———-numaralı markaların da müvekkil adına tescilli olduğunu, markaların başta eğlence sektörü olmak üzere faaliyette bulunulan alanların tamamında son derece etkin ve aktif bir şekilde kullanılmış olduğunu—- markası ile ————- alan performans merkezlerinde, —– en tanınan/bilinen sanatçı ve müzik toplulukları tarafından verilen konserler sayesinde, ciddi rakamda bir tüketici kitlesine hitap ettiğini, müzik ve eğlence kültürünün en hareketli, en hızlı ve en kalabalık gece hayatına sahip bu metropollerde yer alan ——– markalı performans merkezlerinde, müzik tabanlı kültür ve sanat etkinliklerinin yapıldığını, yurtiçi ve yurtdışındaki müzisyen, sanatçı ve kültür topluluklarının canlı performans gösterdikleri bir mekan haline geldiğini, gelen yoğun franchise taleplerini yürütmek üzere———-kurulduğunu,———-. Şirketi arasında akdedilen protokol uyarınca, -isimli şirketin kurulduğu ilk günden bu yana, sadece ve sadece—markasına ilişkin her türlü etkinlik ve faaliyeti yürütmek üzere kurulmuş ve özgülenmiş olduğunu, davalının ——- numaralı ———–markasının davacının markaları ile iltibas yarattığı, davalının davacıya ait markanın tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığı, kötü niyetli olduğu, davacının markasının tanınmış marka olduğu, tescil edildikleri sınıflar farklı olsa bile karıştırılma ihtimali bulunduğunu belirterek, davalı adına – sınıfta tescilli olan ve 556 sayılı KHK’nin 8/1/b maddesi anlamında davacı markası ile benzer olan — numaralı markanın tescilli olduğu tüm sınıflarda ve alt sınıflarda 556 sayılı KHK’nin 8/1/b, 8/4 ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 20 yıl boyunca ve yerli saygın şirketlerde yöneticilik ve müdürlük görevlerini yerine getirdiğini, 2010 yılından bu yana da —— hızlı tüketim malları — dağıtıcılığı (enerji içeceği) “——— şirketinin sahibi olarak ticari hayatını sürdürdüğünü, saygın bir ticari geçmişe sahip müvekkilinin, fikri ve sınai haklara son derece önem verdiğini, tüm ürünleri için daha—— çalışması sırasında markalaşma sürecine girdiğini ve tescilli markaları ile faaliyet sürdürdüğünü,——— tescil numaralı markanın müvekkil adına tescil edildiğini, davacı şirketin———- markasının tanınmış marka olmadığını, davacının tanınmış markalara tescilli olmadığı sınıflarda da koruma atfedildiği düşüncesiyle farklı sınıfta kayıtlı olan müvekkilinin markasını iptal ettirmek için markasının tanınmış olduğunu iddia ettiğini, davacının- – tescil numaralı markası hariç olmak üzere, davacının davaya dayanak yaptığı diğer iki markanın müvekkil markasından sonra tescil edildiğini, davacının sadece —– bulunan bir şirket olduğunu,————– konser salonları ile organik, ticari hiçbir bağının olmadığını, davacının kendisiyle esasen hiçbir bağı bulunmayan farklı şehirlerdeki konser salonlarının yaptığı tanıtım faaliyetinden sanki kendi faaliyetiymiş gibi haksız olarak faydalanmaya çalışmasının kabul edilemez olduğunu, taraf markalarının 556 sayılı KHK’nin 8/1. maddesi anlamında benzer olmadığını, her iki taraf markasının kelime ve şekil unsurlarından ibaret olduğunu, markalarda şeklin ön planda olduğunu, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali olmadığını, müvekkilin marka hikayesinin bir iskambil oyunu sırasında başladığını ve müvekkilin joker kartından ilham alarak böyle bir marka yarattığını, müvekkil markasının ilk kez müvekkil tarafından bulunmuş ve kullanılmış olduğunu, tarafların farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini, müvekkilin marka tescilinde kötüniyetli olduğu iddiasının ispat edilmesi gerektiğini, davacının uzun süre sessiz kalarak hak kaybına uğradığını belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE; Dava, marka benzerliği ve kötü niyetli marka tescili iddiasıyla açılan hükümsüzlük davasıdır.
Taraflara ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davalının———markasının -. sınıfta tescilli olduğu, başvuru tarihinin – tescil tarihinin ise- olduğu, davalının —– numaralı marka başvurusunun -sınıf için tescil talebinin itiraz üzerine reddedildiği, davacının —- markasının -sınıfta tescilli olduğu, ——– devir edildiği, davacının——–markasının —sınıflarda tescilli olduğu, – davacı ——– devir edildiği, davacının – numaralı ——– markasının —. sınıflarda tescilli olduğu,——— devir edildiği tespit edilmiştir.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan —- tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; davacının dilekçesinde belirttiği ———– alan adlarının incelendiği, internet sitelerinde davacı tarafça düznelenecek organizasyonların ve hangi sanatçının sahne alacağının tanıtıldığı, alan adlarının—— tarihinde oluşturulduğu, davalıya ait——-alan adlı internet sitesinin —– tarihinde oluşturulduğu, içeriğinde ————-ibaresinin enerji içeceği markası olarak kullanıldığı, davacıya ait markaların —. sınıflarda “yiyecek içecek sağlanması, geçici konaklama hizmetleri” için tescilli oldukları, davacının markalarının tanınmış marka olduğu iddia edilmişse de, yalnızca – sınıfta yer alan kültür ve eğlence hizmetleri alanında bilinir bir marka olduğu, bu hususun sektör bilirkişisi tarafından tespit edilmesi gerektiği, hükümsüzlüğü talep edilen davalıya ait —– markasının-. sınıfta “biralar; bira yapımında kullanılan preperatlar, maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar, enerji içecekleri (alkolsüz)” için tescil edilmiş olduğu, ayrıca davalı adına ——markalarının da —- sınıfta tescilli oldukları, hükümsüzlüğü talep edilen markanın tescil tarihinin – olduğu, davanın açıldığı — tarihinde – yıllık hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu, davacının ———- markasının ayırt edici unsurunun —- olduğu, davalı adına tescilli—— numaralı ———– markasının ayırt edici unsurunun da ——– ibareleri olduğu, her iki tarafın markalarının ayırt edici unsurlarının benzer oldukları, davacının markasının tescilli olduğu – sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetleri ile davalının markasının tescilli olduğu -. sınıftaki “Biralar, bira yapımında kullanılan preperatlar, maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar, enerji içecekleri (alkolsüz)” mal ve hizmetleri arasında bağlantı bulunduğu, davacının markasının davalının markasından daha önce tescil edildiği, davalıya ait——–” markası için -.sınıfta “Enerji içecekleri (alkolsöz)” emtiaları kapsayacak şekilde tescil başvurusunun yapılmış olduğu; bu marka başvurusunda—- tescil nolu——– markası ile kelime unsurlarının yanı sıra, şekil unsurunun da benzer olduğu; Türk Patent ve Marka Kurumu’na bu marka başvurusu ile ilgili 556 sayılı KHK’nin 8/1. maddesi kapsamında yapılan itirazın incelenerek, markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığının tespit edildiği ve itirazın yerinde bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nin 35/1. maddesi kapsamında itiraz sahibinin kötü niyet iddiasının ibraz edilen bilgiler ışığında incelendiğinde, başvurunun kötü niyetle yapılmış olduğu kanaatine varıldığına karar verilmiş olduğunu, davacı şirketin ———-ikame ettiği Ankara 3. FSHHM’nin — Esas sayılı dava dosyasında,——-markasının davalı adına tescilli ise de, inceleme konusu ürünler üzerindeki marka kullanımının davalının tescilli markasından uzaklaşarak davacı markalarına yaklaştırdığına,—— harfleri ve şekil unsurlarının davacı markalarıyla karıştırılma ihtimalini güçlendirdiğine, bu nedenle davalının tescilli markasının bu kullanımlar yönünden hak sağlamadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul edilerek, tecavüz oluşturan ürünlere el konulmasına karar verilmiş olduğunu, davalının ——–tescil nolu ——— markasını tescil ettirmede kötüniyetli olup olmadığının taktirinin mahkemeye ait olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve davacının markasının tanınmışlığı konusunda inceleme yapılması için bilirkişi heyetine bir de sektör bilirkişisi eklenerek bilirkişilerden ek rapor alınmış, dosyaya sunulan——— tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı firmanın——— konserler düzenlediği, hizmet verdiği bölge nüfusları düşünüldüğünde Ülke nüfusunun büyük yoğunlukta yaşadığı bölgeler olduğu, davacının hizmet verdiği sektör olarak konser düzenlediğinden, hizmet verdiği şehirler dışından birçok ortalama toplum düzeyinde tüketicinin bilet almak için davacını firmasından haberi olacağı düşünüldüğünde, belirtilen sektörde davacının tanınmışlığının yüksek olduğu, davalı vekilinin, kök rapordaki açıklamalara karşı beyan ve itirazları değerlendirildiğinde, söz konusu itirazların kök raporlarındaki vardıkları sonuçlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek nitelik taşımadığına, davaya konu davacı markasının müzik sektöründe bilinirliği olan bir marka olduğuna dair tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte 556 sayılı KHK’de olan markaların karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının ve davalının markalarının esas unsurlarının “——-ibareleri olduğu, her iki markanın da aynı ibareleri içinde barındırdığı, davalının markasının içecekler için tescilli, davacının markasının ise yiyecek ve içecek hizmetlerinin sağlanması için tescilli oldukları, her iki markanın da tescilli oldukları mal ve hizmetlerin birbiri ile bağlantılı olduğu, hitap ettikleri tüketici kesiminin ortalama tüketici oldukları, davacının eğlence sektöründe yüksek bilinirliği olduğu, davaya konu markaların ortak unsuru olan ———– ibarelerinin rastgele seçilip oluşturulabilecek ibareler olmadıkları, davalının marka tescil ettirirken davacının markalarının bilinirliğinden yararlanma amacı güttüğü, bu nedenle tescilin kötü niyetli olduğu, davacı markası ile davalı markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunduğu, davalının markasının tescil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, kaldı ki kötü niyetli tescil halinde 5 yıllık sürenin geçirilmesinin hak kaybına neden olmayacağı, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, bu nedenlerle davalının markasının hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalı adına tescilli ———— — markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli——–markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 58,40 TL harç ve 4.376,30 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.434,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/04/2019