Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/377 E. 2020/190 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/377 Esas
KARAR NO: 2020/190
DAVA: Markaya Tecavüzün Tespiti ve Önlenmesi, Alan Adının İptali ve Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/05/2016
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı banka —- markasını — kapsamındaki mal ve hizmetler açısından —–sınıfı kapsamındaki mal ve hizmetler açısından —- tarihinden itibaren;— markasını —sınıfı kapsamındaki mal ve hizmetler açısından — tarihinden itibaren —yıl süre ile tescil ettirdiğini, davacı banka markalarını bankacılık, kredi kartı ürünü hizmeti ve bununla bağlantılı diğer hizmetler alanında etkin olarak kullanmakta olduğunu, ayrıca davacı banka marka kullanımı ve verdiği hizmetleri yürütürken kullandığı —-alan adlarının da hak sahibi olduğunu, davacı bankanın —— markaları adı altında yürüttüğü kredi kartı hizmetlerinin ——- — sahip olduğunu, davacı bankanın bankacılık ve kredi kartı alanında sahip olduğu pazar payı, markaları kullanarak yürüttüğü hizmetlerin parasal hacmi, markasını tanıtmak adına şimdiye dek yaptığı harcamalar, reklam, tanıtım ve hizmet faaliyetlerinin birçok faktör birlikte ele alındığında, davacının ——- tanınmış marka olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yapmış oldukları kontrollerde —-adresinde muhkim———- ——- ibaresinin bulunduğunu, görüldüğü üzere davalı firmanın unvanına davacının markasını içermekte olduğunu, davalının davacı bankaya ait markadan haksız yararlanma amacında olduğunu, davalı firma tarafından —-markasının — kapsamındaki mal ve hizmetler açısından tescili için—- tarihinde başvuruda bulunulmuş olduğunu, davalı firmanın başvurusunun yayınlanmasına müteakip davacı banka tarafından başvuruya — tarihinde itiraz edildiğini, itiraz inceleme prosedürünün — nezdinde halen devam etmekte olduğunu, davalı firmanın daha önce —- kapsamındaki mal ve hizmetler açısından tescili için — nezdinde yaptığı başvuruların davacının itirazları üzerine — tarafından reddedildiğini belirterek, davalının davacıya ait ——–tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine, menine ve giderilmesine, davalının internet sitelerinin alan adlarının iptaline, kullanımının yasaklanmasına, sosyal medya hesaplarının kapatılmasına, erişimin engellenmesine, davacının markalarının yer aldığı davalıya ait her türlü mal ve hizmetler ile belge, doküman, tanıtım materyalleri, broşürlerine el konulmasına, bunların içeriklerinin değiştirilmesine, imhasına, davalı şirket unvanından—-ibaresinin terkinine, davacı markalarının tanınmış marka olduklarının tespitine, davacının bu nedenle uğradığı zararın tespiti ile davalıdan tahsiline — masrafı davalıdan alınmak suretiyle hükmün ilgililere tebliğ edilmesine ve —– çapında yayın yapan tirajı en yüksek— edilmesine talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalının işaretleri ile davacının markalarının benzer olmadığını, davacının markalarını farklı sınıf ve hizmetlerde kullanımı ve tescili engelleyecek şekilde tanınırlığa ulaştığını, davacının tüm markalarını ———– olduğunu, davalının satış yaptığı internet adreslerinin ve kullandığı logoların herhangi bir şekilde davacının markalarını hatırlatmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın logolarının———-oluşmakta olduğunu, davalının ise tüm internet adreslerinde ve logolarında ——— renklerini kullanmakta olduğunu, davalının — markasını kullanmamakta olduğunu, davacı tarafın —- kökünü kullanarak birçok marka başvurusunda bulunmuş olduğunu, —–kökünün ise tek başına marka olarak tescil edilemeyerek, ayırt edici niteliğe sahip olmayan bir sözcük olduğunu, davalının kullandığı — işareti ve ilgili alan adının ise — sözcüğünün eklenmesi suretiyle oluşturulmuş olduğunu, — sözcüğü — anlamına gelen—– sözcüğünün kısaltması olduğunu, davalının düzenlendiği eğitim amaçlı turların niteliğini belirtmekte ve ayırt edici niteliğinin güçlü olduğunu, davacının ise hiçbir surette eğitim faaliyetleri veya eğitim amaçlı tur düzenleme faaliyetlerinde bulunmadığını, davalı tarafından kullanılan — alan adı ile tecavüze uğradığı ileri sürülen —– markaları karşılaştırıldığında yalnızca biri açısından—-ibaresinin ortak olduğunun görüleceğini, bütünlük ilkesi çerçevesinde bakıldığında davalının kullandığı—— davacının markalarıyla herhangi bir şekilde karıştırılma ihtimalinin olmadığını, —- tarafından kullanıldığını, kendilerine ait olmadığını, davacı tarafından kullanılan —- markalarının tanınmış marka kabul edilemeyeceğini, davaya konu olan ——- sözcüğünün bir çok mal ve hizmetlerde farklı firmalar tarafından tescilli marka ve unvan olarak kullanıldığını, davacının tanınmışlığını ileri sürerek tecavüze dayalı tazminat istemlerini kabul etmediklerini, davalının dava konusu işaretleri kullanması sebebiyle davacının markalarından haksız bir kazanç sağlamasının veya davacının markalarının itibarını zedelemesinin söz konusu olmadığını, davalının ticaret unvanının terkini talebinin ve ihtiyati tedbir isteminin kabul edilemez olduğunu, davalının kullandığı işaretlerin davacının markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğini, davacının markalarına benzer olmadıkları için tescillerine bir engel olmadığını, bu sebeple davalının internet alan adlarının ve —— kullanımının yasaklanmasına gerek olmadığını, kapatılmasına veya erişimin engellenmesine yer olmadığını belirterek, davalının dava konusu işaretleri kullandığı hizmet ve tanıtım araçlarına el koyma, içeriklerinin değiştirilmesi ve imhasına ilişkin davacı taleplerinin reddini, davalının ticaret unvanındaki—– ibaresinin terkinine yer olmadığına ve bu talep hakkının zaman aşımına uğradığına, davacının ——-markalarının KHK 8/4 anlamında tanınmışlık düzeyine ulaşmadığına, tecavüz gerçekleşmediği için davacının tazminat talebinin reddine, —— markası açısından önceye dayanan ticari kullanım sebebiyle davalının hak sahibi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescili bulunan —— markalarına davalı tarafça tecavüz edildiğinin tespiti, önlenmesi, maddi tazminat, alan adlarının iptali, davalının ticaret unvanından —- ibaresinin terkini davasıdır.
Davacı vekiline maddi tazminat talebini somutlaştırması için HMK’nun 119/1-ğ maddesi uyarınca kesin süre verilmiş, davacı vekili —– tarihli duruşmada, dava dilekçesinde harca esas olarak bildirdikleri miktarın maddi tazminat talepleri olduğunu, başkaca tazminat talebinde bulunmadıklarını beyan etmiş, dava dilekçesi incelendiğinde dilekçenin başlık kısmında harca esas değer olarak — bildirildiği anlaşılmış, bu kez mahkememizce —- tarihli duruşmada davacı vekiline maddi tazminat talebiyle ilgili yatırması gereken —-peşin nispi harcı yatırması için bir haftalık kesin süre verilmiş, aksi takdirde maddi tazminat davasının işlemden kaldırılacağı ihtar edilmiş, davalı vekili verilen kesin süreye rağmen peşin harcı yatırmadığından, kesin sürenin sonunda maddi tazminat davası işlemden kalkmıştır.
Dosyaya—- getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacının davaya dayanak yaptığı markaların; —- sınıflarda tescilli, —– tescil tarihli oldukları tespit edilmiştir.
Davalının —- başvuru numaralı —-markasının tescili için yaptığı başvurunun sonuçlanmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirkete ait—-kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; tescil tarihinin —- olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden taraflara delillerini sunduktan sonra dosya üzerinde Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,——- bilirkişi —–tarihli heyet raporu incelendiğinde;——-davalıya ait olduğu, halen yayından kaldırılmış olduğu, arşiv kayıtlarında yapılan incelemeye göre,—– açıklamasına yer verildiğini, tescil tarihinin ———— sayfasında —– tanıtımlarının yapıldığı, davacının markasının tanınmışlığının tespitine karar verilmesi talep edilmişse de, bu davanın doğrudan açılamayacğı, açılan davalarda vakıa olarak incelenebileciği, davalı tarafından başvuruları yapılan —- markalarının başvuru dosyalarının —–celbini talep ettiklerine yönelik ön rapor düzenledikleri görülmüştür.
Mahkememizin —- tarihli ara kararında bilirkişi heyetine HMK 278/4 maddesi gereğince şirket adreslerinde yerinde incelme yetkisi verilerek davacı ve davalı tarafın ticari defter ve dayanak belgeleri üzerine inceleme yapılmasına karar verilmiş olup; bilirkişi heyetinin — tarihli ek raporunda özetle; davacı vekilinin—- yazıları ekinde — sayfada oluşan davaya konu markalarının tanınmışlığına ilişkin belgeleri ve — sayfadan ibaret emsal bilirkişi raporunu sunmuş olduğunu, sunulan belgeler içinde davacı bankanın — yılları arasında davaya konu– markalı kartla ilgili toplam —– harcanan tutarları belirtir —-harcama listesini sunmuş olduğunun görüldüğünü, davanın — tarihinde açıldığından — günlük kısım alındığını, davalı şirketin kurulduğu tarihten itibaren sürekli zarar gördüğünü, bu nedenle —– ibaresinin kullanımından doğan herhangi bir kazancı bulunmadığından tazminat hesaplamasının mümkün bulunmadığını, inceleme tarihi itibariyle davalı şirketin gayri faal olduğunu, tasfiyeye gidildiğinin ifade edildiğini, tüm bu nedenlerle, davalı şirketin inceleme sırasında tasfiyede ve gayri faal olduğunu, kuruluşundan beri artarak zarar ettiği tespit edilmiş olan şirketin herhangi bir kazancının —-olmadığını ve zararda olduğundan tazminat hesaplamasının yapılamadığını beyan etmişlerdir.
Bilirkişi kök ve ek raporlarına tarafların yapmış oldukları itiraz üzerine—– tarihli raporunda özetle; davalının — şeklindeki marka kullanımı ile davacıya ait —- şeklindeki marka kullanımı ile davacıya ait —– markası arasında benzerlik bulunduğunu, davalının marka kullanımı gerçekleştirdiği mal ve hizmetler ile davacının markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmadığını, — söz edilebilmesi için, davacı markalarıyla davalının kullandığı işaretler arasında benzerlik bulunmasının yanı sıra, davacı markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler ile davalının marka kullanımı gerçekleştirdiği mal ve hizmetler arasında da benzerlik bulunması gerektiğini, somut olayda mal ve hizmet benzerliği bulunmadığından iltibasın koşullarının oluşmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacıya ait—- markalarına belli bir bilinirlik kazandırıldığı tespit edilmekle birlikte, davanın açıldığı — tarihindeki fiili durumun, markaları tanınmış marka olarak nitelendirilebilmek için yeterli olmadığını, dosyaya sunulan belgeler arasında,— markasının tanınmışlığını ispatlamaya yönelik bir belgeye rastlanmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan delillerle; ———tarihinde tahsis edildiği tespit edilmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davacı adına tescilli—– markalarının tanınmış marka olduğunun iddia edilerek, davalının internet alan adlarında, içeriğinde, sosyal medya hesaplarında ve ticaret unvanında kullandığı —-ibarelerinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve önlenmesi talep edilmektedir. Davalının kullandığı —— kelimeleri ile davacının tescilli markalarının görsel ve işitsel olarak benzer oldukları, davalının—- ibareleriyle birlikte tali olarak kullandığı —- kelimelerinin tanımlayıcı kelimeler olması nedeniyle, markaları farklılaştırmaya yetmediği, bu nedenle markalar arasında benzerlik olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davacıya ait marka kayıtları incelendiğinde, tüm markalarının—sınıfta tescilli oldukları—– yalnızca ———— yılında davaya konu davacıya ait markaların bilinirliği olduğunun da tespit edilemediği, davalı şirketin ise markalarını———–markaların farklı sınıflardaki mal ve hizmetler için kullanılmasından dolayı 556 sayılı KHK’nin 8/1. maddesindeki koşulların mevcut olmadığı, bu nedenle müşterilerin markaları karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, davacının markalarının tanınmış marka olduğunu ispatlamak için dosyaya sunduğu reklam harcamalarının tek başına markaların tanınmışlığını kanıtlamaya yeterli olmadıkları, markanın tanınmış olup olmadığını tespit için toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi, markanın kullanıldığı——- kullanım derecesi, marka promosyonlarının kapsadığı coğrafi alan, promosyon süresi ve derecesi, markanın tanınmışlığını ya da kullanım derecesini yansıtacak derecedeki tescillerin ya da tescil başvurularının kapsadığı coğrafi alan, markanın yetkili makamlar tarafından tanınmış marka olarak kabulüne dair başarılı uygulama örnekleri ve marka değerinin kriter olarak incelenmesi gerektiği, davacının markalarının bu kriterlere göre tanınmışlığının ispatlanamadığı anlaşılmakla, tüm bu nedenlerle, davalının markalarının tanınmış marka olduğunun tespiti talebinin reddine, davalının marka kullanımlarının davacının markalarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığından markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının reddine, davalı şirketin faaliyet alanının davacı şirketin markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler ile benzer olmadığı, bu nedenle davalının ticaret unvanından——ibaresinin terkinin de istenemeyeceğinden terkin talebinin reddine, davalıya ait olduğu tespit edilen —– sitesi yayından kaldırılmış olduğundan alan adının iptali ve erişimin engellenmesi davasının konusuz kaldığı, ancak internet sitesinin içeriğinde yalnızca turizmle ilgili tanıtımlara yer verildiği ve davacının markalarının tescilli oldukları mal ve hizmetlerle ilgili bir tanıtım bulunmadığından ve davacıya ait olan——- adları ile birebir benzer olmadığından, davacının bu davayı açmakta haksız olduğundan, bu taleple ilgili yargılama giderlerinin HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca davacıya yükletilmesine, diğer——-adlarının davalıya ait olmadıkları anlaşıldığından, bu alan adlarının iptali için açılan davanın husumet nedeniyle reddine, süresi içinde harcı yatırılmadığı için işlemden kaldırılan maddi tazminat davasının ise Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davalının davacıya ait marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ve önlenmesi davalarının REDDİNE,
Davacının maddi tazminat davasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Davalıya ait —— internet sitesi yayından kaldırılmış olduğundan alan adının iptali ve erişimin engellenmesi davası konusuz kalmakla, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
——- iptaline ilişkin davanın HUSUMET NEDENİYLE REDDİNE,
Davalının ticaret unvanından—–ibaresinin terkini davasının REDDİNE,
Davacının —- markalarının tanınmış marka olduğunun tespiti talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı vekiline reddedilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline açılmamış sayılmasına karar verilen maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline konusuz kalan alan adının iptali davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL veklaet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline husumet nedeniyle reddedilen dava üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen markanın ticaret unvanından terkini davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen markaların tanınmışlığının tespiti davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2020