Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/375 E. 2019/71 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/375
KARAR NO : 2019/71

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli), Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/05/2016
KARŞI DAVA TARİHİ : 07/09/2016
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli), Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı “————–.”nin 1981 yılında İstanbul’da kurulduğunu, soğuk ve sıcak içecek ürünlerine konsantre olduğunu, otuzdan fazla ülkeye direkt ihracat yaparak üretiminin %70’ini ihraç ettiğini, kendi bünyesinde bulunan—- departmanı ile sürekli yeni ürünler geliştirmekte olduğunu, sektöründe öncü durumunda olduğunu, davacının geliştirmiş olduğu ürünlerle bu güne kadar onlarca tasarım ve faydalı model tescili aldığını, davacının bünyesinde geliştirilmiş ve tasarlanmış ürünlerden birisinin de ————” olup, bu ürün için 11.05.2015 tarihinde Endüstriyel Tasarım Tescil başvurusu yaptığını, bu tasarımın 01.07.2015 tarihli ve 231 nolu Resmi Endüstriyel Tasarım bülteninde yayınlandığını ve 6 aylık itiraz süresi içerisinde herhangi bir itiraz gelmediğinden tescilin kesinlik kazandığını ve —– tescil numarası ile belgelendirilmiş olduğunu, davacının ürünlerini tescilli —— markası ile sattığını, ———————-alan adlı internet sitelerinde ürünlerini tanıttığını, dava konusu ürünün tasarım olarak tescilli olmasına rağmen, davalının, davacıdan izin almaksızın ayırt edilemeyecek kadar aynısını üreterek ———————– sitelerinde yayınlandığı ve satılmaya başlandığı tespit edilince davalı firmaya ihtar gönderildiğini, ancak davalının ihtara rağmen ürünleri sitelerden kaldırmadığını, davalının davacı tasarımı ile ayırt edilemeyecek kadar aynısını yapmış olduğunu belirterek, 554 Sayılı KHK’nin 63-64. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir kararı verilerek, tasarım hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasına ve tasarımdan doğan haklara tecavüz edilerek üretilen ve satılan ürünlere el konulmasına, 554 Sayılı KHK’nin 49. maddesi uyarınca; davalı fiillerinin tasarım hakkına tecavüz olup olmadığının hükmen tespitine, tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesine, dava konusu tasarımın taklidi olan ürünlerin davalıya ait; ————— sitelerindeki yayınının durdurulmasına ve ilgili sayfalara erişimin engellenmesine, tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara, kalıplara el konulmasına, tasarım haklarına tecavüz fiillerinin giderilmesine, müvekkili firmanın tasarım tescilli tasarımlarının taklit edilmesinden dolayı uğramış olduğu zararlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren isleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte şimdilik 30.000,00 TL. maddi tazminata, 554 Sayılı KHK 52. maddesine göre dava tarihinden itibaren isleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte şimdilik (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla) 60.000,00 TL yoksun kalınan kazancın tazminine, 554 Sayılı KHK’nin 54 ve 49/c maddeleri uyarınca 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, masrafı davalıdan alınmak üzere kararın kesinleşmesinden sonra kararın gerekçe özeti ile hüküm fıkrasının tüm Türkiye’de yayınlanan en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP-KARŞI DAVA: Davalı – karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın hak iddiasında bulunduğu ve ‘tasarım’ olarak adlandırdığı söz konusu ürünün görünümü, şekli, yapısı, içeriği; bir tasarımın tasarım olması için gerekli olan, olmazsa olmaz olan, yokluğu halinde söz konusu olguyu tasarım olmakta çıkaran “yenilik, daha önce kullanılmamışlık, dünyanın hiçbir yerinde bilinmiyor olmak…” koşullarını karşılamadığını, davacının koruma başvuru tarihi olan 11.05.2015 tarihinden önce, gerek müvekkilin 2014 yılına ait; “———- başlıklı fiyat listesinde, gerekse dünyanın birçok bölgesinde, (—————————— söz konusu ürün 2011 yılında internet sitesine yüklenmiştir.’) söz konusu tasarımın hali hazırda kullanılagelmekte olduğunu, anılan nedenle ve somut durum karşısında davacının ürününün şekil, görüntü ve fiziksel ve teknik yapısı bakımından yeni ve orijinal olmadığı gerçeğinin ortada olduğundan, söz konusu koruma hükmünü içerir ——— başvuru numaralı tasarımın iptalini talep etme zorunluluğun hâsıl olduğunu, söz konusu ürünler, işlevsel anlamda incelendiğinde de dünyanın her yerinde kullanılagelen, yalnızca bir şirketin münhasıran kullanımına özgülenemeyecek nitelikte genel özellikleri haiz ürünler olduğunu, davacı/karşı davalı lehine söz konusu haksız ve hakkaniyete aykırı ve teknik, endüstriyel ve ticari hayatın olağan akışına ve mantığına aykırı şekilde koruma temin eden —–başvuru numaralı tasarımın bu nedenle de iptalinin gerektiğini, aksi halde; genelde dünyanın ve özelde ülkemizin genelinde, neredeyse her yerde ve söz konusu sıvı gıdaların soğutulması ticari faaliyetiyle iştigal eden her ticari işletmenin kullandığı dava konusu tasarımın yalnızca davacının inhisaren kullanabileceği, başkaca kimsenin söz konusu ürünü kullanamayacağı gibi absürt, hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıkacağını belirtmiş, “Yenilik, daha önce kullanılmamıştık, dünyanın hiçbir verinde bilinmiyor olma” özelliklerini taşımayan, davacının 11.05.2015 tarihli başvurusundan önce, gerek müvekkilinin 2014 yılında basılmış fiyat tarifesinde, gerekse davalıya gönderilen cevabi ihtarnamede yer alan örneklerde görüleceği üzere, dünyanın her verinde kullanılagelen örneklerinin varlığı nedeniyle, davacı tarafından yapılan 11.05.2015 tarihli ve —– numaralı başvurunun iptali ile hükümsüzlüğünü, —- nezdindeki sicilden terkinine karar verilmesini, karşı dava olarak talep etmiş, davacının maddi-manevi zarar ve kazanç kaybı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesine ilişkin maddi, manevi tazminat ve yoksun kalınan kazancın tazmini, karşı dava ise endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davasıdır.
Davacı-karşı davalıya ait tasarım tescil belgesi dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; ———– numaralı “—-” tasarımının — tarihinde davacı-karşı davalı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Davaların çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden, taraflarca deliller dosyaya sunulduktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosya içerisine alınan 26.09.2017 tarihli bilirki raporunda; dosya ve internet üzerinde yapılan araştırmalar bütünlük oluşturacak şekilde değerlendirildiğinde; davacı – karşı davalı (—–) şirketinin,—- ürün imal ve satışı yaptığı, benzer ürünü davalı-karşı davacı (—–) şirketinin —– ayında üreterek satışını yaptığı, ——— ———— sogıtucu-42-lt.html internert sitesinde davaya konu ürünün tanıtımının ve online satışının yapıldığı, ayrıca———– isimli intrenet sitelerinde de ticari amaçlı olarak tanıtımının yapıldığı, davacı-karşı davalının tescilli tasarımının yenilik özelliğinin bulunup bulunmadığına dair yapılan araştırmada yenilik özelliğini kırıcı bir ürüne rastlanmadığı, davalı-karşı davacı tarafından da dosyaya bu konuda başkaca ürünler sunulmadığından, korumasının kaldırılması için gerekli koşulların bulunmadığı, her iki tarafa ait tasarım ve ürünler karşılaştırıldığında, silindirik üst kapak, alta doğru kavisle daralan yüksek çanak biçimli haznelerin basıklıkları veya yükseklikleri, gövdenin yan kapaklarındaki hava mazgallarının farklı sayı ve konuda oldukları, prizmatik gövdelerin kullanıcı tarafındaki önyüzlerinin farklı görünümde olduğu, taşıyıcı ayaklarının da biçim olarak farklı oldukları, üst yüzey görünümlerinin benzer olduğu, her iki taraf ürününün de çift ve yanyana konumlandırıldığı, her ikisinin de çıkarılabilir özellikte oldukları, silindirik üst kapak yükseklik, kalınlık ve bükümlerinin aynı görünümde oldukları, meşrubat çanaklarının alta doğru benzer eğim ve kavisle daralmakta oldukları, polikarbonat malzemeden üretilmiş olmaları nedeniyle dış görünümlerinin saydamlık ve yüzey dokularının da benzer olduğu, her iki meşrubat çanaklarının da alt taraflarından aynı kalınlık ve çaptaki kuşakla taşındığı, soğutucu komprosör ve diğer teknik aksamı örten prizmatik metal (paslanmaz çelik) üstüne konumlanan meşrubat çanağı plastik güvenlik çemberleri, biçim ve yükseklikleri, çap ve yükseklikleri, gövdenin kullanıcı yüzeyine bağlı taşıma tepsilerinin biçim ve boyutlarının benzer olduğu, davalı – karşı davacının (—————–) fiillerinin davacı – karşı davalının (—- şirketinin) —– numaralı ——————- ile korunan ve 554 s.KHK’ye ve 6769 Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 81/1’de sayılan tasarım hakkına tecavüz olarak yer verilen fiillerden sayılabileceği, dava tarihi itibariyle 9.868,56 TL müspet zarar talep edebileceği, davalı – karşı davacının; dava konusu ürünün, davalı – karşı davacı tarafça kalitesiz ve bozuk üretildiği, müşteri nezdinde, ihlal edilen markanın (tasarımın) asıl ürünlerinde bozukluk olduğu izlenimini uyandırdığı, markanın (tasarımın) itibarını zedeleyecek kadar aşırı düşük fiyatla ürün satıldığı hususlarını ispat edemediğinden, itibar tazminatının değerlendirilemediği, manevi tazminatın ise yüce mahkemenin takdirinde olduğu tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Tarafların rapora itirazları üzerine yine aynı bilirkişi heyetinden alınan 19.03.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; “kök rapora itiraz olarak ileri sürülen ve Mahkeme emanetinde bulunan ve incelemelerine sunulan örneğin; evvelce tanımlanan benzerlikleri içerdiği, ancak kök raporun 1.ekindeki Resim 1’de evvelce yer verdikleri iptali istenen —————- ‘ne ait 11.05.2015 tescil tarih ve —— sayılı —–konulu —– tescil tarihinden önce veya sonra yapıldığını ispatlayacak bir tarih taşımadığı veya bunun ispatı için başkaca bir belge eşliğinde sunulmadığının görüldüğünü, sonuç olarak tasarım yönünden ortada bulunan bu belirgin benzerliğin iptale gerekçe olarak ileri sürülemeyeceği, zira üretilen ürünlerin üzerinde iptali istenilen tescillerden önceki bir üretim tarihi veya buna işaret sayılabilecek bir sembol veya işaretin görülmediğinin anlaşıldığını” beyan etmişlerdir.
Tarafların raporlara itirazı üzerine bu kez başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan 24/10/2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde ise; davaya konu tasarımın ——- tasarımı olduğu, tasarımı meydana getiren öğelerin (—-) temel geometrik biçimleri ve fonksiyonel yerleşimlerinin benzer olduğu, bu benzerliğinin morfolojik bir benzerlik olduğu, tasarımların tanımlanan öğelerinin biçimleri, oranları, yüzey özellikleri ve birbirleri ile ilişkileri ile farklılaştığı ve ayırt edici nitelik kazandığı, karşılaştırılan tasarımları oluşturan öğelerin ayırt edici nitelik oluşturacak seviyede farklı biçim, oran, yüzey özelliği ve yerleşimde oldukları, asıl davada; davacı – karşı davalı tarafa ait ——- numaralı tasarım tescili ile davalı-karşı davacı tarafa ait dava dosyasına sunulan ürün örneği arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları, davacı – karşı davalı tarafa ait —– numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları, davacı – karşı davalı tarafa ait —- numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 11.05.2015 tarihi itibari ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Her iki bilirkişi heyetinden alınan raporlar arasında çelişki bulunduğundan bu kez başka bir bilirkişiden yeniden rapor istenilmiş, dosyamız içerisine alınan 16/01/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “karşılaştırılan tasarımların iki adet haznenin kaide üstünde yer alması, alt kaidenin genel formu (motor kapaması), ızgaranın plandaki görünümü ile benzerlik içerseler de, haznelerin kaide üzerinde yer almalarının meşrubat soğutucu ürünü için harcıalem bir özellikle olduğu ve piyasada fonksiyonel olarak kolaylık sağlaması için sıkça kullanıldığı, diğer öğelerin ise tasarımların genel biçim özelliklerini etkilemeyen detay öğeleri olduğu, geriye kalan bu öğelerin birbirlerine ve tasarımın geneline göre formlarının, ebatlarının ve konumlarının farklı oldukları, asıl davada; davacı – karşı davalı taraf ——— ait — numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesindeki tasarım ile davalı – karşı davacı taraf ———————- ait ürün tasarımının birbirlerinden farklı olarak algılandıkları; karşı davada; davacı – karşı davalı taraf ———— Şirketi’ne ait — numaralı endüstriyel tasarımın başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik unsuruna sahip olduğu” görüş ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Davanın çözümü için öncelikle davacı-karşı davalının davasına dayanak olarak bildirdiği tescilli endüstriyle tasarımının hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK’nin 6. maddesinde yenilik unsuru, 7. maddesinde ise ayırt edicilik unsuru tanımlanmıştır. Buna göre, bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmuş, Enstitü tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış tasarım ile kıyaslandığında belirgin farklılık bulunması gerekir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirmesi açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında dosya incelendiğinde, davaya konu olan tasarımın “———-ürününe ilişkin olduğu, bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi, haznelerin kaide üstünde yer almasının zorunluluk içerdiği ve bu ürünler için harcıalem bir özellikle olduğu, bu nedenle yenilik ve ayırt edicilik özellikleri incelenirken ürünlerin bu benzerliklerinin dikkate alınamayacağı, yenilik kırıcı olarak davalı-karşı davacı tarafça dosyaya sunulan diğer ürünler ile bilirkişiler tarafından resen yapılan araştırma sonucunda tespiti yapılan ürünlerin tasarımlarının davacı-karşı davalıya ait —— numaralı tasarım ile benzer olmadıkları, bu nedenle davacı-karşı davalının tasarımının hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı-karşı davacının tanıtımını ve satışını yaptığı meşrubat soğutma ürününün davacı-karşı davalının tescilli tasarımı ile benzer olup olmadığı, koruma kapsamında kalıp kalmadığı hususunda ise; dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 554 sayılı KHK’nin 3. maddesinde tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyguları ile algılanan çeşitli unsur ve özelliklerinin oluşturduğu bütünü” olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine 554 sayılı KHK’nin 5. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla korunacağı, 48. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçla depolamak ve elde bulundurmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
554 s. KHK bir tasarımın ayırt edicilik değerlendirmesinde bilgilenmiş kullanıcıyı esas almış, ayırt edici nitelik araştırması yapılırken genel izlenimdeki belirgin farklılık tespitinin bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yapılması gerekliliği üzerinde durmuştur. Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir.
Buna göre somut olayda da bilgilenmiş kullanıcının meşrubat satışı yapan tacir kişiler olabileceği kanaatine varılmıştır.
Alınan 16/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, her iki tasarımın da ayrıntılı olarak incelendiği, incelemeye esas olan unsurların şekiller üzerinde gösterildiği ve karşılaştırıldığı,bu nedenle hükme esas alınan bu rapora göre; her iki tarafa ait ürünlerin her ikisinde de sıvı depolanması için iki haznenin mevcut olduğu, ürünlerden birinde haznelerin daire formunun dikey olarak kesilmesi ile birleşmiş ve yekpare haldeyken, diğerinde haznelerin birbirinden ayrı olarak ve ayrı parçalar olarak şekillenikleri, her iki tasarımda da haznelerin yan kesitlerinin aşağıya doğru daralan dış bükey kavisli bir formda ve transparan özellikte olduğu, davacı-karşı davalının tasarımında görece daha iç bükey bir formda olduğu, tasarımların hazne kapaklarının kesitlerinin birbirlerinden farklı oldukları, kapakların tutacaklarını da farklı formda oldukları, davacı-karşı davalıya ait tasarımda karıştırıcı öğenin haznenin 3/4’lük yüksekliğinde olmasına rağmen, davalı-karşı davacını tasarımında daha yüksekte sonlandığı, her iki tasarımda da haznelerin bağlantısının silindir form ile yapıldığı, ancak davalı-karşı davacının tasarımında silindir bağlantı üzerinde paslanmaz çelik görünümlü bir alan bulunduğu, davalı-karşı davacının ürününde bu alanın bulunmadığı, davacı-karşı davalı tasarımımda boşaltımın L formlu kapamanın dışarı taşan ucunda yapılmaktayken, diğer tasarımda görünür formda musluklar silindir bağlantı elemanına bağlanmış olduğu, her iki tasarımda da motor kapamasının dikdörtgen prizması formunda olduğu, davacı-karşı davalının tasarımında daha yüksek olduğu, havalandırma deliklerinin yükseklik boyunca iki sıra halinde tek yönlü olarak sıralanmışken diğer tasarımda havalandırma deliklerinin şaşırtmalı olarak iki yönlü ve görece daha az sayıda yerleşmiş durumda olduğu, davalı-karşı davacının ürününde kaide ön kısmında grafik bir çalışmanın yer aldığı, davacı-karşı davalının tasarımında ise “——” ibaresinin kabartmalı olarak yer aldığı, davacı-karşı davalının tasarımında kontrol ara yüzünün ön yüzünde L formundaki kapamanın önünde yer aldığı, diğer tasarımda ise yan yüzeyde yer aldığı, her iki tasarımda da alt kaide üzerinde ızgaraların yer aldığı, üst görünümlerinin yarım ay daire oldukları, davacı-karşı ndavalının tasarımında ızgara yan yüzeyinde yarım ay formunun yüzey boyunca uzandığı, davalı-karşı davacının ürününde ise aynalanmış halde ikiye bölünmüş olduğu, her iki tasarımım ızgaralarının delik formlarının farklı oldukları, davalı-karşı davacının ürününde ızgaraların üst çarprazında ikincil boşaltım muslukları yer aldığı halde, davacı-karşı davalının tasarımında bu unsurun yer almadığının tespit edildiği, bu farklılıkların küçük ayrıntılar olmadığı, buna göre bilgilenmiş kullanıcılar tarafından belirgin farklılıklar nedeniyle farklı olarak algılanacakları sonucuna varılmıştır.
Toplana deliller ve tüm dosya kapsamı ile davacı-karşı davalının ——– numaralı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinin mevcut olduğu, bu nedenle hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davalı-karşı davacının ürününün tasarımı ile davacı-karşı davalının tescilli tasarımı arasında zorunlu unsurlar dışında belirgin farklılıklar bulunduğu, bu nedenle davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya ait ——- numaralı tescilli tasarım haklarına tecavüz etmediği anlaşılmakla, hem asıl, hem de karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl davanın REDDİNE,
a- Peşin alınan harç karar ve ilam harcını karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.663,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı – karşı davalıya iadesine,
b- Davalı – karşı davacı yararına “——– karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
– Davalı – karşı davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
– Davalı – karşı davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —————-gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
– Davalı – karşı davacı yararına “itibar tazminatı yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 6.950,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
c- Davacı – Karşı Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
– Davalı- Karşı Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ile 49,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.549,00 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı- karşı davacıya verilmesine,
2- Karşı davanın REDDİNE,
a- Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsiline,
b- Davacı- Karşı Davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalı- karşı davacıdan alınarak, davacı – karşı davalıya verilmesine,
c- Davalı – karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-Davacı – Karşı Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 316,10 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.816,10 TL yargılama giderinin davalı – karşı davacıdan alınarak, davacı – karşı davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.