Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/369 E. 2019/47 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2017/369
KARAR NO: 2019/47
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/05/2016
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; salça üretim ve ticareti ile uğraşan davacının firma geçmişinin —– uzandığını ;—— başlayan satışların —– kurulan ilk fabrika ile birlikte ihracat boyutu kazandığını ve dünyanın 20’yi aşkın ülkesinde davacının ——markalı ürünlerinin piyasalara arz edildiğini; davacının müteaddit seneler içinde———— gibi çeşitli belgeler ve ödüller aldığını; halihazırda davacının salça dışında közlenmiş biber, patlıcan, mayonez, ketçap, baharatlar, pirinç ve kuru bakliyat üretim ve satışı ile de uğraştığı;—– yanı sıra—-sınıflarda —— tescilli bulunan—— markasının davacının seri markası olduğu; davacının ——-akim unsurlu markalarının tüketiciler nezdinde maruf ve meşhur, tanınmış markalar olduklarını; davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının—- sayılı ———– ve —- sayılı ————–markalarını tescil ettirdiğini, davalının kötü niyetli ve yoğun kullanımlara başlamasının akabinde ilgili markalardan davacının haberdar olduğunu; davalının bu markaların tescil edildiği gibi değil, fakat kötü niyetli olarak davacı markaları ile neredeyse birebir şekilde kullandığını; davacının seri markaları ile iltibas yaratmaya çalıştığını; davalının bahse konu hukuka aykırı kullanımlarını davacının faaliyet gösterdiği marketlere kadar indirdiğini; muhtelif marketlere ait broşürlerde davacı ve davalı ürünlerinin aynı sayfada ve hatta yan yana teşhir edildiğini; davalının————— ibareli markalarının davacının tescilli ve tanınmış seri markalan ile ayniyet derecesinde benzerlik teşkil ettiğini; davalının adına tescilli markaların dışında, davacıya ait markalar ile açıkça iltibas teşkil eden kullanımları gerçekleştirmesinin davacıya ait markalara tecavüz oluşturduğunu ileri sürülerek,davalının —- Markalar Dairesinde tescilli bulunan—– numaralı —- ibareli ve —–numaralı ————- ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, —–nezdinde davacı adına tescilli markaların emtiaları bakımından tecavüzünün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemelerinin tespitine, önlenmesine ve durdurulmasına, diğer yasal haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; marka hükümsüzlük davaları bakımından -yıllık hak düşürücü süre bulunduğunu; davacının ———–bareli markanın tescilinden -yıl geçtikten sonra işbu davayı ikame ettiğini; bir aile şirketi olan davalının—— gıda toptancılığı ile başladığı ticarî faaliyetinin—-bu yana—— merkezli olarak birçok grup şirketi ile devam ettiğini; bakliyat üretim, işleme ve paketleme, marketçilik alanlarında faaliyet gösteren davalının ülkenin pek çok ilinde yerel marketler aracılığıyla ürünlerini tüketicilerle buluşturduğunu; davacının davalının markasından henüz haberdar olmasının imkânsız bulunduğunu; davacının dava açma yetkisini uzun süre kullanmayıp, davalı markasına yatırım yapıp sermaye harcadıktan sonra işbu davayı ikame etmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu; davalının —-markasını ticarî faaliyete başladığı günden bu yana iştigal alanını oluşturan emtiada nizasız ve fasılasız kullanarak ayırt edicilik kazandırdığını; davalının bir aile şirketi olması hasebiyle tüm ortakların soyadı ve şirket ticaret unvanının da çekirdek unsurunu oluşturan ————marka tescil başvurusunda bulunulduğunu; davacının markasından haberdar olup onun tanınmışlığmdan yararlanmak gibi bir niyetin söz konusu olmadığını; davalının marka tescil başvuru tarihi olan ——- davacının markasının tanınırlık ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığını; davacının reklâm kampanyalarının —–itibariyle hız kazandığını, ——— markaları ile davacıya ait markalar arasında 556 sayılı KHK md.8/l-b anlamında herhangi bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek benzerlik bulunmadığını; davacı markaları ile davalı markalarına ait mal ve hizmetlerin kullanım amaçlarının tamamen farklı olduğunu; davalının tescilli markalarını sadece kuru bakliyat emtiasında kullandığı, davacının faaliyet gösterdiği yemeklerde tatlandırıcı/sos niteliğinde salça ve baharat üretim alanında faaliyet göstermediği ve davacının da hiçbir suretle kuru bakliyat üzerine üretim ve pazarlama yapmadığını; davalı markalarının farklı kullanımının hiçbir surette söz konusu olmayıp davacının markaya tecavüz ve haksız rekabet iddialarının mesnetsiz bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; —markasında davacının öncelik hakkının bulunduğu iddiasıyla, davalı adına tescilli —- numaralı —— ibareli ve —- numaralı ————– ibareli markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, davalı markalarının tescilli oldukları şekilden farklı olarak kullanıldığı iddiasıyla marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır.
Taraflara ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, ———- ibareli markanın —– sınıflarda —- tarihinde ve —– numaralı ———– markasının ———- tarihinde davalı adına tescil edildiği,—- numaralı —– markasının —– sınıflarda —- tarihinde,—- numaralı —————– markasının—- sınıfta—- tarihinde, —-numaralı- markasının —- ve —. sınıflarda—–tarihinde,—–numaralı —- markasının—- sınıflarda ——– tarihinde, —- numaralı —- markasının—– sınıflarda ——- tarihinde, ——- numaralı ——— markasının —– tarihinde,—–numaralı———-markasının ——–. sınıflarda—– tarihinde, — numaralı ——– markasının ——–. Sınıflarda ———- numaralı —- markasının —- sınıflarda – tarihinde, —- numaralı —- markasının ——— sınıflarda —-tarihinde- numaralı —- markasının ——–Sınıflarda ——-tarihinde davacı şirket adına tescil edildikleri, taraflara ait markaların halen koruma sürelerinin devam ettiği tespit edilmiştir.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, davalı şirketin ilk tescilinin —– tarihinde, davacı şirketin ise —— tarihinde tescil edildikleri, her iki şirketin faaliyet alanında da gıda maddelerinin üretimi ve satışının yer aldığı anlaşılmıştır.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan ——- tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yönünden; davalının ihtilâf konusu fiilî markasal kullanımı bakımından——— sayılı marka tescillerin sağladığı korumadan yararlanamayacağı; davalının ihtilâf konusu fiilî markasal kullanımının davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve davacı aleyhine haksız rekabet teşkil ettiği; marka hükümsüzlüğü yönünden; hükümsüzlüğü istenen ———sayılı marka bakımından— yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği; bu markanın güncel kullanımı dikkate alındığında kötü niyetle tescil ettirilmiş sayılıp sayılmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu; hükümsüzlüğü istenen —— sayılı markanın tescil ettirildiği gibi kullanıldığı takdirde davacı markalarından ayırt edilebilir bulunduğu; hükümsüzlüğü istenen——- sayılı markanın ayırt edici unsurları itibariyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının ———— sayılı markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğu ve markaların ortalama dikkati haiz tüketicilerce birbirine karıştırılması veya ilişkilendirilmesi ihtimali bulunduğu; hükümsüzlüğü istenen —– sayılı markanı——- sınıflarda tescilli olduğu mallar bakımından davacının ———- sayılı markalarının—- sınıflarda tescilli bulunduğu mallar ile benzerlik arz ettiği; — sınıfta ise ———- hariç davacının —– sayılı markasının——. sınıfta tescilli bulunduğu hizmetler ile aynı mahiyeti taşıdığı tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan —–tarihli bilirkişi ek raporunda ise; davalının itiraz ettiği hususlar bakımından kök raporda yapılan tespitler ile vardıkları sonuçlarda bir değişiklik olmadığı, davacının——- markasının salça ürünleri bakımından tanınmışlığının bulunduğu görüşüne yer verilmiştir.
Dosyamız içerisinde mevcut İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin———Karar sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı ————davalı———– aleyhine —- tarihinde —-numaralı ve——numaralı markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece —— tarihinde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, kararın—— tarihinde keisnleştiği anlaşılmıştır.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’de hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacıya ait ———– numaralı markalar “domates ve biber salçaları, toz ve pul biber, pirinç, bulgur, keşkek, bakliyat, bezelye, fasulye, nohut, mercimek, soya, ketçaplar, mayonezler, soslar, salata sosları, salçalar, sirkeler, baharatlar” dahil olmak üzere çeşitli gıda maddeleri için çeşitli sınıflarda tescilli olduğu, marka tescillerinin davalının markalarından daha önce yapıldığı, davalıya ait olan ve hükümsüzlüğü talep edilen ———numaralı markalarının tescilli oldukları malların da davacının markaları ile aynı kapsamda oldukları, her ne kadar davalı taraf kendilerinin daha çok bakliyat, davacının ise domates ve biber salçası alanında faaliyet gösterdiklerini savunmuşsa da, tüm ürünlerin —- sınıfta yer alan gıda ürünleri olup, birbirlerinden ayrılmalarının mümkün olmadığı, —- ibaresinin davacının markalarının ve davalıya ait—- numaralı ———– markanın esas unsuru olduğu, her iki markanın esas unsurunun görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı kelimden oluştukları, davalının markasında yer alan diğer ibarelerin ayırt edicilik niteliklerinin bulunmadığı, tali unsurlar olduğu, her iki tarafın ürünlerinin aynı marketlerde ve raflarda satışa sunulması nedeniyle, ortalama tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, aynı işletmeye ait ürünler olarak algılanabilecekleri, bu nedenle davalının —— numaralı —— markasının davacıya ait ——— numaralı markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davacının markalarının tescilli oldukları —– sınıflarda yer alan tüm mal ve hizmetler ile —-. sınıfta yer alan ve davacının marka tescili kapsamında bulunmayan “reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler ———- hizmetleri dışındaki mal ve hizmetlerle ilgili 556 sayılı KHK’nin 8/1-b ve 42/1-b uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, davalının —– numaralı——markasının tescil tarihinden dava tarihine kadar yaklaşık —–yıl gibi uzun bir sürenin geçtiği, davacının markasının tanınmış marka olmadığı, yalnızca salça ürünleri için tanınırlığı bulunduğu, davalının markasının tescil edildiği tarihte de davacının markasının sektörde tanınır olduğunun kanıtlanamadığı, davacının sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığı, davalının———– markasını kötü niyetle tescil ettirdiğine dair bir delil bulunmadığı, ayrıca davalı markasında yer alan ———— ibaresi ile eşdeğerde ayırt ediciliğinin mevcut olduğu, tescilli olduğu şekilde kullanılması halinde davacının markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, bu nedenle ———- markasının hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet iddialarıyla ilgili toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile, davalının ———-ibaresini neredeyse görünmez kılarak, —- ibaresini ön plana çıkartmak suretiyle,—- numaralı ——- markasını ise —- ibaresini atmak veya — şeklinde kısaltmak suretiyle tescilli oldukları şekilden farklı olarak ve davacı markaları ile karışıklığa neden olacak şekilde kullandığının tespit edildiği, bu kullanım şekillerinin davalının tescilli markalarının sağladığı korumadan yararlanamayacağı, 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. Maddesinde tanımlanan markaya tecavüz ve TTK’nun 54 ve devamı maddelerinde tanımlanan ve dürüst olmayan kullanım nedeniyle haksız rekabet niteliğinde olduğu, davacının tescilli markası ile aynı veya benzer olan ve tescilli markasının kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli markası arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının önlenmesini talep edilebileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalıya ait ———– numaralı —— markasının tescilli olduğu——.sınıflar için tamamen, –sınıf için ise —— hizmetler——– hizmetleri dışındaki mal ve hizmetler yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve sicilden TERKİNİNE,
—-sınıfa dahil———– mal ve hizmetleri için hükümsüzlük talebinin REDDİNE,
-Davalının —-numaralı —— markası ile ilgili hükümsüzlük talebinin REDDİNE,
-Davalının —– numaralı —- ve —numaralı ——markalarında yer alan diğer sözcükleri küçük puntolarla yazarak — ibaresini tek başına ön plana çıkartmak suretiyle , davacının adına tescilli——- esas unsurlu markaları ile iltibas yaratacak şekilde kullanarak, davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine,
-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine ve durdurulmasına,
2- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı vekili için marka hükümsüzlüğü davası nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı vekili için markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti davası nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı vekili için red olunan kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 166,00 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.228,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 1.894,40 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 38,40 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 5,76 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/02/2019