Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/320 E. 2019/139 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/320 Esas
KARAR NO : 2019/139
DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ: 17/09/2015
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri————– tabiiyetinde bir şirket olduğunu, dünya çapında tescilli ve tanınmış olan ——— şekil markalarının ——— nezdinde tescil edilmiş olduğunu, müvekkil ———– İsviçre uyruklu, özel giyim eşyaları, aksesuar ve parfümeri sektöründe lider bir firma olduğunu,———markalarının——— nezdinde tescil edilmiş olduğunu, müvekkil———–uyruklu olup ———–nezdinde de tescil edilmiş olan ———— markalı tekstil malzemelerinin dünya çapında üretim, dağıtım ve pazarlaması ile iştigal ettiğini, müvekkil ———- nezdinde de tescil edilmiş olan——— markaları altında üretilmiş tekstil ürünlerinin dünya çapında üretim ve ticareti işleri ile iştigal ettiğini, davalının ———- getirdiği—— tarih ve ———— sayılı transit beyannamesi muhteviyatındaki ürünler arasında müvekkillerinin————– markalarını taşıyan ürünlerin bulunduğunun tespit edildiğini, anılan markaları taşıyan taklit mallara ilişkin gümrük işlemlerinin Haydarpaşa ——— tarafından ——— Kararları ile ——– sayılı Gümrük Kanunun m.57 uyarınca durdurulmuş olduğunu, davalı tarafından ———— sokulmak üzere ————– getirilen bu ürünlerin müvekkillerinin tescilli ve tanınmış markalarının taklit edilmesi suretiyle marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet yapıldığını belirterek, davalının müvekkilleri ve müvekkillerine ait tescilli markaları aleyhine iltibas ve tecavüz yaratan tüm kullanımların önlenmesine, davalının anılan ibareleri ürünler,hizmetler, yayınlar, ambalajlar, ilen,reklam,broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, fatutralar, kartvizitler ve sair her türlü evrak ile alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, ————– ve yurtdışında kullanmasının önlenmesine, ———– nezdinde ———- tarih ve sayılı transit beyannamesi muhteviyatı ürünlerden müvekkillerin tanınmış markalarını taşıyan ürünlere ve sair her türlü evrakın/malzemeye el konulmasına, hüküm kesinleştiğinde imhasına, davalının marka tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,, davacıların markalarına iltibas yaratan tüm kullanımların önlenmesine, kararın masrafı davalıdan alınmak üzere————–herhangi birinde yayınlanmasına, maddi ve manevi tazminat taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi vermemiş, ———– tarihli duruşmada; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu olan ürünlerin müvekkili tarafından üretilen ve satılan ürünler olmadığını, müvekkilinin sadece nakliye işi için Mısır’daki başka bir nakliye firması ile yaptığı anlaşma gereğince ürünleri taşıyan firma olduğunu, bu ürünlerin ———–gönderildiğini ve bazı eksikliler nedeniyle mahreci iade edilmesine karar verildiğinden bu kez ———– geldiğini, bu taşımada kullanılan konteynerin müvekkiline ait olduğunu, ancak ürünlerin —————- tarafından üretildiğinin poşetlerin üzerinden bilgilerden sabit olduğunu, ayrıca malların Mısır’daki sahibine ait dilekçe örneğini de dosyaya sunduklarını, müvekkilinin ürünlerin üretimi ve satışıyla ilgili hiç bir ilgisi olmamasına rağmen davanın müvekkiline karşı açıldığını, ———- gönderilen belgelerin bazı kısımlarının özellikle okunaksız bir şekilde gönderildiğini, mahrece iade ibaresinin gizlenmek istendiğini, bu belgelerin asıllarının istenerek incelenmesini istediklerini,————— firmanın cezai sorumluluktan kurtulmak için bu ürünlere sahip çıkmadıklarını, müvekkili hakkındaki davanın reddi gerektiğini, gerekirse müvekkilinin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi tarafından inceleme yapılmasını talep ettiklerini, gümrükçü ve muhasebeci bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden inceleme yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca halen müvekkili şirketin yetkilisi ——–hakkında bu olayla ilgili İstanbul Anadolu Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin————–Esas sayılı davasının devam ettiğini, müvekkilinin burada aklanacağını düşündüklerini belirterek, bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili ———– tarihli savunmasını ıslah dilekçesi ile de, dava konusu ürünlerin üreticisinin ———– olduğunu, ürünlerin yurt dışındaki alıcısının ise ———- olduğunu, ürünlerin göndericisinin ise —————- olduğunu, ürünlerin -tarihinde ———- teslim edilmek üzere ———- çekilmesine rağmen ————– malların kabul edilmediğini, malların gelen ülke limanına iade edilmesi için müvekkili şirketle diyalog içinde olan ———- ile anlaşarak malların yeniden ———-gönderilmesini talep ettiğini, gemi ile — gönderilen konteynerin——– çekildiğini,——-numaralı ——- ile gönderici ————-, alıcı———- tarafından hazırlanan beyanname ile konteynerin mahrece iade olarak gönderilen ülkeye iade edilmek istendiğini, yapılan kontrollerde taklit ürünlerin tespit edildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yalnızca konteyner taşımacılığı yaptığını, ürün satışı olmadığını, gümrük beyannamelerinin görevliler tarafından hazırlanan matbu evraklar olduğunu, müvekkili şirketin yetkililerin imzasını taşımadığını,—————dinlenmesi gerektiğini, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesini, İstanbul Anadolu Firi Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin ———- Esas sayılı davasının sonucunun beklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE; Dava, davacılar adına tescilli ve tanınmış marka olan —————marka ve logolarının, davalı adına —— nezdinde —————- tarih ve sayılı transit beyannamesi muhteviyatı ürünlerde kullanıldığı iddiası ile açılan markaya tecavüzün tespiti, men’i ve giderilmesine ilişkindir.
Dosyaya —-kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacılara ait ———- numaralı ——– ibareli markanın—— tarihinde, – numaralı —- ibareli markanın —- tarihinde,- numaralı ————-ibareli markanın ——— tarihinde,——- ibareli markanın ——————- tarihinde, —— numaralı “—— ibareli markanın ——- tarihinde,——- numaralı ———–ibareli markanın ——- tarihinde—– numaralı——- ibareli markanın—————– tarihinde, ———– numaralı —–ibareli markanın —— tarihinde, — numaralı —————– ibareli markanın ——-tarihinde, ——- numaralı ——– ibareli ——– tarihinde,————– numaralı——–markasının ———- tarihinde, ——numaralı———- markasının———– tarihinde,———- numaralı ——– markasının ——- tarihinde ve—–numaral——— markasının ——– tarihinde ——- nezdinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya ————— kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davalı adına işlem gören ——– sayılı durdurma kararına konu -adet ——————– markalı ürünün tasfiyelik hale geldiği, tasfiyelerinin – gün süre ile durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından düzenlenen ——– tarihli ———— gönderici-ihracatçı olarak davalı şirketin adının yazılı olduğu, alıcı olarak ise ——————– adının yazılı olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili ıslah dilekçesi sunarak tanık ve delil bildirmişse de ıslah yoluyla yeni delil ve tanık bildirilemeyeceğinden taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde heyet halinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan ————— tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “esas unsuru————— olan markaların ————-sınıfta (tekstil ürünleri) davacılar adına tescil edilmiş olduğunu, gümrük işlemleri durdurulan dava konusu tekstil ürünleri üzerinde ve ürün etiketlerinde ———— ibarelerinin markasal olarak kullanıldığını, davalının belirtilen ibarelerin aynısı/benzerini içeren bir marka tescilinin olmadığını, ————– tarih ve ————-sayılı yazısı ekinde gönderilen işlem dosyasından tespit edildiği üzere, dava konusu ürünler üzerinde davalının ————- olduğu ürünler üzerinde davacılar markasının kullanılmasının marka hakkına tecavüz kapsamında olduğunu, davacıların hak sahibi olduğu markalar ile davalı tarafından kullanılan markanın aynı/benzer olmasının davacının emeğinden haksız faydalanma olarak haksız rekabet kapsamında değerlendirileceği” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi ———— ise ayrık raporunda, davacılara ait benzer ürünlerin dosyaya sunulmamış olması nedeniyle davaya konu ürünlerle karşılaştırma imkanı olmadığını, davalının bu malları üretip üretmediği, başkasından satın alıp almadığı konusunda muhasebeci bir bilirkişi tarafından inceleme yapılması gerektiği, bu incelemelerden sonra marka tecavüzünün açıklığa kavuşturulabileceğini bildirmiştir.
İstanbul Anadolu Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ——— Esasa sayılı dava dosyası incelendiğinde, ————- ile şirket yetkilisi ———-hakkında davacılara ait markalara tecavüz suçlamasıyla kamu davası açıldığı görülmekle, dava bekletici mesele yapılmış, yapılan yargılama sonucunda, 556 sayılı KHK’nin 61/A-1 maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz suçunun oluşabilmesi için taklit ürünlerin üretilmesi, satışa arz edilmesi veya satılması gerektiği, sanığın ise transit taşımacılık yaptığı ve suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatine, şirket hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın istinaf yargı yolundan geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Her ne kadar bilirkişi ———— davacılara ait ürünlerin orjinallerinin mevcut olmaması nedeniyle marka hakkına tecavüzün tespit edilemeyeceğine ve davalının satıcı veya üretici olup olmadığının araştırılması gerektiğine dair ayrık görüş bildirmişse de, ürünler üzerinde davacılara ait markaların birebir yer aldığı, ürünlerin orjinal olduğuna dair davalı tarafça dosyaya hiç bir delil sunulmadığı gibi, ürünlerin ———— başka bir firma tarafından üretildiğinin savunulduğu, üretimi yapan firma ile davacılar arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olduğunun da iddia edilmediği, 556 sayılı KHK’nin 61/1-c maddesinde taklit ürünlerin ticaret alanına çıkartmak için gümrük bölgesine yerleştirme eyleminin markaya tecavüz olarak nitelendirildiği, davalının üretici olması veya doğrudan ürünlerin satışını yapmasının gerekli olmadığı anlaşılmakla ayrık bilirkişi görüşüne itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlık, davalı tarafından taşınan ve gümrük işlemleri davalı tarafından gerçekleştirilen taklit markalı ürünlerin markaya tecavüz oluşturup oluşturmayacağı noktasındadır. 556 sayılı KHK’nın 61/1-c maddesine göre, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak markaya tecavüz teşkil eder. Anılan madde hükmüne göre malı ticari amaçla elinde bulundurmak, o maldan ekonomik menfaat sağlamak için her ne sebeple olursa olsun yedinde tutmak anlamına gelir. Bu kapsamda taklit bir malı satmak , dağıtmak, ithal etmek, veya başka herhangi bir şeklide ticaret alanına çıkarmak örneğin onu kiralamak, üzerinde intifa hakkı kurmak bir sergide teşhir etmek, taşımak, antrepoda veya depoda bulundurmak tecavüz teşkil eden fiillerdendir. Somut olayda da davalı, taklit markalı ürünleri taşımış, aynı zamanda da gümrük beyannamesinde ———-olarak kendi adını yazmak suretiyle beyanda bulunarak gümrük işlemine tabi tutmuştur. Davalı, dava konusu taklit markalı emtinanın alıcısı veya göndereni olmasa da 6102 sayılı TTK’nın 18. maddesinde düzenlenen basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği hükmüne aykırı davranarak 6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre tecavüz fiiline iştirak etmiştir. Bu itibarla davalının eyleminin 556 Sayılı KHK’nın yukarıda açıklanan madde hükmü uyarınca davacıların marka hakkına tecavüz oluşturduğu, ele geçirilen ürün sayısı, ürünlerin niteliği ve gümrük sahasına sokulmuş olmaları nedeniyle, ticaret ile iştigal eden davalı şirketin davacıların Türkiye’de tescilli ve tanınmış markalarının üzerlerinde yer aldığı ürünlerin taklit olduğunu bilerek bu ürünlerin ticaretini yaptığı anlaşıldığından, 556 sayılı KHK m. 61/I-c uyarınca marka hakkına tecavüzün gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı hakkında markaya tecavüz suçuyla açılan kamu davası soncunda beraat kararı verilmişse de, 556 sayılı KHK’nin 61/A-1 maddesinde tanımlanan suçun oluşması için yalnızca taklit ürünlerin üretilmesi, satışa arz edilmesi veya satılması gerektiği halde, marka haklarına tecavüzü düzenleyen 556 sayılı KHK’nin 61/1-c maddesinde taklit ürünlerin gümrük işlemine tabii tutulması dahi markaya tecavüz olarak tanımlandığından, ceza yargılaması sonucunda da davalının bu ürünlerin taşımacılığını yaptığı tespit edilmiş olduğundan, davalı hakkındaki beraat kararının gerekçesine göre ceza mahkemesinin suçun oluşmadığına dair kararı, davalının davacıların marka haklarına tecavüz etmediği konusunda mahkememizce kesin delil olarak kabul edilmemiştir.
Toplanan deliller, davalı tarafça düzenlenen ———– davaya konu ürünlerin ele geçirilmesine dair tutanaklar, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davalının taklit olduğunu bildiği davacılara ait ——————-markalarını taşıyan ürünleri gümrük sahasına sokmak ve gümrük işlemine konu etmeye çalışmak suretiyle ticaretini yaptığı anlaşıldığından, 556 sayılı KHK’nin 61/I-c maddesi uyarınca marka hakkına tecavüzün gerçekleştiği ve tecavüze konu ürünlerin 556 sayılı KHK’nin 62/I-d maddesi uyarınca imhasına, depolama ve sundurma ücretinin davalıdan alınmasına karar verilebileceği anlaşıldığından, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
Davalının davacılar adına tescilli ————-markalarını taşıyan taklit ürünleri ticaret amacıyla gümrük işlemine tabi tutmak suretiyle davacıların marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun TESPİTİNE,
Davacıların markalarına iltibas yaratan tüm kullanımlarının ve haksız rekabetin ÖNLENMESİNE,
Davaya konu olan ———- nezdinde ————– tarih ve sayılı transit beyannamesi muhteviyatı ürünlerin, ilan, reklam, broşür, afiş vs.her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHASINA,
Ürünlerin depolama ve sundurma ücretlerinin davalıya tahmiline,
Davacıların maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle ———- yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde yayınlanmasına,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 16,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 55,40 TL harç ve 3.287,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.342,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı ———-vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davacılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/04/2019