Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/318 E. 2019/261 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/318 Esas
KARAR NO: 2019/261
DAVA : Markaya Tecavüz Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 09/09/2015
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; ——– ibaresinin ——- numarası ile müvekkili adına marka olarak tescil edildiğini, davalının, müvekkilinden izin ve icazet almaksızın, ——— adlı markayı taşıyan ürünün birebir aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin üretimini ve/veya ticaretini yaptığını, davalının müşterilere taklit ürün satarak müşterileri yanılttığını ve müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğini, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu durumun Büyükçekmece 1. Sulh Mahkemesi’nin ——– D. İş sayılı dosyası ile davalı şirketin şubesinde yapılan inceleme neticesinde bilirkişi tarafından tanzim edilen raporla tespit edildiğini, ürün ambalajlarının da davacının ambalajları ile aynı olduğunu, davacının ürününün set halinde ——TL bedelle satılmasına rağmen, davalının ——- TL bedelle sattığını, davacının zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak şartıyla, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabeti nedeniyle şimdilik —— TL maddi ve ——- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 556 sayılı KHK’nin 68. maddesi uyarınca davacının markasının kötü ve uygun olmayan şekilde kullanılmış olması nedeniyle —— TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle ——- yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede bir defa ilan yoluyla kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davaya konu ürünlerin müvekkili şirkete ——– tarafından tedarik edildiğini, müvekkili şirkete ürünlerin orijinal olduğunu ve yurt dışından tedarik edildiği bilgisinin verildiğini, dava konusu ürünün——– olması nedeniyle marka tecavüzünden söz edilemeyeceğini, müvekkili şirket ile————- arasında imzalanan ———– hükümlerine göre satıcının üçüncü kişilerin haklarının ihlal edilmeyeceğinin garantisini verdiğini, bu yüzden haksız rekabet ve marka tecavüzünden bahsedilemeyeceğini, dava konusu ürünün davalı dışında da birçok farklı mecrada farklı fiyatlarla satışa sunulduğunu, markaya tecavüz iddiasını kabul etmediklerini, ancak bir an için kabul edilse bile davacının talep ettiği maddi tazminat iddiasına dayanak teşkil eden delillerin ikame edilmediğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ve ayrıca ürünün uygun olmayan koşullarda kullanımının söz konusu olmaması dolayısıyla itibar tazminatı iddiasının da yersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava; davacı adına tescilli ———- markası ile üretilen taklit ürünlerin davalı tarafından satışa sunulması suretiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüz nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatı davasıdır.
Dosyaya ———- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——— numaralı———–markasının ———– tarihinde davacı şirket adına ——–.sınıflarda tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nin 66/2-a bendi uyarınca hesaplanmasını istediklerini bildirmiştir.
Davalı vekili dava konusu ürünleri ————- satın aldıklarını belirterek, davanın bu şirkete ihbarını talep etmiş ve dava bu şirkete ihbar edilmiştir.
Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin ——- D. İş dosyasında yapılan keşif sonucu hazırlanan — tarihli bilirkişi raporunda; keşif yeri olan——— unvanlı mağazalar zincirinin şubesinde —————— adlı markanın hem isim, hem de görsel olarak delil tespiti isteyen şirkete tescil edildiği belirtilen ———– numaralı marka tescil belgesi sureti göz önünde bulundurularak yapılan inceleme sonucunda, işbu mağazada delil tespiti isteyen şirkete tescilli olan ürüne hem marka ismi, hem de görsel olarak birebir benzeyen bir adet ürünün satışa hazır konumda bulunduğunun tespit edildiği, bahse konu ürünün keşif esnasında delil tespiti isteyen şirket vekili tarafından numarası——– olan fiş ile satın alınarak, fişi ile beraber tespit dosyasında sunulduğu belirtilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ———–oluşan heyetten alınan ——— tarihli bilirkişi raporunda; dosyanın hâlihazır durumu ve heyet üyelerinin uzmanlık alanları itibariyle, davalının satışını yaptığı ürünün orijinal olup olmadığı konusunda bir tespit yapılamadığı, bu nedenle, Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin——–D. İş sayılı dosyasında bulunan ürünün getirtilmesi ve davacının dosyaya örnek bir ürün sunmasının sağlanmasıyla birlikte söz konusu ürünlerin, teknik muayeneye tabi tutulması için plastik ürünleri konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiği, davalının satışını yaptığı ürünlerin orijinal olmadığının tespit edilmesi ihtimalinde; davalının, davacı markasını taşıyan taklitli ürünleri satmak suretiyle, 556 sayılı KHK m. 61/I – c uyarınca davacının marka hakkına tecavüz gerçekleştirdiği, davalının taklit ürün satışını yapması, tüketicinin, orijinal ürün almak yerine taklit ürün alması sonucunu doğurabileceğinden, somut olayda iltibasın mevcut olduğu; bu itibarla, marka hakkına tecavüzün yanısıra TTK anlamında haksız rekabetin şartlarının da gerçekleştiği, davacının 556 sayılı KHK’nın 66. maddesinin a bendi uyarınca “Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire göre” tazminat hesabı yapılmasını talep ettiği, fakat mali hesaplamanın yapılabilmesi için, her iki tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesinin gerektiği, dosya münderecatında bu nitelikte ve nicelikte bilgi ve belge yer almadığından, belirtilen konularda herhangi bir tespit yapılamadığı, plastik ürünleri konusunda uzman bilirkişinin davalının satışını yaptığı ürünlerin orijinal olmadığını tespit etmesi ihtimalinde, bu sefer aynı bilirkişiden, davalının satışını yaptığı ürün ile davacı ürününü kalite bakımından karşılaştırılmasının istenmesi uygun olacağı, şayet davalının satışını yaptığı ürünler, davacının ürünlerinden kalite olarak düşük ise, Mahkemece davacı lehine itibar tazminatı olarak bir miktar paraya hükmedilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememiz bilirkişi heyetine plastik konusunda uzman —– eklenmesi ve tarafların ticari defter ve belgelerinin sunulmasından sonra alınan ——– tarihli ek raporda; davacıya ait ürünün orijinal ürün olduğu, davalıya ait ürünün üzerinde ———— ibaresinin yer aldığı, davacının ürünün daha özenli olarak üretildiği, davalının ürününde ise özellikle gövde-tutamak ve muhafaza gibi kısımlarında tasarım ve üretimden kaynaklandığı sonucuna varılan bariz bazı hataların var olduğu, tutamak kısmında çöküntü izleri, tutamak kısmının gövdeye bağlandığı yerde hafif bir çıkıntı, ayrıca muhafaza kısmında çapak oluşumu gözlendiği, davalıya ait ürünün özensiz üretim nedeniyle davacının ürününden daha düşük kalitede olduğu, davacının talep edebileceği madddi tazminat tutarının ——– TL olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Yine Mahkememizce bu kez plastik sektör uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden itibar tazminatının ve yoksun kalınan kazancın miktarı yönünden alınan ek raporda; davacının —— tarihleri arasında geçen süre için tarafların ticari defter ve belgelerinin incelendiği, ———- tarihinde tespit yapıldıktan sonra davaya konu ürünlerin davalı tarafça toplatılarak tedarikçi firmaya iade edildiği, dava konusu ürünlerin yalnızca 13 gün satışının yapıldığı, buna göre davacının talep edebileceği tazminat tutarının ——– TL olduğu, itibar tazminatı yönünden ise somut bir delil bulunmadığı belirtilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 61. maddesinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 61/1-c maddesinde, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak marka hakkına tecavüz olarak sayılmıştır. Yine Türk Ticaret Kanununun TTK’nun 55/4.maddesine göre başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak haksız rekabet olarak sayılmıştır.
Uyuşmazlık, davalı tarafından ticaret alanına çıkartılan taklit markalı ürünlerin markaya tecavüz oluşturup oluşturmayacağı noktasındadır. Alınan bilirkişi raporları, dosyaya sunulan ürün örneği ve tüm dosya kapsamı ile davacı adına tescilli markayı taşıyan taklit ürünlerin davalı şirkete ait markette satışa sunulduğu anlaşılmıştır.556 sayılı KHK’nın 61/1-c maddesi kapsamda taklit bir malı satmak , dağıtmak, ithal etmek, veya başka herhangi bir şeklide ticaret alanına çıkarmak, örneğin onu kiralamak, üzerinde intifa hakkı kurmak bir sergide teşhir etmek, taşımak, antrepoda veya depoda bulundurmak tecavüz teşkil eden fiillerdendir. Somut olayda da davalı, taklit markalı ürünleri ticari amaçla elinde bulundurmuş ve satışa sunmuştur. Davalı, taklit malları başka yerden almış olsa bile 6102 sayılı TTK’nın 18. maddesinde düzenlenen basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği hükmüne aykırı davranarak, 6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre tecavüz fiiline iştirak etmiştir. Bu itibarla davalının eyleminin 556 Sayılı KHK’nın yukarıda açıklanan madde hükmü uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, ele geçirilen ürün sayısı, ürünlerin niteliği nedeniyle, ticaret ile iştigal eden davalının, davacıların —- tescilli markalarının üzerlerinde yer aldığı ürünlerin taklit olduğunu bilerek bu ürünlerin ticaretini yaptığı anlaşıldığından, 556 sayılı KHK m. 61/I-c uyarınca marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf, 556 sayılı KHK’nin 61/-c ve 66/2-a maddesi uyarınca davalının marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanılması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre maddi tazminat ve ayrıca 556 sayılı KHK’nin 62/1-b maddesi uyarınca manevi tazminat talep edebileceği, davalının davacı adına tescilli ———— markalı ürünleri —– günlük sürede satışa sunması nedeniyle, tarafların satış hasılat ortalamaları ve brüt karlarına göre yıllık olarak talep edilebilecek maddi tazminat tutarının——– TL olduğu, buna göre — günlük satış dönemi için davacını ——- TL maddi tazminat talep edebileceği, bu konuda alınan ——– tarihli ek bilirkişi raporunda bir yıllık tazminat hesabı yapılmış olup, —– günlük satış süresine göre oranlama yapılmadığından —– tarihli raporun hükme esas alınması gerektiği, 556 sayılı KHK’nin 66/1-c maddesi uyarınca davacının ———- TL’lik maddi tazminat talebinin yerinde olduğu, ayrıca davacıya ait markanın ticari iş hacmi, hangi tarihten beri tescilli olduğu, tarafların ticari ve ekonomik durumları, eylemin işleniş şekli ile somut olayın tüm koşulları dikkate alınarak, davacının manevi zararının karşılamaya yönelik ———– TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça itibar tazminatı da talep edilmişse de, davalının satışını yaptığı üründe bazı küçük üretim hataları bulunmasının itibar tazminatına hükmedilmesi için yeterli olmadığı, davacının markasının ne gibi bir kalite sembolü olduğunu, nasıl bir güven telkin ettiğini ve bu imaj ve güvenin ne şekilde zarar gördüğünü, kullanımın neden dolayı kötü ve uygun olmadığı hususlarını somut olarak ispatlayamadığı anlaşıldığından, itibar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacı adına tescilli —— numaralı———- markası ile üretilen taklit ürünlerin davalı tarafından satışa sunulması suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle ——- TL maddi ve ——— TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesi halinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle ——–yayın yapan tirajı yüksek günlük bir gazetede bir defa ilan yoluyla kamuya duyurulmasına,
Davacının fazlaya ilişkin —– TL maddi, —– TL manevi ve ——- TL itibar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 437,95 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 267,17 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.411,21 TL vekalet ücreti ve manevi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 6.411,21 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden takdir olunan 1.588,79 TL vekalet ücreti, manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden takdir olunan 2.000,00 TL vekalet ücreti, reddedilen itibar tazminatı üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 7.519,79 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 198,48 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 419,20 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.419,20 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranına göre, (%42) 1.856,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%58) 2.563,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre, (%58) 6,40 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%42) 4,60 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/10/2019