Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/290 E. 2019/316 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/290 Esas
KARAR NO: 2019/316
DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 27/04/2015
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men’i ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin ——- adı altında uzun yıllardır kuaför ve güzellik hizmetleri alanında faaliyet gösterdiğini, —-ibaresinin —– no ile davacı adına tescilli bir marka olduğunu, markanın hizmet kalitesi ile haklı bir üne kavuştuğunu, davalıların ——–ibaresini adi ortaklık ilişkisi içerisinde kullandıklarını, bu kullanımın İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ———–D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalıların daha önceki yıllarda müvekkilinin yanında çalıştığını ve müvekkilinin——– markasından haberdar olduklarını, davalıların eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını belirterek, davalıların davacının———– markasına yaptığı tecavüzün önlenmesine ve menine, markayı taşıyan tabelaların sökülmesine, her türlü reklam vasıtası, basılı evrak, kartvizit ve ürünlerinin toplatılmasına, internet sayfasının kapatılmasına, 556 sayılı KHK’nin 66/c maddesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik ——– TL maddi tazminatın markaya tecavüzün ilk olarak vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline,——– TL manevi tazminatın markaya tecavüzün ilk olarak vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, kararın masrafı davalılardan alınmak şartıyla tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin———- harç ikmal tarihli ıslah dilekçesi ile; dava konusu maddi tazminat talebini —— TL’ye arttırdıklarını beyan etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkillerinden …’ın —- yılından beri berberlik mesleğini icra ettiğini, faaliyet gösterdiği bölgede —- olarak tanınmış bir kişi olduğunu, — yılında—– adlı iş yerini davacıdan devraldığını ve işletmenin—- —-adı ile işletilmesine davacının rızası ile devam ettiğini, ——— yılı sonlarında davalı …’a ait kuaförün büyütülerek ve diğer davalılarla ortak olarak mevcut adrese taşındığını, davacının rızası ve bilgisi doğrultusunda —— davacıdan devir alınan yerle aynı işletme gibi görünmemesi için ——- adı ile faaliyete başladığını, müvekkillerinin kullanımında ön planda olan unsurun ——— ismi olduğunu, dava dilekçesinin tebliğinden sonra davacı markasına dair ibarelerin kullanıma son verdiklerini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli —- numaralı ——- markasının davalılar tarafından iltibas oluşturacak şekilde kullanılması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı …’in yargılama sırasında ölmesi nedeniyle, davacı vekili tarafından —-Noterliğinin —— yevmiye numaralı Mirasçılık Belgesi dosyaya sunulmuş, incelendiğinde; davacı —- tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçısı olarak eşi …, kızı … ve kızı …’in kaldığı tespit edilmiş, mirasçıları davaya devam etmiş, davacı vekili mirasçılar adına da vekaletnamesini dosyaya sunmuştur.
Dosyaya — kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; — numaralı —- ibareli markanın —-.sınıfta—- tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —— D.İş sayılı dosyasında yapılan delil tespitini müteakip marka vekili tarafından düzenlenen —tarihli bilirkişi raporunda; tespite konu mahalde tespit tarihi itibariyle ———— ibaresinin kullanıldığı, bu kullanımın dış mekanda tabelalar, otopark dambılı ve fiyat listesi gibi unsurları, iç mekanda ise muhtelif kullanımları ve kartvizit kullanımını içerdiği, ayrıca internet —– sayfasında da kullanım olduğu, tespite konu iş yerinin kuaför salonu olarak faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir.
Dinlenen davacı tanığı …; davacının bacanağı olduğunu, —- bulunan iş yerini tam hatırlayamadığı bir tarihte tahminen — yıl önce kapıttığını, daha sonra——-bu iş yerinde——– tabelasını gördüğünü, durumu davacıya kendisinin bildirdiğini, davalıları tanımadığını, davacıyla aralarında bir iş ilişkisi olup olmadığını bilmediğini, davacının yanında pek çok kişinin çalıştığını, hepsini tanımasının mümkün olmadığını, durumu davacıya bildirdikten sonra iş yeri sahipleri ile görüştüğünü ve haber gönderdiğini, tabelayı indirmelerini veya bu ismi kullanacaklarsa bir anlaşma yapmayı önerdiğini, ancak karşı taraftan kabul edilmediğini, davacının ——-dükkanını boşalttığını bildiğini, eşyalarının tamamını alıp almadığını bilmediğini, burayı başka birilerine devretmediğini bildiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı …; davacının yakın arkadaşı olduğunu, — yaşından itibaren bu markanın gelişmesi için çok emek verdiğini, ————– adıyla faaliyet gösterirken yaklaşık —- yıl kadar önce buradaki iş yerinden ayrıldığını, ancak burada aynı isimle daha önceden tanıdığı ve bir süre davacının da yanında çalışan …’un davacının burayı kapatmasından kısa bir süre sonra burada kuaför dükkanı açtığını bildiğini, davalı … ile davalı …’in akraba olduklarını, hatta burayı kapatıp ———- ismiyle faaliyette bulunmaya başladıklarını, bildiği kadarıyla davacının iş yerini başkasına devretmediğini, devretseydi para alması gerektiğini ve bundan haberi olacağını, davacı bu olayı öğrendikten sonra davalılarla görüşmeye ve markasını kullanmamaları hususunda anlaşma yapmaya çalışmışsa da karşı tarafın buna yanaşmadığını, hatta bir keresinde bu konuyu konuşmak için davacıyla birlikte ——- davalılara ait iş yerine birlikte gittiklerini, ancak iş yeri kapalı olduğu için görüşemediklerini, bu olay nedeniyle davacının büyük üzüntü ve sıkıntı yaşadığını, davacının iş yerini kapatırken tüm eşyalarını alıp almadığını bilmediğini, ancak burayı başkalarına devretmeyi istediğini, fiyat konusunda anlaşamadığı için devremediğini kendisinin söylediğini beyan etmiştir. bana dedi.Beyanı okundu.İmzası alındı.
Dinlenen davalı tanığı … beyanında; bir süre davacının ——— kuaför dükkanında çalıştığını, daha sonra davacının bu dükkanı …’a devrettiğini, dükkanda hiçbir eşyasını almadan olduğu gibi bırakarak ayrıldığını, kendisinin … ile … arasında iş yerinin devri ile ilgili bir konuşmaya tanık olmadığını, ancak …’ın kendilerini toplayarak burayı …’den devraldığını ve aynı isimle devam edeceklerini söylediğini, bu olaydan çok kısa bir süre sonra …’ın iş yerinden ayrıldığını, daha sonra —– adıyla iş yeri açtığını ve kendisini tekrar çalışması için geri çağırdığını, tekrar burada çalışmaya başladığını, hatırladığı kadarıyla — yılının —- ayı gibi bir avukat gelerek bu isimle faaliyet gösteremeyeceklerini söylediğini, ondan sonra iş yerinin tabelasının indirildiğini ve bu ismin kullanımına son verildiğini, devirle ilgili davacıya bedel ödenip ödenmediği konusunda bilgisi olmadığını, davalıların —– ne zaman bu isimle faaliyete başladıklarını tam olarak hatırlayamadığını, —– iş yerinin davacı ayrıldıktan sonra hiç kapanmadığını, davalıların burada faaliyetlerine devam ettiğini bildiğini, ayrıca — yılının —- ayından önce bu ismin kullanılmaması yönünde davacı tarafından davalılara her hangi bir uyarı yapılıp yapılmadığı dair bilgi sahibi olmadığını, böyle bir şeye tanık olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; davalı — tanıdığını, — yılında davalı ———-dükkanda çalışmaya başladığını, daha önce de aynı mahallede kendi iş yeri olduğunu, bu nedenle — tanıdığını, tarihini tam hatırlayamadığı, ancak — yılında kendisi çırak olarak çalışırken, davalı———— adında iş yeri olduğunu, kendisinden duyduğuna göre —– iş yerini devraldığını, bu nedenle her iki iş yerinin aynı ismi kullanması için —- olan iş yerinin adını ———- olarak değiştirdiğini, ——–dükkanın adının da aynı olduğunu, daha sonra —- yılı —- aylarında bir avukatın gelerek bu ismi kullanamayacağını söylediğini, bunun üzerine iş yerinde—— adıyla ilgili her türlü eşya ve tabelaları ve görsel tüm malzemeleri kaldırdıklarını, bu tarihten önce taraflar arasında bu konuda bir görüşme, ihtar ya da uyarı yapıldığına dair bilgisi olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; davalı …’ın —— dükkanında çıraklığından beri kuaför olarak çalıştığını, davacıyı daha önceden tanımadığını, davalı …’dan ——dükkanı ismiyle birlikte davacıdan devraldığını duyduğunu, bu konuda görgüye dayalı bilgisi olmadığını, davalı —— yılından bu yana —– ve civarında çeşitli yerlerde dükkan açarak kuaförlük yaptığını, —- iş yerinin adının —– olduğunu, —-kuaförü devraldıktan sonra —– yeni bir bay-bayan kuaför dükkanı açtığını, burada ——- adını kullanmaya başladığını, daha sonra — yılının —- aylarında bir avukatın gelerek bu ismi kullanamayacağını söylediğini, bunun üzerine iş yerindeki eski isimle ilgili her şeyi kaldırdıklarını, halen bayan kısmının —– adıyla, erkek kısmının ise ——- adıyla faaliyet gösterdiğini beyan etmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, —– tarihli raporda bilirkişiler; —– tescil numaralı ——— markasının —-.sınıfta “güzellik bakımı hizmetleri, güzellik salonu hizmetleri, kuaför salonları hizmetleri, manikür hizmetleri, kozmetik konusunda araştırma hizmetleri” için tescil edilmiş olduğu, davalıların bay-bayan kuaförü hizmet alanında—— markasını tescil ettirmeksizin kullandıkları, taraf markalarının benzer olduğu, davalıların —— yılında davacının —- adlı iş yerinin davacıdan devralındığını ve işletmenin ——adı ile işletilmesine davacının açık rızası ile devam edildiğini beyan etmiş iseler de bu beyanlarını ispat edemedikleri, davalıların kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davacı taraf lisans bedeline göre maddi tazminat hesaplanmasını talep ettiğinden, —–lisans bedeli sorulmuş, davacı tarafça dosyaya örnek lisans sözleşmesi sunulmadığından ve davacı taraf ticareti bırakmış olmakla ticari defter ve belgelerini de sunmadığından, bilirkişi heyetine muhasip bilirkişi dahil edilmek suretiyle davalıların ticari defter ve belgeleri incelettirilerek alınan —– tarihli ek raporda; davalıların davacıya maddi tazminat olarak —- verilerine göre bir yıllık cirosuna göre —–TL ödemesi gerektiği, marka değerinin ise —– TL olduğu belirtilmiştir.Mahkememizce bilirkişi heyetinden hukukçu bilirkişi yerine kuaför sektöründen bir bilirkişi eklenmek suretiyle alınan —– tarihli ikinci ek raporda; —- tarihli ek raporda tespit edilen görüş ve kanaatlerde değişiklik gerektirecek bir durumun saptanmadığı belirtilmiştir.
Davacı taraf davalıların davaya konu markayı — ay süreyle kullandıklarını kabul etmelerine rağmen, tazminat hesabının — ay üzerinden yapılmadığına dair rapora itiraz etmiş, taraf vekillerinin itirazları kapsamında aynı bilirkişi heyetinden alınan —tarihli ek raporda; davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının — gün için davalının cirosu ve — bildirilen %- emsal lisans bedeli oranına göre —- TL olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Davacılar vekili —— tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırarak, —-TL maddi tazminatın markaya tecavüzün ilk gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiş, davalı taraf ise, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığını, ıslah ile artırılan kısımla ilgili zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek itiraz etmişlerdir.
Davacı vekili ise, davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını ve bedel artırım dilekçesi sunduğunu, sunulan dilekçenin ıslah dilekçesi olmadığını beyan etmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde, davacının açıkça belirsiz alacak davası açtığını beyan etmediği, ancak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi tazminat talebinde bulunduğu tespit edilmiştir. Şayet açılan davada asgari bir miktar gösterilmişse ve bunun alacağın bir bölümü olduğu anlaşılmakla birlikte, belirsiz alacak davası mı yoksa belirli alacak olmakla birlikte kısmi dava mı olduğu anlaşılamıyorsa, bu durumda HMK’nun 119/1-ğ. maddesinin aradığı şekilde açıkça talep sonucu belirtilmemiş olacaktır. Talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, yani talep muğlaksa, HMK’nun 119/2. maddesi gereğince, davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesi istenmelidir. Ancak görülen davada davacı tarafa bu konuda kesin süre verilmesine gerek olmaksızın, açıkça davanın belirsiz alacak davası olduğunu açıklamış olduğundan ve dava dilekçesinde de alacağın yalnızca bir kısmı için dava açıldığı açıkça anlaşıldığından, dava belirsiz alacak davası olarak kabul edilmiş ve davalı tarafın zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık, davacı … adına tescilli—– markasının tescilli olduğu kuaförlük hizmetinde davacının markasıyla iltibas yaratacak derecede benzer olan ——– markasının davalılar tarafından davacının izni ile kullanılıp kullanılmadığına ilişkindir. Alınan bilirkişi raporları ile, davalıların kullandıkları markanın ve davacının markasının esas unsurunun ——– ibaresi olduğu, her iki markanın iltibasa neden olacak derecede benzer olduğu sabit olmuştur.
Her ne kadar davalı taraf, davaya konu olan markanın kullanım hakkını davacıdan devraldıklarını savunarak alacaklısı …, borçlusu … olan bir takım senet örneklerini dosyaya sunmuşlarsa da, taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme yapılmadığı, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının da bu konuda görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, davalı …’ın iş yerini davacı …’den devraldığının iki tarafın da kabulünde olduğu, sunulan senetlerde davacıya ait iş yerinin ve içindeki eşyaların devredilmesi nedeniyle düzenlenen senetler olmadığına ve marka kullanım hakkıyla ilgili düzenlendiklerine dair bir açıklama bulunmadığı, davalı tarafın bu iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmıştır.
Dosya incelendiğinde, davalı tarafın —–markasını —-yılından itibaren davalılar tarafından kullanıldığı, ancak ilk bilirkişi raporunda tazminat hesabının yalnızca bir yıl üzerinden yapıldığı, bu nedenle ilk raporun dikkate alınamayacağı, ikinci bilirkişi raporundaki hesaplamanın, kullanılan davacı markasının ekonomik değeri, davalıların cirosu üzerindeki etkisi, davalıların markayı iki ayrı iş yerinde kullanmış olmaları gibi unsurlar da değerlendirilmek suretiyle dava konusu dönem için, taraflar arasında serbest koşullarda bir lisans anlaşması yapılması halinde kararlaştırılabilecek hakkaniyete uygun bir miktar olduğu sonucuna varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile davalıların davacı …’e ait markayı izinsiz olarak kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettikleri, bu nedenle maddi ve manevi tazminat ödemeleri gerektiği, markanın —– yılından itibaren ve bir süre iki iş yerinde birden kullanılmış olmasına göre, davalıların ticari kayıtları ve davacının vergi kayıtları incelenerek hesaplanan —- TL maddi tazminatın olaya uygun olduğu, markanın ticari değeri, kullanıldığı süre ve davalıların cirosuna göre davacıya — TL manevi tazminat ödenmesinin de hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacıların murisine ait — numaralı—- markası ile iltibas yaratacak şekilde —– markasını davalılar tarafından iş yeri tabelelarında, iş evrakında ve iş eşyalarında kullanılması suretiyle MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİKLERİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUKLARININ TESPİTİNE,
Davalıların davacıların hak sahibi olduğu —- markasına yaptıkları TECAVÜZÜN ÖNLENMESİNE VE MEN’İNE,
—-ibaresini taşıyan tabelaların sökülmesine, her türlü reklam vasıtası, basılı evrak, kartvizit ve ürünlerin TOPLATILMASINA,
556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca —-TL maddi tazminat ile — TL manevi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davacıların fazlaya ilişkin —- TL manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalılardan alınmak şartıyla —- yayın yapan tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayınlanmasına,
Alınması gereken —- TL harçtan peşin alınan —-TL harcın mahsubu ile bakiye —- TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücreti, maddi tazminat davası üzerinden takdir olunan 16.691,60 TL ve manevi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 24.553,60 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davalılar vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yatırılan 3.575,96 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.603,66 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —- D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yatırılan 73,30 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından iş bu dosyada yapılan 405,10 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.405,10 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%93) 4.096,75 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%7) 308,35 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacılar tarafından İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —- D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yapılan 755,40 TL masrafın davanın kabul ve red oranına göre, (%93) 702,50 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%7) 52,90 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan 134,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%7) 9,40 TL’nin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine, bakiye (%93) 124,60 TL’nin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/11/2019