Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/247 E. 2020/260 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/247 Esas
KARAR NO : 2020/260

DAVA : Markaya Tecavüzün Giderilmesi ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/06/2014
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün giderilmesi ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin —- —- adlarında 5 adet büyük — projesi yaptığını, bu projelerle özellikle —— —-yarattığını, müvekkilinin —- kullandığı markasıyla——– tanıtım faaliyetlerinde bulunduğunu, davalı şirketin ise——- dükkanı işlettiğini, ——–” ibaresinin tescili için —- nolu başvuruda bulunduğunu, ancak tescil başvurusu henüz kabul edilmeden “———— ibaresini iş yeri tabelası ve iş evraklarında kullanmaya başladığını, davalıya Beyoğlu —.Noterliği’nin —- yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek marka tescil başvurusunun geri alınması ve haksız kullanımına son verilmesinin istendiğini, davalının ise cevabi ihtarname ile markaların benzer olmadığını beyan ederek iddiaları kabul etmediğini, taraf markalarının nice sınıfları farklı olsa da benzer mal ve hizmeti kapsayan kullanımın tecavüz sayılacağını, müvekkilinin —-” alanında, davalının ise —— faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanlarının ve markaların benzer olduğunu, bu sebeplerle davalı tarafça gerçekleştirilen tecavüzün giderilmesine ve önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; ——markasıyla faaliyet gösterdiği ve markasını tescil ettirdiği alanın —- —.sınıflar olup, taraf şirketlerin faaliyet gösterdiği alanın farklı olduğunu, davacı şirketin ———” faaliyetinin —.sınıf, müvekkilinin ise “—– —- kapsamında olduğunu, markalar arasında sınıfsal bir benzerlik bulunmadığını, davacı markası ile müvekkili şirketin tescilini talep ettiği markanın aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsamadığını, müvekkili tarafından kullanılan “— — ibaresinin baskın şekilde kullanıldığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli “—–” markasının davalı tarafından—— şeklinde kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün giderilmesi ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, —-sınıflarda — markasının ———-.sınıflarda 12.04.2010——— tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği,——– numaralı markasının, markanın yasal yenileme süreleri dahilinde yenilenmemesi üzerine hükümden düştüğü anlaşılmıştır.
—– incelendiğinde; —- başvuru numaralı ——- — markasının tescili için davalı tarafından 13.12.2013 tarihinde tescil başvurusunda bulunulduğu, marka başvurusuna itiraz üzerine ———— tarafından tescil başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, sektör uzmanı —————– oluşan — tarihli raporda; davacı markasının ———–.sınıfta tescil edildiği inşaat hizmetleri ile davalının faaliyet gösterdiği gayrimenkul komisyonculuğu hizmet alanlarının benzer olduğu, davacı adına tescilli marka ile davalının kullandığı markaların ——- ibaresi olduğu, markaların esas unsurları aynı olmakla, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, somut olayda maddi ve manevi tazminat talebi açısından kusur şartının gerçekleşmiş olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce kök rapora yapılan itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmak üzere dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişiler 25/01/2017 tarihli raporda; kök raporda varılan sonuçlardan farklı bir sonuca varılmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı yönünde görüş belirtmiştir.
Maddi tazminat hesabı yönünden muhasip bilirkişi ——————tarihleri arasında davalı şirketin iki adet taşınmazı satın aldığı, bunlardan birinin satışını 29/05/2014 tarihinde, diğerinin satışını ise 22/07/2014 tarihinde gerçekleştirdiği, alış ve satışı —– tarihleri arasında yapılan satıştan, davalı şirketin elde ettiği net karın 19.493,11 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davalının —- diğer giderler dikkate alınarak ve —- kar oranına göre davalının elde ettiği karın hesaplanması için aynı muhasip bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup,—- tarihli ek raporunda; kök raporda tespit edilen 19.493,11 TL kardan personel ve işçilik masrafı olan 3.244,00 TL’nin tenzilinden sonra davalı şirketin net karının 16.249,11 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı tarafından davacı aleyhine Ankara —-.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin —- Karar sayılı dosyası ile davalı tarafın marka tescil başvurusunun reddine dair verilen ——– kararının iptali ile marka başvurusunun tescili yönünde dava açıldığı anlaşılmış, bu davanın sonucu bekletici mesele yapılarak beklenmiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne, —————– —— sayılı kararının ——-sınıfta yer alan ——– ——————-ile sınırlı olarak kısmen iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay tarafından onanmak suretiyle —— tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili —– tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 19.493,11 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle ——– ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Karıştırılma —– tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre —–tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil,—– —- için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma—-ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada— tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı adına tescilli —- markasının esas unsurunun —- —-ibarelerinden oluştuğu, davacının markasının esas unsurunun davalının kullandığı markada aynen yer aldığı, davalının kullandığı markada yer alan ——ibarelerinin tali unsur niteliğinde oldukları, markaların farklılaşmasını sağlamadıkları, şekil unsurunun da markaların baskın karakteri olmadıkları ve markaları farklılaştırmaya yetmedikleri, davacının markalarının inşaat hizmetleri, inşaat araç ve gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri de dahil olmak üzere —–. sınıflarda tescilli olduğu, günümüzde inşaat firmalarının kendi yaptıkları konut ve iş yerlerini bizzat pazarladıkları, çeşitli kampanya ve taksit seçenekleri ile satışa sundukları, bu nedenle aralarında ortalama tüketicilerin de yer aldığı müşteri kitlesine hitap ettikleri, davalının davaya konu markayı —. sınıfta yer alan “——— için kullandığı, bu hizmetlerin davacının markasının tescilli olduğu — sınıftaki inşaat hizmetleri ile ilişkili olduğu, zira yukarıda da belirtildiği gibi, inşaat hizmeti sunan şirketlerin kendi yaptıkları konut ve iş yerlerinin satışını da yaptıkları, bu nedenle davalının markasını gören ortalama tüketicinin davacı şirket tarafından yapılan ev ve iş yerlerinin satışının yapıldığı bir firma olduğunu düşünebileceği, bu şekilde davacı ve davalı şirketleri ilişkilendirebileceği, markalar arasında bu şekilde bir iltibasın söz konusu olduğu, aynı gerekçelerle Ankara —- Karar sayılı kararı ile de davalının marka başvurusunun — bu hizmetler için reddine dair —- kararının iptali davasının reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davalının — unsurlu markasını bu şekilde kullanmasının davacının markadan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davacının tecavüzün tespitini, önlenmesini ve maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanını talep edebileceği, alınan bilirkişi raporu ile davalının bu marka ile yapmış olduğu satıştan 16.249,11 TL gelir elde ettiği, davalının kusur derecesi, tarafların ticari hacimleri, markanın kullanıldığı süre ve kullanım şekli dikkate alındığından 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının davacıya ait ——– numaralı markasının esas unsurunu oluşturan “—— ibaresini iş yeri tabelasında ve diğer iş ve tanıtım evrakında marka olarak kullanmak suretiyle davacının MARKA HAKLARINA YAPTIĞI TECAVÜZÜN GİDERİLMESİNE VE ÖNLENMESİNE,
“—-” ibaresinin yer aldığı davalıya ait her türlü tabela, iş evrakı ve dokümana EL KONULMASINA ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHASINA,
16.249,11 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 3.244,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle —— ilanına,
Alınması gereken 1.793,00 TL harçtan peşin alınan 674,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.118,55 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüzün giderilmesi ve önlenmesi davası üzerinden—- gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden —– gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden —- gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden——–gereğince takdir olunan 3.244,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden —gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 674,45 TL peşin harç ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 699,65 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 320,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.320,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%77) 2.556,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%23) 763,60 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.