Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/24 E. 2023/136 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO 2017/24 Esas
KARAR NO: 2023/136
DAVA: Denkleştirme Tazminatı, Kar Kaybı Alacağı, Manevi Tazminat
KARŞI DAVA: Markaya Tecavüz Nedeniyle Haksız Rekabetin Tespiti ve Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 11/09/2013
KARŞI DAVATARİHİ: 23/10/2013
KARAR TARİHİ: 13/07/2023

—–Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dava dosyasında yapılan açık yargılama sonucunda;

ASIL DAVADA İSTEM: Davacı-karşı davalı vekili——– Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında —– bayii olması için iki adet —- başlangıç-bitiş tarihli tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, davalının ——numaralı ihtarname ile davalının yapıştırıcı teknolojileri, yapı kimyasalları ve yapıştırıcılar iş birimine ait portföyde bulunan ürünlerin muadillerini piyasaya arz etmek amacıyla yerel üretim yapıldığı, davalının ürünlerine rakip ürünler satıldığı, davalının ürettiği ürün ,isimleri ile benzerlik gösteren alternatif —– isimli ürünü pazaralayarak haksız kazanç elde edildiği iddiasıyla sözleşmenin fesh edildiğini, teminat mektubunun da paraya çevrildiğinin bildirildiğini, —- yevimye numaralı ihtarname ile davalıya cevap verildiğini, —- ürününün deneme amacıyla başka firmalara —— olarak davalı tarafça ürettirilip kendilerine gönderildiğini, denemelerin olumlu sonuçlanması üzerine —- olarak piyasaya sürüldüğünü, ürünü kendilerine davalının gönderdiğini, feshin haksız olduğunun bildirildiğini, —- davalının yaptığı şikayet üzerine —— soruşturma sayılı soruşturmasının başlatıldığını, yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının ———- sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdığını, alınan bilirkişi raporu ile davalının sahte olarak üretildiğini iddia ettiği ürünlerin bizzat —- tarafından —— olarak üretilmekte olduğunun ikrar edildiği, —— deposunda davacının sahte olarak ürettiği iddia edilen bir takım ürünlerin bulunduğunun tespit edildiğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak fesh ettiğinin kanıtlandığını, davacının davalıya yetkili olduğu bölgede önemli bir müşteri portföyü kazandırdığını, müvekkilinin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar kaybı yaşadığını, ticari itibarının kaybolduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 10.000,00 TL denkleştirme (portföy) tazminatı, 10.000,00 TL kar kaybı, 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 70.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ASIL DAVAYA CEVAP:Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediklerini, müvekkili tarafından bayilik ilişkisinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı-karşı davalı ile —- tarihli — imzalandığını, davacı-karşı davalının — tarihleri arasında —— müvekkiline ait ürünlerin pazarlanması ve dağıtıcılığı görevini üstlendiğini, ancak davacı-karşı davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkiline ait ürünlerin muadillerini ürettiğini ve piyasaya arz ettiğini, bu nedenle —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, müvekkili şirketin —- 10 yıldan uzun süre çalışan —müvekkiline ait —- markalı su yalıtım ürünüyle ilgili arge çalışmaları sonucunda üretilen —— isimli ürünle ilgili tüm teknik detaylara ve bilgilere —–olduğunu, kendisiyle —– imzalandığını, bu kişinin —- tarihinde iş sözleşmesini fseh ettikten sonra davacı-karşı davalı şirketin——— şirketi olan —— sigortalı olarak çalışmaya başladığı, —– tarafından da danışman olarak çalıştırıldığını ve kendisine bir telefon verildiğini, — şirketinin eski unvanının —–olduğunu, — tarihinde unvan değişikliği yaparak müvekkiline ait —- markası ile iltibas yaratacak şekilde—–unvanını aldığını, davacı-karşı davalının —– ile işbirliği yaparak müvekkilinin üretmeyi planladığı — isimli ürünü üretmeye başladığı, ürünün başarılı olması üzerine adını —– olarak değiştirdiğini, — yapılan incelemede —– isimli ürünün müvekkiline ait depoda bulunmadığının anlaşıldığını, öte yandan müvekkili tarafından üretilmeyen ——– ürünün, müvekkiline —markası kullanılarak —– ibaresi ile satışa sunulduğu,——— isimli ürünlerin de müvekkili tarafından piyasaya sürülmeden önce davacı-karşı davalı —- tarafından piyasaya sürüldüğünü, ——–kodlu ürünler müvekkilinin portföyünde olmadığı halde müvekkiline ait ürünlermiş gibi piyasaya sunulduğunu, davacı-karşı davalı ile güven ilişkisinin sarsıldığını, teminat mektuplarının toplam 1.127.579,50TL’lik kısmının vadesi geçen borçların tahsili için müvekkili tarafından paraya çevrildiğini, müvekkilinin —— kodlu ürünün———— numarasının —- olarak değiştirildiğine dair iddiayı kanıtlayacak bir delil bulunmadığını, —– takipsizlik kararının henüz kesinleşmeidğini, —- yapılan delil tespitine ve rapora itiraz ettiklerini, ——– adlı ürünün —— tarafından talep edilmesi nedeniyle tek seferlik olarak ithal edildiğini, ——- üründen mennun kalmaması nedeniyle iade alınarak üretici firmaya teslim edilmek üzere müvekkiline ait depoda muhafaza edilirken delil tespitinin kötü niyetle yapıldığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesinden dolayı manevi tazminat ve portföy tazminatı koşullarının mevcut olmadığını, davacıya ciddi miktarlarda ciro primi ödemeleri yapıldığını belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

KARŞI DAVADA İSTEM: Davalı-karşı davacı vekili davacı-karşı davalı —– yanı sıra——- aleyhlerine açtığı karşı dava dilekçesinde; davalı —– davacının ürettiği —- ürünlerin bayiiliği için sözleşme imzaladığını, bu ürünlerin benzerini üreterek piyasaya sürmesi nedeniyle bayiilik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, davacı şirkette 10 yıl çalışan —– çalıştığı dönemde —- ürün gamında ——- isimli bir ürün geliştirildiğini, rekabet etmeme sözleşmesi imzalandığını, görevine son verildikten sonra davalı —— şirketinin kardeş şirketi olan —– çalışmaya başladığını, eski unvanının — olduğunu, davacının tescilli markası olan—– adını aldığını, ——isimli ürünü üretmeye başladıklarını, ——de bu taklit ürünleri sattığının —– soruşturması sırasında tespit edildiğini, bu şirketin de davacı-karşı davalı —–şirket ile kardeş şirket olduğunu, ortakları arasında bağlantı bulunduğunu, yine —– isimli ürünü — ürettiğini ve —- ile satışa sunulduğunu, ————- isimli ürünlerin de müvekkili tarafından piyasaya sürülmeden önce davacı-karşı davalı ——- piyasaya sürüldüğünü, sözleşmenin feshedilerek davalının borcuna karşılık teminat mektuplarının paraya çevrildiğini, davacının davalıdan hiçbir alacağının kalmadığını, davacı-karşı davalının müvekkiline karşı cari alacağının bulunduğu iddiasıyla —— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin takibe itiraz etmesi üzerine takibi durduğunu, davacı-karşı davalının itirazın iptali için—- sayılı davayı açtığını, yine —- tarafından ——- numaralı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu takibe de müvekkilinin itiraz ettiğini, itirazın iptali için —-tarafından müvekkiline karşı —– sayılı davasının açıldığını, —— tespit dosyasında alınan raporu kabul etmediklerini, diğer davalıların—- şirketinin ——— olduğunu belirterek, müvekkili şirketin çalışanını ayartmak suretiyle müvekkili tarafından üretilen ürünlerin muadillerini üreten ve pazarlayan, henüz daha müvekkilinin ürün listesinde bulunmayan ürünlere ilişkin teknik bilgileri usulsüz bir şekilde edinerek üreten ve müvekkili adına tescilli —- markasını kullanarak piyasaya süren, bayiilik sözleşmesi feshedilmesine rağmen ——- ibareli panonun kullanılmaya devam etmek suretiyle müvekkilinin ticaret unvanını ve markasını haksız şekilde kullanan davacı-karşı davalı — ve davalı —- ve dahi müvekkilinin — ibaresi ile iltibas yaratacak şekilde unvanını değiştiren —— mezkur fiillerinin TTK’nun 54 ve devamı hükümleri uyarınca haksız rekabt/haksız fiil ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye aykırılık teşkil etmesi sebebiyle; karşı davanın kabulü ile mezkur haksız rekabetin ve kanuna aykırılığın tespitine, men’ine, ref’ine, hüküm özetinin —yayın yapan bir gazetede masrafı karşı davalı ve diğer davalılardan alınmak üzere 1 kez ilanına, söz konusu marka hakkının ihlali ve haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararların karşılanması amacıyla şimdilik 400.000,00 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın bayiilik sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek banka iskonto faizi ile birlikte davacı-karşı davalı —— ve diğer davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.——- tarihli duruşmada, adına karşı davada dava açılan ve asıl davacı konumunda olmayan ——- yönelik olan karşı davanın asıl davadan tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verildiği, —- Esas numarasın kaydedildiği, —- Karar sayılı kararla davanın usulden reddine karar verildiği ve kararın 18/09/2014 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.

KARŞI DAVAYA CEVAP:Davacı-karşı davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; karşı davanın konusuna göre görevli mahkemenin ihtisas mahkemesi olduğunu, haksız rekabete ilişkin davanın 6102 sayılı TTK’nun 56. maddesi uyarınca açılacak haksız rekabet davaları için TTK’nun 60. maddesinde bu hakların doğumunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde bu hakların doğumundan itibaren 3 yıl olduğunu, davalı-karşı davacının sözde haksız rekabet oluşturan fiilleri 12/09/2012 tarihinden önceki dönemde öğrenmesine rağmen karşı davanın 23/10/2013 tarihinde açıldığını, karşı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin—- bir iş ilişkisine girilmediğini, davalı-karşı davacının ürünlerini—- firmaya——- olarak ürettirdiğini, üretici tarafından —– isimli firma aracılığıyla ürün adı ve koduyla birlikte davalı-karşı davacı firmaya teslim edildiğini, davalı-karşı davacı firma —– olduğundan ——– olarak ürettirdiği ürünlerin henüz ——- kodu gelmediğinden bu ürünlere bayilere gönderirken ———- malzemenin ambalaj ve türüne benzer formda olan, fakat kendi portföyündeki mevcut farklı ürünlere ait isim ve kodlarla fatura ettiğini, örneğin 09/03/2011 tarihli faturada —- isimli ürünün ——– üretim olduğu ve —– almamış olduğu için — tarafından —– yazılarak fatura edildiğini, müvekkilinin bu ürünleri faturada belirtilen farklı isimlerle değil, ürünün üzerinde yazılı gerçek isimleriyle muhaebe sistemine işlediğini, kataloglarında da bu isimlere yer verdiğini, müvekkilinin ticari kayıtları incelendiğinde bu ürünlerin isimlerinin el yazısıyla düzeltilip kaydedildiğinin görüleceğini, yani ürün isimlerindeki farklılıkların müvekkilinin taklit ürün satışı yapmadığını, —–tarafından gönderilen ürünlerin farklı isimle fatura edilmesinden kaynaklandığını, —– dosyası ile dava konusu ürünlerin davalı-karşı davacı tarafça başka firmalara ——– olarak ürettirildiğinin tespit edildiğini, yine ——- Soruşturma sayılı dosyasında davalı-karşı davacının taklit olarak üretildiğini iddia ettiği —– isimli ürünün davalı-karşı davacıya ait depoda çok sayıda bulunduğunun tespit ve rapor edildiğini, ——— şirketi arasında —— üretime ilişkin mail yazışmalarının mevcut olduğunu, ——- takipsizlik kararına karşı davalı-karşı davacı tarafça yapılan itirazın—– tarafından reddedildiğini belirterek, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.——–Karar sayılı kararla asıl ve birleşen davada görevli mahkemenin ——-olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, karar — sonucunda onanarak kesinleşmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE; Asıl dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat ile denkleştirme (portföy) tazminatı, karşı dava ise marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, ref’i, men’i ve maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Her ne kadar davalı-karşı davacı tarafça portföy tazminatı ve mahrum kalınan kar için belirsiz alacak davası açılamayacağına dair savunma yapılmışsa da, somut olay açısından kar mahrumiyetinden kaynaklı zararın olup olmadığı ve denkleştirme nedeniyle talep edilebilecek tazminat varsa miktarının ancak yargılama aşamasında ticari defterler ve belgeler üzerinde yapılacak inceleme neticesi ortaya çıkacağından, davacı-karşı davalının taleplerini belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürmesinde hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmakla, davalı-karşı davacının bu yöndeki tirazı kabul edilmemiştir.
Davacı-karşı davalı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti için açılan karşı davada zamanaşımı itirazında bulunmuşsa da, bu eylemlerin aynı zamanda suç teşkil etmesi nedeniyle ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, buna göre zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.Davalı-karşı davacının lisans hakkı sahibi olduğu marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —– markalarının dava dışı —- adına tescilli oldukları tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 11/01/2012 tarihinde imzalanan —— incelendiğinde; davacı-karşı davalıya davalı-karşı davacı tarafından kendilerine ait ürünlerin ——- markalı ürünlerin satışının yapılması için tek satıcılık verildiği, sözleşmenin süresinin 31/12/2012 tarihinde dolacağı, sözleşmenin tarafların sözlşemede yazılı adreslerine 90 gün öncesinden yazılı olarak haber vermek suretiyle feshedilebileceği, —- bu ürünlerin muadilinin satışını yapamayacağı, —- bölge içerisinde satış yaptığı firmalar ile alt bayiilik sözleşmesi yapmaya yetkili olduğu, —- rekabet etmeyeceği konusunda anlaştıkları tespit edilmiştir.Taraflar arasında daha önce de —— tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme süresinin 31/12/2011 tarihinde sona erdiği tespit edilmiştir.—– yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davalı-karşı davacı —- tarafından davacı-karşı davalı —- ürününü daha çok pazarlayıp satmak yerine bu ürün ismiyle benzerlik gösteren —-adlı ürünü pazarlayarak sözleşmeye aykırı davarandıkları gerekçesiyle sözleşmenin sona erdirildiğinin ihtar edildiği anlaşılmıştır.—— sayılı dosyası incelendiğinde, —- tarafından—- şirketine karşı açılan acentelik sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda —– sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, —– sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği tespit edilmiştir. Davacı-karşı davalıya ve dava dışı ——- ait ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; —— tarihinde ticaret sicile tescil edildiği, ortaklarının —- olduğu, ———- tescil tarihinin—-, temsilcisinin—- olduğu, —– tescil tarihinin —- ilk unvanının —– tarihinde unvanının —- olarak değiştirildiği, ortaklarının ——olduğu, —- tarihli genel kurul kararı ile ——– aktifi ve pasifiyle devredildiği anlaşılmıştır.——– sayılı dosyası dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; delil tespiti isteyenin ——-aleyhine delil tespiti istenilenin ——— olduğu, aleyhine tespit istenilen şirketin depo ve fabrikalarında delil tespiti isteyen şirket tarafından kendilerinden habersiz olarak satışa sunulduğu iddia edilen ürünlerin bulunup bulunmadığına dair delil tespiti yapılmasının talep edildiği, yapılan keşif sonucunda alınan 10/12/2012 tarihli bilirkişi raporu ile aleyhine delil tespiti istenilen şirketin deposunda ———- adlı ürünün bulunduğu, dava dosyasında — tarihi —- ait ürün gamı incelendiğinde, —koduyla —– ürünün ilan edildiği, ancak şimdi aynı ——- adlı ürünün satılıyor olduğu anlaşıldığından, — olmak üzere ürün adlarının davalı —- tarafından değiştirildiğine dair iddiaları doğrular nitelikte olduğu, —— ürünü olduklarının —— belirlendiği, tespit isteyen vekilince dosyaya sunulmuş bulunan ihtarnamelerin, davalı şirket tarafından yapılan savcılık şikayeti vs. ekler incelendiğinde anlaşıldığı üzere, davalının, kendi ürün gamında bulunmadığı halde tespit isteyen şirket tarafından bayilik sözleşmesine aykırı olarak yerel üretimi yapılmak suretiyle piyasaya sürülmüş olduğunu iddia ettiği ürünlerden——– isimli ürünün, aleyhinde tespit istenen davalı şirkete ait depoda çokça sayıda bulunanlar aile aynı ürün olduğu, çok miktarda —– mastik ürün kolilerinin bulunduğu, —- işyerinde bulunan ——- adlı ürünün, dosyaya sunulan davalı —- tarihli ürün gamında —- koduyla ilan edilen ürün olduğuna dair görüş bildirildiği, aleyhine tespit istenilen — vekili tarafından rapora itiraz edildiği tespit edilmiştir.——- soruşturma sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde, davalı-karşı davacı tarafça davacı-karşı davalı hakkında davaya konu olayla ilgili yapılan şikayet sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, karara karşı ——sayılı ve —— tarihli kararla reddine karar verildiği tespit edilmiştir.
—– ait —– kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde —- şirketinde çalıştıktan sonra—– çalıştığı tespit edilmiştir. Talimatla dinlenen davacı-karşı davalı tanığı —- davacı şirkette —-yılları arasında sevkiyat işinde çalıştığını, davalı şirketten kendilerine malzemelerin geldiğini, bu gelen malzemeleri doğru mu değil mi şeklinde kontrol edip teslim aldıklarını, sahte malzemeler geldiğini, örnek olarak —– bir malzeme olduğunu, bu malzemenin davalı-karşı davacı şirket tarafından ürün kodu alınmadığı için bu ürünün —— irsaliye edilmiş olarak kendilerine geldiğini, fakat gelen malzeme —– olduğu için kendilerinin irsaliye üzerinde bulunan—– ibareyi silip —–yazdıklarını, kendilerinden bu şekilde düzeltip, malzemenin üzerinde bulunan isim ile sisteme giriş yapmalarının istendiğini, buna benzer—– aynı şeyi yaşadıklarını, davalı-karşı davacı şirketin etiket gönderdiğini, etiketsiz olarak gelen ürünlerin de olduğunu, gönderdikleri etiketleri gönderdikleri ürünlere göre üzerine yapıştırdıklarını beyan etmiştir.
Talimatla dinlenen davacı-karşı davalı tanığı ———- davacı-karşı davalı şirkette ——–yılları arasında muhasebe sorumlusu olarak çalıştığını, aşağıdan gelen irsaliyelerin işlenmiş halde kendisine geldiğini, gelen irsaliyenin faturalaştırılması , muhasebeleştirilmesi işinin kendisi tarafından yapıldığını, ilk önce ürünlerle birlikte irsaliye geldiğini, sonra depo şefinin davalı-karşı davacı şirket tarafından belirtilen şekilde kodlarıyla birlikte işlediğini, daha sonra faturası geldiğinde irsaliye ile faturalaştırılmasını yaptıklarını, irsaliye ve fatura arasında farklılıklar olduğunu, irsaliyeler kendisine düzeltilmiş şekilde geldiğini, kendisinin de bu doğrultuda faturalaştırılmasını ve muhasebeleştirilmesini yaptığını beyan etmiştir.Duruşmada dinlenen davalı-karşı davacı tanığı ——-binasında çalıştığını, ——- tarihinde kalabalık bir ekibin geldiğini, güvenliğe herhangi bir şey söylemeden doğrudan içeri girdiklerini, kargaşa olduğunu, dolapları açıp baktıklarını, ellerindeki listeden bazı şeyleri kontrol ettiklerin gördüğünü, daha sonradan ——-geldiklerini, ,avukatlar ve bilirkişi olduklarını öğrendiğini, bilirkişiyi Mahkemenin görevlendirip görevlendirmediğini bilmediğini, —- daha önce —— bölümünde satış müdürü olarak görev yaptığını, görevi nedeniyle de bu ürünleri sattığı için teknik bilgilere sahip olduğunu düşündüğünü, başkaca ayrıntı bilmediğini, fabrikada yapılan keşif sırasında herhangi bir tutanak imzalamadığını, aradan 5 yıl geçtiği için hatırlamakta da zorlandığını, —- başlayan ürünleri olduğunu, ancak ürün gamında —- ibareli ürünün bulunmadığını, ——– geçtiğini arkadaşlarından duyduğunu, ancak —– bilgi aktarıp aktarmadığını bilmediğini, bu konuda herhangi bir şey duymadığını,—— kodlu ürünlerin —-olarak başka firmalara ürettirildiğini beyan etmiştir.Davalı-karşı davacı tanığı—— firmasına ait —— firmasında fabrika müdürü olarak görev yaptığını, —– kadar görevine devam ettiğini—– —– olduğunu, siparişe gelen malzemeleri ürettirdiklerini ve satışa gönderdiklerini, problemin olduğu zaman kendisinin fabrikada olduğunu, bir minibüs ile 7-8 kişinin fabrikaya ani giriş yaptklarını, her yerdeki katlara ve üretim hollerini girdiklerini, sonradan —— ilgili olduğunu öğrendiğini, kendilerine bir takım ürünler zikrettiklerini, kendisinin de zikredilen ürünlerin hiçbirinin burada üretilmediğini beyan ettiğini, sonra heyetin hızla yan tarafa intikal ettiklerini, kendisinin de firmanın avukatlarını aradığını, Mahkemeye heyeti ve bilirkişi heyetinin geldiğini söylediğini, ismi zikredilen ürünlerin burada üretilip üretilmediğinin sorulduğunu, kendisinin fabrikanın açılışından beri fabrikada görev yaptığını, ayrıldığı zamana kadar olan süreçte —- isimli ürün üretmediklerini, teknolojisine sahip olmadıkları bir kaç ürün ve fiyat avantajı nedeniyle tercih edilen ürünlerin ——– olarak dışarda ürettirildiğini, —– isimli ürünün şu anda aklına geldiğini, çok fazla ürünün dışarda ürettirilmediğini, —– ile sözleşmenin feshedilmesi sebebine birebir şahit olmadığını, —— fabrikada olduğu için satış pazarlama departmanının daha çok bilgi sahibi olduklarını, —— ile sözleşmenin neden feshedildiğini bilmediğini, ——- sözleşmesi sona erene kadar —- kendilerinden ürün alıp sattığını, kendisinin üretim izni olup olmadığını bilemediğini, —- markalarını kullanıp kullanmadığını da bilmediğini, —– tanıdığını,, yapı kimyasalları satış müdürü olduğunu, müşterilere uygulama aşamasındaki teknik bilgileri verebilecek bilgiye sahip olması gerektiğini, —– ayrıldıktan sonra ——geçtiğini haricen duyduğunu, kendisi ile hiç görüşmediğini, —elde ettiği bilgileri —- kullanıp kullanmadığını bilmediğini, ürünlerin formüllerini —– bilmesinin beklenmeyeceğini, çünkü kendisinin inşaat mühendisi olduğunu, ayrıca ürün formüllerinin gizli olduğunu, şirkette her işin tanımının yapıldığını, ——de görev tanımı nedeniyle bu bilgilere ulaşmasının beklenemeyeceğini, —— markasının belli bir ürün grubunun adı olduğunu, bu markadan sonra bazı harflerle, rakamlarla ürün çeşitliliğinin adlandırıldığını, —sözleşmenin geçerli olduğu dönemde kendilerinden — marka ürünler aldığını, — ibareli bir ürünlerinin olmadığını beyan etmiştir.Mahkememizce —- tarihli ara kararı ile —– davacı-karşı davalının ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınması için talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesinin incelenmek üzere davalı-karşı davacıya ait ürün örneğinin gönderilmesinin talep edilmesi üzerine, davalı – karşı davacıya ürün örneğinin ibrazı için 2 haftalık kesin süre verilmiş, ancak kesin süre içerisinde ürünü sunamayacaklarını bildirdikleerinden ürün üzerinde inceleme yapılamamıştır.
——— Talimat sayılı dosyası ile alınan — tarihli bilirkişi raporunda, —— tarihli kararı ile “kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair” karar verdiği, bu kararda özetle; şüphelilerin başkasına ait marka hakkına iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üretmedikleri, satımı gerçekleştirilen ürünlerin,——– tarafından ——– olarak üretilen ve şüphelilere ait firmalara gönderilen ürünler olduğu, şüphelilere atılı suçun, unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğ, bu karara davalı/karşı davacı —— firmasınca yapılan itirazının——tarihli kararı ile reddedildiği, dolayısıyla marka hakkına tecavüz olayının vuku bulmadığının onaylandığı, Savcılık makamınca tespit olunduğu üzere, söz konusu ürünlerin ——firması tarafindan ——- olarak üretilen ve şüphelilere ait firmalara gönderilen ürünler olduğunun ortaya çıktığı, davacının da beyanının, ihtiyacı karşılamak ve hızlı teslim için ————— olarak ürettirilen ürünlere yönlendirildikleri yönünde olup, savcılık tespitleri ile aynı doğrultuda olduğu, gerekli mukayese için davalı/karşı davacının ——– firmasından istenilen —- numunesininin, —– firmasınca bulunamadığının beyan edilmesi ve mahkemeye sunulmaması nedeni ile taklit olduğu iddia edilen ürün ile kendi ürünlerinin mukayesesinin mümkün olmadığından, iddia olunan marka hakkına tecavüz fiilinin gerçekleşmediği, davacı/karşı davalının —davalı/karşı davacının —– ibareli markalarını kullanarak üretim yapıp yapmadığının tespit edilemediği, dolayısıyla davacının dayandığı sahte, marka, hakkına tecavüz teşkil eden yahut haksız rekabet teşkil eden üretim olgusunu ispat edemediği, davacı/karşı davalının —— markaya tecavüzün gerçekleşmediğinin tüm dava dosyası kapsamında anlaşılmasından dolayı davalı/karşı davacının uğradığını iddia ettiği kazanç kaybı, maddi zararının tespitinin yapılamadığı, davacı/karşı davalının———- davalı/ karşı davacının ürünlerinin bölgede tanınması, tercih edilmesi ve yaygınlaştırılması için önemli çaba sarf ettiği ve davalıya bölgede önemli bir müşteri portföyü kazandırdığı, buna bağlı olarak sözleşmenin sonlanmasından sonra da —— firmasının bölgede kazanç elde etmeye devam ettiğini iddia ederek “Denkleştirme (portföy) tazminatı” talep ettiğini, bu iddianın doğruluğunun ancak davalı/karşı davacı —– defter ve belgeleri incelenerek tespit edilebileceğine dair görüş bildirmişlerdir.Mahkememizce 04/12/2018 tarihli arar kararı ile davalı-karşı davacının —— yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan 01/03/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya 2011 yılında yaptığı satış tutarının KDV dahil :8.753.018, 71 TL, 2012 vılında vaptığı satıs tutarının KDV dahil 3.957.835,53 TL olduğunun hesaplandığı, davalı/karşı davacı—— şirketinin, davacı bayiye ise ödediği —- ücretinin; 2011 yılında : 738.055,78 TL, 2012 yılında 183.722, 46 TL olduğu, davacı/karşı davalı şirketin 2012 yılında ciro priminin düşük olmasının nedeninin, 2012 yılında, davalı ——– bir önceki yıla göre % 121 oranında daha az tutarda mal almasından kaynaklandığının anlaşıldığı, bu verilerin asıl dava yönünden değerlendirildiğinde; iki yıllık ciro primi ortalamasının KDV dahil 738.055,78+183.722,46/2= 460.889,12 TL olduğu, bu durumda hesaplanan 460.889,12 TL ciro priminin KDV hariç (460.889,12/1: 1/18= 390.584,00 TL) 390.584,00 TL olup, bu durumda davacı-karşı davalının dava tarihi itibariyle davalı-karşı davacı şirketten 390.584,00 TL portföy tazminatı alacağı olduğu, davacı-karşı davalının şimdilik 10.000,00 TL talep ettiği, sözleşmenin davalı-karşı davacı tarafça 111 gün önce fesh edildiği, dava dosyası içerisinde, davacı-karşı davalı acentenin, sözleşmenin feshinden sonra acentelik veya ticari faaliyetine devam edip etmediği hususunda bir veri veya belgeye rastlanılamadığı, bu durumda davacının uğradığı kar mahrumiyet tutarının orantı yöntemiyle; (111 x 390.584) / 365 =118.780,00 TL olarak hesaplandığı, karşı dava yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında düzenlenen Bayilik Sözleşmesinin——— ürün satın alınması hususunun hedeflendiği ve bütçelendiğinin görüldüğü, davalı/karşı davacının ticari defterlerinde; 2011 yılında yapılan satış tutarının KDV dahil 18.753.018,71 TL, 2012 yılında yapılan satış tutarının KDV dahil 13.957.835, 53 7L olduğu, bu durumda, eğer davacı/karşı davalı, marka hakkına tecavüz etmemiş ve haksız rekabet içerisinde bulunmamış olsaydı, 2012 yılı sonuna kadar 7.000.000,00 TL+KDV ürün alımını gerçekleştirmiş ve böylece de karşı davacı ——, yaptığı bu satıştan kar elde etmiş olacağı,2012 yılı satışlarının KDV hariç; 3.957.835.53 /1: 1/18 = 3.354.097.90 TL olup, bu durumda davacının, 2012 yılı bütçesinden; (7.000.000 — 3.354.097.90) = 3.645.902.10 TL satış gelirinden yoksun kaldığı ve dolayısıyla da bu miktar kadar zarara uğradığının anlaşıldığı, bu tutardan, satılan malın maliyeti ve faaliyet giderleri tenzil edilmek suretiyle zararın tespitinin gerektiğini, davalı/karşı davacı —— yılı mali tablolarında faaliyet kar oran ortalamasının Faaliyet karı / Net Satışlar hesabıyla; 2011 yılı : 69.258.093,00 / 860.695.462,00 = %8, 2012 yılı : 73.995.410,00 / 945.278.061,00= %8, ortalama yıllık % 8 olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davalı/karşı davacı ———şirketinin, sözleşmenin haklı feshinden dolayı davacı/karşı davalı şirketten; (3.645.902.10 x 0.08)=291.672,16 TL alacağı bulunduğu kanı ve sonucuna varıldığı, dosyaya sunulan evrak ve delillerde bayilik sözleşmesi sonrasında davalı/karşı davacıya ait ———- ibareli markalı ürünlerin satıldığı konusunda herhangi bir delile rastlanmadığı, mali incelemede davacı/karşı davalının kod ile satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalı/karşı davacının gelirinde azalmaya sebep olduğu yönünden talep ve inceleme yapıldığı, kod ile yapılan satışın davalı/karşı davacının dava konusu olan tescilli markaları ——– markaları kullanılarak yapılmadığından dolayı marka tecavüzü yönünden bir haksız kullanımın tespit edilemediği, değerlendirmenin tescilli markalar yönünden yapıldığı, markaya tecavüz şartlarının oluşmadığına dair görüş bildirmişlerdir.Taraf vekillerinin rapora itiraz etmeleri nedeniyle bilirkişi heyetinden ek rapor istenilmiş, bilirkişiler dosyaya sundukları 16/09/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacı- karşı davalı itirazları yönünden: davacı vekilinin, yapılan tazminat hesabına; KDV hariç ——- numaralı 153.000,00 TL ve ———numaralı KDV hariç 27.000,00 TL bedelli iki adet ciro prim faturasının katılmadığını iddia ettiği, davacı-karşı davalının ticari defterleri incelenemediğinden, bu faturaların davacı kayıtlarında yer alıp almadığının tespit edilemediğini, ancak ——— Karar sayılı ilamında, söz konusu 2 adet faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, bu fatura bedellerinin, davalı —– talep edilmesinin gerektiği hususuna karar verildiği ve bu kararın, dosyada mübrez ——— ilamıyla kesinleştiğinin görüldüğü, davalı——- ticari defterlerinde ise, —– yılı ciro prim ortalamasının KDV dahil 460.889,12 TL olup, KDV‘siz tutarının ise 390.584,00 TL olduğunun hesaplandığı, bu durumda, kök raporda yapılan ciro primi hesabına, (153.000+27.000=180.000,00) 180.000,00 TL‘lik fatura bedelinin de ilavesi gerektiği, buna göre;2011 yılında; 738.055,78 TL (KDV dahil), 2012 yılında; (183.722.46+212.400=396.122,46 ) 396.122,46 TL (KDV dahil), bu iki yılın ortalamasının KDV dahil (738.055.78 +396.122.46/ 2 = 567.089,12) 567.089,12 TL olup, KDV hariç tutarın 480.584,00 TL hesaplandığı, bu durumda davacının dava tarihi itibariyle davalı —- 480.584,00 TL portföy tazminatı alacağı olduğu, sözleşmenin davalı —– tarafından haksız feshedildiğinin kabulü halinde davacının, dava tarihi itibariyle davalı şirketten 480.584,00 TL alacağının olacağı, Sözleşmenin davalı —–tarafından haklı olarak feshi halinde ise davacının davalı —— bir alacağının olmayacağı, karşı davacı —- karşı davalıdan 291.672,16 TL alacağının olacağı, kök rapordaki diğer görüşlerinin muhafaz edildiğine dair görüş bildirmişlerdir.Mahkememizce 28/01/2020 tarihli ara kararı ile TTK nun 122. maddesinde sayılan şartların mevcut olup olmadığı ; davacı-karşı davalının kar kaybı hesaplanırken davalı-karşı davacının markasının satışlara etkisinin değerlendirilmesi, ayrıca asıl ve karşı davada talep edilen maddi tazminat koşullarının mevcut olup olmadığının ve ayrıca tarafların daha önce incelenen defterlerine göre maddi tazminat hesaplarının yapılması için yeniden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti dosyaya sundukları 07/08/2020 tarihli raporda; Portföy Tazminatı Yönünden; TTK’nun 122/2.maddesinde; “Tazminat, acentenin son beş yıllık. faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.” düzenlemesinin yapıldığı, davalı/karşı davacı —-şirketinin, davacı bayiye ise ödediği KOMİSYON (ciro primi) ücretinin; 2011 yılında 738.055,78 TL, 2012 yılında 183.722,46 +212.400,00=396.122.46 TL (KDV dahil) olduğu, bu iki yılın ortalamasının KDV dahil: (738.055.78 + 396.122.46) / 2=567.089,12 TL olup, KDV hariç 480.584,00 TL hesaplandığı, bu durumda davacının, dava tarihi itibariyle davalı —— 480.584,00 TL portföy tazminat alacağı, olduğu kanı ve sonucuna varıldığı, Kar Mahrumiyeti Yönünden; somut olayda davacı/karşı davalı bayinin sözleşmesinin, sözleşme bitiminden 111 gün önce feshedildiği, eğer sözleşme feshedilmemiş olsaydı davacının, davalı ——– tarihine kadar komisyon (ciro pirimi) elde etmeye devam edeceği, zira davacının—— gelirinin, ciro priminden oluştuğu, dava dosyası içerisinde, davacı acentenin, sözleşmenin feshinden sonra acentelik veya ticari faaliyetine devam edip etmediği hususunda bir veri veya belgeye rastlanılamadığı, bu durumda davacının uğradığı kar mahrumiyet tutarının orantı yöntemiyle; ——– hesaplandığı, Karşı Dava Açısından; davalı/karşı davacıya ait tescilli markalar yönünden yapılmış olup, dosyaya sunulan evrak ve delillerde bayilik sözleşmesi sonrasında, davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya ait ——– ibareli markalı ürünlerin satıldığı konusunda herhangi bir delile rastlanmadığı, mali incelemede davacı/karşı davalının kod ile satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalı/karşı davacının gelirinde azalmaya sebep olduğu yönünden talep ve inceleme yapıldığı, sözkonusu kodlar ile yapılan satışlarda, davalı/karşı davacının dava konusu olan tescilli markaları ———- markaları kullanılarak yapılmadığından dolayı,davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacı adına tescilli markalarından doğan haklara tecavüz teşkil edecek bir kullanımının tespit edilemediği yönünde görüş bildirmişlerdir. Mahkememizce 13/10/2020 tarihli ara kararı ile TTK’nun 122. maddesindeki sözleşmenin haksız feshi dışında kalan portföy tazminatı şartlarının mevcut olup olmadığına dair ek rapor istenilmiş, bilirkişiler dosyaya sundukları 09/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporu ile; taraflar arasaında imzalanan sözleşme, sözleşmeni feshine ilişkin ihtarname ve tüm dosya kapsamına göre önceki değerlendirmelerini etkileyecek farklı bir tespit yapılamadığına dair görüş bildirmişlerdir. Mahkememizce 18/02/2021 tarihli ara kararı ile önceki bilirkişi heyetinden yeniden TTK 122.maddesinde belirlenen denkleştirme tazminatı koşullarından bu sözleşme nedeniyle davacı-karşı davalının getirdiği yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da davalı-karşı davacının önemli menfaatler elde edip etmediği, davacı-karşı davalının sözleşmenin sona ermesiyle kendisi tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı, elde edeceği ücret isteme hakkını kaybedip kaybetmediğini, buna göre Portföy tazminatının talep edilip edilemeyeceğini ve miktarının ve davalı-karşı davacının markasının satışlara etkisinin oranının tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelere göre belirlenmesi için ek rapor istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler dosyaya sundukları 18/08/2021 tarihli ikinci ek raporda; davacı-karşı davalı ——– yılında satış yaptığı müşterilerin tespit edilerek bu müşterilerin davalı-karşı davacı —— dava konusu üründen mal alımı yapıp yapmadığının tespit edilmesi gerektiği, ancak davacı-karşı davalının ——–kayıtları üzerinde inceleme yapmalarının mümkün olmadığına dair görüş bildirmişlerdir. Bu kez Mahkememizce —- tarihli ara kararı ile —– talimat yazılarak davacı-karşı davalının taraflar arasındaki sözleşmelerin devam ettiği — döneminde davaya konu ——– isimli ürünlerden hangi müşteriye ne kadar adet ve tutarda ürün sattığına dair bu dönemdeki ticari defter ve kayıtları üzerinde muhasip bir bilirkişi tarafından inceleme yaptırılarak rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiş, muhasip bilirkişi —– tarihli bilirkişi raporu ile; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgeler, davacı şirketin —- yılları ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; davacı-karşı davalı —– tarafından, davalı-karşı davacı —- ürünlerinden olan —- adlı ürünleri rapor içeriğinde yer verilen tablolarda——- görülen tarihli faturalarla tablolarda görülen tutarlarda kişi ve/veya kuruluşlara satışının yapıldığı. belirtilen ürünlerin davacı-karşı davalı şirketin ticari defter kayıtlarında, — altında —–içinde bulunduğu, belirtilen ürünlerin tabloda görüldüğü gibi davacı-karşı davalının muhasebe defter kayıtlarına dayanak olan ve davacı-karşı davalı şirket tarafından alıcılara keşide edilen faturalardan (faturalarda belirtilen ürünler ile başkaca ürünlerin de satışı yapıldığı, bu ürünlerden yapılan indirim ve ıskontolar vb. de düşülerek adı geçen ürünlerin —- hariç net tutarlarının tablolarda görülüğü şekilde tespit edildiği) tespit edilerek ilgili faturaların ticari defterlerde tablolarda belirtilen tarih ve yevmiye numaraları ile kayıtlı olduğu, —-yılında satılan —- adlı üründen toplamda —- yılında satılan —– adlı üründen toplamda ——–adlı ürün satışlarının toplam:——- tutarında satış yapıldığının tespit edildiğine dair görüş bildirmiştir.Mahkememizce —- tarihli ara kararı ile; en son rapor alınan bilirkişi heyetinden davalı-karşı davacının —– tarihleri arasındaki ve sözleşmenin sona ermesinden sonraki—- ticari defter ve belegleri incelenerek, talimatla alınan bilirkişi raporuna göre davacı-karşı davalının —– markalı ürünleriin satışını yaptığı gerçek ve tüzel kişilerle, özellikle de davacı-karşı davalının rapora beyan dikeçesinde belirttiği —— davalı-karşı davacının sözleşmenin sona erdiği 12/09/2012 tarihinden sonra da ticari ilişkisinin devam edip etmediği, TTK’nun 122. maddesinde belirlenen denkleştirme tazminatı koşullarından bu sözleşme nedeniyle davacı-karşı davalının getirdiği yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da davalı-karşı davacıının önemli menfaatleri elde edip etmediği, davacı-karşı davalının sözleşmenin sona ermesiyle kendisi tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybetip etmediğine, davalı-karşı davacının markasının satışlara etkisi olup olmadığına, ayrıca davacı-karşı davalının davaya konu edilen 11/01/2012 tarihli sözleşmenin başlangıcından fesih tarihi olan 12/09/2012 tarihine kadar sözleşme kapsamındaki ticari faaliyetlerinden elde ettiği gelirin ortalamasının ne kadar olduğuna dair daha önce talimatla incelenen davacı-karşı davalının ticari kayıtlarıyla ilgili raporlar dikkate alınarak ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş,dosyaya sunulan 10/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının talebi doğrultusunda davalının sözleşme devam ettiği sürede dava konusu ünleri sattığı dönemde idda edilen —— dava konusu ürün satışlarının tespiti amacı ile yapılan incelemede —– yıllarında herhangi bir ürün satışı yapıldığının tespit edilmediğini, asıl davada talep edilen portföy tazminatıyla ilgili yapılan incelemede; TTK’nun 122/2.maddesinde; “Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.” düzenlemesinin bulunduğunu, davalı/karşı davacı —— şirketinin, davacı bayiye ise ödediği —— hesaplandığı, bu durumda davacının, dava tarihi itibariyle davalı——- portföy tazminat alacağı olduğu kanı ve sonucuna varıldığı, somut olayda davacı/karşı davalı bayinin sözleşmesinin, sözleşme bitiminden 111 gün önce feshedildiği, eğer sözleşme feshedilmemiş olsaydı davacı, davalı —– tarihine kadar komisyon (ciro pirimi) elde etmeye devam edeceği, zira davacının —-gelirinin ciro priminden oluştuğu, dava dosyası içerisinde, davacı acentenin, sözleşmenin feshinden sonra acentelik veya ticari faaliyetine devam edip etmediği hususunda bir veri veya belgeye rastlanılmadığı, bu durumda davacının uğradığı kar mahrumiyet tutarının, orantı yöntemiyle; —— hesaplandığı, karşı dava açısından değerlendirmelerinin davalı/karşı davacıya ait tescilli markalar yönünden yapılmış olup, dosyaya sunulan evrak ve delillerde bayilik sözleşmesi sonrasında, davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya ait ——— ibareli markalı ürünlerin satıldığı konusunda herhangi bir delile rastlanmadığı, mali incelemede davacı/karşı davalının kod ile satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalı/karşı davacının gelirinde azalmaya sebep olduğu yönünden talep ve inceleme yapıldığı, söz konusu kodlar ile yapılan satışlarda , davalı/karşı davacının dava konusu olan tescilli markaları ——-markaları kullanılarak yapılmadığından dolayı, davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacı adına tescilli markalarından doğan haklara tecavüz teşkil edecek bir kullanımının tespit edilemediği yönünde görüş bildirilmiştir.Mahkemmeizce — tarihli duruşmada davalı-karşı davacının —- tarihleri arasındaki ticari defter ve belgeleri ile sözleşmenin sona ermesinden sonraki —- tarihleri arasındaki ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak, önceki bilirkişi heyetinden taraf vekillerinin rapora itirazları da incelenerek; davacı-karşı davalının —– markalı ürünlerin satışını yaptığı gerçek ve tüzel kişiler ile, özellikle de davacı-karşı davalının rapora beyan dilekçesinde belirttiği ———- davalı-karşı davacının sözleşmenin sona erdiği —— tarihinden sonra da ticari ilişkisinin devam edip etmediği, TTK’nun 122.maddesinde belirlenen denkleştirme tazminatı koşullarından bu sözleşme nedeniyle davacı-karşı davalının getirdiği yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da davalı-karşı davacının önemli menfaatler elde edip etmediği, davacı-karşı davalının sözleşmenin sona ermesiyle kendisi tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa süre içerisinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybedip etmediğine, davalı-karşı davacının markasının satışlara etkisi olup olmadığına, ayrıca davacı-karşı davalının davaya konu edilen 11/01/2012 tarihli sözleşmenin başlangıcından fesih tarihi olan 12/09/2012 tarihine kadar sözleşme kapsamındaki ticari faaliyetlerinden elde ettiği gelirin ortalamasının ne kadar olduğuna dair daha önce talimatla incelenen davacı-karşı davalının ticari kayıtları ile ilgili raporlar da dikkate alınarak ek rapor hazırlamalarına karar verilmiş, bilirkişi heytei dosyaya sunduğu 22/03/2023 tarihli ek raporda; davacının talebi doğrultusunda davalının sözleşme devam ettiği sürede dava konusu ünleri sattığı dönemde iddia edilen —–dava konusu ürün satışlarının tespiti amacı ile yapılan incelemede —- yıllarında herhangi bir ürün satışı yapıldığının tespit edilmediği, — yılında ise — satış olduğunun tespit edildiği, asıl dava açısından portföy tazminatıyla ilgili incelemede; TTK’nun 122/2.maddesinde; “Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.” düzenlemesinin bulunduğunu, davalı/karşı davacı —— şirketinin, davacı bayiye ise ödediği komisyon (ciro primi) ücretinin 2011 yılında : 738.055,78 TL, 2012 yılında :(183.722.46+212.400,00)=396.122,46 TL(KDV dahil), bu iki yılın ortalamasının KDV dahil: (738.055,78+396.122,46) / 2=567.089,12 TL olup, KDV hariç tutarının; 480.584,00 TL hesaplandığı, bu durumda davacının, dava tarihi itibariyle davalı — 480.584,00 TL portföy tazminat alacağı, olduğu kanı ve sonucuna varıldığı, —– yılı dahil edildiğinde; bu durumda davacının, dava tarihi itibariyle davalı——- tazminat alacağı olduğu kanı ve sonucuna varıldığ, kar mahrumiyeti yönünden ise; somut olayda davacı/karşı davalı bayinin sözleşmesinin sözleşme bitiminden 111 gün önce feshedildiği, eğer sözleşme feshedilmemiş olsaydı davacının, davalı ———- tarihine kadar komisyon (ciro pirimi) elde etmeye devam edeceği, zira davacının Bayilik Sözleşmesindeki gelirinin, ciro priminden oluştuğu, dava dosyası içerisinde, davacı acentenin, sözleşmenin feshinden sonra acentelik veya ticari faaliyetine devam edip etmediği hususunda bir veri veya belgeye rastlanılamadığı, bu durumda davacının uğradığı kar mahrumiyet tutarının, orantı yöntemiyle; (111 x 480.584,00) / 365= 146.150,20 TL hesaplandığı, 2013 yılı da dahil edildiğinde, bu durumda davacının uğradığı kar mahrumiyet tutarının, orantı yöntemiyle; (111 x 414.841,03) / 365= 126.157,14 TL hesaplandığı, karşı dava açısından; davalı/karşı davacıya ait tescilli markalar yönünden yapılmış olup, dosyaya sunulan evrak ve delillerde bayilik sözleşmesi sonrasında, davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya ait ——- ibareli markalı ürünlerin satıldığı konusunda herhangi bir delile rastlanmadığı, mali incelemede davacı/karşı davalının kod ile satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalı/karşı davacının gelirinde azalmaya sebep olduğu yönünden talep ve inceleme yapıldığı, söz konusu kodlar ile yapılan satışlarda , davalı/karşı davacının dava konusu olan tescilli markaları ——markaları kullanılarak yapılmadığından dolayı, davacı/Karşı davalının, davalı/karşı davacı adına tescilli markalarından doğan haklara tecavüz teşkil edecek bir kullanımının tespit edilemediğine dair görüş bildirmişlerdir.Davacı-karşı davalı vekili 18/10/2019 tarihli dilekçesi ile, belirsiz alacak davası olarak açtığı davasında portföy tazminatı talebini 480.594,00 TL, kar kaybı talebini ise 146.150,00 TL olarak belirli hale getirmiş ve eksik harcı tamamlamıştır.Asıl davanın çözümü için öncelikle karşı davanın çözümlenmesi gerekir. Davacı-karşı davalı tarafça, davalı-karşı davacıya ait ürünlerin formüllerinin ele geçirilerek ——- markalı ürünlerin fason üretiminin ve satışının yapıldığı, ayrıca sözleşme feshedilmesine rağmen —–markasının kullanıldığı iddia edilmişse de, toplanan deliller, marka tescil kayıtları, —– soruşturma sayılı soruşturması sonucunda verilen ve kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, —— sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti, —-davasıyla ilgili ——- kesinleşmiş kararı, tanık anlatımları ile davacı-karşı davalının taklit ürün satışı yaptığının, ———– markasını kullandığının ve davalı-karşı davacının ürün bilgilerini haksız olarak ele geçirmek suretiyle üretim yaptığının kanıtlanamadığı, karşı dava dilekçesinde davacı-karşı davalı tarafça ——- olarak üretildiği iddia edilen bazı ürünlerin davalı-karşı davacının —- depolarında mevcut olduğunun tespit edildiği, sözleşme feshedildikten sonra 15/07/2013 tarihinde davacı-karşı davalı şirketçe devralınan dava dışı ——- tarihinde ticaret unvanını —-olarak değiştirdiği ve bu ibarenin davalı-karşı davacının —– markası ile benzer olduğu tespit edilmişse de, dava dışı şirketin ticaret unvanında yer alan —–ibaresinin davacı-karşı davalı tarafça marka olarak kullanıldığına dair dosyada bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Toplanan deliller, tanık anlatımları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davalı-karşı davacının ürün satışı yapıldığı iddiasıyla taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi feshettiği, gerek —— soruşturma sayılı soruşturması sonucunda verilen ve kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, —- sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti, gerkese —- Esas sayılı davasıyla ilgili —— Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile davacı-karşı davalının taklit ürün satışı yapmadığının ve sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacı-karşı davalının T.B.K.’nun 123 vd. maddeleri gereğince müspet veya menfi zararını isteyebileceği, alınan ve aynı yönde görüş bildirilen—— tarihli tarihli bilirkişi raporları ile davacı-karşı davalının sözleşme süresinde davalı-karşı davacıdan aldığı komisyon toplamının, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ticari faaliyette bulunamadığı 111 günlük süreye oranlanlarak yapılan hesaplama sonucunda 146.150,20 TL gelirden mahrum kaldığının tespit edildiği, bu mahrum kalınan kâr hesaplamasının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmakla, bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı-karşı davacı tarafça davacı-karşı davalıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı-karşı davalı ayrıca denkleştirme (portföy) tazminatı da talep etmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 122. maddesinde “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, denkleştirme tazminatı talep koşulları belirlenmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin de tek satıcılık sözleşmesi olduğu, bu nedenle koşulları varsa denkleştirme tazminatı talep edilebileceği, alınan bilirkişi raporları, dosya kapsamında incelenen taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile; davacı-karşı davalının özellikle ——-davalı-karşı davacıya müşteri olarak kazandırdığını iddia ettiği, bu iki şirkete sözleşmenin feshinden sonraki dönmede davalı-karşı davacı tarafça— markalı hiç bir ürün satışının bulunmadığı, —- markalı ürünlerden ise toplam 334.359,00 TL tutarında satış yapıldığı, oysa sözleşme süresince —– markasıyla yapılan satış tutarının toplam 6.469.129,50 TL olduğunun tespit edildiği, sözleşme boyunca yapılan toplam satış tutarının yaklaşık %5’i kadar olan satışların davalı-karşı davacı için önemli bir menfaat düzeyinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin yalnızca 21 ay kadar devam ettiği, ayrıca davalı-karşı davacının alanında bilinirliği yüksek olan——- markasının da bu satışlara etkisinin yadsınamayacağı, bu nedenlerle TTK’nun 122. maddesindeki koşulların mevcut olmadığı, bu şirketler dışında davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya başkaca müşteriler kazandırdığına ve davalı-karşı davacının bu müşterilerden davacı-karşı davalının çalışmaları ve çabaları sayesinde sözleşmenin feshinden sonra da yüksek ciro elde ettiğine dair iddiasını ispatlayamadığı, bu nedenle davacı-karı davalıya denkleştirme tazminatı ödenmesine karar verilmesinin hakkaniyete uygun olamayacağı anlaşılmakla, davacı-karşı davalının denkleştirme tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Her ne kadar davacı-karşı davalı tarafça sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle manevi tazminat da talep edilmişse de, davalı-karşı davacının sözleşmeyi haksız fesh etmesinin davacı-karşı davalının kişilik haklarına tecavüz teşkil etmediği, bu nedenle manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜ K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
146.500,00 TL kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
Davacı karşı davalının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 10.007,40 TL harçtan peşin alınan 11.556,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.549,55 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacı-karşı davalıya iadesine,
Davacı-karşı davalı vekiline kar kaybı alacağı davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 22.922,50 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline reddedilen denkleştirme (portföy) tazminatı davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 70.281,76 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 10.007,40 TL peşin harç ve 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 10.031,70 TL harç giderinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 824,40 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 14.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 15.274,40 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%34) 5.193,30 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine, bakiye (%66) 10.081,10 TL’nin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
Karşı davanın REDDİNE,
Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 8.538,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.268,40 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davalı-karşı davacıya iadesine,
Davacı-karşı davalı vekiline reddedilen marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalı vekiline reddedilen maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davacı-karşı davalı vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 maddesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2023