Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/203 E. 2019/48 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/203
KARAR NO : 2019/48
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 17/07/2013
KARŞI DAVA TARİHİ: 06/09/2013
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin—– yılında kurulduğunu, davacı şirketin yetişmiş elemanı ve uygun alt yapısı ile akaryakıt otomasyon sistemleri üzerine yazılım geliştirmekte ve bu yazılımlarla ilgili yasalar çerçevesinde tüm akaryakıt istasyonları ile ——— Kurulu arasında denetime elverişli bir haberleşme ve raporlama ağı kurduğunu,—-yılında —— ilk sektöre özel ———- tabanlı olarak piyasaya süren——- otomasyon sistemleri firmaları ile işbirliği içinde çalıştığını,———— tarih ve 3287 sayılı kurul kararı ile—– yılı itibari ile ülkemizde bulunan tüm akaryakıt istasyonlarına otomasyon sisteminin kurulduğunu, ülkemizde bu otomasyon sistemlerini üreten, satan, bakım ve onarımlarını yapan ———— olmak üzere 6 firmanın bulunduğunu, bu firmaların tamamının kendi yazılımlarını kullandığını, davalının yazılımları ile müvekkilinin yazılımlarının birbirinden tamamen farklı platformda farklı dilde yazılmış programlar olduğunu, davalı firmanın otomasyon yazılımlarının——— ortamında derlendiğini, müvekkili şirket yazılımlarının ise —— ortamında derlendiğini, piyasa koşulları gereği maliyet düşürmek amacıyla akaryakıt istasyonlarının kurulmuş olan donanımları değiştirmeksizin bakım ve güncelleme işini yürütecek firmaları süreç içerisinde değiştirebildiklerini, değişiklik sonrası yeni firmanın, kendine ait yazılımı sisteme yükleyerek sistemi çalışır kılmaya devam ettiğini, akaryakıt istasyonunun çalıştığı firma değişirken, önceden satın alınmış donanımlarının değişmediğini, bu durumda yeni şirketin yazılımı ile akaryakıt istasyonunda bulunan donanımın bir şekilde uyumlu hale getirilmesinin gerektiğini, davalı şirket dışındaki 5 firma kendi yazılımı ile akaryakıt istasyonun sahibi olduğu donanımın arasında iletişim kurabilmek amacıyla basit bir converter üzerinde bulunan iki satırdan ibaret olan iletişim protokollerini internet üzerinden paylaştığını, yani davalı ———firmasının diğer 5 firmanın donanımları ile çalıştığını, ancak kendi iletişim protokollerini paylaşmayarak, diğer firmaların kendi donanımları ile çalışmasını engellemeye çalıştığını, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet yarattığını, 5846 sayılı FSEK md.1/B-h bendinde ———bilgisayar program bölümlerinin fonksiyonel olarak birlikte çalışması ve karşılıklı etkilenmesi ve alışverişi yapılan bilginin karşılıklı kullanım yeteneği” olarak tanımlandığını, aynı kanunun 38.maddesinde “Bağımsız yaratılmış bir bilgisayar programı ile diğer programların ara işlerliğini gerçekleştirmek üzere gerekli bilgileri elde etmek için, bilgisayar programının çoğaltılması ve işlenmesi anlamında kodun çoğaltılmasının ve kod formunun çevirisinin de zorunlu olduğu durumlarda, bu fiillerin ifası aşağıdaki şartların karşılanması halinde serbesttir: 1.Bu fillerin, ruhsat sahibi veya bir bilgisayar programının kopyasını kullanma hakkı sahibi diğer bir kişi tarafından veya onların adına bunu yapmaya yetkili kişi tarafından ifa edilmesi, 2.Araişlerliği gerçekleştirmek için gerekli bilginin, (1) numaralı bentte belirtilen kişilerin kullanımlarına sunulmaması, bu fiillerin, ara işlerliği gerçekleştirmek için gereken program parçaları ile sınırlı olması” denildiğini, müvekkili şirketin kendi yazılımı ile akaryakıt istasyonu sahibinin davalı şirketten satın aldığı donanımların iletişimin sağlamak, arayüz gerçekleştirmek amacıyla iletişim protokollerini öğrendiğini, bu bilgiyi sadece belirtilen amaç için kullandığını, bu sebeple müvekilinin fiilinin FSEK kapsamında suç teşkil etmediğini, kendisine ait—————— yazılımının bu meyanda ———- aleyhine tespit istenen şirkete ait ————- anlamında mali ve manevi haklara tecavüz etmediğinin, haksız rekabet oluşturmadığının ve kendi yazılımı ile akaryakıt istasyonunun sahibi olduğu donanımın arasında iletişim kurabilmek amacıyla basit bir converter üzerinde bulunan iki satırdan ibaret olan, iletişim protokolünün kendisinden elde edilip, kendi yazılımlarıyla uyumlu hale getirilmesinin davalının mali ve manevi haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği hususunun tespitini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP/ KARŞI DAVA: Davalı …vekili ——- tarihinde verdiği cevap dilekçesinde, davacı/karşı davalının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, 5846 sayılı kanunun 38.maddesinde sayılanların bir hak olmadığını, 3.kişilere dermeyan edilemeyeceğini, bu hakkın sahibine bir def’i olarak ileri sürülebileceğini, serbestilerin kullanılabilmesinin ön şartının bilgisayar programını hukuki yollardan edinmek olduğunu, davacı/karşı davalının müvekkilinden edindiği bir bilgisayar programı olmadığını, müvekkilinin protokolünün aynısını alarak kendi yazılımında kullandığını, bu protokolleri kullanmanın davacı/karşı davalı açısından bir zorunluluk teşkil etmediğini, davacı/karşı davalının kendi protokolünü oluşturarak yazdığı programda ve piyasada satılan açık kodlu————–protokolüne sahip probe ile kullanabileceğini ya da mevcut probede bulunan elektroniği değiştirerek kendi protokolünü kullanma imkanına sahip olduğunu, müvekkilinin protokol kodlarının kapalı olması nedeninin dışarıdan bir müdahele edilmesini istememesinden kaynaklandığını, satılan akaryakıt kaçağının engellenmesi maksadı ile dağıtım şirketleri tarafından———— online olarak bildirim yapıldığını, bu protokollerin açık kaynaklı sunulması halinde art niyetli kişilerin ara cihazlar ile sisteme müdahale etmesine ve satışı yapılan akaryakıt miktarının kontrolünün yapılmamasına imkan sağlayacağından kamu yararı açısından doğru bulunmadığını, müvekkilinin manevi çıkarı olduğunu, kaçağın önlenmesi ile ödeyeceği vergi de azalacağından ve kamu hizmetinden daha fazla yararlanacağı için maddi çıkarının da olduğunu, müvekkilinin protokolü içinde imalat teknolojisini içeren ve başka benzer sistemlerde bulunmayan know how olduğunu, davacı/karşı davalının ayrıca temassız kart okuyucuya ait protokolün kodlarını da kırmak sureti ile hukuk dışı bir fiil gerçekleştirdiğini, ceza hukuku açısından bunun bir suç olduğunu, suç oluşturan fiilin ise haksız fiil olduğunu, davacı/karşı davalının müvekkilinin protokolünü şahsen kullanmadığını, kendi programı ile entegre ederek belirli bir ücret karşılığı satarak kar elde ettiğini, oysa 38.maddenin şahsi gereklillik için olduğunu, 5846 sayılı yasanın getirdiği serbestliğin sadece yazılımın hak sahibi tarafından çoğaltılması ve işlenmesi hakkında olduğunu, bu protokolün müvekkili tarafından yapılan programın bir parçası olduğunu, FSEK 38.maddesinde hususi menfaat başlığı altında şahsi kullanımın açıklandığını, ticari bir ürünün meydana getirilmesinden bahsedilmediğini, dava konusunun birkaç yazılım olmadığını, yazılım ve donanım içeren bir sistem olduğunu, FSEK’nun 1. maddesinde tanımlar içerisinde ve 38. maddesinde belirtilen araişlerliğin bağımsız yaratılmış bir program ile diğer progamlar arasındaki bilgi akışının tanımlandığını, buradaki bilgi akışının bir elektronik cihaz olan sensörden alındığını, sensörler ile buradan alınacak değerleri kullanan yazılımlar arasındaki bilgi akışının araişlerlik tanımına girmediğini, açık kaynak kodlu olmayan protokollerin rekabeti engellediği yönündeki itirazın genel bir kanaat içerdiğini, yalnızca bu dosyadaki yazılımları kapsamayıp davacı/karşı davalının itirazlarının açık kaynak kodlu olmayan tüm protokollerin de rekabeti engellediği sonucunu doğurduğunu, bu iddia doğru kabul edildiğinde açık kaynak kodlu olmayan bir çok üreticinin de haksız rekabet suçu işlediğini, probe (sensör) ürünlerinin akaryakıt firması tarafından ayrı olarak satın alınmadığını, donanımlar ve yazılımlar ile birlikte bir bütün olduğunu, yurtdışı pazarına satışa sunulan probelerin ise ayrı ve açık kaynak kodlu bir —– protokol ile birlikte sunulduğunu—— protokolünün dava konusu protokolden farklı olduğunu ve içerisinde imalat teknolojisi gibi ticari sırlar bulundurmadığını, eser ve mali hak sahibine ödenen paranın kural olarak eseri alanın özel kullanımı için olduğunu, eğer eser farklı bir çevreye sunulursa hak sahibine ayrıca mali karşılığının verilmesi gerektiğini, davacı/karşı davalının bundan para kazandığını ve müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını, davacı/karşı davalının kendi grup şirketi olan ———– ile birlikte çalıştığını, 38.maddede yazılı kişilerden olmadığını, davacı/karşı davalının davasında protokol kodlarını kırdığını ve kendi yazılımında kullandığını ikrar ettiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi haklarına açık bir tecavüzün olduğunu, müvekkilinin bu programı yazan yazılımcı ile aralarında bir hizmet akdi olduğunu, ileşitim protokolünün büyük bir —— faaliyeti sonucu oluşturulduğunu, davacı/karşı davalının “2 satırdan oluşan iletişim protokolü” diyerek manevi haklarına saygısızlık ettiğini, protokol yazılımını çoğaltarak mali haklarına tecavüz ettiğini, bu nedenle yazılımın rayiç değerinin 3 katı ile bunların satışından elde edilen tutar kadar tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, davacı/karşı davalının bu protokolün müvekkiline ait olduğunu dava dilekçesinde kabul ettiğine, bu programın bilgisayar programı olduğunu ve dolayısı ile eser olduğunu kabul ettiğine, bu yazılımı sattığı Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ———Soruşturma numaralı dosyasında ikrarı ile sabit olduğuna göre başka bir araştırma yapmadan tazminat hesabının yapılması gerektiğini, davacı/karşı davalının müvekkilinin iş sırlarını hukuka aykırı olarak gizlice ele geçirdiğinin sabit olduğunu, dürüstlüğe aykırı davranarak haksız rekabet fiilini işlediğini belirterek, davanın reddine, davacı/karşı davalının müvekkiline ait protokol yazılımının kullanılmasının önlenmesi maksadıyla çoğaltılmış yazılımlarının ve onu imale yarayan çoğaltma vasıtalarının ihtiyati tedbir yolu ile muhafaza altına alınmasına, satışa çıkmamış çoğaltılmış yazılımlarının ve onu imale yarayan çoğaltma vasıtalarının imhasına, eserden doğan hakların ihlali nedeni ile haksız rekabet ve FSEK anlamında tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesine, tespit edilecek rayiç bedelin 3 kat fazlası hükmü uyarınca ve haksız rekabet hükümleri uyarınca şimdilik ——– TL.maddi tazminatın dava tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, ———-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; davacı – karşı davalı tarafından geliştirilen ———- yazılımının davalıya ait ————– anlamında mali ve manevi haklara tecavüz etmediğinin, ayrıca davacı tarafça davalıya ait yazılım sisteminin iletişim protokolünü sistemi dönüştürmek için kullanmasının ve kendi sistemi ile uyumlu hale getirmesinin davalının mali ve manevi haklarına tecavüz teşkil etmediğinin tespiti ; karşı dava ise; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya ait yazılımın haberleşme protokolünün kullanımının haksız rekabet teşkil ettiği ve FSEK kapsamındaki haklarına tecavüz oluşturduğunun tespiti, tecavüzün durdurulması ve önlenmesi ve buna dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflara ait yazılımlar dosyaya sunulmuş, davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden mahkememizce yazılımlar ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyamız içerisine alınan 13/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı/karşı davalının—– ile davalı/karşı davacının ——- yazılımlarının kurulum ve grafiksel görüntülerinin, kodlama dili, kurulum ve grafik yapısının birbirinden farklığı olduğu, davalının protokolünün, davacı ve diğer benzer yazılımlarla ara işlerliği temin için açık olması, dolayısıyla herkesin kullanımına açılmasının gerekliliğinin, söz konusu protokolün akaryakıt kaçakçılığını önlemek için elzem olup olmadığı, bu protokolün serbset bırakılması halinde protokolün değiştirilerek, donanıma müdahalenin yolu açılmak suretiyle akaryakıt kaçakçılığına imkan tanıyıp tanımayacağı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, ara işlerliğin (ayrıştırmanın) mali hakları kullanma konusunda ruhsat sahibi veya bir bilgisayar programının kopyasını kullanma hakkı sahibi diğer bir kişi tarafından veya onların adına bunu yapmaya yetkili kişi tarafından ifa edilmesi gerektiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının bu konumda olmadığı, ayrıca davacının, davalının rakibi durumunda olduğu, aynı sektörde, aynı işleve sahip yazılım üretimiyle iştigal ettiği, bu bakımdan, ara işlerliği test etme imkanı olduğu varsayımında dahi davacının, FSEK m.38/5 b. 3 uyarınca bu araişlerliği, “…. esastan benzer bir bilgisayar programının geliştirilmesi, üretilmesi veya pazarlanması” amacıyla kullanamayacağı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan ——— tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; incelenen yazılımların birbirinden farklı olduğu, ———— programlama dili kullanılarak oluşturulduğu, ——– yazılımının —— programlama dili kullanılarak oluşturulduğu, incelenen yazılımların birbirinden farklı kullanıcı arayüz tasarımlarına sahip olduğu, bahse konu —– istasyonundaki ——– firmasına ait olan pompa otomasyonu ile yeni kurulan —— firmasına ait tank otomasyonunun entegre çalışması gerekeceği, entegre çalışması içinse haberleşme protokollerinin birbiriyle uyuşması gerekli olduğu, —-firmasının haberleşme, yani iletişim bilgilerinin de—–firmasının iletişim protokolü ile uyumlu olması gerektiği, yani—– firmasının mevcut pompa otomasyonunun, —— firmasının tank otomasyonunun haberleşme protokolünü bilmesi gerektiği, diğer bir deyişle entegre olması gerektiği, ancak —- firmasının kendi yazılımındaki iletişim bilgilerini yeni otomasyon sistemi kuran —– firmasına vermesi durumunda ileride——firması bunları kopyalayıp haberleşme protokollerinde değişiklik yapma ihtimali olabileceği, bunun da akaryakıt stok tanklarına kaçak akaryakıt girişinin görüntülenmesini engelleyerek tanklara kaçak akaryakıt girişine neden olabileceği,—– firmasının çözüm için ——-firmasından kaynak kodlarını bir şekilde satın alabilir veya davacı firmanın kendi mantık ve algoritmalarının temelinden hareket ederek davalı firmaya göre yazılımlarını sıfırdan geliştirmeye çalışmaktansa, yazılım için gerekli porotokolleri belirledikten sonra kendi yazılımlarını geliştirmelerinin daha kolay bir süreç olacağını, davacı/karşı davalının tazminat ödemesine karar verdiği taktirde, davalı/karşı davalının en fazla talep edebileceği maddi tazminat miktarının —–TL.olabileceği, davalı karşı davacının maddi tazminat talebinin—- TL.olduğuna dair tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan —– tarihli bilirkişi ek raporunda; farklı programlama dilleri ile oluşturulan yazılımlardaki kodların birbirleri ile uyumlu çalışmayacağı, dosyada yer aldığı gibi —– yapılmış bir kodun,—- yazılımında çalışamayacağı, davacı/karşı davalının tazminat ödemesine karar verildiği taktirde davalı karşı davacının en fazla talep edebileceği maddi tazminat miktarının ———— olabileceği, davalı/ karşı davacının maddi tazminat talebinin —–TL.olduğu tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Son olarak dosyamız içerisine alınan 10/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise; davalı-karşı davacının kendisinin tasarlamış olduğu donanım ve bu donanım ile ana yazılımın haberleşmesini, veri akışını sağlayan protokol’ün rayiç bedeli hesaplanmasında piyasa araştırılması yapılmış, fakat davaya konu yazılım ve benzer yazılımlar için bir bilgiye ulaşılamamış olduğu, ayrıca bilgisayar yazılımları bir bütün olarak düşünüleceğinden, tarafların yazılımları içinde bulunan haberleşme protokolünün yazılımın bütünü içinden belli bir orandaki kod dizinin çıkarılması ile bütün yazılım işlevsiz hale geleceğinden rayiç bedele konu bir yazılımın da ortada kalmayacağı tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Davaya konu olan davalı-karşı davacıya ait —————– yazılımlarının FSEK 1/B, 2/1. maddeleri uyarınca eser niteliğinde ve koruma koşullarına sahip olduğu, davalı-karşı davacının rayiç bedelin ödenmesi talebinde bulunmakla, taraflar arasında farazi bir sözleşme kurulmasını kabul ettiğinden dava açılmadan önceki kullanımlarla ilgili tecavüzün menini talep edemese de, FSEK’nun 69. maddesi uyarınca muhtemel tecavüzün önlenmesini talep edebileceği, her iki tarafın yazılımlarının farklı kodlama dilleriyle yazıldığı, akaryakıt satış istasyonlarında kullanılması zorunlu olan otomasyon sistemleri için kullanıldıkları, farklı şirketlere ait yazılımların birbirleri ile entegrasyonunun sağlanması için kullanılan haberleşme programının davalı-davacı tarafa ait yazılımın bir parçası olduğu, ayrı bir yazılım olarak değerlendirilemeyeceği, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacının haberleşme protokolü olarak tabir edilen kısmını izinsiz olarak aynen kullandığı, bu eylemin FSEK’nun 22. maddesinde yer alan çoğaltma hakkının ihlali ve haksız rekabet olduğu toplanan deliller ve bilirkişi raporları ile sabit olmuştur. Her ne kadar davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacının haberleşme prokolünü kendileri ile paylaşması gerektiğini iddia etmişse de, petrol tanklarına kaçak akaryakıt yüklenmesinin önlenmesi için yazılımların kodlarının paylaşılmaması gerektiği, davacı-karşı davalının söz konusu yazılımı lisans bedelini ödeyerek satın alması veya kendi yazılımlarını geliştirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
FSEK’nun 68. maddesi uyarınca davalı-karşı davacının izinsiz olarak kullanılan yazılımının rayiç bedelinin üç katının kendisine ödenmesini talep etme hakkı mevcut olup, bilirkişi raporları ile talep edebileceği tutarın 10.367,46 TL.olabileceği tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalının anlaşma yaptığı tüm akaryakıt istasyonları için ayrı ayrı rayiç bedel hesaplanmasını talep etmişse de, yazılımı kullanacak olan şirketin lisans sözleşmesi yaparken her bir akaryakıt istasyonu için ayrı ayrı ücret ödemeyeceği, anlaşmanın tek bir rayiç bedel üzerinden yapılacağı, bu nedenle kaç tane akaryakıt istasyonunda kullanıldığının tespitine gerek olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı-karşı davacı ayrıca FSEK’nun 70/1. maddesi uyarınca manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da, 5846 sayılı FSEK’nun 1/B-(b) bendi ve 8. maddesi uyarınca eser sahibi onu meydana getiren gerçek kişiler olup, tüzel kişiliği haiz davalı-karşı davacı şirketin eser sahibi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Aynı Kanunun 13. ve devamı maddeleri uyarınca bir eser üzerindeki mali ve manevi haklar eser sahibine aittir. Davacı şirket, dosyaya ibraz edilen delillere göre eser üzerinde mali hakları kullanma yetkisine sahip ise de, manevi haklar eseri meydana getiren gerçek kişilerce kullanılabilir. Davalı-karşı davacı şirket de dava konusu yazılımı başkasına yazdırdıklarını açıkça beyan etmişlerdir. O halde, somut uyuşmazlıkta davacı şirketin manevi haklarının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğinden 5846 sayılı FSEK’nun 70. maddesine dayalı olarak yapılan manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile, davacı – karşı davalıya ait ——— yazılımının davalı – karşı davacıya ait ———– ile farklı olduğu anlaşıldığından, davalı – karşı davacının haklarına tecavüz etmediğinin tespitine, davacı – karşı davalı tarafça , davalı – karşı davacıya ait yazılım sisteminin iletişim protokolünü kullanmasının davalı – karşı davacının mali haklarına tecavüz teşkil ettiği anlaşıldığından, tecavüz teşkil etmediğinin tespiti talebinin reddine, davacı – karşı davalı tarafça ————– ———— isimli yazılım sistemlerinin iletişim protokolünü kullanmak suretiyle davalı – karşı davacının FSEK ten kaynaklanan mali haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, muhtemel tecavüzlerin önlenmesine, taleple bağlı kalınarak FSEK‘nun 68/1. maddesi uyarınca rayiç bedelin 3 katı karşılığı ——–TL maddi tazminatın davacı – karşı davalının dava açtığı—– tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine, davalı – karşı davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat haklarının saklı tutulmasına, davalı – karşı davacının—– TL manevi tazminat talebinin reddine, davalı – karşı davacının diğer taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davacı – Karşı davalıya ait ——— yazılımının davalı – karşı davacıya ait ———— ile farklı olduğu ve davalı – karşı davacının haklarına tecavüz etmediğinin tespitine,
-Davacı – Karşı Davalı tarafça , davalı – karşı davacıya ait yazılım sisteminin iletişim protokolünü kullanmasının davalı – karşı davacının mali haklarına tecavüz teşkil etmediğinin tespiti talebinin REDDİNE,
a- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 40,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,40 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsiline,
b- Davacı -Karşı Davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı -karşı davalıya verilmesine,
– Davalı – Karşı Davacı yararına red olunan kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
c- Davacı- Karşı Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 24,30 TL başvurma harcı, 40,00 TL peşin harç, 3,75 TL vekalet harcı, 5.300,00 TL bilirkişi ücreti, 755,80 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 6.123,85 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 3.061,93 TL sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, kalanın davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
2- Karşı Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davacı – Karşı Davalı tarafça ———– isimli yazılım sistemlerinin iletişim protokolünü kullanmak suretiyle davalı – karşı davacının FSEK ten kaynaklanan mali haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun TESPİTİNE,
-Muhtemel tecavüzlerin önlenmesine,
-FSEK 68/1 maddesi uyarınca rayiç bedelin 3 katı karşılığı —— TL maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak davacı – karşı davalının dava açtığı ——-tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı – karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
-Davalı – Karşı Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat haklarının saklı tutulmasına,
-Davalı – Karşı Davacının ——– TL manevi tazminat talebinin REDDİNE,
-Davalı – Karşı Davacının diğer taleplerinin REDDİNE,
a- 683,10 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 187,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 495,25 TL harcın davacı- karşı davalı ————- tahsiline,
b- Davalı – Karşı Davacı yararına “tecavüz ve haksız rekabet yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
Davalı – Karşı Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
Davacı – Karşı Davalı yararına “manevi tazminatın reddi yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalı- karşı davacıdan alınarak, davacı – karşı davalıya verilmesine,
c- Davalı-Karşı Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 24,30 TL başvurma harcı, 187,85 TL peşin harç, 75,00 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 287,15 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 261,31 davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine, kalanın davalı -karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/02/2019