Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/196 E. 2019/177 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/196
KARAR NO : 2019/177
DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli), Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Ref’i İstemli), Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ: 01/11/2017
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli), Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Ref’i İstemli), Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, ———- olarak tanınmakla birlikte 1980 yılından beri faaliyette olup, ———- adıyla ve kataloglarıyla geniş bir ürün yelpazesine sahip, yurt içinde ve yurt dışında uzun yıllardır faaliyet gösteren saygın bir firma olduğunu, ———-kod ve sıra numaralı ve ——– sınıfında 22/01/2015 tarihinden bu yana tescilli tasarım ile ——– kod ve sıra numaralı——— sınıfında tescillenmiş, ancak yenilenmemiş tasarımların sahibi olduğunu ,davalı tarafından tescilli tasarımlarının, resmi ihtarname ile üretilmesine son verilmesinin istenmesine rağmen, bilerek taklit edilerek üretilmeye devam edildiğini, davalıya ait ——— adresinde tasarımların kullanıldığını, bu nedenle; davacının fazlaya ilişkin bilcümle yasal haklarını talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; davacının ——- sınıfında ——– kod numaralı tescilli ——– ile ve davacı tarafından başvuruda bulunulmuş, tescil edilmiş ancak sehven yenilenmemiş olan ———sınıflarında ——- kod numaralı ——bakımından; davalının davacıya ait tasarımlarına vaki tecavüzünün tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesi, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesi, ——– uzantılı alan adı içerisinde davacı firmanın tescilli tasarımlarına vaki tecavüzün varlığı nedeni ile anılan ——- adresinde yer alan hukuka aykırı içeriğin yayından çıkarılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, davalı şirketin 2016 yılında kurulmuş olup, ——–n her yerinde 30’u aşkın satış noktası ile hizmet verdiğini, davalı şirketin yenilikçi ve özgün tasarımları ile faaliyetlerine devam ettiğini, bilirkişilerce davalının internet sitesinden alınan görseller ile davacı tarafın katalogları arasında bir değerlendirme yapılmış olup, davalıya ait kataloglar ile davacı tarafa ait kataloglar arasında bir iltibasın oluşmadığının ortaya çıktığını, davacı tarafın davasını somutlaştıramadığını, öncelikle bilirkişi tarafından sunulan rapor ile de sabit olduğu üzere davacıya ait ——– tescil numaralı ———- nezdinde yenilenmemiş olup, tasarımın geçersiz hale geldiğini, davalıya ait ürün ile davacının tasarımlarının benzemediğini, davacıya ait——– tescil numaralı————- başlıklı tasarımda neyin tescil edildiğinin anlaşılamadığını, öncelikle üründe 2 adet görsel bulunmakta olup, 2. görselde yer alan spiral ciltlerin davacı tarafça özel olarak üretilmemekte olup, zaten piyasada hemen hemen her kırtasiye ve matbaada yer alan bütün klasör ve katalogların içerisinde bulunduğunu, kaldı ki davacıya ait spiralin yarım ve demirden olduğu, oysaki davalıya ait üründe yer alan spiralin tam kapalı ve plastik olduğu, bu nedenle bir iltibasın bulunmadığını belirtmiş, haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; davalıya ait internet sitelerinde davacı tasarımlarına tecavüz edildiği iddiasıyla açılan, endüstriyel tasarım haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır.
Davacı adına tescilli ve yenilenmediği için hükümsüz kılınan endüstriyel tasarımlara ait kayıtlar —-getirtilmiş, incelendiğinde; —– numaralı tasarımın ———tarihinde,——— numaralı tasarımın 22/01/2015 tarihinde davacı adına tescil edildikleri, içeriklerinin davetiye kataloğu olduğu,—————— numaralı tasarımın yasal süre içinde yenilenmediğinden hükümsüz kılındığı, diğer tasarımın ise halen geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir.
Dosyamız içerisine alınan 10.01.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; ——– tarafından üretilen ——- katalogları ile davacı —- tarafından tescilli – ———- nolu tasarımlar arasında karıştırılmaya sebebiyet verecek bir benzerlik tespit edilemediği” tespit ve görüşüne yer verilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan 15.11.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde ise; “İnternet üzerinden ———- internet sitesinin incelemesi sonucunda;
a.——— internet sitesinin amacının davetiye baskı üzerine olduğu,
b.——-internet adresinde davacının ———- kod ve sıra numaralı tasarımlarına benzer yapısal özellikleri taşıyan 3 adet tasarım görselinin bulunduğu ve bu görsellerin sırasıyla ———olarak isimlendirildiği ve bu tasarımların internet sitesinin çeşitli yerlerinde kullanıldığı,
c.——–isimli tasarımın, ————— kod ve sıra numaralı tasarımlar ile tasarım açısından karşılaştırıldığında ——– motifleri, el yazısı yazı tipinde yazı içermeleri gibi benzer noktaları bulunmasına rağmen, yapılan detaylı incelemede bu yazı tiplerinin, süslerin aynı olmadığı ve bunların renklerinin ya da öğelerin yerleşiminin davacının tescilli tasarımlarından biri ile tam olarak ilişkilendirilemediği ve —— isimli tasarımın, ———- kod ve sıra numaralı tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları ve iltibas yaratmadığı,
d.———– isimli tasarımın,——– kod ve sıra numaralı tasarımlar ile tasarım açısından karşılaştırıldığında çiçek/dal motifleri, altın renkli el yazısı yazı tipinde yazı içermeleri gibi anlamda benzer noktaları bulunmasına rağmen, yapılan detaylı incelemede, bu yazı tiplerinin, süslerin aynı olmadığı ve bunların renklerinin ya da öğelerin yerleşiminin davacının tescilli tasarımlarından biri ile tam olarak ilişkilendirilemediği ve ————-isimli tasarımın,———-kod ve sıra numaralı tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları ve iltibas yaratmadığı,
e. ———-isimli tasarımın, ———- kod ve sıra numaralı tasarımlar ile tasarım açısından karşılaştırıldığında el yazısı yazı tipinde yazı içermeleri gibi benzer noktaları bulunmasına rağmen, yapılan detaylı incelemede bu yazı tiplerinin aynı olmadığı, tasarımın genel olarak davacının tescilli tasarımlarından biri ile ilişkilendirilemediği ve ————– isimli tasarımın, 2———- kod ve sıra numaralı tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları ve iltibas yaratmadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan SMK’nun 55. maddesinde tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü” olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine SMK’nun 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla, bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı, 58. maddesinde ise tasarım sahibinin, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir. SMK’nun 81. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için önerilerde bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Yine SMK’nun 69. maddesinin 1. fıkrasında, tescilli tasarımların koruma süresinin başvuru tarihinden itibaren beş yıl olduğu, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, tescilsiz tasarımların koruma süresinin, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıl olduğu düzenlenmiştir.
Davacının hak iddia ettiği ————– numaralı endüstriyel tasarımın 2010 yılında başvurusu ve tescili yapılmakla kamuya sunulmuş olduğu, daha sonra yenilenmemesi nedeniyle hükümsüz kılındığından, tescilsiz tasarım olarak değerlendirilmesi gerektiği, buna göre kamuya sunulduğu tarihten dava tarihine kadar üç yıllık sürenin dolmuş olması nedeniyle koruma süresinin dolduğu anlaşılmıştır. SMK’nun 59/2. maddesinde tescilsiz tasarımın, sahibine yalnızca korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak kullanılması halinde, bu fiilleri engelleme hakkı vereceği belirtilmiştir. Davacının tescilsiz tasarımıyla ilgili tecavüz iddiasının bu yasal düzenlemelere göre değerlendirilmesi gerekir.
Davaya konu olan tasarımlar davetiye katalog tasarımları olup, SMK’nun 58/2. maddesi uyarınca tasarımların koruma kapsamının değerlendirilmesi sırasında, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin de dikkate alınması gerektiği, davetiye kataloglarının dikdörtgen veya kare formda olmasının zorunlu olduğu, alınan bilirkişi raporları ile davalıya ait davetiye kataloglarının davacının hak iddia ettiği endüstriyel tasarımlar ile genel form yapısı itibariyle aynı olmasına rağmen, üzerlerindeki yazıların, desenlerin ve desenlerin yerleşim yerlerinin farklı olduğu, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktıkları genel izlenimin farklı olduğu, bu nedenle davacının tasarımları ile aynı ya da benzer olmadıkları tespit edilmiş olduğundan, davalının davacıya ait tasarımlara tecavüz ve haksız rekabette bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2- 44,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsiline,
3- Davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13.06.2019