Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/177 E. 2018/384 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/177 Esas
KARAR NO : 2018/384
DAVA TARİHİ : 10/02/2011
BİRLEŞEN
DAVA TARİHİ : 12/01/2012
KARAR TARİHİ : 25/12/2018
Davacı-birleşen davacı vekili tarafından davalı-birleşen davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı-birleşen davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin —-nezdinde tescilli———” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, söz konusu markaları —– yılından bu yana taşımacılık sektörü başta olmak üzere çeşitli faaliyet alanlarında kullanıldığını, markaların tanınmış marka olduğunu, davalının ise —–ibaresini müvekkilinin tanınmış markaları ile iltibas oluşturacak şekilde ticaret unvanı ve alan adlarında kullandığını, bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, bu nedenlerle marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, ticaret ünvanının terkinine, davalı tarafından kullanılan————– alan adlarının iptaline, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
-Davacı-birleşen davacı vekili Mahkememizin—– esas —-karar sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı adına tescilli — numaralı—— markasının müvekkiline ait —– esas unsurlu tanınmış markaları ile iltibas oluşturduğunu, müvekkilinin—- markasını – yılından bu yana kullandığını, tüketiciler nezdinde her iki marka arasında karıştırılmaya sebebiyet verdiğini, davalı markasının müvekkiline ait markalara tecavüz teşkil ettiğini, kötü niyetli olarak tescil edildiğini, bu sebeplerle davalıya ait —– numaralı —- markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve durdurulmasına, şimdilik —- TL maddi ve —- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
-DAVAYA CEVAP / Davalı-birleşen davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı tarafın yaklaşık 7 yıla yakın sessiz kaldığı için davanın reddinin gerektiği, tespit konusu edilen——– adlı internet alan adının müvekkiline ait olmadığını, şikayete konu olayla ilgili Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkmesinde yaplan yargılamada beraat kararı verildiğini, müvekkilinin tescilli ticaret ünvanını kullanması nedeni ile yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davası olup, birleşen dava ise markanın hükümsüzlüğü ile markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
-Davacı tarafından davalı aleyhine markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat yönünden Mahkememizin —– Esas sayılı dosyası ile açılan dava dosyası ile yine davacı tarafından davalı aleyhine markanın hükümsüzlüğü ile markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat yönünden Mahkememizin —- Esas sayılı dosyası ile açılan davanın birleştiği, Mahkememizce asıl dava bakımından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, davalı …nin ticaret unvanında yazılı —— ibaresinin silinmesine, ticaret unvanından terkinine, davalı eylemlerinin davacı taraf tescilli markasına tecavüz ve bu surette haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, tecavüz teşkil eden tanıtım broşürlerinin toplatılmasına, el konulmasına, ibarelerin silinebiliyorsa silinmesine, aksi taktirde karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak imhasına, ————— alan adlarında tecavüz teşkil eden görsellerin kaldırılmasına, sair istemlerin reddine, —- TL manevi, —- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, birleşen Mahkememizin —- Esas —- Karar sayılı dava dosyası bakımından ise davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, davalı adına TPE nezdinde tescilli——– no’lu “—— ibareli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, sair istemlerin reddine karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.05.2017 tarih, 15/14758 Esas, 2017/3001 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece, birleşen davada, davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde hüküm kurulmuş ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, sair istemlerin reddine karar verilmiş olmasına göre, reddedilen istemler yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olması nedeniyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmış olup, Mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Asıl davayla ilgili verilen karara karşı yapılan temyiz talepleri reddedildiğinden, asıl davayla ilgili kararın kesinleştiği anlaşılmakla, bozmaya konu olan birleşen dava yönünden yeniden yargılama yapılmıştır.
Taraflara ait marka tescişl kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı adına tescilli ———- numaralı——- ibareli markanın 39. sınıfta —– tarihinde sicile kayıt edildiği, —– numaralı—– ibareli markanın—- sınıflarda —- tarihinde sicile kayıt edildiği, 180188 numaralı —– ibareli markanın — sınıflarda —-tarihinde sicile kayıt edildiği, —– —- ibareli markanın —-. sınıflarda —- tarihinde sicile kayıt edildiği ve halen geçerliliklerini sürdürdüğü tespit edilmiştir.
Davalı adına TPE nezdinde kayıtlı —- no’lu “— ibareli markanın-. sınıfta— tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sicile kayıt edildiği ve halen geçerliliğini sürdürdüğü görülmüştür.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 Sayılı KHK markanın koruma kapsamını belirlerken 7/1-b. maddesinde marka sahibinin “Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetleri aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimalide dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılmasını” da yasaklayabileceğinden söz etmiştir.
Marka tescilinde ret için nispi nedenleri belirtilen 8/1-b. maddesinde benzer bir hükme yer verilmiştir. Ancak bu engele rağmen bir tescil söz konusu ise bu durumda 42/1-a-b maddesi uyarınca hükümsüzlük davası açılması mümkündür.
Karıştırılma ihtimalinde ölçüt halk olarak belirlenmiştir. Bir markanın diğer bir marka ile karıştırılma ihtimali, bu malın uzman veya pazarlayıcıları nezdinde değil, halk nezdinde araştırılacaktır. Halk terimini belirlerken malın veya hizmetin niteliği ve hedef aldığı halk kitlesini nazara almak gerekmektedir.Bazı mal ve hizmetler tüm halk kitlesine hitap edebileceği gibi bazıları sadece belli kesimler tarafından ilgi görür. Tescilli marka ile kullanılan işaret arasında isterse görsel ve sescil (fonetik) yönden benzerlik var olmasa, hatta genel görünüş açısından ayniyet veya benzerlik bulunmasa dahi, halk bunlar arasında herhangi bir şekilde bağlantı kuruyorsa, karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti kabul edilecektir. Dolayısıyla aralarında, karıştırılma ihtamali olduğundan söz edilen işaretlerin bütün olarak değerlendirilmesi, görsel, fonetik, kavramsal yönleriyle benzerlik taşımaları aranmaktadır.Yahut bu benzerlikleri taşımıyorlarsa dahi iki marka arasında aynı işletmeye ait olabileceği, bu markaların seri markalar olabileceği türünden bir bağlantı kurulmasına sebep olması gerekmektedir.Kural olarak başvurusu yapılan işaretin bütünü itibarıyla bıraktığı izlenim hedef kitlenin ortalaması bakımından tescilli bir marka veya başvurusu yapılmış bir işaret ile ilk bakışta ayırt edilemeyecek bir benzerliği ortaya koyuyorsa karıştırılma ihtimali var demektir.
Markalar arasındaki benzerlik değerlendirilmesi markaların bütünü gözönünde bulundurularak genel görünüş itibarıyla yapılır. Bütünsel benzerlik değerlendirilmesinde markaların esas unsurları ön plana çıkarılarak bu unsurların benzer olup olmadıkları, markanın bütününde fark yaratıp yaratmadıklarına bakılır.Markalar arasında ayırt edicilik markaların esas unsurlarının karşılaştırılması ile tespit edilmelidir.
Davacı markalarından farklı olarak davalı markasında “——– ibaresi ve dünya şekli bulunmaktadır. Marka bu haliyle ad ve soyaddan oluşuyor izlenimini vermektedir. Öte yandan davalı markası davacıya ait—— esas unsurlu markalarının devamı izlenimi de uyandırmaktadır. — ibaresinin ilgili sektörde güçlü ayırt ediciliği düşünüldüğünde, “- markasının ortalama tüketiciler tarafından —–esas unsurlu markalarının farklı versiyonu veya seri markası olarak algılanması kaçınılmazdır.
Davalı şirketin kurucularından hiçbirisinin isminin—– olmadığı anlaşılmaktadır. Marka tercihi ile davalının teknik bir zorunluluk olmadığı halde bu markayı aldığı anlaşılmaktadır. Basiretli tacir gibi davranmakla yükümlü olan davalı şirketin, dava konusu edilen markayı tescil ettirmesinin bu yükümlülüğe aykırı olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kullanım ile davalının iltibas ve haksız rekabet kastının ortaya çıktığı, —- ailesindenmiş izlenimi ile halkı yanıltmaya çalıştığı ve davacı itibarından haksız olarak faydalandığı, marka tescilinin KHK’nin 35. maddesi kapsamında kötü niyet oluşturduğu; KHK’nin 8/1-b ve 42. maddeleri gereğince markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır. Tescilli bir markanın hükümsüz kılınıncaya kadar kullanımı tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağından birleşen dosyada markanın hükümsüzlüğüne, sair istemlerin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
– H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Asıl dava ile ilgili karar kesinleşmiş olduğundan YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Birleşen davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı adına TPMK nezdinde tescilli —– numaralı —– markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Davacının diğer taleplerinin REDDİNE,
Birleşen davada alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 297,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 261,10 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekiline kabul edilen hükümsüzlük davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen markaya tecavüz ve haksız rekabet davası üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL vekalet ücreti ile maddi tazminat davası üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL vekalet ücreti ve manevi tazminat davası üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 9.435,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 297,00 TL peşin harç ve 21,15 TL başvurma harcı toplamı 318,15 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 76,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%33) 25,25 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%67) 51,25 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜN İÇERİSİNDE YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2018