Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/173 E. 2019/338 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/422
KARAR NO: 2019/328
DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 04/10/2016
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin — yılından beri —- markası altında inşaat proje ve mühendisliği alanında faaliyet gösteren ve özellikle — — tanınan biri olduğunu, davalı şirketlerin birlikte kurmuş oldukları—— ibaresini, müvekkilinin— markasının tescilli olduğu inşaat hizmetleri açısından kullanarak müvekkilinin markasını ihlal ettiğini, davalı şirketlerin, adi ortaklık aracılığıyla —–markası altında inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, buna ilişkin tanıtım ve reklam yaptığını ve dolayısıyla müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiklerini öne sürerek, davalılar tarafından ——markalarının kullanımının müvekkilin tescilli—– markasını ihlal ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün önlenmesine ve bu tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, özellikle; davalılara ait —— adlarının silinmesine veya bu alan adları üzerindeki internet sitelerinde davalıların veya üçüncü kişilerin inşaat hizmetlerinin her türlü tanıtım ve reklamına son verilmesine, davalılar tarafından ———–markalarının kullanıldığı her türlü tabelanın ve basılı, görsel, dijital ve benzeri ortamlardaki her türlü reklam, tanıtım, yayın ve haberin kaldırılmasına, yok edilmesine veya silinmesine, 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesi uyarınca daha sonradan artırılmak ve fazlaya ilişkin her türlü hak ve talep saklı kalmak üzere 556 sayılı KHK’nin 66/2-b maddesine göre — TL maddi tazminat ile —TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, davalılar adına tescilli – numaralı – markasının -. sınıflar açısından hükümsüzlüğüne, kararın tirajı — üzerinde olan bir gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tüzel kişilerin her birinin ana sözleşme ile tescilli alanlarda ayrı ayrı faaliyet gösteren ticari şirketler olup, bir araya gelerek —-işletmesini kurduğunu, adi ortaklık ticari faaliyetini işletme ünvanı ile yürüttüğünü, üretilen konutların proje adı olarak — markası adı altında satış ve pazarlamasını yaptığını,— adının, konut imalatlarının proje adı olup,—- gibi imalatın bulunduğu ilçelere göre proje adı olarak kullanıldığını,— markasının —- işletmesi tarafından – nezdinde —- tescil numarası ile tescilinin yapıldığını ve münhasıran adı ortaklığın ve ortaklığı oluşturan müvekkillerinin kullanımında olan markalar olduğunu, davacının markasına tecavüz bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava konusu uyuşmazlık; davacı adına -. sınıflarda tescilli – numaralı —- markası ile davalılara ait — Sınıflarda tescilli – numaralı —- markasının iltibas yaratacak derecede benzer olduğu iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından —ibaresinin kullanılmasının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği iddiasıyla açılan marka haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve maddi- manevi tazminat davasına ilişkindir.
Taraflara ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davalıların – numaralı- markasının – sınıflarda, -numaralı – markasının da -. sınıflarda tescilli oldukları, davacının – numaralı— markasının ise —-. sınıflarda tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar delillerini dosyaya sunmuşlar, davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan – tarihli bilirkişi raporunda; – tescil numaralı—markasının-.sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, – tescil numaralı -markasının-.sınıfta ——adına tescil edilmiş olduğu; taraf markalarının benzer olduğu tespit edilmekle, taraf markalarının ortak tescil sınıfları olan —–. sınıflar yönünden MarKHK m.8/1/b maddesine dayalı hükümsüzlük şartının olduğu; dava konusu markanın tescil edildiği —.sınıftaki “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi” hizmetlerinin —.sınıf ile benzer olduğu gözönüne alınarak belirtilen hizmetler yönünden de hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğunun kabul edilebileceği; dava konusu marka tescilli olduğu sürece markanın kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar nedeniyle yine dosyamız içerisine alınan – tarihli bilirkişi raporunda; “davalıların — markasal kullanımlarının davacı markası ile benzerlik teşkil ederek iltibas oluşturduğu; davalıların —- markasal kullanımlarının, davalılar adına tescilli markanın koruma kapsamında kaldığı ve davacı markasına iltibas oluşturmadığı; davalılar adına — no ile tescilli – markasının tescilli olduğu —–.sınıfların tümünde hükümsüzlük şartlarının oluştuğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Davacının maddi tazminat talebiyle ilgili alınan — tarihli bilirkişi raporunda; —— ait ticari defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle —- dava tarihine kadar elde edilen gelirin hesaplanmasının mümkün olmadığı, Vergi Dairesinden adı geçen adi ortaklığına ait BA-BS formları ile mali tablolar talep edilmişse de, sadece BA formlar ile birlikte muhtasar beyannameler ile Katma Değer Vergisi beyannamelerinin yollandığı, bu durumda adı geçen ortaklığa ait — ve — yıllarına ait, BS formları ile bilanço ve gelir tablolarının da sunulması halinde daha somut bir hesap ve değerlendime yapılabileceği” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan – tarihli bilirkişi raporunda ise; “marka tecavüzlerindeki kâr oranının %15 şeklindeki mutad bildiriminin, —- TL lik gelire göre hesaplanabileceği hususunun Mahkemece kabul edilmesi ve marka tecavüzünün de benimsenmesi halinde davacının, davalı taraftan talep edebileceği tazminat tutarının—- TL olduğu “tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması dava tarihine yürürlükte olan 556 sayılı KHK’de hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma—- ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Marka hakkına tecavüz konusu da, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalı adi ortaklık adına tescilli olan — numaralı —numaralı -markaları ile davacı adına tescill—– markalarının esas unsurlarının — ibaresi olduğu, markalarda yer alan diğer sözcüklerin tali nitelikte olduğu, davalının – numaralı – markasının -. sınıflarda yalnızca “sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetler, gümrük müşavirliği hizmetler, asansör tamiri ve bakımı hizmetleri” için tescil edildiği, –numaralı – markası ile davacının markasının ise —. sınıflarda tescilli oldukları, bu sınıflardaki mal ve hizmetler için – markasının yüksek ayırt ediciliği bulunduğu, her iki tarafın markalarının tescilli oldukları -. sınıftaki inşaat hizmetleri vb. ile -. sınıftaki mühendislik vb. mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, bu nedenle esas unsurları ve tescilli oldukları mal ve hizmetler aynı olan davalılara ait – markası ile davacıya ait ——-markasının bu sınıflar için iltibasa neden olacak derecede benzer oldukları, davalı tarafa ait markanın daha sonra tescil edildiği, tescil tarihinden önce markayı kullandıklarına ve öncelik hakkı sahibi olduklarına dair bir delil bulunmadığı, dava dilekçesinin içeriğinde davacı tarafça yalnızca——. sınıflar için davalının markasının hükümsüzlüğünün talep edildiği, sonuç kısmında ise sınıf ayrımı yapılmaksızın hükümsüzlük talep edilmişse de, mahkemece ön inceleme duruşmasında yapılan uyuşmazlık konusunun tespitinde de — sınıflar için markanın hükümsüzlüğünün uyuşmazlık konusu olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça bu uyuşmazlık konusuna itiraz edilmediği, bu nedenle yalnızca davalı tarafın markasının — sınıflar için hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığının incelenmesi gerektiği, — numaralı- markasının —. sınıfta tescilli oldukları mal ve hizmetler için hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça davalıların yaptıkları inşaat projelerinde ——- markalarının kullanımının marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğu iddia edilmişse de; dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK hükümlerine göre kötü niyetli kullanım hariç olmak üzere tescilli markanın kullanımı marka hakkına tecavüz oluşturmayacağından ve davalıların kötü niyetli olarak marka kullandıkları iddia ve ispat edilmediğinden davalıların — sınıflarda tescilli —— markasını inşaat hizmetlerinde ve mühendislik hizmetlerinde kullanmalarının davalının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği, bu nedenle——şeklindeki kullanımlarının tescilli marka hakları kapsamında kaldığı, davalı ortaklık adına tescilli — numaralı — markasının ise inşaat hizmetleri ve mühendislik hizmetleri için tescilli olmadığı, davalıların – ibaresinin tek başına kullanıldığı —- markalarının kullanımının bu markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerle ilgili olmadığı, bu nedenle — ibaresinin davalılar tarafından inşaat hizmetlerinde ve mühendisilik hizmetlerinde tek başına kullanmalarının davacının tescilli ——- kaynaklanan haklarını ihlal ettiği, davacının bu kullanımların önlenmesini talep edebileceği, davalılara ait internet sitelerinde de inşaat hizmetlerine ilişkin faaliyetlere yer verildiği, bu nedenle —–adlarının da davacının markasının esas unsuru olan — ibaresini içermesi nedeniyle marka haklarına tecavüz teşkil ettiği, alan adlarının da iptaline karar vermek gerektiği, davacının ayrıca maddi ve manevi tazminat isteyebileceği, ancak davalı taraf kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerini sunmadığından 556 sayılı KHK’nin 66/2-b maddesi uyarınca bu markaları kullanmak suretiyle ne kadar gelir elde ettiğinin tam olarak tespit edilemediği, bu durumda mahkememizce TBK’nun 50. maddesi uyarınca mahkememizce maddi tazminat miktarının resen takdir edilmesi gerektiği, – TL maddi tazminat ile — TL manevi tazminatın markanın kullanım şekline, davalıların markaları kullandıkları süreye, davacının ve davalıların iş hacimlerine uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
-Davalılar tarafından — markalarının kullanımının davacının tescilli —–markasını ihlal ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
-Davalılara ait —- alan adlarının İPTALİNE,
-Davalılar tarafından —- markalarının kullanıldığı her türlü tabelanın ve basılı , görsel, dijital ve benzeri ortamlardaki her türlü reklam , tanıtım , yayın ve haberin kaldırılmasına, markaların silinmesi mümkün ise silinmesine, aksi takdirde karar kesinleştiğinde bu belge ve eşyaların imhasına,
—– TL maddi tazminat ile – TL manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davalılar adına tescilli – numaralı — – markasının -.sınıflar açısından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
-Karar kesinleştiğinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin karar özetinin masrafı davalılardan alınmak sureti ile – yayın yapan tirajı — üzerinde olan bir gazetede İLANINA,
3-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
4- 1.366,20 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55 TL harcın davalılardan tahsiline,
5- Davacı yararına “marka haklarına tecavüz” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “markanın hükümsüzlüğü” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
– Davacı yararına “maddi tazminat” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
– Davacı yararına “manevi tazminat” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
– Davalılar yararına red olunan “maddi tazminat” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
– Davalılar yararına red olunan “manevi tazminat” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
– Davalılar yararına red olunan “marka haklarına tecavüz” yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
6- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 1.024,65 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti ile 426,55 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 5.484,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 1.809,95 TL sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapıldığı anlaşılan 42,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 28,14 TL sinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kalanın davalılar üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2019