Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/164 E. 2021/63 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/164 Esas
KARAR NO: 2021/63
DAVA: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 07/01/2013
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat istemli marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili firmanın —- olarak da kullandığı ————— bulunan ve bu ———-yıllardan —- olduğunu,—-anıldığını ve —— altında ——– ve bu ibare yanındaki —– tamamen özdeşleştiğini, bugün itibariyle —- algısı ve zihninde doğrudan müvekkili firma ve hizmetlerinin çağrışım yaptığını, tüketicinin bu isim ve işareti gördüğünde verilen hizmete dahi bakmaksızın refleks olarak davacı şirketi ve hizmetlerini anımsadığını, nitekim tüm bu gelişmeler sonucunda — işaretinin tanınmış marka olduğunu, — ibaresiyle tüm hizmet ve emtia sınıflarında marka tescilleri bulunan davacının —- —– hakkının ayrıca müşterilerin malları görmesi için çeşitli malların bir araya ———— davacıya ait olduğunu, müvekkili tarafından yapılan araştırma sonucunda müvekkili ile birebir aynı iş kolunda ——- ibaresi ve — ve/veya benzerini aynı mal ve hizmet grubunda işletmesindeki ——- kullandığını ve bu isimle —- neden olduğunu, markaya tecavüzde bulunarak haksız rekabet yaptığının tespit edildiğini, —— dosyasında davalı işyerinde yapılan tespitlerde davalının müvekkiline ait —— aynı/benzerini aynı mal ve hizmet grubunda kullanarak iltibasa neden olduğunun ve markaya tecavüzde bulunarak haksız rekabet yaptığının tespit edildiğini, ayrıca davalı tarafın————– davacı markasıyla iltibas yaratacak şekilde aynı ——– benzerini kullandığını, her ne kadar davalı taraf adına ———- bulunmakta ise de; davalı tarafın söz konusu —– tescilli olduğu şekliyle kullanmadığını, davacı —– iltibasa neden olacak şekilde tescile aykırı ve farklı kullandığını, davalı tarafın fiili kullanımının tescil şekline göre farklı ve tamamen davacı — benzer olduğunu, davalının fiili kullanımının davacı ——- iltibasa ve bu —- olduğunu, yine davalı —— yazılı olmadığı halde, davalı tarafın bazı—– ibaresinin yanında kullanarak tescile aykırı bir kullanım yaptığını ve iltibasa neden olduğunu, ayrıca davalı taraf ——– olduğunu, ——– —- tecavüzden söz edebilmek için — tarafından kullanılan ibarenin tescil edilmiş —- aynı veya benzeri olmasını ve tescil edilmiş —— tescil edildiği mal ve hizmetlerin aynı veya benzerinde kullanılmasının ve bu kullanımın —- nezdinde iltibasa neden olma ihtimalilinin bulunmasının gerekli olduğunu, davalı tarafın haksız kullanımlarının— hükümleri açısından—-tecavüzü/ihlaline neden olduğu gibi —- haksız rekabet teşkil ettiğini , davalı tarafın —– olmak üzere toplam —- kullandığını, bu durumun davacı nezdinde doğan maddi ve manevi zararın da artmasına neden olduğunu, tüm bu nedenlerden ötürü davalının haksız kullanımları nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla — maddi tazminat ile müvekkili şirketin itibar kaybı ve markasının zedelenmesine bağlı olarak —– manevi tazminat olmak üzere toplam ——- tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili için iş bu davayı açmak zaruretinin hasıl olduğunu, dosyaya sunulan —— raporuna göre, davacı tarafın tescil dışı kullanımlarının davacı markasına benzer olduğunu ve davacı markasıyla iltibas yarattığı sabit olmakla öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile davalının haksız kullanımlarının önlenmesi ve durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama sonucunda davalarının kabulüne, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, davalının tescil dışı kullanımının davacının marka haklarını ihlal ettiğinden, toplanacak delillere göre gerçek zararın bilirkişi raporu ile tespit edilmesine müteakip bedeli arttırmak üzere fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik—– maddi ve —manevi tazminat olmak üzere toplam——- tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili firma ile davacı firmanın aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davacı firmanın tescilli markası ile müvekkili firmaya ait olan tescilli marka arasında farklılık bulunduğunu, şöyle ki müvekkili firmanın — —markasının—–olduğunu, ancak— müvekkili firmanın — yılından beri faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin kullanmış olduğu—— olduğunu, dava dilekçesinde söz konusu edilen——- farklılık arz ettiğini, müvekkili firmanın—kullanmakta olduğunu, bu —- incelendiğinde, tespit talebinde bulunan firmanın—– göstermediğini,—– girdiğinde —– birbirlerinden farklı olduğunun anlaşıldığını, —- gerekli izinler alınarak ve onaylanarak kurulduğunu, ondan sonra faaliyete geçildiğini, müvekkili firmanın yapmış olduğu —- tescilli olan—– ibaresini iltibasa yer vermeyecek şeklinde kullandığını, müvekkili firmanın yer aldığı —– alınan—- —- bunun gözüktüğünü, ——-çalışmış olduğu —- tanınmış bir marka olmadığını, davacı firmanın müvekkilinin fiili olarak çalışmaya başladığı—- bu yana sessiz kaldığını, bu durumda hak mahrumiyetine uğrayan tarafın da müvekkilinin kendisi olduğunu, müvekkili firmanın —–davacı firmadan —– bir marka olduğunu, davacı firmanın —- yaptırmış olduğu tespit sonrasında her ne kadar müvekkili firmanın marka tecavüzünde bulunmasa bile, tespit dosyasında verilen bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkili —- şeklindeki tesciline uyduğunu, mahkeme kararındaki tespitin gereğini yerine getirerek —ibaresinin önüne iltibasa yer bırakmayacak şekilde —-ibaresini eklediğini, böyle bir dava açılmasının hukuken kabul edilemeyeceğini belirterek, tüm bu nedenlerle davanın reddedilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait —– tanınmış marka olduğu ve davalı tarafça bu markalar ile iltibasa neden olacak şekilde marka kullanımının söz konusu olduğu iddiasıyla açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflara ait —- dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, davacı şirketin — tarihinde —— tescil edildiği, ilk unvanının —–olduğu, davalı şirketin ise —- tescil edildiği tespit edilmiştir.
Taraflara ait marka—– dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde davacıya ait —-markasının ise —- —– mal ve hizmetleri için tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin — sayılı dosyası üzerinde yapılan yargılama sırasında davacı vekili dosyaya sunduğu —-tarihli ıslah dilekçesinde; şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere dava dilekçesinde — olarak talep etmiş oldukları maddi tazminatı,—olarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleriyle birlikte ödenmek üzere ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizin — Karar sayılı kararı ile davacı şirketin — yılında, davalı şirketin ise—-kurulduğu, davalı tecavüz yaratan eylemlerine tespit işlemi sonrasında son vermiş ise de, Değişik iş dosyasında tespit yapılan tarihteki davalının markayı kullanım itibari ile davacı markasına tecavüz niteliği taşıdığı, davalının önceye dayalı kullanımını kanıtlayan deliller sunmadığı, davalının tescilli —- markasal olarak kullandığı gibi, tescilli markasını da tescile uygun kullanmadığı, davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit ve men’ine, taleple bağlı kalınarak — maddi tazminatın ve takdiren —- manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir
Mahkememizce verilen bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, —– karar ilamıyla; “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti meni ve —- istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti meni ve — maddi — manevi tazminata hükmedilmiştir. —– hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre yoksun kalınan kazancın hesaplanmasını usulü düzenlenmiştir. Davacının talebi de bu yönde olup, mahkemece —- müzekkere ile davacıya ait —– alınabilecek——-taraflar arasında sözleşme yoksa marka —-olarak kabul edilebileceği yönünde cevap verilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporuna göre de, davacının—bulunan ——yılı toplam satış tutarının — hesaplanarak —- yoluna gidilmiş ve işbu bilirkişi raporu da hükme esas alınmıştır. Ancak, —– yoksun kalınan kazancın hasaplanmasında özellikle markanın ekonomik önemi, marka hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında markaya ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenlerin de göz önünde bulundurularak —– bedelinin tespiti gerekirken, mahkemece yazılı şekilde markanın cirosunun —-üzerinden maddi ve buna bağlı olarak manevi tazminatın takdiri doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya içeresinde mevcut — incelendiğinde, davalının iş yeri ——-davacının —- markası ile iltibasa neden olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce markaya tecavüze ilişkin olarak dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler raporlarında, davalının dosyaya sunduğu fotoğraflarda kullanımın ——şeklinde olduğu, bu kullanımın davacı markası ile iltibas yaratacak nitelikte olmadığı, davalı kullanımının kendi adına tescilli olan markalarına uygun şekilde gerçekleştiği, ancak —-dosyasında tespit yapılan tarihte kullanım itibari ile davacı markasının tecavüz niteliği taşıdığı ve dosyaya sunulan belgeler arasında davalı tarafın davacı marka tescillerinden önceye dayalı kullanımı kanıtlayan belgelerin görülmediği, bu nedenle davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımın önceye dayanmadığı, davacının sessiz kalmak suretiyle hak kaybına yol açacak şekilde uzun süredir devam etmediği, — tescil edildiği şekilde ——– kullanım şeklinde olduğu ve davalı eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde talimatla bilirkişi incelemesi yaptırılarak, — tarihli bilirkişi raporu alınmış,—— bilirkişi raporunda, davalının —- olduğu, davalının ——-karlılık oranına sahip olduğu tespit edilmiştir
Mahkememizce bozma kararından sonra maddi tazminatın hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış; ——-raporda özetle; dosyada mübrez — sunulan ve bu mahkeme kanalıyla dava dosyası içerisine gelen—– sayılı delil tespit raporuyla, davalının marka ihlalinin tespit edildiğini, huzurdaki davanın ise — tarihinde açıldığının anlaşıldığını, —- marka hakkına tecavüz edenin markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre, yoksun kalınan kazancın hesaplanacağını öngördüğünü, ibraz edilen ticari defterlerden — yılına ait zorunlu kapanış tasdikine tabi ——- kapanış tasdikinin ibraz edilmediğinin görüldüğünü, davacı şirketin ———ilamında belirtilen kıstaslara—– —- alınarak yapılan incelemede; davacı şirketin —markasını, bizzat kendi ——- kullandığı gibi — markasının isim hakkını kullandırması şekliyle de ——- şirkete kullandırmak suretiyle de gelir elde ettiğinin anlaşıldığını, ancak davacı şirketin ——–,—- bedeli almadığını, sadece yaptığı satışlardan kar elde ettiğinin anlaşıldığını, davacı şirketin kendi uhdesinde ve kendi istihdam ettiği ——adını kullanarak işlettiği — listesinin gösterildiğini, davacının — maddesindeki talebine göre yoksun kaldığı kazanç hesaplamasında şu yolun izleneceğini, önce davacı şirketin——- elde ettiği ortalama satış ve karlılık durumunun belirleneceğini, davalının haksız rekabet içerisinde bulunduğu —-ilinde, davacının—- elde ettiği, ortalama satış ve karlılık durumunun belirleneceğini, son olarak davacının, aynı zamanda lisans kullandırmasıyla da özdeşleşen, başka şirketlere kullandırdığı ——– ismiyle, bu şirketlerin elde ettiği satış ve karlılık durumunun belirleneceğini, bu belirlemelerden sonra davacının satış ve karlılık durumunun, kullandırılan lisans sayısı addedilerek, davacının yoksun kaldığı kazancın tespit edileceğini, satış ve karlılığın; davacı——- işlettiği mağazaların satış ve karlılığını vereceğini, davacı şirketin— —— kullanan üçüncü şahıs şirketlere satılması sonucu elde ettiği satış karını —- vereceğini, verilere göre davacı şirketin —-olduğunu, yani davacı şirketin, tüm genelinde yıllık ortalama — ciro yaptığını, bu cirodan — faaliyet karı elde ettiğinin anlaşıldığını, davacının, —-olduğunu, eğer, davalının faaliyet gösterdiği —– davacı satış ve karlılık durumu dikkate alındığı takdirde davacının mahrum kaldığı karın —-hesaplanabileceğini, ne var ki yukarıdaki tespitte münhasıran davacının kendi—- kullanarak elde ettiği sonucunu gösterdiğini, davalının üçüncü şahıs bir şirket olduğunu, bu nedenle davacının üçüncü şahıs şirketine kullandırdığı —- —- bu şirketlere yaptığı satış ve karlılık durumunun dikkate alınarak, davacının mahrum kaldığı karın belirlenmesinin— bozma ilamına da uygun düşeceğini, davacı şirketin — suretiyle üçüncü şahıs şirketlerden—– olduğunu, yıllık——– olduğunu, davalı şirketin de üçüncü şahıs şirket konumunda olduğunun kabulünün gerektiğini, başka deyişle davacı şirketin eğer davalı şirkete—-ismini kullandırmak suretiyle davalı şirket ile ticari ilişkiye girip de— davalıya satmış olsaydı, ortalama davalı şirketten de yıllık ——- edeceğinin muhakkak olduğunu, davalı şirketin, haksız rekabet içerisinde bulunduğu— satışlardan mahrum kaldığı ——- olacağını, bu tutardan, satışların maliyeti ve faaliyet giderlerinin tenzili ile mahrum kalınan faaliyet karına ulaşılmasının gerektiğini, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde; satışların maliyeti ve faaliyet giderleri indirildikten sonra faaliyet kar ortalamasının — olduğunun anlaşıldığını, bu durumda davacının; dava tarihi itibariyle davalı şirketten talep edebileceği kar mahrumiyeti tazminatının — olacağını, davalı şirketin; davacının kullandığı— haksız tecavüzde bulunduğunu, haksız rekabet fiilini işlediği kabul edildiği takdirde davacının, — maddesine göre, talep edebileceği kar mahrumiyeti tazminatının, dava tarihi itibariyle —-olarak hesaplandığı hususunu beyan etmiştir.
Davalı tarafın itiraz etmesi üzerine aynı bilirkişiden alınan —- tarihli EK RAPOR’da özetle; kök raporda varılan sonucun, —— ilamındaki kriterlere uygun olduğunun benimsenmesi halinde davacının tazminat alacağının, kök rapordaki gibi —- olacağını, hesaplamada emsal olarak alınan ilçelerin nüfus sayılarına göre —– yapıldığı takdirde, davacının —- gelir elde ettiğini, davalının haksız rekabet içinde olduğu — elde edeceğini,— tazminat talep edebileceği, ancak bunun hakkaniyete uygun olmadığı, —– göre hesaplama yapıldığı takdirde, davalının iş yerinde- ——karlılık oranına göre de —- tazminat hesaplanacağını beyan etmiştir.
Bu rapora da taraflarca itiraz edilmesi üzerine, — ilamına uygun olarak yeniden rapor alınmasına karar verilmiş, — tarafından hazırlanan——- tarihli heyet raporunda özetle; dava dosyası üzerinde yapılan sınırlı inceleme sonucunda; yukarıda bilgileri bulunan tescilli markaların davacı tarafa ait ve yürürlükte olduğunu, tescil haklarının davacı tarafta olan —- ibaresinin davalı tarafça kullanımının karışıklık ve iltibasa sebep olacağını, davalı tarafın izinsiz marka kullanımından dolayı; davalının —— ödemesi gerektiğini beyan etmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itiraz etmeleri üzerine; bilirkişi heyetinden sadece davacının cirosu ve elde ettiği kazancın değil, davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği —– davaya konu markanın satışlara olan etkisi de incelenerek ek rapor hazırlamaları istenilmiş, —tarafından hazırlanan—- özetle; dava dosyası üzerinde yapılan sınırlı inceleme sonucunda; tescilli —–davacı tarafa ait ve yürürlükte olduğunu, ——- tescilli olduğu, davacı markalarının —– tescilli olduğu —-değerlendirildiğinde —– ibaresinin satışlara yüksek derecede katkı sağlayacağını, —–olarak yapılan değerlendirmede, ilk seçenekte, davalının —– olduğu — alındığında davalının davacıya ödeyeceği tazminat miktarının;—- olması gerektiğini, ikinci seçenekte; davacı şirketin — suretiyle ——- ismini kullandırmak suretiyle davalı şirket ile ticari ilişkiye girip de ——- davalıya satmış olsaydı, ortalama davalı şirketten de yıllık — elde edeceğini, davalı şirketin haksız rekabet içerisinde bulunduğu — davacının, satışlardan mahrum kaldığı ———— olacağını, bu tutardan, satışların maliyeti ve faaliyet giderlerinin tenzili ile mahrum kalınan faaliyet karına ulaşılmasının gerektiğini, davacının ticari defterlerinin incelenmesinde; satışların maliyeti ve faaliyet giderleri indirildikten sonra faaliyet kar ortalamasının — olduğunun anlaşıldığını, bu durumda, davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketten talep edebileceği kar mahrumiyeti tazminatı, — olacağını, davalı şirketin, davacının kullandığı— tecavüzde bulunduğunu, haksız rekabet fiilini işlediği kabul edildiği takdirde davacının —maddesine göre, talep edebileceği kar mahrumiyeti tazminatının dava tarihi itibariyle — olarak hesaplanacağını, üçüncü seçenekte ise; davalının defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, davalının dava konusu dönemlerde elde etmiş olduğu kar ve karlılık oranlarının —–kendileri tarafından tespit edildiğini ve tabloda gösterildiği, yapılan tespitlerden de görüldüğü üzere; davalının — çalışmakta olduğu, davacının davalıdan talep ettiği tazminatın tutarının da davalı şirketi zorda bırakıp iflasına sebep olacak ya da ekonomik yönden zorda bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, davacının davalı şirketten —– tazminat talebinin şirketi ekonomik yönden de zorda bırakacak ve—-yıllık karına karşılık gelecek bir tutarda olduğunu beyan etmişlerdir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan— maddesine göre marka sahibi, marka üzerindeki üçüncü kişilere karşı sahip olduğu hakları tescil ile kazanır— maddesine aykırılıkların markaya tecavüz oluşturacağı düzenlenmiştir. —-
Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir:
a)Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması.
b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle —– tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak —– ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması.
c) İşareti taşıyan —- girmesi, —— onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması.
d) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
e) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin——– benzeri biçimlerde kullanılması.
Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Marka tescil başvurusunun——– sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez.”
Somut olayda markaya tecavüz oluşması için; markalarm aynı veya benzer olması, aynı veya benzer sınıflarda kullanılması ve ayniyet veya benzerlik nedeniyle ——– —- karıştırılması gereklidir. Dolayısıyla üzerinde durulması gereken konular; markalar ve tescil edildikleri sınıflar arasındaki benzerlik, bu benzerliklerin —— tarafından, markaların karıştırmasına yol açacak nitelikte olup olmadığıdır.—— içinin nasıl doldurulması gerektiği ve karıştırılma kavramının anlamı önemlidir. Karıştırma tehlikesi bulunan hedef kitle çok önemlidir. ——— karıştırılma ihtimalinde ölçü almacak kesimin, —– olarak ortalama tüketici olduğu,———– anlaşılmaması gerektiği ——— kararlarmda istikrarlı olarak ifade edilmektedir. İltibas tehlikesinin varlığı için kast ya da kusur bulunması gerekmez. Karıştırmada asıl olan ortalama tüketicinin algılamasıdır. Ortalama alıcı kitlesinin tamamı karıştırma tehlikesine maruz kalmasa bile bir kısmının bu risk altmda bulunması dahi karıştırılma ihtimalinin gerçekleştiğinin kabulü için yeterlidir. Karıştırılma ihtimalinde, sadece mal veya hizmetin birbirleriyle aynı olduğunun düşünülmesi değil, iki işaret arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurulması halini de kapsar. —— istenilen mal veya hizmet yerine, karıştırılarak başka mal ve hizmetin kullanılması tehlikesinin engellemesi yanında, markalar arasmda bağlantı olmamasına rağmen, olduğunun zannedilmesi de bir iltibas halidir. Bağlantı ihtimali ile iltibas kavramı genişletilmektedir.
—– delil tespiti ile davalının— tabelalarında ve bir kısım ürünler ve araç üzerinde kendisine ait tescilli markayı tescil edildiği şekilde kullanmayarak davacının seri ve tanınmış markalarının esas unsuru olan—– çıkartacak şekilde kullandığının tespit edildiği, davalı ile davacı şirketin aynı iş kolunda faaliyette bulundukları, davalının markayı kullandığı mal ve hizmetlerin davacının markalarının tescili kapsamında oldukları, davalının bu kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmesinin yanı sıra, ——- maddesinde tanımlanan haksız rekabet niteliğinde olduğu, zira davalının davacıya ait markayı kullanması nedeniyle davalıya ait ürünlerin davacıya ait ürünlerle karıştırılmasına veya davacıya ait ürünler olarak algılanmasına neden olacağı, davalı şirketin basiretli tacir gibi davranmak zorunda olduğu ve davalı tarafından markanın bu şekilde kullanılmasında kusurunun mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davalının bu haksız kullanımı nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı mevcut olup, davacının ——— uyarınca lisans bedeline göre maddi tazminat hesaplanmasını talep etmesinden dolayı taraflara ait ticari kayıtlar ve örnek lisans sözleşmeleri incelenmiştir. Davacının lisans verdiği işletmelerden elde ettikleri cirodan pay almak suretiyle lisans bedeli aldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle belirlenecek lisans bedelinde davalının cirosunun da dikkate alınması zorunludur. Bu konuda birden fazla bilirkişi raporu alınmıştır. Davacının markalarının tanınmış olması, faaliyet alanı, markaların tescilli oldukları süre ve davacının cirosuna göre, davalı tarafından kullanlan —– markasının satışlara etkisinin yüksek olduğu uzman bilirkişiler tarafından tespit edilmiştir. Ancak davalının işletmesinde başka markalara—— —- aralarında bulunduğu başka—–de satışını yaptığı, elde ettiği gelirleri hesaplanırken —– markasını kullanmakla elde ettiği gelirin ayrıştırılamadığı, hesaplamanın tüm geliri üzerinden yapıldığı, —- markası ile davacının markalarının tescili kapsamında kalan mal ve hizmetlerle ilgili elde ettiği gelirin kesin olarak hesaplanamadığı, bu nedenle maddi tazminatın —- maddelerine göre Mahkememizce takdir edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacının ve davalının ciroları, davalının tecavüzün söz konusu olduğu —- ——-davacının —– bedeli olarak —– verdiği işletmelerin cirolarından pay alıyor olması, davacının markasının tanınmışlığı nedeniyle satışlara etkisi de dikkate alınarak, —- bedelinin ve davalının markayı kullandığı süre, kusur derecesi, tarafların ticari hacimleri ve davalının markaya tecavüz niteliğindeki eylemlerine sonradan son vermiş olduğu hususu göz önünde bulundurularak,—- manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı eyleminin markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine ve markaya tecavüzün men’ine,
Davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine ve haksız rekabetin men’ine,
—–maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
—-manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 1.502,82 TL harçtan peşin alınan 256,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.246,62 TL harçtan, bozma kararından önce davalı adına —– harç tahsil müzekkeresi olarak yazılan 5.121,55 TL harcın tahsil edilmiş olması halinde mahsubu ile bakiye 3.874,93 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Davacı vekiline markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 256,20 TL peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı, 1.623,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.903,50 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 5.742,65 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%60) 3.445,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%40) 2.297,05 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderin davanın red ve kabul oranına göre, (%40) 40,00 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%60) 60,00 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/03/2021