Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/155 E. 2021/48 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/155 Esas
KARAR NO : 2021/48

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i ve Ref’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla özetle; davacılar—- —- her yerinde faaliyet gösteren, büyük — olduklarını, ————— satışını yaptığını, davacı şirketin ——— ifadesinin içeren bir çok marka tesciline sahip olduğunu, yaptığı ———- kavramıyla geçen ve —– Kanunu’nda yer alan tanınmış marka seviyesine ulaşmış bir şirket olduğunu, SMK 7/2-c uyarınca “—- markasının tanınmış marka sıfatını haiz olmasının davacı şirketlere bu markalar bakımından her sınıfta koruma sağladığı, davalı şirket ile davacı şirketler arasındaki— sözleşmesi feshedilmiş olmasına rağmen, davalı şirket tarafından davacı şirketlere ait —-evrakının halen izinsiz bir şekilde kullanılmaya devam edildiğini, davalının bahsi geçen sözleşmeden kaynaklanan borcunu ifa edememesi ve borçlarını ödemede—- düşmesinden dolayı sözleşmenin ilgili maddeleri gereğince sözleşmenin davacılar tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.1.a maddesi’nin “——– olarak verilir. —– —- iş ortağına aittir. Sözleşmenin sona ermesinden sonra iş ortağı bu tabelayı sağlam ve kullanılabilir halde ———-teslim etmek yükümlüğündedir.———- herhangi başka————- indiremez.” şeklinde olduğunu, davalının işbu sözleşmeyi imzalamakla sözleşmenin sonunda ————- davacı şirkete iade edecek olduğunu kabul ettiğini, karşı tarafa ihtarname keşide edilmek suretiyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından davacı şirketlere herhangi bir ürün gönderilmediğini, tabela ve diğer tüm tanıtım malzemelerinin ise kullanılmaya devam edildiğini, davalının haksız bir şekilde davacı şirketin ürünlerini —– algısı yaratarak satış yapmak suretiyle haksız kazanç elde edildiğini, sözleşmenin feshedilmesinden bu yana yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen bahse konu ürünlerin iadesinin yapılmadığını ve davacı şirketlerin tescilli markalarına tecavüz fiiline devam edildiğini, davacılar vekili tarafından tespit ve tedbir talepli olarak yapılan başvuru neticesinde İstanbul Anadolu—— sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da “karşı tarafa ait adreste yapılan tespitte———- markasının, mağaza içerisinde bulunan—– ——- markasının kullanıldığı görülmüştür.” denilmek suretiyle davalının davacı şirketlere ait tescilli markaları aralarında hiç bir sözleşmesel ilişki kalmamış olmasına rağmen kullanmaya devam ettiğinin tespit edildiğini, mahkemece iş bu tespit ve tedbir istemli başvuru hakkında “Sözleşmenin haklı nedenle feshi ve marka hakkına dayalı olarak sözleşme gereğince kullanım hakkı verilen, teslim edilen tabelaların indirilmesi ve iadesi talebi yargılamayı gerektirdiğinden” gerekçesiyle reddedilmiş olduğundan iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davalı tarafın davacı şirketlere ait tabela ve tanıtım malzemelerini kullanmak suretiyle her geçen gün daha fazla haksız kazanç elde edildiğinden tedbiren bu tabela ve tanıtım malzemelerine el konulması gerektiğini, davalının —– şirketlere ait ürünler dışında başka firmalara ait ürünler de satıldığından davacı şirketlerin birçok tüketici şikayetiyle haksız yere muhatap olduğunu, bu zararların bir nebze olsun giderilmesi adına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davalının davacıya ait markaları haksız olarak kullandığının tespiti ile bu tecavüzün refi ile menine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 5.000,00 TL manevi tazminatın ve sözleşmenin feshinden itibaren davalının elde ettiği net kazanç üzerinden hesaplama yapılarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla belirsiz alacak davası olarak 500,00 TL maddi tazminatın 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı şirketin ———-doğru dürüst —– önceliği müşteri memnuniyeti olan ve güvenilir satışı ilke edinmiş bir firma olduğunu, gerek davacı şirketin gerekse bir çok değişik —- olarak aldığı malları perakende olarak tüketicilere sattığını, davalı şirket ile davacı şirket arasında belli bir müddet cari hesaba dayalı ticari ilişki tesis ettiklerini, ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında mevcut ticari ilişkinin para anlamında hacmi büyüdüğünden davacı tarafın öncelikle ticari anlamda davalı tarafı elde tutmak için ——– akdetmeyi davalı şirkete önerdiğini, davalı şirketin öneriyi kabul etmemesi üzerine, yine aynı mantıkla bu sefer de kendi markasını ihtiva eden kendi yaptırdığı —– daha fazla ürünün satılması amaçlı davalı şirkete önerdiğini, taraflar arasında mevcut cari hesap ilişkisinin yavaş yavaş bitmesine mukabil davalı şirket tarafından —–olarak davacı —ve alınması konusunda ricada bulunmuşsa da, davacı tarafça geçiştirilip tabelanın kaldırılmadığını, nitekim İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı dosyasında mevcut ihtiyati tedbir tutanağı dikkatlice incelendiği takdirde bu beyanların tutanakta da ifade edildiğinin görüleceğini, davacı şirketin marka ve marka haklarına ait herhangi bir— ürün satmadığı ortadayken, davalı şirketin haksız bir kullanımından söz edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafça öncelikle davalı taraf aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak cari hesaba dayalı olarak İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalı aleyhine —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, davacının davanın aleyhine sonuçlanacağını anlayınca sözleşmeyi dosyaya sunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiğinin aksine davalı şirket ile davacı taraf arasında imzalanmış “—- bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı tarafça davalıya keşide edilen fesih ihtarnamesinin de bağlayıcılığının bulunmadığı ve davacı lehine delil teşkil etmesinin de mümkün olmadığını belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacılarla davalı arasında yapıldığı iddia edilen marka kullanım sözleşmenin feshedilmesine rağmen, davacıların hak sahibi oldukları —- markasının davalı tarafça iş yeri tabelasında kullanmak suretiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyaya —- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; —- markasının tanınmış marka olarak, ayrıca————- tarihinde,———. adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar tarafından dosyaya sunulan——- SÖZLEŞMESİ” başlıklı sözleşme örneği incelendiğinde, davacı ..——-” markasının kullanımına ilişkin sözleşme yapıldığı, sözleşmenin 1.2.1.a bendi uyarınca davalı şirketin sözleşmenin sona ermesinden sonra —– kullanılabilir halde ——- teslim etmek zorunda olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
İst. An. —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı davası incelendiğinde, taraflar arasında görülen itirazın iptali davası olduğu, ve halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar tarafından davalı aleyhine Mahkememizin —– sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğu, Mahkememizce bilirkişiye yerinde inceleme yapma yetkisi verilmek suretiyle alınan—- tarihli raporda; davalıya ait adreste yapılan tespitte———— kapısında ve —-tarafında——– markasının, —– içerisinde bulunan —-markasının kullanıldığı yönünde tespit yapıldığı ve görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Davalıya bu bilirkişi raporu tebliğ edilmesine rağmen, rapora itiraz etmediklerinden, mahkememizce yeniden marka kullanımına ilişkin bilirkişi raporu alınmamıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesi ile davalının elde ettiği net gelire göre maddi tazminat hesaplanmasını istemiş, yargılama sırasında ise lisans bedeline göre hesaplama yapılmasını talep etmiştir. Ancak davalı tarafça davacının tazminatın hesaplanmasına ilişkin talebini değiştirmesine muvafakat edilmediğinden ve davacılar bu konuda ıslah talebinde de bulunmadığından, maddi tazminatın davalının elde ettiği gelire göre hesaplanmasına karar verilmiştir.
Maddi tazminat hesabı için Mahkememizce davalı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi ve rapor hazırlanması için —-görevlendirilmiş, düzenlediği 04.09.2019 tarihli raporda; dosyadaki belgeler ve raporlar üzerinde yapılan inceleme sonucu mahkemece markaya tecavüzün var olduğu kabul edilse dahi davalının sırf davacının markasını kullanması sebebiyle elde ettiği muhtemel kazancı belirlemenin mümkün olmadığı, davalının ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığını, bu nedenle —– yapmış olduğu beyanlardan hareket edilmesinin zorunlu olduğunu, davalı şirketin incelenen dönemde toplam1.039.916,29 TL tutarında satış yaptığını, ancak kar elde edemediği, ——-sayılı yazısı uyarınca taraflar arasında sözleşmenin olmaması durumlarında söz konusu ürünün cirosunun %15 oranında —— bedeli olarak tespit edilebileceği, bu kapsamda davalının davacı tarafa ödemesi gereken lisans bedelinin net satış tutarının %15’i olan 155.987,44- TL olduğu,—- göre markayı kullanımın davalının kazancına etkisinin belirlenmesi mümkün bulunmadığından TBK md. 50’ye göre hakim tarafından hakkaniyete uygun bir maddi tazminat yoluna gidilebileceği, davalının kusurlu eylemleri ile davacı markasına tecavüz ettiği sabit olduğu takdirde yine hakim tarafından uygun bir manevi tazminata hükmedilebileceği, ancak davalının davacı markasına tecavüzünün söz konusu olmadığı, haksız rekabetin varlığı kanaatine mahkemece varılır ise yine hakim tarafından TTK 56/e maddesine göre de manevi tazminatı belirlenebileceğini, mahkemece markaya tecavüzün bulunduğu kanaatine varılır ise lisans ücretinin belirlenmesi mümkün bulunmadığından hakim tarafından hakkaniyete uygun bir tazminat belirlenmesi yoluna gidilmesinin gerektiği, seçenekler üzerinde takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili 22.10.2019 tarihli talep arttırım dilekçesi ile belirsiz alacak olarak 500,00 TL talepli açılan maddi tazminat davasının, bilirkişi raporu sonrası alacak belirli hale geldiğinden, rapor doğrultusunda 155.487,44 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Mahkememizin— sayılı dosyası ile— tarihinde yapılan delil tespiti sonucunda düzenlenen ve davalı tarafça da itiraz edilmeyen bilirkişi raporu ile, davalıya ait —— ve iş yerinin bulunduğu —— davacı şirketlerin hak sahibi oldukları —— markasının kullanıldığının tespit edildiği, her ne kadar davalı taraf cevap dilekçelerinde davacı şirket ile aralarında sözleşme yapılmadığını savunmuşsa da, İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam eden dava ve sözleşme örneği ile taraflar arasında marka kullanım sözleşmesinin yapıldığının anlaşıldığı, kadı ki sözleşme yapılmamış olması halinde de davalının marka kullanımının haksız bir kullanım olacağı, davalı ile sözleşme yapan davalı … ———- sözleşmeyi feshettiğini —–tarihli ihtarname ile davalı taraf bildirmesine rağmen delil tespitinin yapıldığı 29/12/2016 tarihine kadar tabelaları kullanmaya devam ettiği, sözleşmenin haksız olarak feshedilmiş olup olmadığının bu noktada öneminin bulunmadığı, sözleşme haksız olarak feshedilmişse, davalının buna dayanarak uğradığı zararın tazminini davacı şirketten ayrıca talep edebileceği, ancak sözleşme feshedildikten sonra markayı kullanmaya devam edemeyeceği, davalının bu eyleminin davacıların marka haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Davacılar marka haklarına tecavüz edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edebileceklerinden, maddi tazminat için bilirkişi incelemesi yapılmışsa da, davalı tarafın kesin süreye rağmen ticari defter, belge ve delillerini sunmaması nedeniyle elde ettiği gelir tespit edilememiştir. Her ne kadar, davalının elde ettiği gelire göre tazminat hesaplanması gerekirken, mali bilirkişi tarafından lisans bedeline göre hesaplama yapılmışsa da, davalının davaya konu markayı kullanmak suretiyle elde ettiği gelirinin tespit edilememesi nedeniyle, tazminatın TBK’nun 50. maddesi uyarınca mahkememizce takdir edilmesi gerektiğinden, bu konuda mali bilirkişiden yeniden rapor alınmamıştır. Mali bilirkişi raporunda sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği —- tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde davalıya — beyannamelerine göre 1.039.916,29 TL tutarında satış yaptığını, ancak zarar ettiğini belirlemiş, davalının işletmesinde, davacılara ait —” markalı ürünlerin yanı sıra başka markaları taşıyan ürünlerin de satışının yapıldığı, davalının —- tabelasını kullanması nedeniyle elde ettiği gelirin kesin olarak hesaplanamadığı, ancak markanın tanınmışlık düzeyine, haksız olarak kullanıldığı süreye, davalının ticari hacmine göre TBK’nun 50. maddesi uyarınca 50.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı, davalının kusur durumu, markanın tanınmışlık düzeyi, kullanım süresine göre talep edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının davacıların hak sahibi oldukları —–markasını iş yeri tabelasında kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün men’ine ve ref’ine, 5.000,00 TL manevi ve 50.000,00 TL maddi tazminatın 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 105.987,44 TL’lik maddi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının davacıların hak sahibi oldukları “——- markasını —– kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
Markaya tecavüzün men’ine ve ref’ine,
5.000,00 TL manevi ve 50.000,00 TL maddi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 105.987,44 TL’lik maddi tazminat talebinin reddine,
Alınması gereken 3.757,05 TL harçtan peşin alınan 2.757,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 999,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i davası üzerinden—- gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden—- gereğince takdir olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden —– gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden ——–gereğince takdir olunan 14.018,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 2.757,93 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.789,33 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından Mahkememizin —— sayılı delil tespiti dosyasında yatırılan 77,30 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 189,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.189,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%67) 796,65 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%33) 392,35 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından Mahkememizin —– sayılı delil tespiti dosyasında yapılan 1.029,00 TL tespit giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%67) 689,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%33) 339,55 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 25,00 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%33) 8,25 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%67) 16,75 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.