Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/153 E. 2019/221 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/153 Esas
KARAR NO : 2019/221

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/08/2017
KARAR TARİHİ : 18/07/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ———– arasında —- “— —- isimli eserlerin işleme, yayma, çoğaltma haklarının devrini içeren telif sözleşmesi yapıldığını, ——-” adlı esere ilişkin sözleşmenin —– tarihinde ve —– adlı esere ilişkin sözleşmenin de —- tarihinde imzalandığını, diğer eserlerle ilgili yazılı telif sözleşmelerin davacının elinde bulunmadığını, FSEK’nun 52. maddesi uyarınca yazılı sözleşme yapılmayan diğer eserlerle ilgili geçerli bir telif sözleşmesinin mevcut olmadığını, sözleşme tarihinden itibaren davalı yayınevinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve ihmalkar bir tutum sergilediğini, davacının satış ve stok konularında bilgilendirilmediğini, davacıya telif ücretlerini ödemediğini, —- tarihli sözleşmelerin—.maddelerine göre KDV düşüldükten sonra kapak fiyatının %20’sinin yazara ödnemesi gerektiğini, davalının 04.08.2016 tarihinde yaptığı 2.000,00 TL dışında bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin davalı tarafından eserlere ilişkin olarak yapılacak işlemlere onay vermediğini, ancak davalının eserlerin satış ve dağıtımını durdurmadığını, aynı zamanda yeni baskılara hazırlandığını, müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarının telif sözleşmesine aykırı olarak ve telif bedeli ödenmeksizin kullanımının sözkonusu olduğundan maddi zarara uğratıldığını, davalıya Beyoğlu ——. Noterliği’nin——numaralı ihtarnamesinin gönderilerek satışlar konusunda bilgi verilmesinin istenildiğini, aksi takdirde cayma hakkının kullanılacağının bildirildiğini, ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediğini, caymanın tespiti için — sayılı dosya üzerinden İstanbul Anadolu—- başvurulduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL telif tazminatının mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili—- tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat talebini —yükselttiğini beyan etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalıya Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulüne uygun tebligat yapılarak dava dilekçesi ve duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olmasına rağmen, duruşmalara katılmamış ve davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasında yapılan yayıncı-yazar sözleşmesine ait yükümlülüklerin davalı tarafça yerine getirilmediği iddiasıyla,— kaynaklanan telif bedelinin tahsili davasıdır.
Davacının banka hesap dökümleri dosya içerisine getirtilmiş, incelendiğinde; —tarihinde —- tarihinde ise 2.000,00 TL olmak üzere toplam — davalı tarafından davacıya ödendiği tespit edilmiştir.
Davaya konu olan kitapların kaç adet satıldığı ayrı ayrı satışın yapıldığı yayın evlerinden sorulmuş, ayrıca —-bandrol başvuru evrakı ve hak sahipliği belgeleri dosya içine getirtilmiştir.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan 28/11/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda: davaya konu olan “—-eseri için –adet, “—-” kitabı için ———” kitabı için —- adet bandrol alındığı, satılan ve stoktaki kitapların karşılaştırılması sonucunda,— isimli kitap dışındaki tüm kitapların alınan bandrol sayısından fazla basıldığını gösterdiği, davalının davacının—– hesabına 19/02/2016 tarihinde —- tarihinde de—olmak üzere toplam — – ödeme yaptığı—- gelen bilgilere göre davalı şirketin davacıya ait eserlerden elde etmesi muhtemel gelirin————— olmak üzere toplamda, 1.240.596,00 TL olduğu, davalı —– mali haklarını devraldığı kitaplardan gereği gibi faydalandığı, eser sahibi olan davacının bundan zarar gördüğü, mahkemenin taktirine bağlı olarak, davacı tarafından talep edilebilecek telif alacak tutarının (1.240.596,00 TL.%20=) 248.119,20 TL.(İki Yüz Kırk Sekiz Bin Yüz On Dokuz Lira Yirmi Kuruş) olduğu yönünde tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Taraflar arasında her bir eser için imzalanan sözleşmeler incelendiğinde, sözleşmelerin 3.maddesi uyarınca, davacı tarafından sözleşmeye konu eserle ilgili yayın, dağıtım ve başka dillere çevrilerek yurt dışı dahil her türlü satışlarını, bütün mali haklarıyla yayıncıya devredildiği, 5. maddesi uyarınca, kitabın ilk baskısından sonraki baskılarının adedinin belirlenmesinin ve satış fiyatının belirlenmesinin yayıncıya bırakıldığı, 6. maddeye göre tanıtım, promosyon için yazar ve yayıncı kontenjanı olmak üzere ilk baskıda 100, sonraki baskılarda 50 adet ek baskı yapılacağının kararlaştırıldığı, 7. maddesinde, Yayıncının baskı adedini belirlemek hususunda tek başına yetkili olduğu, — baskı için telif ücretinin —-tarafından yazara ödenmesinin kitabın basıldığı/satışa sunulduğu tarihten 2 ay sonra başlamak şartı ile 4 eşit taksitte veya telifin tamamını eserin basıldığı/satışa sunulduğu tarihten 4 ay sonra ödemeyi taahhüt ettiği, bu ödeme türlerinden birini — seçebileceği, Yazara KDV düşüldükten sonra kitabın üzerindeki fiyatının satılan kitap adediyle çarpımının brüt %20’sinin telif bedeli olarak ödeneceği, Yazara birinci basımından 20 adedinin bedelsiz olarak verileceği, 11. maddesinde, yayma ve çoğaltma hakkının 5 yıl süreyle — ait olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, bilirkişi raporu, dosyaya sunulan sözleşme örnekleri ve tüm dosya kapsamı ile, davaya konu olan kitapların FSEK’nun 1/B maddesinde tanımlanan ilim ve edebiyat eseri niteliğinde oldukları, davacı ve davalı arasında davacı tarafça yazılan —- tarihlerinde davalı şirket ile sözleşmeler yapıldığı, davacıya ait —– için 31/10/2014 tarihinde —- gelen sözleşme örneklerine göre taraflar arasında aynı hükümleri içeren sözleşmeler imzalandığı, sözleşmeler gereğince eserlerin davalı tarafça basılarak satışa sunulduğu, sözleşmeler uyarınca davacıya ödenmesi gereken telif ücretlerinin ödenmediğinin iddia edildiği, davalı tarafça ödeme yapıldığının kanıtlanamadığı, yalnızca davacının banka hesabına 4.000,00 TL paranın “——– açıklaması ile gönderildiği, ancak kalan bedellerin ödenmediği, sözleşmelerin 7. maddesi uyarınca yapılan hesaplamalara göre, davacıya ödenmesi gereken telif bedelinin 248.119,20 TL olduğu, bu bedelden ödenen 4.000,00 TL telif ücreti mahsup edildiğinde davacıya 244.119,20 TL daha telif bedeli ödenmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, 244.119,20 TL’nin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 4.000,00 TL’lik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
244.119,20 TL’nin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 4.000,00 TL’lik talebinin REDDİNE,
2- Alınması gereken 16.676,00 TL harçtan, peşin alınan 4.252,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.423,60 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı yararına davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– Tarifesi gereğince 20.837,15 TL vekalet ücreti taktiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan; 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4.221,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.283,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 310,40 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.310,40 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%98) 3.244,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye (%2) 66,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarlarının karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.