Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/151 E. 2020/266 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/151 Esas
KARAR NO : 2020/266
DAVA: FSEK’ten Kaynaklı Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve
Durdurulması ile Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/08/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan FSEK’ten kaynaklı haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin ———-isimli bir program formatı hazırladığını ve söz konusu formatı ———- yevmiye sayılı evrakı ile tescil ettirdiğini, format fikrini ete kemiğe büründürmek amacıyla programın detaylarını da içeren ve satılabilir hale getiren bir sunum dosyayı hazırlayarak —————- yetkilileri ile görüştüğünü, yetkililerin müvekkilinden program için örnek hazırlamasından sonra tekrar başvuru yapmasını istediğini, bunun üzerine müvekkilinin ——– —- esnasında yapılmış söyleşiler şeklinde iki adet programı hazırlayıp sunulacak hale getirip —- tarihinde —yetkililerine sunum dosyası ile verdiğini ve onay beklediğini,—– yönetiminin programa olumlu baktığını, bütçe için onay verilmesinin beklendiğini, müvekkiline —- yetkililerince büyük ihtimalle programın kabul edileceğinin söylendiğini, müvekkilinin de haber beklerken internet sayfasında ——- tarafından ——— isimli bir program hazırlandığını ve yakında yayınlanacağını gördüğünü, söz konusu programın müvekkilinin hazırladığı programın formatında küçük değişiklikler yapılarak hazırlandığını, bu durumun engellenmesi amacıyla ———- yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiklerini, ancak davalı —– ihtarnameye karşı tecavüzde bulunulmadığı yönünde beyanda bulunduğunu, diğer davalının ise cevap vermediğini, müvekkilinin FSEK’ten kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini, maddi ve manevi zarara uğratıldığını belirterek, bu sebeplerle — ayınlanan—–isimli programın yayınının durdurulmasına ve davacının haklarına yapılan tecavüzün bu şekilde kaldırılmasına, davalılardan müştereken ve müteselilen tahsil edilmek üzere FSEK’nun 68. maddesi uyarınca sözleşme yapılmış olsayda alınacak bedelin üç katı olarak şimdilik —- tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, elde edilen karın şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte —- manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı —–cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı tarafından hak sahipliğini gösterdiği iddia edilen —— evrakının davacı tarafından belirtilen ifadenin kayıt altına alınmasını sağlayacak biçimde ve düzenleme niteliğinde olduğunu, 5846 sayılı Kanunun ——program formatlarını ayrı bir düzenlemeye tabi tutmadığını, —— da ———– eseri bağlamında eser olduğunun görüldüğünü, doktrinde ise —– formatlarının tanımının yapıldığını, bu tanıma göre bir —– formatında program ismi ve logosunun, tüm yayın akışını belirleyen temel fikrin, yayının sunum tarzının, belirli özellikteki katılımcıların, belirgin bir konuşma tarzı veya cümlelerin kullanılmasının, sinyal müziği ve renklerinin, sahne dekorasyonunun, yayın süresinin, programa katılanların katkısının, belirli tarz kamera çekimlerinin, ışıklandırmanın, bölümlerin özelliklerinin bulunması gerektiğini, davacının ise söz konusu özelliklerin hiç birine yer vermeksizin ham haldeki fikrini noter aracılığıyla tespit ettirmiş olmasının lehe sonuç yaratmayacağını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait ——–isimli program formatının davalılar tarafından —– altında yayınlandığı iddiasıyla açılan, ———kaynaklanan haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanığı—–daha önce de davacının sahibi olduğu —— isimli bir programı hazırlayıp —- verdiklerini, bu programın yayını bittikten sonra bu kez yine birlikte ———- isimli bir format hazırladıklarını, bu programda siyasetçilere önlük giydirip, mutfak ortamında kendileriyle sohbet edilecek olduğunu, önce milletvekili oldukları şehrin tanıtımı yapılacak, daha sonra da kendileriyle sohbet edilip —– yaptırılacak olduğunu, bu formatı davacı ile birlikte ——– ile görüştüklerini, hatta birlikte fotoğraf çektirdiklerini, formata ait ——– kendisine teslim ettiklerini, kendilerine verilen bilgiye göre formatın çok beğenildiğini ve mutlaka çekileceğinin söylendiğini, hatta çok milletvekili olduğundan programın çok uzun sürebileceği,—- da yapılabileceğinin anlatıldığını, —– beklemeye başladıklarını, her gittiklerinde ya da aradıklarında programın kesin olarak çekileceğinin söylendiğini, hatta kendilerindne örnek çekimler istediklerini, —– programı çektiklerini, bunları da — ettiklerini, hatta bazı siyasetçilerin ——— isimli program nedeniyle aranması üzerine kendilerinin aradığını zannederek irtibata geçtiklerini ve programın ne zaman yayınlanacağını sorduklarını, —– bu isimlerden bir tanesi olduğunu, siyasetçilerle kendisinin irtibat kurduğunu, ayrıca progamın logosunu da kendisinin tasarladığını, daha sonra internet üzerinde dolaşırken ——— isimli görüntüleri gördüğünü, incelendiğinde hazırladıkları formatın aynen kopyalandığını tespit ettiğini, kullanılan amblemin dahi aynı olduğunu, yalnızca içindeki yazıların değişik olduğunu, bu durumu davacıya bildirdiğini, izlediği —- isimli programın tüm çekimlerinde ———–şeklinde sürekli beyanda bulunduklarını, daha önce kendi çektikleri görüntüleri de — yayınladıklarını, davalı —- —- sayfasında daha sonra yayınlandığını, —- da yayınlandığını, davacının —- gönderdiği uyarı sonucunda tasarladıkları —– —- renklerin hakim olduğu başka bir logo kullanmaya başladıklarını, ancak eski görüntülerin kayıtlarında kendi logolarının benzeri —- logonun göründüğünü, —– yılının sonlarına doğru formatı tasarladıklarını, ——–ayında program formatını —- sunduklarını,—– tarihinde ise ilk program çekimini yaparak ——teslim ettiklerini beyan etmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce dosya üzerinde ve davacıya ait program çekimlerinin yer aldığı—- davalı — kanalda gösterilen program görüntülerinin yer aldığı —- üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ———- oluşan bilirkişi heyeti——–tarihli raporda; davacı ve davalı programlarının, programı oluşturan ögeler açısından farklı işlendiği, ancak davacı programının son —– davalı programı ile benzer olduğu, ancak bu benzerliğin de, o bölümde işlenen yemeğin uygulanması ve tarifi şeklinde olması itibariyle hemen hemen tüm —— programlarında olmazsa olmaz klişesi üzerinden yapılandığı, bu nedenle de davalı tarafa ait —– isimli programın davacı tarafa ait ——— isimli programından intihal edilmediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bu rapora davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine, Mahkememizce yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup,——— oluşan bilirkişi heyeti ——- havale tarihli raporda; televizyon formatlarının ayrıntılı düzenlemeler içermesi durumunda FSEK 2.maddesi bağlamında ilim ve edebiyat eseri olarak korunabileceği, —–formatı metni ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olmasa bile, alelade sayılsa dahi bu formata dayalı olarak sinema tekniğine uygun çekimler yapılmasıyla ortaya çıkan görüntüler dizisinin sinema eseri sayılacağı, öte yandan eser ve eser sahipliği tartışmaları dışında, bir format yazarının veya ——program taslağını ortaya çıkaran ve programı çeken yapımcının bağlantılı hak sahibi olarak FSEK kapsamında korunabileceği, taraflara ait ——programlarının tüm detayları önceden belirlenmiş formata dayalı programlar olmadığı, bir program fikri üzerinde yoğunlaşan programlar olduğu, her ikisinin de detaylı bir formatlandırmaya dayalı olmadığı için format bazında karşılaştırma yapılmasına gerek olmadığı, her iki programın da benzer nitelikte olduğu ve izleyici tarafından da birbirinin benzeri olarak algılanabilecek programlar olduğu, davacının—– isimli —- programının taslak fikrini noter aracılığıyla onaylatarak ve iki adet bölüm çekimi yaparak davalılara ait —-isimli programın yayınlanmasından yaklaşık – ay önce davalı —proje olarak sunduğu, dosyaya sunulan delilleri ile bunu ispatladığı, davalıların ——— isimli programı davacının kendilerine yaptığı sunum tarihinden daha önce taslak olarak oluşturulduğunu veya yayın için planlama yaptığını ispatlayamadığı, fikrin davacıdan alınıp, davalılarca program haline getirildiği, bu durumda davacının haberi olmaksızın ve telif hakkı ödenmeksizin yayına alınan—- isimli programın, davacının — isimli programına karşı haksız rekabet oluşturduğu, davacıya ait —– isimli programın taslağı ve somutlaşmış bölüm çekimleri eser olarak sayılmasa dahi, davalıya karşı fikri koruma kapsamında olması gerektiği, bu nedenle davacının program fikir taslağını oluşturduğu ve iki bölüm çekimlerini yaptığı —- isimli programın —– rekabet hükümlerinden, bağlantılı hak korumasından ve yayın korumasından yararlanabileceği, —- isimli program için davalılar tarafından davacıya telif ödemesi yapılsaydı, dava tarihi itibariyle bu bedelin bu tarz bir program için bölüm başı en az —- yayınlanan —bölüm için ise toplamda —- olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce aynı bilirkişi heyetinden alınan ——— tarihli ek raporda; kök raporda ifade edilen genel görüşlerde farklılık bulunmadığı, davacının program taslağı / programı taraflar arasında yapılmış bir anlaşmaya göre kullanılmış olsaydı davacının telif hakkı söz konusu olabileceği gibi, her halükarda izinli/izinsiz kullanım açısından rayiç telif bedeli belirlenmesi gerekeceğinden ve şayet söz konusu programın eser niteliğine haiz olduğuna karar verilecek olursa ——— adlı ürünün ayni ve benzeri kullanımı dolayısıyla bölüm başı telif bedeli —- olmak üzere —— talep edebileceği, programın telif bedeli hususunda FSEK 68.madde gereği üç kat tazminat hesabı yapılabileceği, eser niteliğinde olmadığı takdir edilecekse FSEK 84.madde nedeniyle haksız rekabet hükümlerine göre tek kat tazminat hesabı yapılması gerektiği, bu durumda davacının talep etmiş olduğu yoksun kalınan kazanç ya da diğer bir deyişle elde etmesi mümkün olan karın iadesi talebi doğrultusunda maddi tazminat hesaplaması yapılacak olursa, bölüm başı——— bedel olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili — tarihli ıslah dilekçesi ile davacının davalı tarafla sözleşme yapmış olsaydı alt bant reklam gelirleri de dahil —- gelir elde edeceğini, bu tutarın FSEK 68 ve diğer hükümleri gereği ——–tutarının davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek faizi ve avukatlık ücreti ile bilikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiş, maddi tazminat talebini —– olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinde sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerinin eser olarak, 5. maddede ise, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi tespit edildiği materyale bakılmaksızın elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sessiz veya sesli birbiri ile ilişkili hareketler dizisini sinema eserleri olarak tanımlanmıştır. Kanunun 13. ve devamı maddelerinde eser sahibinin hakları belirtilmiş, manevi haklar başlıklı bölümdeki 14. madde de bir eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayınlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibinin tayin edeceğini, 16. madde de eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamayacağı, eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirmeleri men edebileceği, men etme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmenin hükümsüz olduğu belirtilmiştir.
FSEK 68. maddesi eser sahibinin yazılı izni alınmadan, eseri işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaların yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en fazla üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Yine FSEK’nun 84. maddesinde ise, işareti, resmi veya sesi, bunları nakle yarayan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3’üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayınlanmasını menedebileceği, tecavüz edenin tacir olmaması halinde dahi, bu hükme aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete müteallik hükümlerin uygulanacağı, eser mahiyetinde olmayan sinema mahsulleri hakkında da bu maddenin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, dinlenen tanık anlatmı, dosyaya sunulan davacı tarafından çekilen program görüntüleri ile ——-bölümü yayınlanan programın görüntüleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davacı tarafından ——– adıyla bir ——programı formatının hazırlanarak Notere tescil ettirildiği, tescil edilen içeriğin yalnızca bir siyasetçinin kendi yöresine ait bir —— yapması ve bu sırada kendisiyle sohbet gerçekleştirilmesi şeklinde bir fikir olduğu, davacının bu fikirle davalı —— müracaat ederek fikrini sunduğu, daha sonra bu programla ilgili iki siyasetçi konuğu çağırarak programı çektiği ve bunları da —-verdiği, bu fikrin olumlu bulunduğunun kendisine söylenmesi üzerine beklemeye başladığı, ancak kendisine bu konuda bir bildirim yapılmadan diğer davalı —-yapımcılığını üstlendiği —–isimli programın ———kanalında yayınlanacağına dair tanıtımlar yapıldığı, davacının bu program formatının eser niteliğine olduğunu, eser sahibinin kendisi olduğunu ve davalıların FSEK’ten kaynaklanan haklarına tecavüz edildiği iddiasıyla bu davayı açmıştır. Her iki programa ait görüntülerin karşılaştırılması sonucunda, her iki programa da bir siyasetçinin konuk olarak alındığı, her ikisinde de konukla sohbet edildiği ve yöresine ait bir yemeğin yaptırıldığı, bu yönleri ile programların benzer olduğu, ancak bu formatın pek çok ——— programında benzer olarak yer aldığı, davalı tarafa ait programda —— ibaresinin kullanıldığı, her iki programın da belirlenmiş formata dayalı programlar olmadıkları, detaylı olarak format bazında karşılaştırılmalarına gerek olmadığı, her iki programın da benzer nitelikte olması nedeniyle izleyici tarafından birbirinin benzeri veya taklidi olarak algılanabilecekleri, davalıların bu program fikrini davacıdan daha önce düşünüp, çalışma yaptıklarını ispatlayamadıkları, davacının iki bölüm halinde çekimini yaptığı programın davacının hususiyetini taşımaması nedeniyle eser niteliğinde olmadığı, her ne kadar alınan ikinci bilirkişi raporunda FSEK’nun 84. maddesi uyarınca korunması gerektiğine dair görüş bildirilmişse de, davalıların davacıya ait fikir ve çekimini yaptığı programa benzer bir program için ayrı çekimler yaparak yayınlamış olmaları nedeniyle olayda FSEK’nun 84. Maddesinin uygulanamayacağı, zira davacının yaptığı program çekimlerinin tamamının veya bir kısmının yayınlanmasının söz konusu olmadığı, ancak davalıların davacıya ait bir fikirden yola çıkarak, davalının çektiği programın benzerini bazı değişiklikler yaparak kendilerine aitmiş gibi kullanmalarının TTK’nun 55/1-c-1. maddesinde tanımlanan, kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak suretiyle haksız rekabet niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 58’inci maddesinde haksız rekabete maruz kalan bir kimsenin isteyebileceği şeylerden biri de maddi tazminattır. Bu isteğin kabul edilebilmesi için öncelikle davacının istediği zararı kanıtlaması gerekir. Asıl olan, davalının haksız rekabeti ile davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Ancak, böyle bir zararın, özellikle de miktarının kanıtlanmasındaki zorluğu dikkate alan kanun koyucu, haksız rekabetin varlığı halinde eylemin yaptırımsız kalmaması için, 6762 sayılı TTK’nın 58-e maddesinde hakime, maddi tazminat olarak davalının elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığına hükmetmek yetkisi vermiştir. Haksız rekabette davacının maddi tazminat istemine konu ettiği zararı, davalının elde ettiği kar miktarı olmayıp, davalının haksız rekabeti nedeniyle davacının elde etmekten mahrum kaldığı kar miktarıdır. Bu zarar, kural olarak tarafların ticari defterleri ve diğer kanıtlarıyla beraber bilirkişi incelemesiyle tespit edilir. Bu şekilde bir tespit yapılamaz veya davacının kazanç kaybına uğramadığı anlaşılsa bile haksız rekabetin varlığında yargıç, TTK’nın 58-e maddesine göre tazminatı belirler, yine TBK’nun Borçlar Kanunun 50 ve 51. maddeleri gereğince de hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın suretinin ve şümulünün derecesini tayin eyler.
Her ne kadar davacı FSEK’nun 68. maddesi uyarınca rayiç bedelin üç katının yanı sıra, dava konusu programın reklam gelirlerinin de üç katını talep etmişse de, davalılar arasında imzalanan —–tarihli sözleşme incelendiğinde, bölüm başına yapımcı şirkete — ödeneceği ve toplam —-bölüm çekileceğine dair anlaştıkları tespit edilmiştir. Bilirkişi ek raporun da tespit edildiği gibi, böyle bir program için en az —–kişinin prodüksiyonda çalıştırılması gerektiği, bölüm başına alınan ücretin yaklaşık — araç, gereç, personel giderleri ve ulaşım gibi masraflar için ayrılacağı, elde edilecek gelirin bölüm başına — olan — olacağı, —- bölüm için toplam —- prodüksiyon şirketinin elde edebileceği gelir olduğu, sözleşmenin 20.5. maddesine göre yapımcı firmanın tanıtım ve reklamlardan gelir elde edemeyeceğinin kararlaştırıldığı, bu durumda davacının elde edemediği gelirin —— olduğu, program eser niteliğinde olmadığından FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı kadar tazminat talep edemeyeceği, her ne kadar manevi tazminat da talep etmişse de, haksız rekabet nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için TTK’nun 56/1-e maddesi yollaması ile TBK’nun 58. maddesi uyarınca kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kullanımın mevcut olması gerektiği, davalıların davacıya ait program formatının benzerini çekip yayımlamalarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı, eser niteliğinde olmadığından FSEK’da yer alan manevi hakların ihlal edilmesinin de söz konusu olmadığı, bu nedenlerle davacının manevi tazminat talep edemeyeceği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacıya ait—-isimli —–programının benzeri olan—- —–programının davalı —- tarafından yapımının üstlenilmesi ve davalı — kendilerine ait —- kanalında gösterilmesi suretiyle davalıların haksız rekabette bulunduklarının tespitine,—– isimli programın yayından kalkmış olması nedeniyle yayınının ve haksız rekabetin durdurulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalıların muhtemel haksız rekabetlerinin önlenmesine,——— maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacıya ait —— isimli ——-programının benzeri olan —- isimli ——–programının davalı —- tarafından yapımının üstlenilmesi ve davalı — kendilerine ait —– kanalında gösterilmesi suretiyle DAVALILARIN HAKSIZ REKABETTE BULUNDUKLARININ TESPİTİNE,
—– isimli programın yayından kalkmış olması nedeniyle yayınının ve haksız rekabetin durdurulması talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davalıların muhtemel HAKSIZ REKABETLERİNİN ÖNLENMESİNE,
—– maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 5.128,38 TL harçtan peşin alınan 4.016,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.111,60 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 10.559,75 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı —– maddi tazminat davasının reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 18.309,25 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —– ödenmesine,
Davalı —- reddedilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —–ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 4.016,78 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 4.048,18 TL harç giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 480,30 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.480,30 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%44) 2.851,35 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%56) 3.628,95 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı asil ve vekili ile davalı—- vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı ———yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2020