Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/146 E. 2020/249 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/146 Esas
KARAR NO: 2020/249
DAVA : Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
ASIL DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARŞI DAVA TARİHİ: 07/09/2017
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili asıl dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin eğitim hizmetleri alanında ve özellikle —– kadrolara yönelik sınavlara hazırlık eğitimleri alanında faaliyet göstermek üzere — yılında kurulduğunu, davacının hem ——unvanında, hem marka kullanımında yer alan —– ibaresinin şirketin hedef kitlesini oluşturan ve kamu kurumlarının —– kadrolarına giriş sınavlarına hazırlanan adayların aldıkları hizmeti tavsif eden bir ibare olduğunu, bu itibarla bu ibarenin özellikle davacının faaliyet gösterdiği alanda ayırt edicilik vasfı ve markasal değeri bulunmadığını, hatta davacı adına —- nezdinde yapılan ——-ibareli marka başvurusunun, bu ibarenin kamu kurumlarının —- kadroları için kullanılan genel bir ibare olması nedeniyle re’sen reddedildiğini, davacının fiili marka kullanımında baskın bir şekilde dikkat çeken, markanın ——- ağırlıklı bir baskı unsuru oluşturan —–harfinden oluşan şekil unsurunun davacı markasının esaslı ve ayırt edici unsurunu teşkil ettiğini,—- kadro sınavlarına hazırlanan adayların tümünün üst düzey kamu çalışanı olmaya aday, üniversite mezunu, satın alacağı hizmetin menşei, kalitesi ve fiyatı konusunda araştırma yapan, eğitimli ve bilinçli alıcılar olduklarını, bu hedef kitlenin son derece sınırlı olan bu alanda hizmet satın alırken anlık kararlarla hareket etmediğini, detaylı araştırma yaptığını, o nedenle bu sektörün alıcısının markalar arasındaki en küçük farklılığı dahi net olarak kavrayacak durumda bulunduğunu, davalının —- markasının — tarihinden bu yana —–sınıflarda tescilli olduğunu, ancak tescilli olduğu —- sınıfında ciddi olarak kullanılmadığını, bu nedenle iptaline karar verilmesini, ayrıca davalının davacı aleyhine —– sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdığını, davalının markasının zayıf marka olduğunu, davacının dava konusu kullanımının dürüstlük kuralları çerçevesinde kaldığını ve —- sayılı markanın sahibi olan davalı tarafından engellenmesi mümkün olmayan hukuka uygun bir kullanım olduğunu ileri sürülerek, davalının —- sayılı marka tescilinin iptaline ve sicilden terkinine, davacının marka kullanımının davalıya ait ——– sayılı marka tescilini ihlal etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekilinin asıl davaya cevap-karşı dava dilekçesini duruşmada tekrarla; —- bu yana eğitim sektöründe faaliyet gösteren davalı/karşı davacının ———— sayı ile tescilli markaların sahibi olduğunu, ayrıca ——- sayılı marka başvuruları bulunduğunu, davalı/karşı davacının —- sayılı —– markasını tescil edildiği emtia bakımından uzun zamandır ve kesintisiz olarak kullandığını, davacı/karşı davalının —— şeklindeki kullanımlarının davalı/karşı davacı adına tescilli olarak uzun zamandır kullanılan —–markasıyla renk, şekil, konsept ve görünüş olarak birebir aynı olduğunu ve taklit edildiğini,—- ibareleri ile davalı/karşı davacıya ait tescilli ———-markası arasında ayniyet seviyesinde benzerlik olduğunu ve tüketiciler nezdinde iltibas oluşmasının kaçınılmaz bulunduğunu, davalı/karşı davacıya ait —– markasının davacı/karşı davalı tarafından haksız bir şekilde işletme adı vs şekilde kullanıldığı gibi ————adlarıyla haksız bir şekilde kullanıldığını, davacı/karşı davalı şirketin davalı/karşı davacıya ait markanın ayırt edilemeyeceak kadar aynısı veya benzerini işletme evrakında, faturalarda, alan adında kullanmasının marka hakkına tecavüzün yanı sıra TTK md. 54-56 uyarınca haksız rekabet de teşkil ettiğini,—– markasını devamlı olarak kullanan davalı/karşı davacının markasına ayırt edici nitelik kazandırdığını, davacı/karşı davalının iltibas tehlikesi bakımından hitap edilen müşteri kitlesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, bu kişilerin bilinçli tüketici oldukları yolundaki savunmasının kabul edilemeyeceğini, — yaşında üniversiteden henüz yeni mezun olmuş bir kişinin————- markalarını ayırt edip etmeme noktasında bilinçli tüketici olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürülerek esas davanın reddine, karşı dava bakımından davacı-karşı davalının müvekkiline ait —— numaralı ——- markasına ve sair markalarına tecavüzünün tespitine, menine, refine, davacı-karşı davalıya ait ———adına erişimin engellenmesine, yayınının kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve HMK’nun 107. maddesine göre belirsiz alacak olarak SMK’nmun 150 ve 151. maddeleri uyarınca şimdilik — maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ve —— manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masrafı davalıdan alınmak suretiyle hükmün ——- yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava, davalı-karşı davacı şirkete ait ——— nolu markanın kullanılmadığı iddiasıyla açılan marka iptal, ve davacı-karşı davalının markasal kullanımının davalı-karşı davacının markasına tecavüz oluşturmadığının tespiti davası, karşı dava ise; davacı-karşı davalının marka kullanımının davalı-karşı davacının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, ref’i ve maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dosyaya —– kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davalının markası—-numaralı —- markasının — sınıflarda tescilli olduğu, başvuru tarihinin —- tescil tarihinin — olup, markanın —- tarafından — tarihinde —— devredildiği, —-tarihinde de bu şirket tarafından davalı-karşı davacıya devredildiği tespit edilmiştir.
Davacı-davlı davalının ise; ——– markasının ——- tarihli başvuru sonucunda —-tarihinde tescil edildiği, ———- marka başvurusunun ise reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı-karşı davalı vekili dosyaya sunduğu ıslah dilekçesi ile delillerini ıslah ederek, marka kullanımının haklılığına dair davsıyla ilgili —- numaralı ———– markasına da dayandığını bildirmiştir.
Tarafların—- kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı-karşı davalı şirketin tescil tarihinin —— davalı-karşı davacı şirketin tescil tarihinin ise —–olduğu anlaşılmıştır.
—————— sayılı tespit dosyası incelendiğinde; davalı-karşı davacının davacı-karşı davalı aleyhine marka haklarına tecavüz edildiği iddiasıyla delil tespiti talebinde bulunduğu, mahkemece yapılan delil tespiti sonucunda alınan ve—— hazırlamış olduğu —– tarihli raporda özetle; tespit isteyenin —- başvuru numaralı——- ibareli marka tescil başvurusu yönünden, delil tespiti talebi tarihinde ve halen tescilli marka hakkı sahibi olduğunu, buna karşılık delil tespiti talebi tarihi itibariyle aleyhine tespit istenilen tarafın, tespit konusu ibareye dair herhangi bir marka tescili veya korunmaya değer bir sınai hakkı bulunmadığını, tespit isteyenin —- başvuru numaralı markasında ayırt edici unsurun —- ibaresi olduğunu, —— ibareli, tescilli markasının önüne——– ifadesi eklenmek suretiyle ———– şeklinde keşif mahallinde bulunan tabela, ürünler, broşür ve afişler üzerinde kullanıldığını, kullanımın ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacak şekilde olduğunu, aleyhine tespit istenilen tarafından —- ibaresi ile sunulan hizmetin ve dağıtıma hazır bulundurulan ürün ve afişlerin, tespit isteyenin ———– ibareli markası ile aynı faaliyet kolunda hizmet verdiği ve ürün sunduğu, bu haliyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğuna dair görüş ve tespitlerin yer aldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların delilleri toplandıktan sonra, kullanmama nedeniyle marka iptali davasında markanın kullanıldığını ispat yükü marka sahibi davalı-karşı davacı üzerinde olduğundan, markanın kullanıldığına dair tüm ticari defter ve belgelerini sunmaları için kesin süre verilerek, Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Mali Müşavir Bilirkişi —— Marka Vekili bilirkişi ——– hazırlamış oldukları raporda özetle;——— markasının tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerde davalı/karşı davacı —— tarafından bizzat kullanılmadığını, fakat ———–kullanımın SMK md. 9/3 uyarınca davalı/karşı davacının izni ile gerçekleştiği kanaati edinildiğini, —— markasının ———- bağlamında kullanımına dair dava dosyasına sunulu deliller ——- olduğu, yani kullanmama sebebiyle iptal davasının açılış tarihi olan —- önceki üç aylık döneme ait bulunmakla birlikte, adı geçen okulun—— öğretim yılı itibariyle gerçekten faaliyete geçmiş ve halen de faaliyetini sürdürmekte olması karşısında, —– itibariyle başlayan kullanımın iptal talebinde bulunulacağı düşünülerek gerçekleştirilmiş göstermelik bir kullanım olmadığını, fakat samimi bir kullanım olarak değerlendirilebileceğini,———– sayılı—- markasının —– bağlamındaki kullanımının ———-alt sınıflarında göstermelik olmayan ciddi kullanımının kabul edilebileceğini, ————— markasının —-sınıfta tescilli bulunduğu sair mal ve hizmetlerde kullanılmadığını, hedef müşteri kitlelerindeki ortalama dikkati haiz kişilerin ————-markaları arasındaki güçlü benzerlik nedeniyle, bu markalar altında faaliyet gösteren eğitim kurumlarının birbiri ile bağlantılı bulunduğunu, eğitim-öğretim sektöründeki muhtelif eğitim hizmetleri ———— ana unsurlu, birbiriyle bağlantılı işletmeler tesis edildiği gibi hatalı bir izlenim edinmeleri ihtimalinin düşünülebileceğini, davacı/karşı davalı, davalı/karşı davacı ve dava dışı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin HMK md. 222 uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğunu, karşı dava açısından davalı/karşı davacının —- tarihinde tespit yaptırmış olduğunu, davacı/karşı davalının —- yıllık mali verilerine göre faaliyet karının ortalama —- olduğunu,—-faaliyet karının ise ——olduğunu, davalı/karşı davacı tarafça talep edilen ——— manevi tazminatın Mahkeme takdirinde bulunduğunu beyan etmişlerdir.
Bu rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor istenilmiş, marka vekili —- bilişim uzmanı bilirkişi —–eğitim sektöründen bilirkişi — hazırlamış oldukları — tarihli heyet raporunda özetle; davalı adına ——– markası ile davacı adına ———- markaları arasında ayrıntıları ile ifade edildiği üzere görsel açıdan bazı farklılıklar da olsa, fonetik ve kavramsal anlamda benzer olduklarını, davacının adına —— markasının ————- için davalı adına —- markasının ———hizmetleri ile ————— emtiaları için tescil edildiğini, söz konusu mal ve hizmetlerin orta halli tüketiciye hitap eden mal ve hizmetler olduğunu, markaların benzer olduğunun tespiti ve markaların kullanıldığı mallar ve hizmetlerin ayniyeti, ürünlerin hitap ettiği tüketicinin dikkat düzeyi göz önüne alındığında, davalı markası ile davacı markalarının aynı mal ve hizmetlerde kullanılması halinde tüketicinin iltibasa düşme tehlikesinin mevcut olduğunu, davacının ———- ibaresinin markasal olarak kullanıldığını,——–markasının kullanıldığı, yine—— sitenin sol üst köşesinde ——- markasının kullanıldığı, sitenin ana sayfasında firma adı olarak—- isminin yer aldığı, —– bağlantısı açıldığında, —- bulunduğu ve ürünler üzerinde ———– logosunun kullanıldığı, —-bağlantısı açıldığında —-ürünün bulunduğu ve ürünler üzerinde ————– logosunun kullanıldığı, davacının —————- yine aynı şekilde davalı markası ile benzer olduğu ve aynı sınıfta yer alan mallar ve hizmetlerde kullanılmasının tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, sonuç olarak davacının———— ibaresini marka olarak tescil ettirdiği şekilden farklı kullanıldığını, aynı zamanda markasının tescil kapsamı haricinde—————emtialarının üzerinde kullandığını, bu durumun davalının tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edeceğini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce öncelikle davalı-karşı davacıya ait markanın kullanılmaması nedeniyle iptaline ilişkin asıl dava yönünden inceleme yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından———– ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile Markalar Sicilini kullanılmayan markalardan arındırma amaçlanmıştır. SMK yürürlüğe girmeden önce, mülga 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinde de en az beş yıldır kullanılmayan markalarla ilgili iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir.————— tarihinde ————yayınlanmıştır. Bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin —–yer alan yasal dayanak ortadan kalkmış ise de markanın son beş yıllık süre içerisinde kullanılmaması bu tarihten önce —-tarafından kabul edilen ————- iptal ve def’i sebebi olarak kabul edilmiştir.
Kural olarak kanunlar geriye yürümez ve ileriye etkili olarak sonuç doğurur ise de,—— geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar —- kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme yapılmadığı için —-yayını tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakta ise de, ————- olduğu dikkate alındığında,—- tarihinde —– yayınlanması ve bu tarihte yürürlüğe girmesi nedeniyle, 14.maddenin bu tarihe kadar hukuki varlığını sürdürüyor olması karşısında, —– kabul tarihi konusunda kanun koyucunun iradesi —— tarihinde ortaya çıktığından,—– asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünün kabulünün gerektiği, Kanunun kabulünden sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, yürürlük konusunda öngörülemeyen —- ile ortaya çıkan kanun boşluğunun bu şekilde doldurulması ve —- tarihinde açılan davada, —— tarihinden önceki dönemi de kapsayacak şekilde kullanmama değerlendirmesi yapılarak, markanın tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre içerisinde —— ciddi biçimde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu yasal düzenlemelere göre, davalı-karşı davacının davaya konu olan ——– markasının tescilli olduğu — sınıflarda tescil edildiği —- tarihinden bu yana etkin ve ciddi şekilde kullanılıp kullanılmadığına dair yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, ——- adı altında faaliyet göstermeye başlayan ——–aracılığıyla markasal olarak kullanıldığı, okul açılış hazırlıklarının süresi de göz önüne alındığında bu kullanımın davanın açıldığı —– tarihinden önceki üç aylık dönemden daha önceki bir tarihte başlayan ciddi ve etkin bir kullanım olduğu, davalı-karşı davacının bu kullanımının markasının ———— kapsamında kaldığı, bu mal ve hizmetler dışında markanın kullanıldığının davalı-karşı davacı tarafça kanıtlanamadığı kanaatine varılmakla, davalı-kariı davacının ———markasının tescilli olduğu ————– dışında kalan ve tescilli olduğu diğer mal ve hizmetler için SMK’nun 9 ve 26.maddeleri uyarınca kısmen iptaline ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada ve karşı davada talep edilen davacı-karşı davalının —- ibaresini markasal olarak kullanmasının davalı-karşı davacının ———markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediğine dair yapılan incelemede ise;
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan markanın veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, asıl davanın açıldığı tarihte, davacı-karşı davalının adına —- ibareli tescilli bir marka veya marka başvurusu mevcut değildir. Dava açıldıktan sonra — tarihinde yapılan marka başvurusu sonucunda ———- markası —– davacı-karşı davalı adına tescil edilmiştir.—————- sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti ile davacı-karşı davalının ———-ibaresini eğitim ve öğretim hizmetleri de dahil, davalı-karşı davacı adına tescilli ——- ibareli markası ile aynı faaliyet alanında markasal olarak kullandığı tespit edilmiştir. Yine mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile davacı-karşı davalının ———— markasının kullanıldığı tespit edilmiştir.
Her iki tarafın markasının esas unsuru ——– ibaresi olup, davacı-karşı davalının kullandığı markada yer alan———– ibaresi markaların farklılaşmasını sağlamadığı, her iki tarafın markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu, bu durumun markaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi nezdinde iltibasa neden olacağı, her iki markanın aynı hedef müşteri kitlelerindeki ortalama dikkati haiz kişilerin———- markaları arasındaki güçlü benzerlik nedeniyle, bu markalar altında faaliyet gösteren eğitim kurumlarının birbiri ile bağlantılı bulunduğunu, eğitim-öğretim sektöründeki muhtelif eğitim hizmetleri ———– ana unsurlu, birbiriyle bağlantılı işletmeler tesis edildiği gibi hatalı bir izlenim edinmeleri ihtimalinin bulunduğu, her ne kadar asıl dava açıldıktan sonra davacı-karşı davalı adına ——- markası ———– tarihli başvuru sonucunda——- tarihinde tescil edilmişse de, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca davacı-karşı davalının daha sonra tescil edilen markasının tescil kapsamında kalmayan ————- gibi bir kısım mal ve hizmetler için de markayı kullandığı, her ne kadar karşı dava tarihinde davacı-karşı davalının————– için marka başvurusu mevcutsa da, SMK’nun 155. maddesi uyarınca marka hakkı sahibinin kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, davacı-karşı davalının bu kullanımlarının davalı-karşı davacıya ait ———— markasına tecavüz teşkil ettiği, eylemin aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğu, alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen davacı-karşı davalının marka kullanımıyla ilgili geliri dikkate alındığında talep edilen ——— maddi tazminatın olaya uygun olduğu, davacı-karşı davalının kusur derecesi, marka kullanım şekli, tarafların ticari hacimleri dikkate alındığında ———- manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmakla, asıl davada davacı-karşı davalının marka kullanımlarının davalı-karşı davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmediğinin tespiti davasının reddine, davalı-karşı davada davacı-karşı davalının marka kullanımlarının davalı-karşı davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, önlenmesi ve ref’i davasının ve maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı-karşı davacının ——- markasının tescilli olduğu —————–dışında kalan ve tescilli olduğu diğer mal ve hizmetler için SMK’nun 9 ve 26.maddeleri uyarınca KISMEN İPTALİNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Davacı-karşı davalının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Davacı-karşı davalının marka kullanımlarının davalı-karşı davacının markasına tecavüz oluşturmadığının tespiti davasının REDDİNE,
Asıl davada Alınması gereken 54,40 TL harçtan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davacı-karşı davalı yararına marka iptali davasıyla ilgili davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.900,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,
Davalı-karşı davacı yararına marka iptali davasıyla ilgili davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.900,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine,
Davalı-karşı davacı yararına reddedilen markaya tecavüz edilmediğine dair menfi tespit davasıyla ilgili karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.900,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine,
Davacı-karşı davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı ve 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 62,80 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 280,00 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 4.780,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak (% 25) 1.195,00 TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, bakiye (% 75) 3.585,00 TL’nin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacı-karşı davalının—– ibaresini internet sitesi alan adında, içeriğinde, ürünlerinde ve iş evraklarında markasal olarak kullanmasının davalı-karşı davacıya ait ————— markasına TECAVÜZ TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
Davacı-karşı davalının ticaret unvanından kaynaklanan hakları saklı kalmak üzere MARKAYA TECAVÜZÜN MEN’İNE VE REF’İNE,
Davacı-karşı davalıya ait ———-adlarına ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE,
5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde masrafı davacı-karşı davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin —— yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
Davalı-karşı davacının fazlaya ilişkin 90.000,00 TL manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Karşı davada alınması gereken 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 993,25 TL harcın davacı-karşı davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı-karşı davacı vekiline tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline karşı davada maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline karşı davada manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davalı-karşı davacı vekiline karşı davada alan adlarına erişimin engellenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
Davac-karşı davalı vekiline karşı davada manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,
Davalı-karşı davalı tarafından yatırılan 14,50 TL karşı dava harcı, 31,40 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 77,30 TL harç giderinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
———–sayılı dosyasında davacı tarafından yatırılan 87,70 TL harç giderinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
——– sayılı dosyasında davacı tarafından yapılan 665,00 TL tespit giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%70) 465,50 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, bakiye (%30) 199,50 TL’nin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 2.926,40 TL yargılama giderinden karşı davanın kabul ve red oranına göre, (%70) 2.048,50 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, bakiye (%30) 877,90 TL’lik kısmın davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2020