Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/145 E. 2020/257 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/145 Esas
KARAR NO: 2020/257
DAVA: Markaya Tecavüzün Durdurulması ve Önlenmesi ile Maddi ve Manevi
Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; diğer davacı şirkete bağlı grup şirketlerden olan davacı —- davalı şirket arasında—————- imzalandığını, anılan sözleşmenin 3.2.4 ve 4.2.5 maddeleri uyarınca sözleşme konusu ürünlerin üretimi ile sınırlı olarak——ağında yeknesaklığı, ürünün —- kalite standartlarına uygun olmasını temin ve marka imajını korumak için davalının yapacağı üretime, sadece ———— tarafından üretilen ve/veya satışı yapılan camları kullanmasının şart koşulduğunu, yine sözleşmenin 4.2.5 maddesinde ise ——markalı ürünlerde kullanılacak olan camların —- olmadığının girdi kontrolünün davalı tarafından yapılacağını, — tarafından yapılacak denetim ve kimyasal analizlerde davalının —— markalı ürünlerde —–tarafından üretilen ve pazarlanan camı kullanmadığının tespit edilmesi durumunda sözleşmenin 4.17.8 maddesinin uygulanacağının hükme bağlandığını, bu maddede —– üretiminde kullanılan camların birinin veya ikisinin ———— ürünü olmaması durumunda bu ürünün —- markası adı altında satışının yapılamayacağı gibi aynı zamanda ürün içinde — tarifleyen alüminyum çıta,—————–etiketi ve ——–kullanılamayacağı ve düzenlenemeyeceği hükmünün yer aldığını, ancak müvekkili tarafından 3 kez yapılan denetimler ve kimyasal analizler sonucunda —-markası ile davalının pazarladığı ürünlerin imalinde—- tarafından üretilen camların kullanılmadığının tespit edildiğini, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 4.17.8 maddesinde açıkça hükme bağlandığı üzere — üretiminde davalının —- kullanmadığının üçüncü kez tespit edildiğini, bunun üzerine sözleşmenin davacı müvekkili —— tarafından—– tarihli ihtarname ile tek taraflı olarak feshedildiğini, bu ihtarnamede davalının stoklarındaki alüminyum çıtaları, —- garanti belgelerini, etiketleri ve üzerinde —-yazısı bulunan fatura ve antetli kağıtları, —–yetkili üreticiliğinin sona erme tarihi olan —-gün içinde kullanımdan kaldırılması, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, bildirimin davalıya — tarihinde tebliğ edilmesine ve verilen —- günlük sürenin geçmesine rağmen — markasına ilişkin etiketi halen kullanmaya devam ettiğini, davalının bu eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek, bu nedenlerle davacının markası olan —– markasının davalı tarafından kullanılmasının durdurulmasına, üzerinde—- etiketi bulunan ürünlere el koyulmasına, ürün ve cihazlar ile makineler üzerindeki —markalarının masrafı davalıdan alınmak üzere silinmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla — —– manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın günlük bir gazetede masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı halde, davalı taraf cevap dilekçesi vermemiş, davalı vekili ön inceleme duruşmasında davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacılara ait——-ibareli markanın, sözleşmenin feshine rağmen davalı tarafından kullanılması suretiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; — — ibareli markanın — numaralı ——ibareli markanın —-sınıflarda —- numaralı —— ibareli markanın —sınıflarda —– tarihinde davacı—- adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dinlenen davacı tanığı —– kendisinin ——– ürün yöneticisi olarak çalıştığını, davalı şirket ile davacı şirketin yaptığı sözleşmeye göre davacıya ait tescilli marka olan——- markası altında ürettikleri ürünlerde yine davacı şirkete —– kullanılması gerekirken, yaptıkları üç kontrolde farklı camlarla üretim yaptıklarını tespit ettiklerini, bu nedenle sözleşmenin sona erdirildiğini, buna rağmen —— adı altında üretim yapmaya devam ettilerini, davalıyı bir kez uyardıklarını, uyarıya rağmen üretime devam ettiği için de bu davanın açıldığını beyan etmiştir.
Davacı vekili —– tarihli dilekçesi ile, maddi tazminatın SMK’nun 151/2-b maddesine göre hesaplanmasını istediklerini bildirmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, davalı şirketin adresinin—– olması sebebiyle ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesi suretiyle Mahkememizce —- Mahkemesine talimat yazılarak, bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişiler —- havale tarihli raporda; davalı firmanın — tarihinde — tarihli yevmiye numaralı madde —– cinsi açıklaması ile toplamda —- satışlar içinde, —- numaralı fatura ve —yevmiye numaralı defter kaydında ——– cinsi ibarelerinin yer aldığı cem’an —- faturası ile yapılan mal satışlarında ——— markası ile satışlar yapılmış olabileceği, sözleşmenin sona erme tarihinden sonra yapılan bu satışlarda ve etiketlerin mal üzerinde kullanımının haksız ve yetkisiz kullanım niteliğinde olduğu, aynı zamanda davacıların — numaralı —- ibareli markasından doğan ve 6769 sayılı Kanunun 29-1-c maddesi anlamında marka hakkına tecavüz teşkil ettiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini —– arttırdıklarını beyan etmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; davacı — adına tescilli —- markalı ürünlerin üretilmesi için yine bu şirketin grup şirketlerinden olan ve markayı kullanma hakkı bulununa diğer davacı——–davalı arasında sözleşme yapıldığı, sözleşme uyarınca davalının bu markayla ürettiği ürünlerde davacı şirkete ait —ürünlerini kullanmak zorunda olmasına rağmen yapılan denetimlerde bu camları kullanmadığının tespit edildiği gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiği ve bu durumun davalıya ihtar edildiği ve bir hafta içinde——- kullanımına son verilmesinin istenildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacı taraf bu ihtara rağmen davalının davacıya ait markanın kullanımına devam ettiğini iddia ederek bu davayı açmıştır. Her ne kadar davalı taraf sözleşmeye aykırılık yapmadıklarını ve sözleşme sona erdikten sonra bu markayı kullanmadıklarını savunmuşsa da, sözleşme feshedildikten sonra markayı kullanma haklarının sona erdiği, haksız bir fesih yapıldığı ve bununla ilgili bir zarara uğradıklarını iddia ediyorlarsa, bu konuda ayrı bir dava açabilecekleri, sözleşmenin feshinden sonraki dönemle ilgili ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile bu markayla satış yaptıklarına dair faturaların tespit edildiği, davalı tarafın bunun aksini ispatlayacak bir delil sunmadığı, davalının davacıların hak sahibi oldukları —— markasını sözleşme sona erdikten sonra kullanmaya devam etmesinin marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu, davacıların bu nedenle markaya tecavüzün durdurulmasını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, kararın gazetede ilan yoluyla duyurulmasını talep edebilecekleri, SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca yapılan hesaplamaya göre davalının bu haksız marka kullanımı sonucunda —-gelir elde ettiğinin tespit edildiği, davacıların ve davalının ticari hacimlerine, davacıların hak sahibi oldukları —markasının tanınma düzeyine, davalının kusurunun ağırlığına göre talep edilen —– manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜNE,
Davacı —ait ve diğer davacı —- kullanım hakkı bulunan —- markasının davalı tarafından kullanılmasının durdurulmasına, önlenmesine,
Üzerinde —- etiketi bulunan davalıya ait ürünlere el konulmasına, karar kesinleştiğinde davalıya ait ürün ve cihazlar ile makineler üzerindeki —— markalarının masrafı davalıdan alınmak üzere silinmesine,
—- maddi ve —-manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin —-çapında yayın yapan günlük bir gazetede masrafı davalıdan alınmak suretiyle bir kez ilan edilmesine,
Alınması gereken 4.116,87 TL harçtan peşin alınan 1.029,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.087,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar vekiline tecavüzün önlenmesi ve durdurulması davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacılar vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.334,75 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacılar vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yatırılan 1.029,17 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.060,57 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 339,50 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.339,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/12/2020