Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/128 E. 2020/171 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/128 Esas
KARAR NO: 2020/171
DAVA : FSEK’ten Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla;—————- isimli kitabın müvekkili — ait işlenme eser olduğunu,————- sayılı kararıyla söz konusu eserin müvekkiline aidiyetinin tescillendiğini, söz konusu eserin, ————- tarafından çekilen 3 boyutlu fotoğrafların teknik bir bilgi dahilinde derlenmesi ve ilgili fotoğrafların metnin içine yedirilmesi ile meydana geldiğini, davalı———- asıl eser sahibi olmadığını, davalının eserin yalnızca yayınlayanı olduğunu, dava konusu eserin sahibinin ———- olarak görev yapan ———— olduğunu, buna karşın bazı —–sitelerinde ve haberlerde eser sahibi sıfatı ile sadece ————— isminin geçtiğini, müvekkilinin isminin eserin hiçbir yerinde geçirilmediğini, müvekkilinin ilk baskının satışa çıkmayacağından bahisle sadece emeğinin karşılığı olarak isminin yer almasını istediğini, isminin yazılmasının mesleğinin prestiji bakımından önem taşıdığını, kitabın ilk baskısında müvekkilinin ismi geçmediği gibi ikinci baskında müvekkilinin isminin geçmediğini, müvekkilinin tüm iyi niyetinin suiistimal edildiğini, müvekkilinin mesleğine verdiği emeğin maddi ve manevi hiçbir karşılık görmemesi sonucu derinden üzüntü yaşadığını, müvekkilinin davalı ile yaptığı yazışmalarda, davalının söz konusu işleme eserin sahibinin müvekkili davacı olduğunu kabul ettiğini, yazışmalarda davacının ısrarla isminin geçmesini istediğini, ancak bu istemlerinin karşılık bulmadığını, müvekkilini eserin işlemesine davet eden ————- tüm bu yaşanılanlara şahit olduğunu, Mahkemenin karar vermesi halinde kendisinin dinlenilebileceğini, dava konusu eserin ilk baskısında müvekkilinin adının geçmemesi ve bu durumun FSEK m.71/2, m.53 hükümlerine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle, ————— sayılı kararıyla davalının —- yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulduğunu, öte yandan, davalının telefon açmak suretiyle müvekkiline tehdit ve hakaretler savurması sebebiyle de —————— sayılı kararıyla mahkumiyet cezası aldığını, davalının davaya konu işleme eser üzerinde tek başına eser sahibi sıfatına sahipmişçesine hareket ettiğini, davalının söz konusu eseri yurtdışı sergilerine de konu ettiğini, davalının—– müvekkiline ait işleme eserle proje sahibi sıfatı ile sergi açtığını, internet haber sitelerinde davalıya ait beyanların yer aldığını, davalının—————- sayfa fotoğraflarından oluşmaktadır. Bu üç boyutlu şölenin kitap sayfalarına sıkışıp kalmasını istemediğimden ve daha fazla vatandaşımıza ulaştırmak isteği bu projeyi doğurdu” şeklindeki beyanlarıyla eser sahibi olarak kendisini gösterdiğini, müvekkilinin işleme eser sahipliğine ilişkin manevi haklarının ihlal edildiğini, eserin müvekkilinin bilgisi dışında ilk baskıda yaklaşık ——- adet basıldığını ve bu süre zarfında müvekkiline herhangi bir bedel ödenmediğini, FSEK m.22 hükmüne göre, çoğaltma hakkı kapsamında olan tüm bu faaliyetlerin müvekkilinin izni dışında yapıldığını, yine izinsiz bir şekilde çoğaltılan nüshaların internet ortamında ve fiziki olarak da yayınlandığını, bu bağlamda müvekkilinin yayma hakkının da ihlal edildiğini, müvekkilinin yarattığı işleme eserin davalı tarafından pek çok farklı platformda da kullanıldığını, FSEK m.24 kapsamında temsil ve FSEK m.25 kapsamında umuma iletim haklarının ihlali manasına gelen kullanımlarının haksız olduğunu, ihlal edilen tüm bu mali hakların yanı sıra müvekkilinin FSEK m.14, m.15 ve m.16 hükümlerindeki manevi haklarının da ihlal edildiğini zira müvekkilinin isminin hiçbir yayında belirtilmediğini belirterek, eserin davalı tarafından habersiz olarak kullanılarak çoğaltılması, yayınlanması, temsil edilmesi ve işlenmesi sebebiyle FSEK m.68’e göre ——- bilirkişiler tarafından yapılacak hesaplama sonrasında her bir hak ihlali için ayrı ayrı hesaplanarak — katı kadar artırılmak üzere şimdilik ———maddi tazminata hükmedilmesini, davaya konu eser üzerinde müvekkilinin işleme eser sahibi olarak isminin belirtilmemiş olması sebebiyle uğradığı manevi zararının tazmini amacıyla FSEK m.70/1 kapsamında—— manevi tazminata hükmedilmesini, müvekkilinin işleme eserinin, davalı tarafından her türlü organizasyonda kullanılarak halen proje olarak lanse edilmekte olması sebebiyle davanın kabulü ile tecavüzün ref’ine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ————– isimli eserin sahibi olduğunu,———– o dönemde ilçenin adının duyurulması amacıyla —————- şehitlik ve anıtların üç boyutlu fotoğraflarından oluşan bir prestij kitap hazırlattığını, konuya ilişkin dönemdeki gazete haberlerinin, müvekkilinin asıl eser sahibi olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin asıl eser sahibi olduğunun ispat edilmesi bakımından önceki ————-eserin tarih danışmanlığını yapan ————— tanık olarak dinlenebileceğini, belirtilen kişiler tanık olarak dinlendiğinde, müvekkili —— eser sahibi olduğunun anlaşılacağını, dava dilekçesinde ——– danışman olduğu belirtilmiş ise de kimin danışmanlığını yaptığından bahsedilmediğini, —– dava konusu eserin hazırlanmasında müvekkili ——— yaptığını ve söz konusu durumun müvekkilinin asıl eser sahibi olduğunu gösterdiğini, FSEK m. 21 hükmü gereğince eseri işlemek suretiyle faydalanma hakkının da münhasıran müvekkili ———– ait olduğunu, davacının işleme eser sahibi olmadığını, davacının kendi kendine hak sahibi olduğunu iddia ettiğini, davacının işleme eser sahibinin haklarına sahip olmadığını, davacının işleme eser sahibi olmasına yönelik müvekkili tarafından verilmiş hiçbir izin ve icazetin bulunmadığını, müvekkilinin davacı ile tercüme hususunda muhatap dahi olmadığını, müvekkilinin belirtilen eserin ———- yaptırdığını, müvekkilinden alınan bir müsaade olmamasına rağmen davacının kendi kendine işleme eser sahibi olduğu iddiasıyla asıl eser sahibine karşı husumet yöneltmesinin kanuna ve yargı kararlarına göre mümkün olamayacağını, davacının işlenme eser sahibi olabilmesi için müvekkili ile arasında yapılan herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, davacının yazılı bir sözleşme olmaksızın mali haklara ilişkin olarak asıl eser sahibine karşı dava açmasının mümkün olamayacağını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesin bir mahkumiyet anlamında olmayacağı için ortada ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünün de bulunmadığını, kesinleşmemiş bir ceza mahkemesi kararının ise BK 53.maddesi uyarınca hukuk hakimini bağlamayacağını, davacı taraf her ne kadar ————– sayılı kararıyla müvekkilinin mahkum olduğunu iddia etmişse de verilen mahkumiyet kararının —– tarafından bozulduğunu ve müvekkilinin bu dosyadan beraat ettiğini, özetle davacının müvekkili ——– işleme eser sahipliği iddiasıyla hiçbir hak talep etme yetkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacının FSEK’ten kaynaklanan haklarının ihlal edildiği iddiasıyla meydana gelen tecavüzün ref’i ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine 5846 sayılı Kanunun 71/2 maddesine aykırılık suçundan —- Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve davalı hakkında ———— sayılı dosyası ile açılan ceza davasında Mahkeme tarafından —— hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın ——— tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı ——; kendisinin ———-adet sosyal sorumluluk projesinden ——– ilgili tanıtım projesinde görev aldığını, dört projenin de koordinatörü olduğunu, ———- talebi üzerine davalı ile görüştüklerini, kendisi ile protokol imzaladıklarını, kitap hazırlandıktan sonra da kendisine ödeme yaptıklarını, tüm ödemelerin davalıya yapıldığını, kendisinin davacıyı tanımadığını ve kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ———– projenin danışmanı olarak çalıştığını, fikrin üretilmesinin davalıya ait olduğunu, kitabın hazırlanması ve içeriği konusunda sürekli davalı ile görüşerek fikir alışverişinde bulunduklarını ve her konuda onunla muhatap olduklarını, fotoğraflar ve yazılarla ilgili her konuda davalı ile görüştüklerini, yazılanların düzeltilmesini kendisinden istediklerini, başka hiç kimse ile bu konuda bir görüşmeleri olmadığını beyan etmiştir.
—–Asliye Hukuk Mahkemesinin —-sayılı dosyasında dinlenen davalı tanığı—- beyanında; davalının arkadaşı olduğunu, kendisinin — yılları arasında —– yaptığı esnada tarihi yarımadada şehitlerimizin ebedi istirahatgahında ————- adlı üç boyutlu fotoğraf teknolojisiyle tarihi yarımadayı tanıtmaya yönelik bir projeleri olduğunu, projeyi hayata geçiren kişinin davalı — projenin tarih danışmanlığını ——- yaptığını, —— yazmış olduğu metinleri davacı ——— çevirdiğini, davalının tarih danışmanı ———– muhatap olduğunu, davacı ile hiçbir sözleşme yapmadığı gibi şahsı hiçbir zaman tanımadığını, davacının muhatabının ——–olduğunu, davacının bu eser konusunda yapmış olduğu tek çalışma ücreti mukabilinde —–yazmış olduğu —— metinleri ———– çevirmek olduğunu, bir eseri ya da metni orjinal dilinden başka bir dile çevirmek o esere sahiplik hakkını vermediğini, davacı ile ilçe kaymakamlığının da hiçbir diyaloğu olmadığını, herhangi bir hizmet akdi de bulunmadığını beyan etmiştir.
———- Talimat sayılı dosyasında dinlenen davalı tanığı—- beyanında; davaya konu eserin————–gündeme geldiğinde metinleri davacı —-verdiklerini, ücretin de ödendiğini, davacının isminin esere yazılmasını talep ettiğini, ancak bunun para karşılığı yapılan bir iş olması nedeniyle isminin yazılmayacağına karar verildiğini, davalının da davacının isminin yazılmasını kabul etmediğini, bildiği kadarıyla çevirinin ücretinin davacıya ödendiğini beyan etmiştir.
——-Talimat sayılı dosyasında dinlenen davacı tanığı ——— beyanında; davacının arkadaşı olduğunu, davacı ile davalının bu eserin kullanımı ile ilgili biraraya gelip konuşmasına bizzat şahit olduğunu, davacının meraklı biri olduğunu ve bu konuda araştırmaları, kitapları bulunduğunu, ayrıca yabancı dilde tercümanlık yaptığını, davacı ile davalı bir araya geldiğinde davacının söz konusu eserin yabancı dilden ——– tercüme edilmesi halinde ayrıca kendi isminin de geçmesini istediğini, davalının da bunu sevinerek kabul ettiğini, kitabın henüz basılma evresinde iken davacının ———— taşındığını, fakat taraflar arasındaki ilişkinin ne zaman uyuşmazlığa dönüştüğünü tam olarak bilmediğini, ancak davacıdan duyduğu kadarıyla davalının eserin tercüme sahibi olarak davacının ismini geçirmediği için aralarında uyuşmazlık çıktığını beyan etmiştir.
Dava konusu kitabın FSEK kapsamında eser niteliğinde olup olmadığı ve davacının hakları ihlal edilmişse talep edebileceği telif tazminatının ne kadar olabileceğinin tespiti için Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, fikri mülkiyet hukuku uzmanı ——-telif hakları uzmanı – yayıncı—- oluşan bilirkişi heyeti — tarihli raporda; dava konusu ————simli kitabın ————- niteliğinde olduğu, işlenme eserden söz edilebilmesi için ortada, biri asıl biri de işlenme eser olarak değerlendirilebilecek iki eser bulunması gerektiği, halbuki somut olayda tek bir kitap, yani tek bir eser bulunduğu, bu eserde de —– metinlerin yanında, davacı tarafça—– çevrilen metinlerin yer aldığı, bu itibarla somut olayda işlenme eserden söz edilemeyeceği, somut olayda davacının, esere konulacak —- metinleri ——— çevirerek eserin hazırlanmasına fikri katkıda bulunduğu, yapılan bu çevirilerin teknik hizmet veya teferruata ait yardım olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle somut olayda davacının yaptığı çevirilerin kendisine eser sahipliği sıfatı kazandırdığı, buradaki eser sahipliğinin ise ————-olarak nitelendirileceği, FSEK m.10/IV uyarınca, dava konusu kitaptan kaynaklı mali hakların kullanılması yetkisinin, eser sahiplerini bir araya getiren davalıya ait olduğu, ayrıca davacının çevirileri ücret karşılığında yapmış olmasının, mali hakların davalıya devredildiğini gösterdiği, dava konusu kitap üzerindeki mali hakları kullanma yetkisi davalıya ait olduğundan, davacının, mali hakları düzenleyen FSEK m.22, FSEK m.23, FSEK m.24 ve FSEK m.25 hükümlerine dayalı taleplerinin yerinde olmadığı, dava konusu kitabın mali haklarının davalı tarafça kullanılacak olmasının, davacının manevi haklarını ileri sürmesine engel olmayacağı, nitekim somut olayda da davacının FSEK m.14, FSEK m.15 ve FSEK m.16 hükümlerinde düzenlenen manevi haklarının ihlal edildiğini öne sürdüğü, davacının FSEK m.14 hükmünde düzenlenen umuma arz hakkının ihlal edildiği iddiasının yerinde olmadığı, zira dosyadaki verilerin, davacının, dava konusu kitabın umuma arz edileceğini bildiğini gösterdiği, öte yandan, yasa gereği mali hakları kullanma yetkisine sahip olan davalının, eser umuma arz edilmediğinde mali hakları kullanması mümkün olmadığından, dava konusu kitabın davalı tarafça umuma arz edilmesinin halin icabı gereği olduğu, dava konusu kitapta davacının ismine eser sahibi olarak yer verilmediği, bu durumun, davacının FSEK m.15 hükmünde düzenlenen adın belirtilmesi hakkının ihlali sonucunu doğurduğu, davacı taraf FSEK m.16’da düzenlenen eserde değişiklik yapılmasını menetme hakkının ihlal edildiğini öne sürmüşse de dosya kapsamında, eserin umuma arzından sonra eserde değişiklik yapıldığına dair bir delil bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller, tanık anlatımları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davaya konu edilen———- kitabın FSEK’nun 2/1. maddesinde tanımlanan—— niteliğinde olduğu, eserin hazırlanması görevinin—- tarafından davalıya verildiği, davalının tarih konusunda —- danışmanlık hizmeti, davacıdan ise eserin — metinlerini——-çevirmesi için tercüme hizmeti aldığı, davacının tercüme ettiği — metinlerin aynen eserde yer alması nedeniyle eser üzerinde hak sahibi olduğu, tercüme işlemini ücret karşılığında yapıp, ücretini aldığından eser üzerinde mali bir hakkı kalmadığı, mali haklarını davalıya devrettiği, ancak manevi haklarının davacıda olduğu, eserde ———— metinlerin davacı tarafça yazıldığına dair adının belirtilmediği, bu durumun FSEK’nun 15. maddesinde düzenlenen adın belirtilmesi hakkının ihlali niteliğinde olduğu, bu nedenle manevi tazminat ve tecavüzün refini talep edebileceği, davaya konu eserin niteliğine, tarafların mali ve sosyal durumlarına ve davalının kusurunun derecesine göre ——– manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacının maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
Davalının davacıya ait FSEK’ten kaynaklanan manevi haklarına yaptığı TECAVÜZÜN REF’İNE,
Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
—–manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin —– manevi tazminat talebinin REDDİNE,
Alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 310,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline tecavüzün ref’i davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 62,80 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 356,50 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.356,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%67) 2.249,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%33) 1.107,50 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2020