Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/55 E. 2022/23 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/55 Esas
KARAR NO: 2022/23
DAVA: Marka Devir Sözleşmesinin İptali
DAVA TARİHİ: 18/03/2016
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan marka devir sözleşmesinin iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili– sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; —markasını tescil ettiren, tanınır ve bilinir hale getirenin davacı şirket olduğunu, davacılar ile davalı —- tarihli sözleşmeler uyarınca markaların davacı şirket tarafından davalı —-devredildiğini, daha sonra —- adına devredildiğini, çok kısa bir süre sonra — tarihinde ise diğer davalı —devir işlemi olduğunu, davacılar ile davalı—- arasında imzalanan — tarihli sözleşmelere göre, müvekkili — markayı, davalı —- firmasına devrettiğini, sözleşmelere göre müvekkili— isim hakkı ödemeden süresiz olarak —-açma hakkı bulunduğunu, marka devirleri nedeniyle, müvekkilinin — markasını kullanmasının şu an imkansız hale geldiğini, bu nedenle dava konusu markaların danışıklı devir ve satışlarının iptal edilmesinde markaların — dönmesinde müvekkilinin menfaati bulunduğunu, — tarihli sözleşmeye göre ise, — şeklinde anlaşmaya varıldığı, yine aynı sözleşmeye göre —— şeklinde ibare yer aldığını, sözleşme gereği müvekkiline ödenmesi gereken isim hakkı bedellerinin ödenmediğini, bunun için davalı —- davasının açıldığını, ancak davalı tarafından kasıtlı olarak —– azledildiğini, müvekkilleri tarafından, protokol ve sözleşme gereklerini yerine getirmeyen, isim hakkı bedellerini ödemeyen, dava sonucunda alınması muhtemel tazminatı vermemek için avukatı azleden,—- tazminat davası açıldığını, davanın — dosyası ile devam ettiğini, bu arada—- boşaltıldığını, müvekkilinin tazminat davasını kazansa dahi alacağını alamayacağını, bu nedenlerle de dava konusu markaların danışıklı devir ve satışlarının iptal edilmesinde müvekkilinin menfaati bulunduğunu, bu sebeplerle—– iptaline, markaların tekrar davalı —- mahkeme kararı ile geçirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. — vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, — davada markanın sahibinin —- husumet yöneltilemeyeceğini, davacılardan —- sözleşmeler dikkate alındığında iş bu davada aktif taraf ehliyeti bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacılardan ——– hakkı ödemeden süresiz olarak — hakkının baki olduğunu, marka devri ile bu hakkına halel gelmediğini, markanın devri yapılırken markayı devralan firmanın bu husustan haberdar edildiğini, davacılardan —- sözleşmede bahsi geçen bu hakkını ortadan kaldırıcı herhangi bir işlem yapılmadığını, söz konusu uyuşmazlığın ——- ilişkin değil, davacılar— hakkı ödemeden süresiz olarak — şubesi açma hakkına ilişkin olduğunu, — görülen davada davacıların — maddi ve —manevi tazminat davası açıldığını, yine —- sayılı dosyası ile görülen davada davacılar —- maddi ve —- manevi tazminat davası açıldığını, bu davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu davanın —- dava ile birleştirilmesine muvafakat etmediklerini, konularının farklı olduğunu, davacı—- sözleşmenin yapıldığı tarihten —— hakkı ödemeden—- açma hakkını kullanmadığını, asıl amacının müvekkillerini itibarsızlaştırmak olduğunu beyan ederek, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —-vekili cevap dilekçesinde;— yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacılardan —– davada husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacıların iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu, her iki müvekkilinin de markaları devralırken — sözleşmelerden kaynaklanan haklarını ortadan kaldırıcı hiç bir işlem yapılmadığını, davanın——— — hakkına ilişkin olduğunu, davanın —- davası ile birleştirilmesine muvafakat etmediklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı —- tarihli dilekçesi ile vekillikten istifa ettiğini beyan etmiştir.
— sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiş, — tarihli ara kararı ile davanın bu davadan tefrikine karar verilerek,— Karar sayılı kararla yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, marka devir sözleşmelerinin muvazaa nedeniyle iptaline ilişkindir.
Dosyaya —– ibareli markanın tescil başvurusunun ise marka tescil harcının ödenmemesinden dolayı müddet olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen marka devir sözleşmeleri dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; markaların —-yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile –bedelle davalı —devredildiği, daha sonra — yevmiye numaralı marka devir sözleşmesi ile —bedelle — tarafından —devredildiği, ancak— sayılı dosyasında — tarihli ihtiyati tedbir kararı nedeniyle — marka devrilerinin—- yapılamadığı tespit edilmiştir.
Davacının davaya dayanak olarak gösterdiği sözleşme örnekleri dosyaya sunulmuş, incelendiğinde;— tarihli sözleşmenin — arasında imzalandığı, —- hissesinin borçları nedeniyle, — borçları bitene kadar emanet olarak — devredileceği, tarafların gerçekte —- şekilde kuracakları, —- ve logosunu üretim şirketine devredecekleri, devir bedeli ödenmeyeceği, —- üretim şirketi dışında —-süre ile üçüncü şahıslara kullandırmak isterse bundan elde ettiği gelirin kendisine ait olacağı,— sonunda tüm isim hakkının ve gelirinin üretim şirketine ait olacağı, bu akit sırasında —- mevcut ve açacakları şubelerde kullanabilecekleri, anılan isim kullanma hakkı sahiplerinin üretim şirketine olan borçlarını iki ay ödememeleri halinde, —- kullanma hakkının geri alınacağının kararlaştırıldığı, sözleşme altında —– imzalarının bulunduğu, — tarihli ek sözleşmenin —- tarihli sözleşmeye ek olarak yapıldığı,—kurulduğu, — konusunda tarafların mutabık kaldığı, — borçlandığı, borç karşılığında —- devrettiği, borcundan — düşüleceği, geriye — borcu kaldığı, halen—- kayıtlı olduğu, — uhdesindeki hissenin —- devredeceği, borcun ödenmemesi halinde — uhdesinde kalan—- ait olacağı, —- devraldığı hisselerin gerçek sahibinin babası —olduğunu kabul edeceği, —-markasını — yaptığı devirler de dahil olmak üzere tüm devirleri ortadan kaldırarak —- tarihine kadar devredeceği, aksi takdirde—- devredilen hissenin—–devredileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin altında —- imzalarının mevcut olduğu,
— tarihli ek sözleşmenin —- tarihli ek sözleşmeye ek olarak hazırlandığı, fabrikada —- borç karşılığında —- devredileceği, daha önceki sözleşmelerle — tüm edimlerin bayilik dışında sona erdiği, tüm hakların —-akrabalarının mutlaka bayilik sözleşmesi imzalayacakları ve bayilik sözleşmesindeki şartlara uyacakları, sözleşme tarihinden itibaren— içinde bayilik sözleşmesi imzalanmamışsa —veya taraflarının — isim ve logosunu kullanma haklarının sona ereceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin altında Devir eden — devir alan —- imazalarının mevcut olduğu
——- tarafta — diğer tarafta —- arasında imzalandığı, —- şahıslara ömür boyu kullanması için —-ismini taşıyacak bayi açma ve işletme yetkisi verildiği, bayilik şartlarını yerine getirme dışında bir şey istenmeyeceği, bu protokolün imzalanmasından önce isim hakkı için açılan davalardan elde edilecek gelirlerin — ait olacağı, bu tarihten itibaren —- süre ile verilecek bayiliklerde isim hakkı alınacak olursa bu gelirin de —–markası —- ve temsil ettiği şirketler tarafından yalnızca —– satılacağı, başka bir firmaya veya şahsa devrinin yapılamayacağının kararlaştırıldığı, imzaların okunaklı olmadığı görülmüştür.
Davacı şirket ile davalı şirketlerin ve sözleşmelerde adı geçen şirketlerin— kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı —-davacı — olduğu, — tescil tarihinin —olduğu, unvan değişikliği yaparak —-tarihinde resen terkin edildiği tespit edilmiş, şirketin yeniden ihya edilmesi için davacı vekiline süre verilmiş ve —- sayılı kararı ile bu dava için ihya edilmiştir.
Davalı ——-olduğu, davalı —- bu şirketin tek ortağı ve yetkilisi olduğu,
Davalı —-olduğu, ortaklarının —- tarihinde —– tescil edildiği, ortaklarının —– oldukları tespit edilmiştir.
Öncelikle davalıların husumet itirazları incelenmiş, davalılar —— talep edilen marka devir sözleşmelerinin tarafı olmaları nedeniyle davalı taraf sıfatlarının mevcut olduğu, ancak davalı —- marka devir sözleşmelerinin tarafı olmaması nedeniyle, sözleşmenin iptali davasında kendisine husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla, davalı — —hakkındaki davanın bu nedenle usulden reddine, diğer davalılar hakkındaki husumet itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Sözleşmelerin —- kuralı gereği, sözleşmenin iptali kural olarak taraflarınca istenebilir.Bununla birlikte, yapılan işlemin muvazaalı olduğunun ileri sürülmesi halinde her ilgilinin dava açma hakkı bulunmaktadır. Davacı — ortağı olduğu davacı şirket —– dava konusu markaların kullanım haklarıyla ilgili bir kısım davalılarla imzalanan sözleşmelerle markalar üzerinde çeşitli kullanım hakları tanınmış olduğu, bu nedenle markaların devri için yapılan sözleşmelerin iptal edilmelerinde hukuki yararları bulunduğu, davacı taraf sıfatlarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davalıların davacılara yönelik husumet itirazlarının ise reddine karar verilmiştir.
—sayılı dosyasının örneği dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacıların —– olduğu, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda —- sayılı kararla davanın reddine karar verildiği, kararın —- tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
—kararı incelendiğinde; davacıların—- davalıların —–oldukları, davacı şirketin —markasını tescil ettirdiği, markayı tanınmış hale getirdiği, şirket yetkilisi diğer davacının davalılardan —- birlikte —- amacıyla şirkete ortak olarak aldığı, ancak arada oluşan anlaşmazlık nedeniyle şirketten ayrıldıkları, markanın da davalılara devredildiği, tarafların noter huzurunda sözleşme imzaladıkları, devredilen markanın isim hakkından davacı —–pay verilmesini öngören sözleşmenin gereğinin davalılarca yerine getirilmediği, bu konuda dava açıldığı, mahkemece hükmedilen maddi-manevi tazminatın ödenmesi için icra takibi yapıldığı, icra dosyası ile alacağın tamamının mahkeme masrafları ve ferileriyle birlikte dosyaya sunulan teminat mektubu ile bloke edildiği iddiasyla, teminat altına alınan paranın tamamının fer’ileri ile birlikte davacılara ödenmesi talebiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen kararla icra konusu alacağın bulunmadığının tespit edildiği, icranın dayanaksız kaldığı, buna bağlı olarak davanın dayanağının da kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın —-denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Talimatla dinlenen davacı tanığı— davacı —–çok önceden yanında çalıştığı için o zamandan beri tanıdığını, davalıların da onun yanına gidip geldiklerini, o yüzden daqvalıları da tanıdığını, taraflar arasında sözleşme yapılırken kendisinin yanlarında olmadığını, ancak daha sonra kenidisnin de olduğu sırada yanında bu konuda konuşulduğunu, — markayı devrettiği zaman orada olduğunu, marka devri karşılığında davalı —- —- kullanma hakkı vereceğini, ayrıca iki yıl boyunca iki —– markasının gelirlerini davacı —vereceğini, bunların verilip verilmediğini bilmediğini, ancak verilmediğini duyduğunu, markanın —– devredildiği ile bilgisi olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı— davacı — yıldan beri tanıdığını, hemşehrisi olduğunu, —— kurucusu olduğunu, —- ile önceden ortaklık yaptıklarını, oradan tanıştıklarını, marka devri karşılığında davalıların —- —- gelirlerini, her şeyini vereceklerini, ayrıca şirketin isim hakkından dolayı verilen bayiiliklerden dolayı elde ettiği gelirlerin iki yıl boyunca davacıya verileceğini, ayrıca verilen bayiiliklerin — ciro primlerinin de— —- verileceğini, marka ihlalinden kaynaklanan tazminat alacaklarının da davacıya verileceğini, bunların hiçbirinin gerçekleşmediğini,—– kız kardeşinin eşi olduğunu, ona devir yapıldığını, onun da başka birine devir yaptığını, bu devirlerin sırf sözleşme gereği ödeme yapmamak için olduğunu, — marka devri yapılırken her iki tarafın da —–vekalet verdiğini, davalı tarafın paraları tahsil etmeye başlayınca davacıya ödeme yapmamak için — azlettiğini, şu anda —- isimli bir şirketi olduğunu, bu şirketin — mal tedarik ettiğini, — şubesi olduğunu, bunların tamamına bu şirket üzerinden mal tedarik edildiğini,—-bir bayiliğinin şu anda —– aşağı vermeyeceklerini, ayrıca cirolardan prim de alındığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı ——-yıllarında marka devri sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereği —-boyunca marka gelirlerinin ağbeyine ait olacağını, ayrıca —- ya da kullandırma hakkına sahip olacağını, bunun yanında sözleşmeden önce markayı haksız kullananlara karşı açılan tazminat davaları olduğunu, onların gelirlerinin de ağbeyine ait olacağını, davalı tarafın bu tazminat gelirlerini tahsil edebilmek için ağbeyinin avukatına vekalet verdiğini, icradan tam tahsil edileceği zaman avukatı vekaletten azlettiklerini, bu tahsilatların kendisine kalması için böyle yaptığını,—-kadar ücret aldıklarını, ama davalı tarafın bunları almadıkklarını, bedelsiz verdiklerini söylediklerini, davalı tarafın —-içini boşalttığını, muvazalı şekilde markayı—- hemen arkasından da —– devrettiklerini, —– bu devirler nedeniyle — kullanma ya da kullandırma hakkını da kaybettiğini,— yıl boyunca alacağı bayilik paralarını da alamadığını, —- eniştesi olduğunu, sonradan —-şirket kurduklarını, bu şirketin de —- kızının üzerinde gözüktüğünü, bu şirkette üretim yapılıp —- mal satılıp ciro primi aldıklarını, şu anda yaklaşık —-bulunduğunu, her bayilikten duyduğu kadarıyla —hakkı alındığını, bunu bayiilik alan kişilerden duyduğunu beyan etmiştir.
Davacı tanığı —-; davacının babası olduğunu, —-yıllarında markaları davalı — devrettiiğini, sözleşmede babasının isim hakkı ödemeden —- açma hakkı ve devralan davalının vereceği bayiliklerden elde ettiği gelirlerden hem isim hakkı bedeli, hem de cirodan — talep etme hakkı olduğunu, davalının bu süreçte—açtığını, bu bayilere gittiklerinde bayiilerin kendilerine şifaen ödemeleri —- yaptıklarını söylediklerini, ancak kendilerine resmi yazı da veremeyeceklerini beyan ettiklerini, ayrıca kendilerinin devrederken devam eden davalarındaki haklarının baki kalmasını kararlaştırdıklarını, ancak daha sonra —- davalara dahil olduğunu ve kendilerinin —- marka isiminden dolayı davalının da avukatı olduğunu, ancak tahsil aşamasında davalının vekilini azlettiğini, karşı tarafla anlaşarak daha sonra davayı düşürdüğünü, daha sonra da kendilerinin ona karşı dava açacaklarını öğrenince markayı muvazalı olarak diğer davalılara devrettiğini, — markaları devrettiği— eniştesi olduğunu,— ortakların da — akrabaları olduklarını, şu anda — yakın bayiiliği bulunduğunu, her bayilik açılışında isim hakkından dolayı — alındığını, markaların —— devredildiğini beyan etmiştir.
Dava konusu markaların gerçek değeri ile satılıp satılmadıklarına, markaları devreden davalı şirketlerin ekonomik olarak bu devrilere ihtiyaçları olup olmadığı, markaları devreden davalı şirketlerin başka —-esas unsurlu markalarının bulunup bulunmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı — oluşan bilirkişi heyeti ———— bedel karşılığında devir edildiği, ilgili devir evraklarında noksanlık tespit edildiğinden sicile kayıt edilemediği, davaya konu markanın tescil tarihi, tescilli sınıfları yenileme maliyetleri, sektördeki konumu düşünüldüğünde ilk devir değeri olan — ikinci devir değeri olan —- çok üstünde bir değere sahip olduğu, bu surette markaların gerçek —değeri üzerinden devirlerinin gerçekleşmediği, markaların gerçek —değeri üzerinden devirlerinin yapılmaması nedeni ile davalı şirketlerin ekonomik olarak böyle bir devre ihtiyaç duymayacakları, keza ekonomik ihtiyaçlarının varlığı kabul edilse dahi markaların gerçek—— değeri üzerinden devirlerinin yapılmaması nedeni ile bu durumun çelişki yaratacağı, davalılardan —- ibareli markanın tescili için — tarihinde başvurduğu, —- kadar korumasının devam ettiği, davalılardan —-tarihinde başvurduğu, —- kadar korumasının devam ettiği yönünde görüş bildirilmiştir.
İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, dava tarihi itibariyle yürürülükte olan—– maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede, “ bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeye göre muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır.
Muvazaada, gizli işlem şekle bağlıysa ve bu gizli işleme ilişkin irade açıklamaları şekle uygun yapılmamışsa, görünüşteki işlem yapılırken yasaların öngördüğü şekle uyulmuş olması, gizli işlemdeki şekle aykırılığı gidermez. Bu durumda, görünüşteki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından her hangi bir sonuç doğurmadığı gibi, gizli işlem dahi şekle aykırılıktan dolayı geçersizdir.
Somut olay incelendiğinde; alınan bilirkişi raporu, marka tescil kayıtları, davalı şirketlerin —-, sözleşme örnekleri, dinlenen davacı tanıkları ve tüm dosya kapsamı ile; piyasada — tanınmışlığı bulunan — esas unsurlu dava konusu markaların, davacı şirket ve ortağı davacı —– de bulunduğu bir kısım kişi ve şirketlerle markaların kullanım haklarına dair çeşitli sözleşmeler yapılarak, markalar üzerinde davacılara bazı kullanım hakları verildiği, ancak daha sonra bu markaların bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere değerlerinin çok altında kalan —-bedellerle davalı — yetkilisi ve ortağı olduğu ——– oldukları nüfus kayıtları ile tespit edilen — ortakları oldukları davalı —- —, onun da kısa bir süre sonra — gibi bir faaliyeti olduğu tespit edilemeyen ve davalı — devredildiği, bu devirlerin davalıların gerçek iradesini yansıtmadığı, davalı —- imzalanan sözleşmelerdeki edimlerinden kaçınmak amacıyla gerçek devir iradesi bulunmadan yaptığı sözleşmeler oldukları, —- —- ibaresinin yer aldığı davalı şirketin —– esas unsurlu tüm markalarını hiç bir ticari ve mali zorunluluk bulunmaksızın başka bir şirkete devretmesinin ticari teamüllere uygun olmadığı, tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu devir işlemlerinin hayatın olağan akışına uymadığı, bu durumun TMK’nın 2. maddesine aykırı ve muvazaalı olduğu, marka devir sözleşmelerinin yazılı yapılması geçerlilik şartı olduğundan ve görünüşteki devir işlemleri tarafların gerçek iradelerine uygun olmadığından, gizli işlemin ise şekle aykırılıktan dolayı geçersiz olduğu kanaatine varılmakla, marka devir sözleşmelerinde taraf olmayan davalı —-hakkında açılan davanın usulden reddine, davacıların tescil işlemi tamamlanmayan ——ilgili dava açmakta hukuki yararları bulunmadığından bu markayla ilgili davanın HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca usülden reddine, diğer markalarla ilgili davalılar —– açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davacılar tarafından davalı—–maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Davalılar —- karşı açılan davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
— numaralı — markalarının —- yevmiye numaralı sözleşmesi ile — yapılan marka devir sözleşmesinin ve davalı —-tarafından —- yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile davalı—– yapılan devir sözleşmesinin MUVAZAA NEDENİYLE İPTALİNE,
—numaralı —— markası ile ilgili davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 59,55 TL harcın davalılar —— tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davalılar—– tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davalı —-vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalı —- ödenmesine,
Davacılar tarafından yatırılan 21,15 TL peşin harç ve 21,15 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 42,30 TL harç giderinin davalılar —— tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 3.412,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%75) 2.560,00 TL’nin davalılar—- tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%25) — davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı ———— vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022