Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/34 E. 2019/326 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/34
KARAR NO: 2019/326
DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ: 24/05/2013
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
T A L E P / : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkilinin obezite konusunda tanınmış bir doktor olduğunu, kilo korumaya yardımcı bir ürün geliştirdiğini, davalıların davacıdan izin almadan satışını ve tanıtımını yaptıkları ve zayıflamaya yardımcı olduğunu iddia ettikleri —— isimli zayıflama tabletlerinin tanıtımı ve satışıyla ilgili bütün mecralarda müvekkilinin isim, fotoğraf ve televizyon programlarından elde edilmiş videolarının haksız ve izinsiz olarak tüketicileri yanıltır şekilde kullanmak suretiyle kişilik haklarına saldırdıklarını belirterek, davalıların eylemlerinin FSEK, MK ve Tüketici Kanununa aykırı olduğunun tespitine, —- TL maddi ve —-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek ticari faizi ile brilikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmün gazetede ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P / : Davalı —- vekili davaya karşı cevap dilekçesinde özetle, söz konusu edilen internet sitelerinin müvekkili şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, 5651 sayılı yasada sorumlu tutulan içerik yer ve erişim sağlayıcı konumunda olmadığından sorumlu tutulamayacağını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, kabul etmemekle birlikte talep edilen tazminatın fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —- vekili davaya karşı cevap dilekçesinde özetle, söz konusu edilen hiç bir sitenin müvekkili şirket ile ilgisinin bulunmadığını, sitelerde yer alan — markalı ürünün müvekkili şirkete ait olması dolayısıyla sitede yer alan beyan ya da kullanımlarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 5651 sayılı yasa gereğince yer ve erişim sağlayıcı konumunda olmadığından müvekkilinin içerikten sorumlu olmadığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, müvekkiline ait internet sitelerinde davacıya ait her hangi bir görsel ya da beyanın yer almadığını, müvekkilinin ihtardan sonra bayilerini yazılı olarak uyardığını , talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davanın öncelikle husumet, görev ve sonrasında da esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacının isim, fotoğraf ve görüntülerinin ürün reklamlarında izinsiz kullanıldığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizin — Esas – Karar ve —- tarihli gerekçeli kararı ile; davalılar——- bakımından davanın reddine; davalı – ilaç ——- bakımından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davalının davacıya ait isim , fotoğraf ve videolarını izinsiz olarak kullanılmasının hukuka aykırılığının tespiti ile aynı zamanda kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden son verilmesine, — TL maddi , —- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, verilen kararın kesinleştiğinde masrafın davalından alınarak —- genelinde günlük yayın yapan trajı yüksek gazetelerden birisinde ilanına karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararına karşı davacı vekili, davalı – vekili, – vekili ve disiplin hapsine mahkum edilen — temyiz etmesi üzerine, Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin – Esas – Karar sayılı ve — tarihli ilamı ile, davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığına ve …’nın temyiz taleplerinin değerlendirilmesi için dosyanın Yargıtay – Ceza Dairesi’ne gönderilmesine, davalılar —– temyiz itirazlarının kabulüne karar verilerek, karar bozulmuştur.
Bozma gerekçesi ise; —— hakkındaki davaların reddedilmesine rağmen, lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporundaki değerlendirmeler doğrultusunda davalı —– aleyhine maddi tazminata hükmedilmiş ise de, bilirkişi raporunda, tazminatın belirleme kıstasları açıklanmadığı gibi, bilirkişi raporu Yargıtay denetimine olanak sağlayacak nitelikte değildir. Somut olayın özellikleri, ihlalin ağırlığı ve davacıya ait isim, görüntü ve fotoğrafların kullanılmasının, tanıtımı yapılan ilacın satımı üzerindeki olumlu etkisi araştırılarak, uygun bir miktar tazminata karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş, hükmün bu sebeple de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay —.Hukuk Dairesi’nin — tarihli — Esas- — Karar sayılı bozma ilamına uyulmuştur.
Davalı ——tasfiye edilmesi nedeniyle davacı İstanbul Anadolu -. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne — Esas sayılı davayı açarak şirketin yeniden ihyasına karar verilmesini talep etmiş, — K sayılı kararla şirket yeniden ihya edilmiştir.
Davalı ——– hakkında davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından yapılan temyiz itirazları reddedildiğinden ve davalı tarafça karar temyiz edilmediğinden, bu davalı hakkındaki kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bozmadan sonra dosyamız içerisine alınan —- tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “dava konusu ürün ile ilgili davalı defterlerinde – yılı—- Nisan döneminde alım ve satımın olduğu, davalı defterlerine göre — yılı net satışlarının — TL’si olduğu, iş bu satışların içerisinde dava konusu ürünler ile ilgili satışın — olduğu, iş bu satış tutarına göre davalının brüt satış karının (— yılı brüt satış kar oranı ortalamalarına göre) —- TL’si olabileceği, davalı tarafça beyan edilen alımlar ve internet reklam giderlerinin mahsubu sonrasında elde edilebilecek net karın —- TL’si olduğu, iş bu brüt satış kar oranı ortalaması (3. maddede yapılan hesaplama) ve satış karının (4. maddede yapılan hesaplama) birlikte değerlendirilmesi halinde (- TL + -)/- = – TL’si olacağı hesaplandığı, teknik kanaat olarak; davacının katıldığı programda izlenme oranında ortalama % 82’lik bir artışa karşın hasta sayısında % 38’lik bir artışın olduğu görülmekte, dolayısıyla aralarında pozitif bir ilişki (korelasyon) saptanmaktadır. Bu ilişki sayısal olarak aynı oranda cereyan etmemektedir. İzlenme oranındaki artış ile hasta sayısındaki artış arasındaki ilişkiyi bağlayıcı pek çok sebep öne sürülebilir. Ancak dosya içeriği itibarı ile ilgili kadın programı baz alınarak oluşan zararın hangi oranda olduğuna ilişkin bir hesaplama yapılacak olursa, % 8 2 – % 3 8 = % 4 4 oranında bir zarardan söz edilebileceği; yapılan teknik inceleme ve değerlendirmelerde; bu veriler ışığında davalının elde ettiği karın % 44’ünün davacının görüntü ve fotoğraflarının kullanımı ve tanıtım yapmasından kaynaklandığı dikkate alındığında; davalı aleyhine hükmedilecek maddi tazminat tutarının (ortalamalara göre) —— şeklinde olabileceğinin hesaplandığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile davacının iç hastalıkları uzmanı olduğu, — programlarında ağırlıklı olarak diyet, kilo verme ve zayıflama konularını işlediği, kendisine ait internet sitesinde zayıflama yöntemleri sunduğu, kimi tıbbi araştırmalarının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı doktorun verdiği güvenilirliğin, ayrıca —- ekranlarında bulunması ve gazetelerdeki yazıları ile kazandığı medyatik bir ününün de olduğu, bu tanınmışlığın davalı —– tarafından üretilen zayıflama ürünlerinin satışında reklam ve tanıtım malzemesi olarak değerlendirildiği, davacının isim, fotoğraf , görüntü ve videolarının davalı şirket tarafından üretilen zayıflama tabletlerinin tanıtımında her hangi bir sözleşme olmaksızın izinsiz olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Fotoğrafların ve videoların basın yoluyla görsel medya üzerinden internet , dergi —-programlarından kopyalama yapılarak alındığı ve söz konusu edilen internet sitelerinde davacının isim, fotoğraf ve video görüntüleri ile reklam ve tanıtım yapmak suretiyle davalıya ait ürünün satışa sunulduğu tespit edilmiştir. Bu fotoğraflar ve videoların bir kısmı —— gibi ünlülerin programlarından kopyalamak suretiyle alınmıştır.
Söz konusu edilen internet sitelerinde yayınlanan video görüntüleri üzerinde, yapımcıların video programındaki görüntünün bir —- ürünü olmasından dolayı başkası tarafından izinsiz olarak kullanılmasından doğan hakkı bulunmaktadır. Bunun dışında videolarda görüntüsü olan kişilerin de kendi isim ve görüntülerinin haksız olarak ticari faaliyetlerde kullanılmasından dolayı doğan hakları bulunmaktadır. Dava konusu fotoğraflar basın yoluyla yayınlanmış reklam, tanıtım , fotoğraf ve videolarının kopyalanması suretiyle elde edilmiş olmasından dolayı FSEK 1/B maddesi kapsamında eser özelliği yoktur. Öğretici olmayan reklam ve propaganda, fotoğraf ve afişlerin bilimsel ve teknik nitelikte olmadıklarından ve estetik niteliği taşımadıklarından eser niteliğj yönüyle korunmazlar. Bu özelliklere sahip olmayan ve eser niteliğine haiz bulunmayan fotoğraflar mülkiyet hakkı çerçevesinde yahut bir şahısın fotoğraf ve resmi söz konusu ise şahsiyet hakları çerçevesinde korunurlar.
FSEK’nun 84 maddesinde ” bir işareti, resim veya sesi bunları nakle yarayan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse aynı işaretin, resmin veya sesin üçüncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayınlanmasını men edebilir. Tecavüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete müteallik hükümler uygulanır. Eser niteliğinde olmayan her nevi fotoğraf benzer usullerle tespit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında bu madde hükmü uygulanır” hükmü mevcuttur.
Dava konusu zayıflama ürününün üretiminin davalı ——-tarafından gerçekleştirildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde diğer davalıların söz konusu edilen ve tek tek liste halinde yazılan —- sitelerinde diğer davalıya ait ürünün pazarlamasını gerçekleştirdiklerini ileri sürmüştür. Yapılan tespitle davalılar—— isimli şirketler tarafından söz konusu edilen web sitelerinin kullanılmadığı ve bu davalılar aleyhinde dava konusu edilen eylemi işlediklerine dair her hangi bir delil sunulamadığı anlaşılmakla davalılar ——– karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı üretici firma —– ürün reklamında kullanılan davacıya ait fotoğraf FSEK’nun 86. maddesinde yazılı istisnalara dahil değildir. Yer alan görüntünün haber maksatlı olduğu ileri sürülemez. Somut olayda zayıflama ürününü üreten firmanın davacının sağlık programlarında yer alarak yarattığı şöhretinin ürünün tanıtımında kullandığı , bu kapsamda davalının bu şöhretten faydalanma iradesinin ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır. Davalı üretici firma, davacı ile bu resmin kullanılması konusunda her hangi bir sözleşme yapmamış, bir bedel ödememiştir. Bu suretle davacının manevi şahsiyetine de zarar vermiştir. Olayda maddi tazminatın şartları gerçekleşmiştir. Öte yandan somut olayda manevi tazminata da hükmetmek gereklidir. İnternet sitesinin dava dışı firmaya ait olması üretici firmayı sorumluluktan kurtarmaz. Genel hayat tecrübeleri bir ürünün reklamının nasıl yapılacağına, reklam firmasının ya da internette satışa sunan firmanın değil bizzat üretici firmanın karar verdiğini göstermektedir. Bu kapsamda üretici firmanın haksız eylemden sorumlu olmadığı ve farklı bir tüzel kişilik tarafından gerçekleştirildiği savunmasına itibar edilmemiştir. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan en son bilirkişi raporunda, davacıya ait isim, görüntü ve fotoğrafların kullanılmasının, tanıtımı yapılan ilacın satımı üzerindeki olumlu etkisi değerlendirilerek,—– TL maddi tazminat talep edilebileceği hesaplanmış olup, mahkememizce denetime ve oluşa uygun olan bu rapora itibar edilerek davalı ——— maddi tazminat ödemesine, olayın özelliğine , tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına hak ve nesafet ilkesine göre —-TL manevi tazminatın tahsiline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalı —— hakkındaki davanın reddine dair verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı —– hakkındaki davanın REDDİNE,
3-Davalı ——– hakkındaki davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
-Davalının davacıya ait isim, fotoğraf ve videolarını izinsiz olarak kullanmasının hukuka aykırılığının tespiti ile aynı zamanda kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden bu kullanımlara son verilmesine,
—TL maddi,- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının fazlaya ilişkin — TL maddi tazminat ve —- TL manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
-Verilen karar kesinleştiğinde masrafı davalı —— alınarak —-genelinde yayınlanan tirajı yüksek günlük bir gazetede bir kez ilanına,
4—- TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan — TL harcın mahsubu ile bakiye — TL harcın davalı ——- tahsiline,
5- Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince – TL vekalet ücreti takdiri ile davalı ——- alınarak, davacıya verilmesine,
– Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince— TL vekalet ücreti takdiri ile davalı —— alınarak, davacıya verilmesine,
-Davalı —– yararına reddedilen maddi tazminat davası için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince —- TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
-Davalı —- yararına reddedilen manevi tazminat davası için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince — TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
-Davalı .—–yararına “red olunan maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 15.163,64 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
-Davalı ———yararına “red olunan manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince —- TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
6- Haklarındaki dava reddedilen davalılarla ilgili yapılan yargılama giderleri ayrık tutulmak üzere davacı tarafından bozma öncesi yapıldığı anlaşılan toplam — TL ile bozma sonrası yapıldığı anlaşılan — TL bilirkişi ücreti,- TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam – TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 3.740,12 TL sinin davalı —– alınarak, davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı .——-tarafından bozma öncesi yapıldığı anlaşılan 147,00 TL ve bozma sonrası yapıldığı anlaşılan 80,80 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 227,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 152,63 TL sinin davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı —- tarafından bozma öncesi ve sonrası yapıldığı anlaşılan toplam —TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar—— yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içersinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2019