Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/190 E. 2020/122 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2016/190
KARAR NO : 2020/122

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/10/2016
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —–” ibareli markanın sahibi olduğunu, bu marka ile —–dosya numaralarıyla tescil kaydının bulunduğunu, aynı zamanda müvekkilinin ——restoranlarından biri olduğunu, davalı tarafın haksız yere müvekkiline ait olan “—————–ibareli markasının internette ve tanıtım vasıtaları üzerinde kullandığını, bu durum üzerine —- tarihinde Bakırköy—- Noterliği’nin —- yevmiye kaydıyla ihtarname göndererek bu duruma son vermeleri gerektiğini, davalı tarafın ise ———— kaydındaki cevabi ihtarında “——-ibareli markanın internet ve tanıtım vasıtalarından kaldırıldığını bildirdiklerini, ancak davalı tarafın bu sefer —- markayı kullanarak vaki duruma devam edildiğini, bunun üzerine——- dosyası kapsamında delil tespiti yapıldığını ve bilirkişi raporunda iltibasın tespit edildiğini, davalı tarafın —– şeklinde marka kullanımının ayırıcılık ifade etmediğini, hatta davalı taraf telefonla arandığında —- şeklinde telefona cevap verildiğini, bu durumun sonlandırılması için dava açıldığını belirterek, davacıya ait markaya tecavüzün durdurulmasına ve giderilmesine, marka hakkına tecavüz nedeniyle üretilmemesi ve kullanılmaması gereken tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin el konulmasına, marka hakkına tecavüzün önlenmesi için tedbirler alınmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin ikamet yerinin ——— olması sebebi ile davanın——-edilmesi gerektiğini, bu sebeple yetki bakımında FSHHM sıfatıyla davanın ——Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davacının davaya dayanak gösterdiği ———-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna itiraz etmiş olmaları sebebi ile delil tespit raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davacının —————— ibareli markası ile müvekkilinin——” markasının farklı olduğunu, müvekkilinin davacıya ait——- ibareli markayı ne internette ne de tanıtım veya sarf malzemelerinde kullanmadığını, müvekkilinin aynı zamanda “——ibareli konaklama hizmeti veren işletme sahibi olduğunu, bu otelde kalanların ısrarı üzerine —- sunulan davaya konu işletmeyi açtıklarını, ancak davacı markasını hiçbir şekilde kullanmadıklarını, davacının ikametinin İstanbul olması sebebi ile müvekkilinin coğrafi farklılıktan kaynaklı hiçbir haksız rekabet veya haksız kazanç sağlama içerisinde bulunmayacağını, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava konusu uyuşmazlık; davacının adına tescilli ——–” markasından kaynaklanan haklarına davalı tarafından tecavüz edildiğinin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Her ne kadar davalı taraf yetki itirazında bulunmuşsa da, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 63/1. maddesi uyarınca marka hakkı sahibinin üçüncü kişilere karşı açacağı tecavüz davasında yetkili mahkeme davacının yerleşim yeri mahkemesi olduğundan ve davacının yerleşim yeri mahkememizin yargı çevresi içinde bulunduğundan, yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; ——— markasının ise —- sınıfta davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —— sayılı dosyası dosyamız içine getirtilmiş, incelendiğinde ———– aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğu, aleyhine tespit istenene ait lokantada —- tarihinde yapılan delil tespitinde,—-” ibaresinin tabelada kullandığının tespit edildiği, bu hususun alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, taraflar delillerini sunduktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan 03/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacı adına——– dosya numarasıyla kayıtlı ———- ibareli markanın —-.———————- yağlar.Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler ( gıda maddesi olarak hazırlanan polen dahil).Kuru yemişler.Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin.Yumurtalar, yumurta tozları.Patates cipsleri.Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil).Hayvan bakım evleri hizmetleri.)” emtialarında tescilli olduğu, davalının——- numaralı —- — numaralı —————– Asliye Hukuk Mahkemesi kanalı ile alınan bilirkişi raporunun alındığı tarihte davacının tescilli markası ile davalının markasının birbirine benzemesi sebebi ile davalının davacı markasına tecavüz fiilini işlediği, davacının ihtarname göndererek mevcut durum hakkında bilgi vermesine rağmen, markanın başına —— ibaresi getirmek suretiyle kullanmaya devam etmesiyle, davacının şubesi veya davacıyla arasında—-işbirliği görüntüsü yaratmak suretiyle iltibas ve haksız rekabet yarattığı, tazminat talebine ilişkin, takdirin Mahkemeye ait olduğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nin 66/2-c maddesi uyarınca lisans bedeli üzerinden hesaplanmasını talep etmişi mahkememizce mutat lisans bedeli ——sorulmuş, taraflara ait ticari kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davalının cirosunun ve elde ettiği gelirin tespiti için dosyamız içerisine talimatla alınan Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin——-Talimat sayılı muhasip bilirkişinin — tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; “—— yılları yasal defterlerinin noter aracılığı ile açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olduğu, sahibi lehine delil teşkil ettiği, son kararın Mahkemenin takdirinde olduğu, 2015 yılı defterleri bulunamadığı açıklaması ile ibraz edilmemiş olup, muhasebecisinden temin edilen ve internet ortamında vergi dairesine verilen geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannameleri temin edilmiş, ayrıca ——hesaplarına ait muavin kayıtlarının temininin sağlandığı, Mahkemenin talimatı doğrultusunda firmanın her yıl için gelir gider ve kârına ilişkin mali tabloların hazırlanmış olduğu” tespit ve görüşlerine yer verildiği anlaşılmıştır.
Dosyamız içerisine alınan ——tarihli muhasip bilirkişi raporunun incelenmesinde; “dava dosyasında bulunan belge ve bilgiler, tarafların beyanları değerlendirilmek suretiyle, nihayetinde bilirkişi göreviyle sınırlı olmak üzere; dosya ekinde sunulan delil, evraklar ve açıklanan tüm bilgiler ışığında; dava konusu olayda davalıya ait ticari kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonuçları da dikkate alınarak; marka hakkı sahibinin cirosu, elde ettiği kazanç ile davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, satabileceği ürün miktarları da nazara alınarak, davalının ticari iş ve işlem hacmine uygun şekilde lisans bedelinin tespiti yapılması istenmiş olup; lisans bedelinin hesaplanabilmesi için davalının ————-yılı elde etmiş olduğu gelir ve faaliyet karları kontrol edildiğinde 2014 yılı , 2015 yılı ve 2016 yıllarında brüt satış karının bulunduğunun görüldüğü, seçenekler üzerinde takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, meslek kuruluşlarının vermiş oldukları görüşlerde lisans bedelinin lisansı kullanan yönünden —————olması gerektiğini bildirdiğini, takdiri mahkemeye ait olmak üzere %15 oran üzerinden hesaplanan lisans bedellerinin raporundaki tabloya göre olması gerektiğini, 2014,2015,2016 yılları toplam lisans bedelinin 98.419,95 TL olarak hesaplandığını, Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, tespit edilecek tutar üzerinden faiz hesaplanmasının, sair hususların mahkemenin münhasır takdiri içinde kaldığı” tespit ve değerlendirmelerinde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekili 04.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —————— manevi tazminat alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiş olduklarını, bilirkişi incelemesi sonucu verilen raporda; 98.419,95 TL maddi zararlarının olduğunun hesaplandığını, bu nedenle saklı tuttukları maddi tazminat alacağını 1.000,00 TL den 98.419,95 TL na artırdıklarını, 15.000,00 TL de manevi tazminat talepleri olmak üzere toplamda 113.419,95 TL alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı adına tescilli—- markası ile davalı tarafça kullanılan —- ibarelerinin işitsel ve anlamsal olarak aynı oldukları, davalının fazladan “—” harfini eklemesi—— hecesinden sonra araya (.) işareti koyarak ——–” hecelerini ayrı yazmasının tarafların markalarını farklılaştırmak için yeterli olmadığı,—— ibaresinin, —- yapay ve sentetik maddeden yapılmış çeşitli kalınlıktaki iplerin adı olduğu, davaya konu markaların tescilli oldukları mal ve hizmetler için tanımlayıcı nitelikte olmaması nedeniyle ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, davalının “———markalarını yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri sunulan lokanta tabelasında kullandığı, davacının markalarının da bu hizmetler için tescilli oldukları, her iki tarafında ortalama tüketici kitlesine hitap ettikleri, bu nedenle ortalama tüketicilerin her iki markayı karıştırma ihtimali bulunduğu gibi, davalının lokantasının —- faaliyet gösteren davacıya ait bir lokanta olduğunu zannederek, her iki marka arasında bağlantı kurabilecekleri, davalının eyleminin markaya tecavüz niteliğinde olduğu, alınan bilirkişi raporları ile lisans bedeline göre yapılan hesaplamada 98.419,95 TL tazminat ödemesi gerektiğinin tespit edildiği, davalıya daha önce ihtarname gönderilmesine rağmen —-” ibaresini—-.——————” olarak değiştirerek kullanmaya devam ettiği, benzer markaları tescil ettirmek için TPMK’na başvurularda bulunduğu, marka başvurularının reddedildiği, bu nedenle yüksek derecede kusurlu olduğu, elde ettiği, gelire, kusurunun ağırlığına ve markayı kullanım süresine göre davacının talep ettiği 15.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının lokantasında ——-ibarelerini işletme adı olarak tabelasında ve iş evrakında kullanarak davacıya ait —— unsurlu MARKA HAKLARINA TECAVÜZ ETTİĞİNİN TESPİTİNE,
-Davalının markaya TECAVÜZÜNÜN DURDURULMASINA VE GİDERİLMESİNE,
-Marka hakkına tecavüz teşkil eden davalıya ait tabelaların SÖKÜLMESİNE, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlere EL KONULMASINA, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHA EDİLMELERİNE,
-98.419,95 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-7.747,72 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 29,20 TL ve ıslah ile alınan 1.664,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.054,52 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı yararına “tecavüzün tespiti yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan—– gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —- Ücret Tarifesi gereğince 13.299,90 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan — Ücret Tarifesi gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 1.664,00 TL ıslah harcı, 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 318,00 TL tebligat, müzekkere ile; Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Değişik iş sayılı dosyasında yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 48,10 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 206,30 TL keşif harcı, 350,00 TL bilirkişi ücreti, 150,00 TL araç ücreti, 22,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.604,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.