Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/184 E. 2020/107 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/184
KARAR NO : 2020/107

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/10/2016
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın sahibi olduğu——- nezdinde tescil ettirdiğini, reklamlarda kullandığını, markanın 556 sayılı KHK ile korunduğunu, davalının ise marka ile iltibasa neden olacak şekilde——-markasını haksız olarak kullandığını, müvekkilinin marka için yoğun emek ve para harcadığını, davalının kullanımının kötü niyetli olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 9. maddesine istinaden karıştırma ihtimali ve marka hakkına tecavüz oluştuğunu, müvekkilinin markası— önüne ve arkasına ek getirilerek marka yaratılmasının hak ihlaline sebep olduğunu, davacı ile davalının aynı sektörde yer aldıklarını, ürün kutularının renk, şekil ve görsellik açısından neredeyse birebir aynı olduğunu, tüketici nezdinde karışıklığa sebep olacağını, markalardaki harf değişiminin karışıklığı engellemeyeceğini, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, ilgili çevrelerce tanınmanın tanınmış marka kriteri için yeterli olduğunu, 556 sayılı KHK, TTK, MK, BK, HMK ve doktrinlerin bu davaya yasal dayanak oluşturduğunu belirterek, davalının markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespit ve menine, davalının bağlı bulunduğu esnaf odasındaki sicilden terkinine ve hükümsüzlüğüne, davalının—– ibaresinin yer aldığı kutu, ambalaj ve faturaların toplatılmasına ve dava sonunda imhasına, davalının —– işletme adını kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği ve görsel ürünlerde de desteklediği markanın müvekkilince kullanılmakta olduğunu, bu ve benzeri diğer görselleri ve varsa web sitesini kabul ettiklerini, dava konusu markanın müvekkili adına tescilli olmadığını, markanın hükümsüzlüğü davasının tescilli marka sahibine karşı açılması gerektiğini belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava konusu uyuşmazlık; davalının marka ve işletme adı olarak kullandığı iddia edilen—– ibaresinin davacı adına tescilli——markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu iddiasıyla açılan marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, davalının işletme adının terkini davasıdır.
TPMK’dan davacıya ait marka tescil kayıtları istenilmiş, incelendiğinde, —- tescil numaralı markanın müddet olduğu, —— markalarının ——- Kaldırma, yükleme ve nakil için madeni paletler, madeni halatlar, yük kaldırma ve taşımada kullanılan madeni askılar, bağlar, kolonlar, kuşaklar, bantlar, şeritler. Makine, cihaz ve taşıt onarımı, inşaat, ziraat, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili elle çalışan (motorsuz) aletler, şerit ve daire testereler, kablo sıyırıcıları, bağ makasları ve fayans kesiciler”, 8. sınıfta ise “değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri, kesici ve dürtücü silahlar, traş, epilasyon, manikür, pedikür, güzellik amaçlı kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler ve cihazlar (makaslar dahil)” emtiası için 09/07/2007 tarihinde davacı adına tescil edildiği,—-tarihinde 10 yıl için yenilendiği tespit edilmiştir.
Davalıya ait—– dosya içine getirtilmiş, şahıs işletmesi olarak hırdavat ve nalburiye alanında faaliyet göstermek üzere 01/04/2014 tarihinde tescil edildiği, işletme adının —- — olarak kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar delillerini dosyaya sunduktan sonra dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine alınan — tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde ;—— markası ile bir bütün olarak değerlendirildiğinde, markalar arasında benzerlik bulunduğu, markaya konu malları üreten işletmeler arasında bir karıştırılma ihtimalinden söz edilebileceği” tespit ve görüşüne yer verilmiştir.
Yine dosyamız içerisine alınan —- tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden ise;— ——– tescil no.lu “———— sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, davalının markasal kullanımının —- — olduğu hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, davacı adına tescilli olan ——- tescil no.lu markalar ile davalının kullandığı markalar bir bütün olarak incelendiğinde, markalardaki şekil unsurunun aynı olduğu, markalardaki harf ve kelime unsurlarının aynı şekil, aynı yazı tipi ve boyutta yer aldığı; taraf markalarının şekil unsurlarındaki ayniyetin tesadüf ile açıklanamayacağı ve tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet verebilecek nitelikte olduğu; davalının kullandığı ——- markasının————-markasını kullandığını ve kullandığı markanın dava dışı———- no ile tescilli olduğunu beyan etmişse de,—— tescil no.lu markayı kullanmasını haklı kılacak bir delilin dosyaya ibraz edilmemiş olduğu, davalının dava konusu ibareyi işletme adı olarak kullanımını gösterir bir delilin dosyada mevcut olmadığı, tespit ve görüşlerine yer verildiği anlaşılmıştır.
Davalının davaya konu markayı——-” ürünleri üzerinde kullandığı ve davacının markasının—- için tescilli olmadığı tespit edildiğinden, davacının davaya dayanak yaptığı —-markasını—- üzerinde tescilsiz olarak daha önce kullanıp kullanmadığı araştırılmış, bu konuda davacının ticari belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Gebze —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —-Talimat numarası ile alınan 14.02.2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde ise; “davacı şirketin ihtilaf konusu markayı dava tarihinden önceki beş yıl içerisinde —— emtiasında etkin şekilde kullandığı yönündeki ” görüşe yer verilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde ise, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması markaya tecavüz olarak tanımlanmıştır.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, toplanan deliller, marka tescil kayıtları ve bilirkişi raporları ile; ————— markasının ilk harfi dışında kalan harflerinin aynı olduğu, her iki markada da üçgen içinde yer alan daireler içine bu harflerin ayrı ayrı yerleştirildiği, üçgen şeklin altında davacının markasında———- davalının markasında—- ibarelerinin diktörgen çerçeve içinde yazılı olduğu, markalara ilk bakışta bu harflerin ve harflerin içine yerleştirildiği yuvarlak ve üçgen şekilinin dikkat çektiği, her iki tarafın markalarında gerek harflerin yerleştirilme şekli, gerekse şekil unsurunun birebir aynı olduğu, davacının markasında —- ibaresi ile davalının markasında aynı yerde yer alan—- ibaresinin farklı olmasının markaları farklılaştırmaya yetmediği, davalının şekil unsuru da içeren bu markayı tesadüfen oluşturmasının mümkün olmadığı, her ne kadar davalı tarafın kullandığı markanın dava dışı ———————- tescilli olduğu anlaşılmışsa da, bu markayı haklı bir nedenle kullandığına dair bir delil ve belge sunmadığı, davacının markası ile davalının markasını kullandığı nalburiye ürünlerinin ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, bu nedenle her iki tarafça ——-ürünü üzerinde kullanılması halinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacının markası——— emtiası için tescilli değilse de, dosyaya sunulan fatura örneklerinden anlaşıldığı üzere 2011 yılından bu yana davacının markasını—- emtiası üzerinde de kullandığı, davacıya aitken müddet olan —– markasının—- emtiası için tescilliyken, yenilenmemesi nedeniyle 18/06/2005 tarihinden itibaren müddet olduğu, davalının kullandığı ——- markası üzerinde korunması gereken bir hakkının bulunmadığı, davacıdan daha önce bu markayı kullandığına ve maruf hale getirdiğine dair dosyaya bir delil sunmadığı, zaten davalının —— kayıt tarihinin—— olduğu, davacının markasının 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesi kapsamında kalan tanınmış bir marka olduğuna dair dosyaya delil sunulmadığı, davacının markası tanınmış bir marka olmasa da, aynı alanda ticari faaliyette bulunan davalının davacının markasından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kendisine göre özgün ve ayırt edici nitelikteki markanın aynen kullanılmasının ve ürün ambalajlarının davacının ürün ambalajlarına benzetilmesinin davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiği, davalının bu eyleminin Türk Ticaret Kanununun 55. maddesi uyarınca haksız rekabet niteliğinde olduğu, 556 sayılı KHK’nın 6. maddesi uyarınca marka koruması tescille elde edilebilirse de, gerçek hak sahipliğine de koruma sağlandığı, 556 sayılı KHK’nin 8/3. maddesi uyarınca tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescil edilmeyeceğine dair düzenlemenin bu korumanın bir örneği olduğu, tüm bu nedenlerle, davalının—-emtiası üzerinde —kullanmasının davacının hak sahibi olduğu—- tecavüz niteliğinde olduğu, her ne kadar davalının ticari işletme adının terkini de talep edilmişse de, davalının ticari işletme adının —-kayıtlarında ——– olarak kayıtlı olduğu, bu ibarenin davacının markası ile benzerliğinin bulunmadığı, davacının markası ile benzer olan ———- ibaresinin işletme adında yer almadığı anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının iş yerinde ve iş evrakında kullandığı —– markasının davacıya—– markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olması nedeniyle davalının eyleminin davacının MARKA HAKLARINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABET OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Davalının MARKA HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABET TEŞKİL EDEN EYLEMLERİNİN MEN’İNE,
Davalıya ait —– markasının yer aldığı kutu,—–evrakının üzerilerinden markanın SİLİNMESİNE, bu mümkün değilse TOPLATILMALARINA VE KARAR KESİNLEŞTİĞİNDE MASRAFI DAVALIDAN ALINMAK SURETİYLE İMHA EDİLMELERİNE,
Davalının —–ibaresini işletme adı olarak kullanmasının YASAKLANMASINA,
Davalının———– ibaresi işletme adı olarak kayıtlı olmadığından işletme adının terkini talebinin REDDİNE,
2- 54,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan ——gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
-Davalı yararına red olunan “işletme adının terkini yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan —————- gereğince 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 3.750,00 TL bilirkişi ücreti, 347,20 TL tebligat, müzekkere ve talimat masrafı olmak üzere toplam 4.159,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 3.951,91 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.