Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/134 E. 2020/23 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/134
KARAR NO: 2020/23
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/04/2010
KARAR TARİHİ: 18/02/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
T A L E P / : Davacı vekili dava dilekçesinde özete; ———- bulunan davacı şirketin dünyanın birçok ülkesinde saç bakımı ve özellikle ince telli saçların kalınlaştırılmasını sağlayan ürünler bakımından tanınan bir şirket olduğunu, ————-ibareli tanınmış markasını —— yılından itibaren —————taraf bir çok ülkede tescil ettirdiğini, ———–sınıf ürünler bakımından———- yılında tescil edildiğini, davalının dava konusu ———- ibareli markalarından ilkinin tescil tarihinin dahi daha sonra , yani—– yılı olduğunu, ———— markalarının hem görsel, hem de işitsel olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, dava konusu ———- markasının müvekkiline ait ———– markası ile karıştırılmakta ve ilişkilendirilmekte olduğunu belirterek, öncelikle dava konusu —————— sayı ile tescilli markaların üçüncü kişilere devir ve temlikinin veya üçüncü kişilere lisans verilmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini, davalıya ait ————– sayılı———— marka tescillerinin hükümsüzlüğüne ve markalar sicilinden terkine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davayı yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C E V A P/ : Davalı vekili davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; davacının markası ———– müvekkilinin ———- markasının aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadıklarını, karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, davacının ————- markasının ————— herhangi bir şekilde kullanılmadığını, ————– müvekkilinin markası olan ———— markasını tanıdıklarını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacyı yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememize açılan dava tanınmışlık ve kötü niyet iddiasına dayalı olarak tescilli marka ile ———— oluşturduğu iddia edilen davalıya ait ————– ibareli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda taraf markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, ancak davacının dava hakkını uzun süre kullanmayarak sessiz kalma yoluyla dava açma hakkını kaybettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay ———- Hukuk dairesinin ——- Esas ———–Karar sayılı ilamı ile hükümsüzlük davasının dava konusu markaların sicile tescil edildikleri tarihten itibaren beş yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığı, bu süre içerisinde dava açılmasının MK 2. maddesine aykırılık oluşturmasının söz konusu olamayacağından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Daha sonra yapılan yargılama neticesinde Mahkememizin ——- Esas — Karar sayılı ve ———- tarihli kararı ile davalının markasının ilgili sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararı da Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin ——- tarihli —-Esas – ——– Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesi ise; “Dava, tescilli markasına iltibas yaratan davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, hukukçu ve kozmetik uzmanından oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen rapor benimsenmek suretiyle taraf işaretleri arasında benzerlik bulunduğu kabul edilerek davalı markasının ilgili sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlikten söz edilebilmesi için işaretlerin kapsadıkları mal ve hizmetlerin ortalama alıcıları nezdinde iltibas tehlikesine yol açılıp açılmayacağının da tartışılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta hükümsüzlüğe konu markanın “saç boyaları, şampuanlar, saç bakımı ile ilgili maddeler” emtiası yönünden ——– yol açıp açmayacağı yada ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesi zorunlu olup, bu değerlendirme yapılırken de söz konusu ürünlerin özel ihtiyaca cevap verdiği ve kişisel bakıma yönelik ürünler niteliğinde olduğu ve bu ürünlerin alıcılarının daha dikkatli ve seçici olduklarının dikkate alınması gerekir. Bu durumda, mahkemece söz konusu ürünlerin yoğun şekilde eczanelerde satışa sunulması ve ilgili olduğu saç ve cilt bakımı alanı da göz önünde tutularak aralarında————alanında uzmanların da bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden iltibas hususunda görüş alınması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı vekili ———— tarihli dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında sulh sağlandığını, anılan protokol gereğince; müvekkilinin Mahkeme önünde görülmekte olan davayı geri alacağını, davanın müvekkilince geri alınabilmesi için gerekli olan davalı şirketin ————- içerir dilekçenin, davalı şirket vekilince Mahkemeye ayrıca sunulacağını, davalı ——————- sağlanan uzlaşma uyarınca davalı tarafından dava masrafı veya vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davanın geri alınması doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili de ————— tarihli dilekçesi ile; davacının geri alma talebinin taraflarınca kabul edilmekte olup; mevcut yargılama kapsamında davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Taraf vekilleri ———— tarihli celsedeki beyanlarında da ; birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri taleplerinin bulunmadığını beyan ederek, beyanlarını imzaları ile teyit etmişlerdir.
HMK’nun 123/1. Maddesi uyarınca davacının hüküm kesinleşinceye kadar, davalının muvafakati ile davasını geri alabileceği düzenlenmiş olup, davalı tarafça davacının davasını geri almasına muvafakat edildiğinden ve taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden, geri alınan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasını HMK nun 123.maddesi uyarınca geri aldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2- 54,40 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 33,00 TL harcın davacıdan tahsiline,
3- Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/02/2020