Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/147 E. 2020/162 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/147 Esas
KARAR NO: 2020/162
DAVA: Marka Hükümsüzlüğü, Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 31/07/2015
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin kurucusu ——– adı altında ———-yılından beri faaliyetlerini aralıksız sürdürdüğünü, müvekkilinin verdiği hizmetin kalitesi, ürün çeşitliliği ve tanıtım çabaları ile önemli bir müşteri kitlesine ulaştığını, müvekkilinin çabaları ile geniş kitlelerce tanınır hale gelen ———– markasının üçüncü kişiler tarafından iltibas ve iktibas yaracak şekilde—- nezdinde tescil ettirildiğini, müvekkili şirketin ——– markasının tescilinin, davalı şirketin tescilinden önceye dayandığını, nitekim bu hususun ——- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ———- sayılı kesinleşen kararında da belirtildiğini, davalı şirket markasının müvekkili şirket markasıyla karıştırılma ihtimalini barındırdığını, davalı şirketin ——– tüketiciyi yanıltıcı ve ticari etki yaratacak şekilde reklamlar yaptığını, ——— resmi —- üzerinden müvekkili şirkete ait ——— markasının sağladığı marka haklarına tecavüz etmeye başladığını, davalıya ait sitenin hakkımızda kısmında———- yılına atıf yapılarak, müvekkilinin uzun yıllara dayanan itibarından, müşteri çevresinden ve kurumsal geçmişinden yararlanmaya çalışıldığını, bu sebeplerle davalı şirket adına tescilli ——— markasının hükümsüzlüğüne, haksız rekabetin tespitine ve men’ine, davalı şirkete ait —— — sitesinde ve davalının sosyal medya hesaplarındaki ——- ibaresinin kaldırılmasına, —- arama motoru üzerinde gerçekleşen ticari çıkar amacı taşıyan yanıltıcı reklam ve tanıtımlarının tespitine, davalı şirketin ———mevcut —- ibarelerinin kaldırılmasına ve fazlaya dair hakları saklı tutarak, şimdilik ——maddi ve —-manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin ——– şubede hizmet verdiğini, müvekkilinin bu denli kapsamda faaliyet göstermesinin, güçlü bir ———- sahip olmasından kaynaklandığını, sunulan mal ve hizmetlerde kalitenin en yüksek düzeyde tutulması, —— yılında —- en iyi büfesi seçilmesini de sağladığını, müvekkilinin ——nezdinde tescilli birçok markasının bulunduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde adlarına tescilli ——– markasının varlığını iddia etmekte ise de, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, zira davacı adına kayıtlı markanın ——- tescil numaralı ————- olduğunu, davacının adına tescilli markadaki belirli sözcükleri çıkararak marka kullanımı gerçekleştirdiğini, ayrıca davacının dava dilekçesinde delil olarak sunmuş olduğu — tescilli ——– no’lu markanın davacı adına değil ——— adına tescilli olduğunu, davacının bu marka talebi bakımından hukuki menfaatinin bulunmadığını, derdest davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, zira ——- aracılığıyla akdedilmiş, ———– yevmiye numaralı marka devir senedi ve yine aynı tarihli ———- protokol bulunduğunu, davacının devretmiş olduğu markadan doğan haklarını işbu dava ile ileri sürmesinin mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, her ne kadar davacı tarafından, markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunulmuşsa da, bu talebin kabulü için gerekli şartların oluşmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıya ait ——- markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu iddiasıyla davalıya ait ————– markasının hükümsüzlüğü, davalı tarafın bu markayı kullanmasının ve ——– davacı şirketin geçmişine atıfta bulunmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğu iddiasıyla marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, bu nedenle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflara ait ——– dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde davalının önceki ticaret unvanının ———- olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya —— kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ——- numaralı —– ibareli markanın ——tarihinde davalı şirket adına, —— ibareli markanın — tarihinde davacı şirket adına, ——– ibareli markanın ——- tarihinde ——— adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davalının ayrıca ——— markasının — sınıfta tescilliyken ———– sayılı kararı ile ————– dışındaki mal ve hizmetler için hükümsüz kılındığı, — numaralı — markası —–sınıfta tescilliyken———– sayılı kararı ile hükümsüz kılındığı, ——-başvuru, — tescil tarihli —– markasının — tescilli olduğu, ——— markasının — sınıfta tescilli olduğu, — numaralı ———- markasının — sınıfta tescilli olduğu, ——– markasının — tescilli olduğu, —numaralı —— markasının –tescilli olduğu, — — markasının —- tescilli olduğu, — numaralı ——— markasının —-sınıfta tescilli olduğu,— numaralı ———- markasının — sınıfta tescilli olduğu, —— markasının — tescilli olduğu, ——– markasının —sınıfta tescilli olduğu, —– markasının ——- tescilli olduğu, —-markasının — sınıflarda tescilli olduğu,————– markasının —sınıfta tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Davalıya ait —— numaralı —markası ile ——— markasının bir kısım başka markalarla birlikte ——- yevmiye numaralı marka devir sözleşmesi ile —-tarafından davlının selefi olan ———- devredildiği tespit edilmiştir.
——–dosyasından alınan — tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, ———tarafından ——– aleyhine delil tespiti talep edilmesi üzerine, aleyhine tespit istenene ait ——— sayfasında —— markasının kullanıldığı, ancak aleyhine tespit istenilene ait bu markanın ———- ibaresi ön plana çıkartılarak kullanıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen ———- sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının ———davalısının ise derdest davanın davalısı şirketin selefi olan ——— olduğu, davanın konusunun, davalı adına tescilli ———- markasının hükümsüzlüğü ile haksız rekabetin tespiti ve menine ilişkin olduğu, Mahkemenin,- —-markasının,— sınıfta tescilli —- dışındaki hizmetler için hükümsüzlüğüne karar verdiği, kararın ———- onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı —–ve bilişim uzmanı ———- oluşan bilirkişi heyeti —— havale tarihli bilirkişi raporunda; ——— kullanımı üzerinde davacının kullanım bakımından öncelik hakkının olduğu, davalının hükümsüzlüğü istenen — numaralı markasının, davacının ——– numaralı markasının esaslı unsurunu taşıdığı, her iki tarafın da aynı sektörde ticari faaliyetlerini sürdürdüğü, bu durumda hükümsüzlüğü istenen markanın davalı tarafından kullanımının tüketici nezdinde davacı şirketin markası olarak algılanabileceği, bu durumun karıştırılma ihtimaline yol açabileceği, davalının ——–bölümünde yer alan kullanımları arasında —– yılından beri faaliyet gösterildiği” ve ——— ibaresinin yer aldığı, ancak davalının tescilli marka hakkına dayanarak faaliyetlerini sürdürdüğü göz önüne alınarak, marka hakkına tecavüzün oluşmadığı, tüm bu sebeplerle davalının ——– tescil numaralı markanın hükümsüz kılınması yönünde kanaat oluştuğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, ———- oluşan bilirkişi heyeti ————-tarihli raporlarında; davalıya ait —numaralı ——- markasının, — dışındaki hizmetler bakımından 556 sayılı KHK m. 42 ve KHK m. 8/1-b uyarınca kısmen hükümsüz kılınabileceği, davalının kendi adına tescilli ———- markasını kullanmasının, markaya tecavüz ve/veya haksız rekabet niteliğinde olmadığı, davalının kuruluş serüvenin ———–yılına dayandığını belirtmesinin, TTK m. 54 ve 55 uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği, tescilli bir marka hükümsüz kılınmadıkça, hak sahibinin marka hukukundan doğan haklarını hukuka uygun olarak kullanmasının, marka hakkına tecavüz ve/veya haksız rekabet teşkil etmeyeceği mütalaa olunmuşsa da, —————– sayılı kararına göre, hükümsüz kılınan marka tescilinin kötüniyetli olarak yapıldığı kanaatine varılması halinde, hükümsüzlük davası açan davacının zararlarının tazmin edileceği, davalının adına tescilli —– markasının, ——– derece mahkemesi tarafından —- sınıfta tescilli hayvan bakım hizmetleri dışındaki hizmetler için hükümsüz kılınmasının ardından, ——– tarihinde, yani daha henüz ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmeden, derdest davada hükümsüzlüğü istenilen —– markasının tescili için başvuru yapmasının, kötüniyetli olarak marka başvurusu yaptığını gösterdiği; bu nedenle davalının,————- kararı uyarınca, davacının uğradığı zararı tazmin etmesinin gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili ———- havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nin 66/2-b maddesine göre hesaplanmasını ve maddi tazminata tahsil tarihine göre ticari faiz uygulanmasını talep etmiş, ancak dava dilekçesinde ve daha sonra dosyaya sunduğu ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığı anlaşıldığından ve dava değeri ancak ıslah yoluyla artırılabileceğinden faiz talebi dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce maddi tazminat hesabı yönünden dosyanın muhasip bilirkişiye gönderilmesine karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi ———-havale tarihli raporunda; 556 sayılı KHK’nın 66-b maddesine göre ———- yıllarında ——-brüt satış karı olduğu halde, faaliyet ile ilgili diğer gelir ve giderlerinin de maddi tazminat hesabında yer alması gerektiği de göz önüne alındığında, davalının ——- zarar ettiği, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği bir kazancının bulunmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Yine Mahkememizce başka bir mali bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ———- tarihli raporunda; şirketin ——— yıllarında kar ettiğini, ancak —— yıllarında yıllık bazda———gibi yüksek miktarda zarar ettiğini, diğer yıllardaki kar oranının zararı karşılamadığı, dolayısıyla maddi tazminat hesabı yapılamadığını belirtmiş, davacının itirazları neticesinde aynı bilirkişiden alınan —tarihli ek raporda; davalı şirketin — tutarında net satış yaptığı, karlılık rasyosu olan — oranına göre —– kar elde ettiği, TTK haksız rekabet hükümleri çerçevesinde davacının markasına tecavüz etmesi nedeniyle —–maddi tazminat ödemesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı vekili —— harç ikmal tarihli ıslah dilekçesi ile ——– olan maddi tazminat talebini —- yükselttiklerini, buna göre toplam —— maddi tazminat ——- manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’de hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma —– tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma ——– ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada —- tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davaya konu olan davalıya ait ——oescil numaralı —— markasının davacı adına tescilli ——– markası ile aynı olan ——— ibaresini içerdiği, davacının markasında yer alan ———– ibaresinin kişi ismi olması nedeniyle markaları farklılaştırmaya yetmediği, her iki markanın esas unsurunun aynı olduğu, her iki markanın da —-sınıfta tescilli oldukları, hitap ettikleri tüketici kitlesinin ortalama tüketici kitlesi olması nedeniyle markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, bu nedenle 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar 556 sayılı KHK’de kötü niyetli tescil hükümsüzlük nedeni olarak sayılmamışsa da, uygulamada ve —- kararlarında TMK’nun 2. Maddesi uyarınca kötü niyetin hukuken korunması mümkün olmadığından kötü niyetli olarak tescil edilen markaların da hükümsüzlüğüne karar verilebileceği kabul edilmiştir. Davacı tarafın hükümsüzlük gerekçelerinden biri de davalının markasının kötü niyetli olarak tescil edildiği iddiasıdır. Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları ile davalının adına tescilli ————-markasının —tarihinde ilk derece mahkemesi tarafından—– Sınıfta tescilli hayvan bakım hizmetleri dışındaki hizmetler için hükümsüz kılınmasının ardından —– tarihinde, yani daha henüz ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmeden, derdest davada hükümsüzlüğü isetnilen ——— markasının tescili için başvuru yapmasının, kötüniyetli olarak marka başvurusu yaptığını gösterdiği, bu nedenle davalının markasının kötü niyetli tescil nedeniyle de tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışların haksız rekabet olduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler uyarınca somut olaya bakıldığında, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları ile, davalı tarafın kendisine ait ————-ibaresini marka olarak kullandığı, davalı adına tescilli ve dava açıldığı tarihte koruması devam eden ——- markasının — sınıfta, —– markasının — ——- markasının ise — sınıflarda tescilli olduğu, ———–dosyasından alınan tespit bilirkişi raporuna göre davalının internet sitelerindeki kullandığı markanın, ——– markası olduğu, ancak davalının markasını tescilli olduğu şekilden farklı olarak ——– ibaresini ön plana çıkartarak kullandığı tespit edilmişse de, tespit tarihinde davalı adına tescilli olan ———– markasının henüz kısmi hükümsüzlüğüne karar verilmemiş olduğu, bu nedenle kullanımının tescilli markasına dayandığı, davalının internet sitesindeki bu kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği, ayrıca haksız rekabet niteliğinde de olmadığı anlaşılmıştır. Ancak davalının internet sitesinde yer alan “hakkımızda” kısmında ———- ibaresine ve kuruluş serüvenlerinin —- yılında başladığına dair bilgilere yer verilmesinin, TTK’nun 55. maddesi uyarınca başkasının emeğinden yararlanma amacıyla, dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olduğu ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının bu nedenle davalıdan maddi ve manevi tazminat ile bu haksız rekabetin durdurulmasını talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
Denetime ve dosyaya uygun olduğu tespit edilen ——— tarihli bilirkişi raporunda davalının TTK haksız rekabet hükümleri çerçevesinde davacının markasına tecavüz etmesi nedeniyle —- maddi tazminat ödemesi gerektiği tespit edilmişse de, davacının ——– markasını kullanması marka haklarına tecavüz teşkil etmediğinden, yalnızca ———- ibarelerinin kullanılmasıyla oluşan haksız rekabet nedeniyle maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalının uzun yıllardan bu yana davacı ile birlikte hızlı yemek sektöründe faaliyet gösterdiği, pek çok yerde şubesinin ve kendi adına tecsilli markalarının mevcut olduğu, bu nedenle bilirkişi raporunda tespit edilen —— gelirin yalnızca internet sitesinde yer verdikleri ——– faaliyetlerinin —- yılında başladığına dair gerçeğe aykırı bilgilerden kaynaklandığının düşünülemeyeceği, davalının haksız rekabet teşkil eden bu eylemleri nedeniyle ne kadar gelir elde ettiğinin ayrıca tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle mahkememizce TBK’nun 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın belirlenmesi gerektiği, davacı ve davalı şirketlerin iş hacimleri, ticari faaliyetlerinin kapasitesi, davalının elde ettiği gelirin miktarı dikkate alınarak — maddi tazminatın uygun olduğu, davacının hem markaya tecavüz eylemi, hem de haksız rekabet için toplam ——– manevi tazminat talep etmesi ve markaya tecavüzün mevcut olmadığı tespit edilmekle, talep edilen manevi tazminatın yarısı kadar ———- manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı adına tescilli —— markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
Davalının ———– sitesinde gerçeğe aykırı olarak davacı şirketin geçmişinde atıfta bulunularak ve ——— yılında faaliyete başladıklarına dair bilgi verilerek haksız rekabet yapıldığının TESPİTİNE,
Davalının —- ve tüm ———- hesaplarından ve tanıtımlarından — geçmişi ve tanıtımı ile ilgili olan ——- ibare ve bilgilerinin ve —– ibaresinin KALDIRILMASINA ve ÇIKARTILMASINA,
—- maddi tazminatın ve ——— manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkin hüküm özetinin —– çapında yayın yapan günlük tirajı —— aşan bir gazetede bir kez ilanına,
Davacının fazlaya ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 13.832,80 TL harçtan peşin alınan 7.552,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.280,10 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline kabul edilen hükümsüzlük davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline kabul edilen haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline maddi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı vekiline manevi tazminatın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 25.287,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 7.552,70 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 7.580,40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 501,90 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 6.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.001,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%81) 5.671,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%19) 1.330,40 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 53,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%19) 10,10 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%81) 42,90 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/10/2020