Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/13 E. 2022/13 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/13 Esas
KARAR NO: 2022/13
DAVA: Markanın İptali
DAVA TARİHİ: 07/09/2011
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili —- sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin—- markasının sahibi olduğunu, bu markayı —-tesciliyle fiilen kullandığını, bu tarihten önce de müvekkilinin aynı markayı merhum —– etme, ilgili hukuki süreçleri takip etmeye ve ettirmeye, bu markaların yasal zeminde korunması ile ilgili her türlü işlemi yapmaya ve yaptırmaya yetkili olduğunu,— tarihinde markanın tescili için—müracaat edildiğinde bu markanın davalı—- adına güzellik yarışmaları emtiasını kapsar şekilde tescilli olduğu gerekçesiyle başvurunun kısmen reddedildiğini, yapılan araştırmada davalıya ait ——-itibaren davalının bu marka ile ilgili hiçbir çalışmasının olmadığının tespit edildiğini, markayı adına tescil ettirmesine rağmen kullanmayan davalının fiilen müvekkilinin markayı kullanmasını engellemesinden başka bir menfaat gözetmediğinin açık olduğunu beyanla, —yılından itibaren markayı tescil ettiren ve bu güne kadar hiçbir haklı neden olmaksızın bu markayı kullanmayarak 556 sayılı KHK da yer alan markanın tescilinin iptali için tüm koşulları oluşturan davalının adına tescilli—- markanın iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı —– vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davacının bu davayı açmakta hiçbir menfaatinin olmadığı gibi, görmüş olduğu bir zararının da olmadığını, müvekkilinin yıllardır davaya konu marka ve benzeri markaların tescilli ve gerçek hak sahibi olarak bilinmekte ve tanınmakta olduğunu, müvekkilinin bu markasını kullanmadığına ilişkin iddiasının mesnetsiz ve yersiz olduğunu beyanla, davanın usul ve esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait —–markasının ciddi ve etkin bir şekilde kullanılmadığı iddiası ile açılan iptal davasıdır.
Davacı tarafından daval—— Karar sayılı dosyası ile açılan markanın iptali davasında Mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verildiği ve kararın kesinleşmesi üzerine Mahkememizin —- sayılı dosyası ile yargılamaya devam edilmiş olup, yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce —- sayılı kararla “ispat yükü üzerinde olan davalının usule uygun tebligata rağmen kullanmaya dair herhangi bir delil sunmamış olması karşısında davanın kabulüne, davalı adına — tescilli —- kullanmama nedeni ile hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine” karar verilmiş olup, karara karşı davalı tarafça temyiz yoluna başvurulması üzerine —–maddesine göre açılmış kullanmama nedeni ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.—- verilen yetkisizlik kararı üzerine, davaya bakan mahkemece verilen —– tarihli ara karar uyarınca davalı vekili tarafından bildirildiği ifade edilen —– adresine Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasına karar verilerek yargılamaya devam edildiği ve sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, dava dosyasından davalı şirketin—kaydındaki adresinin— vekillik görevinden çekile—— olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı tarafın ticaret sicilinde belirtilen adresi ve vekalet görevinden çekilen avukatça bildirilen adres dışındaki bir başka adrese usulsüz bir tebligat yapılarak, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun — ilamına uyularak —- numarası alınmak suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.
—yazı cevabında dava konusu —– tarihinde—- devredildiği belirtilmiştir.
Davacı vekili —- havale tarihli dilekçesi ile dava konusu markanın —- tarihinde—– isimli firmaya satılmış olduğunu öğrendiklerini, bu nedenle davayı bu şirkete yönelttiklerini beyan etmiş, HMK’nun 125/1-a maddesi uyarınca davalı yönünden taraf değişikliği yapılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde duruşma gün ve saati ile dahili dava dilekçesinin ve davaya konu markayı dava tarihi olan —-tarihinden geriye doğru — yıllık süre içerisinde kullandıklarına dair tüm delil ve belgelerini tebliğ tarihinden itibaren — haftalık kesin süre içinde dosyaya sunmaları, aksi takdirde bu delilden vazgeçmiş sayılacaklarına dair davalı —- ihtarlı tebligat yapılmasına, bu tebligat için gerekli evrakın tercümesinin yapılması ve yurt dışı tebligat harcının yatırılması için davacı vekiline — haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde davanın usulden reddedileceğinin ihtarına karar verilmiş ise de, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde tercüme işlemlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle tebligat çıkartılamadığı anlaşılmıştır.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan —- maddesi ile, markanın kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. —- kullanmama hali söz konusu olduğunda, markanın iptaline mahkeme tarafından karar verilebileceği ve marka korumasının sona ereceği düzenlenmiştir. Ancak bu hüküm —- iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde; tescilden önce kullanımla yahut kullanım olmaksızın tescille kazanılan marka hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu sebeple marka üzerindeki hakkın temel haklardan olduğu, sadece kanunla sınırlandırılabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14. maddesiyle getirilen kullanma külfetinin mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir sınırlandırma olduğu, mülkiyet hakkına ancak kanunla sınırlandırma getirilebileceği, Kanun Hükmünde Kararname ile sınırlandırma getirilemeyeceği, bu durumun —- aykırı olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar —- taraf olduğu —- de benzer bir hüküm mevcutsa da, bu hükmün markanın kullanma zorunluluğunun mevcut olması halinde uygulanabileceği, 556 sayılı —- iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle —- uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra yürürlüğe giren —– benzer bir hüküm yer almaktaysa da bu hüküm ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceğinden —– kararı nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Ancak yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceğinin tespiti için davacının davasını açmakta haklı olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yargılamaya devam olunmuştur. Markanın kullanıldığını ispat yükü marka sahibi davalı taraf üzerinde ise de, bu konuda davalıya ihtarlı tebligat yapılarak delillerini sunması için süre verilmesi gerekir. Mahkememizce davalıya bu konuda ihtarlı tebligat yapılabilmesi için tercüme işlemlerini yaptırmaları konusunda davacı tarafa kesin süre verilmesine rağmen tercüme işlemlerini yaptırmadıklarından, davalı şirkete ihtarlı tebligat yapılamamıştır. Bu nedenle davacının davasını ispatlayamadığı sonucuna varılmışsa da, —– iptal kararı gereğince dava konusuz kaldığından, karar verilmesine yer olmadığına, davacı taraf davayı açmakta haklı olduğunu ispatlayamadığından HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 62,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022