Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2013/88 E. 2019/68 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2013/88
KARAR NO : 2019/68

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/04/2013
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca 27/03/2013 tarihinde yapılan başvuru neticesinde Mahkemenin ———. İş sayılı dosyası ile davalı şirket fiillerinin müvekkili olan şirkete ait marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespit edildiği, üretilip, satılıp, piyasaya sunulan —– ibareli bütün ürün, kutu ve ambalajların üretildikleri, satıldıkları, piyasaya sunuldukları ticari amaçla bulundukları yerlerden toplatılmasına el konulmasına ve yediemine verilmesine ve dava açıldığı esnada yayında olan ve satış ve tanıtımları müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz teşkil eden 21 adet internet adresinin erişiminin engellenmesine 04/04/2013 tarihinde karar verildiği, kararın gereği olarak teminat mektubunun ibraz edildiği, İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nden kararın icrasının talep edildiğini, müvekkili şirket ————’ nin davaya konu ——— numarası ile patent tescili ———– içerikli ——-markalı ürünün mucidi ve üreticisi olduğu ve web sitelerinin ———– olduğunu, web sitesi incelendiğinde —— markasının ————— tescilli olduğunu, bu markanın —————————————————— satışının yapıldığını, —- adresinden web sitesinin 08/04/2011 tarihinden beri kullanıldığının tespit edilebileceğini, patent sahibi müvekkili şirketin söz konusu ürünü —– pazarına sokmaya karar vermelerini takiben ——– ortaklığında —- müvekkili şirketin kurulmuş ve müvekkili şirket üzerinden ——– nezdinde —- başvuru tarih, 30/10/2012 tescil tarih ve ——- numarası ile ——–markasının; —–başvuru, 03/01/2013 tescil tarih ve ———— numarası ile ——— markasının tescil edildiğini, ————– markalı ürünün tek ithalatçısı ve distribütörü olduğu, bu markalı ürünün kilo alımını engelleyen ve verilen kiloların muhafazasını sağlayan efervesan gıda takviyesi tableti olduğu ve Dünya’ nın birçok yerinde kullanılan ve tanınan bir marka olduğunu, bu markaların yüksek ayırt edicilik vasfını kazanmış markalar olarak mevzuat uyarınca koruma altında olduğu ve iltibasa neden olacak kadar benzerlerinin izinsiz üretimi ve kullanımının markalarla ilgili mevzuata aykırılık teşkil ettiğini, davalı ——- davacı müvekkilinden orijinal ürün satın almış ve satışını gerçekleştirirken bir anda müvekkiline haber vermeden markaya tecavüz eden davranışlarda bulunmaya başladığını, müvekkili şirket ile davalılar arasında herhangi bir lisans, acentelik, bayilik ditstribütörlük sözleşmesi de imzalanmamış olup, davalıların kötü niyetle hareket ederek herhangi bir hak devir sözleşmesine veya yasal bir gerekçeye dayanmadan müvekkiline ait markasını, logosunu, ambalajını, ve satış yapılan web sitelerini taklit ederek kullandığı ve çok yüksek miktarlarda yüksek kazanç elde ettiğini, davalı tarafın patentli ve marka tescilli ——– etken maddesini içeren ——– markalı ürünü iltibasa neden olacak şekilde birebir benzerini üretmekte ve ürünlerinin üzerine ———————– ibaresini kullanmakta olduğunu, ———- ibaresinin de patentli etken madde———— yerine üretildiği ve etken madde olduğu iddia edildiği, ancak patentli olmadığını, ürünün ———— tarafından üretildiği internet sitesi üzerinden satış yapıldığını, bu satışların ——— ile aynı adreste yer alan ———— tarafından yapıldığı, ayrıca teslim edilen kargo poşetinden ———- ait indirim kuponunun çıktığını, davalı tarafın müşterilere ————– markasının değiştiği ve artık satışının yapılmayacağını, aldatıcı reklamlar yaparak müvekkili şirketin firmasının yerini alarak kasten haksız rekabete sebep olduğunu, buna ilişkin delillerin İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ————– sayılı dosyasında mevcut olduğunu, davalı tarafın kendi ürünlerini tanıttıktan ve satış işlemi aşamasına geçtiğinde müşterilerine ————— markalı müvekkili ürünlerini gönderdikleri, bu durumun nedenini soran müşterilere markanın isminin değiştiğini söylediğini, ancak bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, marka ve üründe herhangi isim, logo ve tasarım değişikliği olmadığı, müvekkili şirket ürünlerinin artık satılmayacağı yönünde yalan haberlerle tüketicinin kendi ürünlerini satın almaya yönlendirildiğini, davalının birçok internet sitesinde tüketicileri davacı şirketin ürünün yerine kendi ürününü satın almaya yönlendirdiğini, buna ilişkin internet sitelerinden alınan örneklerin dosyaya konduğunu, davalının kendi markaları olduğunu iddia ettikleri ————- ibarelerinin ve o ibarelere ilişkin tanıtım, üretim ve satışı yapılan ürünlerin ambalajlarının davacı şirket ürünlerinin markası ve ürün ambalaj/ kutusunun taklidi olduğunu, davalıların işyeri ve depolarında, yapılan araştırmada yetkisiz olarak taklit ürünlerin üretildiğini, bulundurulduğu ve bunların satışının yapıldığı yönünde bilgiler öğrenildiğini, davacı şirketin bundan dolayı büyük zarara uğradığını, web sitelerinin incelenmesi sonucunda davacı şirkete ait markalı ürünün aynen taklit edilerek satışa sunulduğunu, ihtiyati tedbir kararının uygulanması sürecinde davacı şirket çalışanı tarafından——————-adresli internet sitelerinden sipariş verildiği, teslim edilen ürünün davacı şirkete ait ————–markalı ürün olduğunu, bu ürünün teslimine ilişkin ilgililere gönderilen kısa mesaj, e-posta çıktısı, kargo poşeti, gelen ürün, fatura ve ———- tarafından tutulan durum tespit raporunun talimat dosyasında yer aldığını, davalıların işbu dava tarihine kadar bile kasten ve kötü niyetli hareketlere devam ettiğini, 08/04/2013 tarihinde Bakırköy ———–İcra Müdürlüğü’ nün 2013/ 391 Talimat numaralı dosyası ile ilgili/tedbir kararına ilişkin olarak ———- gidilmiş olduğu ve bir adet ——– ibareli numuneye el konulduğunu, aynı gün ——– gidilmiş olduğu ve—— adet —— ibareli ürüne el konulduğu ve buna benzer aynı ürünün satıldığı ilgili şirketlere gidildiği, dosya kapsamında bulundurdukları ürünlere el konulduğunu, erişimi engellenen 21 adet internet sitesinin yerine farklı internet sitelerinin açılarak davacı şirketin markası ————–’ ın izinsiz olarak kullanılmaya devam edildiği,—– yerine —————- ibarelerinin yerleştirilmeye çalışıldığını,—— ibareli ürünün aynen ———– gibi ——— ithal gibi gösterilmeye çalışıldığını, ——————- tescilli markalı ürünlerin klinik araştırma sonuçlarının kendi sonuçlarıymış gibi gösterilmeye çalışılmakla aldatıcı reklam ile haksız rekabete neden olduğunu, tescilli marka olmamasına rağmen kamuya tescilliymiş gibi beyanda bulunduklarını, taklit ürünlerin ambalajlarının incelenmesi sonucu ilgili ürünlerin —————-’ya ait işyerinde davalı şirket ——– tarafından fason olarak üretildiğini, ilgili talimat dosyası çerçevesinde üretim yerine gidilmiş olduğu ve 16.500 adet ———- ürünlerine el konulduğunu, bu ürünlerin inceleme sonucu ambalaj üzerinde değişiklikler tespit edildiğini, davalının bu yolla kanunu dolanarak kasten ve kötü niyetle tedbir kararına muhalefet ettiğinin tespit edildiğini; davalıların kanunu dolanmak adına ayrıca sattıkları ürünlerin faturalarına “—————” ibaresini kullandıklarını; davalıların bu kullanımlarının 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK nin 61. maddesinde yer alan “tescilli bir markayla iltibaslar meydana getirmek suretiyle bir başkasının müşteri kitlesinden haksız olarak yararlanma” teşkil ettiğini; ayrıca TTK 55-a/1 -2-4-5 maddesinde yer alan haksız rekabet hükümlerine; reklam mevzuatı hükümlerinden 4077 sayılı TKHK’nin 16. maddesine; Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik’in “Temel 5. maddesinin a, b. g fıkralarına, 7. ve 15. maddelerine; davacı markasının ayrıca alan adı ve ———- sisteminde anahtar kelime olarak kullanılmasının haksız rekabet ve KHK 61 gereğince marka tecavüzü teşkil ettiğini, davalıların aylık 1.000.000,00-TL nin üzerinde haksız kazanç elde ettiğini belirterek, davalıların davacıya ———— ve “————-” markalarının davalılar tarafından ——- ve “——- markalarını iltibasa yol açacak şekilde kullanmalarının, ürün ambalajlarının ve tasarımlarının taklit edilerek kullanılmasının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespitine, bu fiillerin durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu ibarelerin davalılar tarafından ürün mablajları üzerinde, internet ortamında, radyo ve televizyonda ve kullanıldıkları tüm mecralarda kullanılmasının önlenmesine, reklam ve tanıtımlarında, iş evrakında, tabelalarda, bilboardlarda ve her türlü mecrada kullanılmasının önlenmesine, bu markaları taşıyan ürün, ambalaj, iş evrakı ve tabela gibi tüm araçlara el konulmasına, karar kesinleştiğinde imha edilmelereine, davalıların ——————- mrakalarını kullandıkları internet sitesi alan adlarının kullanılmasının yasaklanmasına ve iptaline ve erişimim engellenmesine, kararın Türkiye çapında yayınlanan türajı yüksek bir gazetede ilanına, 50.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL itibar tazminatı ve 100.000,00 TL manevi tazminat 05/04/2013 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı ————- Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin marka tescil süreci devam ederken, müvekkili şirket tarafından meydana getirilen hiç bir kullanımın hukuka aykırı olarak değerlendirilemeyeceğini, bu halde tescil başvurusu sahibinin markayı kullanmasının önüne geçilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvuru sürecinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, ——– markalarının hiçbir benzerlik taşımadığını, her iki kelimede kullanılan ——-” ibaresinin —— kelimesinin kısaltması olduğu ve sektörde çeşitli markalar tarafından sıklıkla kullanıldığı, ———. sınıfta tescil edilen birçok markanın ——- ibaresini içerdiği ve davalının tescil başvuru sonucunda tescile hak kazanacağının aşikar olduğu;————— kelimesinin anlamının ————— kelimesinin anlamının ————– olması nedeniyle aralarında benzerlikten söz edilemeyeceğini, dosyada birtakım internet siteleri ve marka benzerliğine ilişkin alınan rapor doğrultusunda verilen tedbir kararı ile kapatılmalarına karar verilen sitelerin davalı tarafa ait olmaması nedeniyle bu kararın hukuka aykırı olduğunu; bu raporlarda ürünlerin ————-temin edildiğinin yazılmış olması ya da ————– adının geçiyor olmasının sitelerin davalı şirkete ait olduğu sonucunu doğurmadığı, bu iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, internetten yapılan yayınlardan sadece yayın sahiplerinin sorumlu tutulabileceğini, davalı————— arasında hiçbir hukuki ya da organik bağlarının bulunmadığını, davanın tarafı olarak kabul edilmemesi gereken —————— şirketinin kayıtlarının müvekkili olan şirket aleyhine delil olarak kullanılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafın tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, davacı tarafın maddi zararlarını somut delillerle ispat yükümlülüğü altında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —————– Şirketi’ne (eski unvanı ————) usulüne uygun tebligat yapıldığı halde duruşmaya katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile itibar, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, davalı —————— ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmakla, davacı tarafça yeniden ihyası için dava açılmış ve İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—————- Karar sayılı ilamı ile ihyasına karar verilmiş, karar kesinleşmiştir.
Davacıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, —————- numaralı “——–” markasının ——. Sınıfta 03/01/2013 tarihinde, ————– numaralı “—————-” markasının —–. Sınıflarda 30/10/2012 tarihinde davacı adına tescil edildiği, halen koruma sürelerinin devam ettiği tespit edilmiştir.
Davalı ———————–. Şirketi’nin —————- numaralı ———- markasının —————. sınıflarda tescili için yaptığı marka başvurusunun ———– kararı ile reddedildiği ve müddet olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin ———sayılı dosyası incelendiğinde, davacının talebi üzerine davalılara ait olduğu iddia edilen internet sitelerine erişimin engellenmesi için 04/04/2013 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın infazı için 05/04/2013 tarihinde davacı tarafından talepte bulunulduğu tespit edilmiştir.
Davacının bildirdiği internet alan adlarının kime ait oldukları, içerikleri ve halen kullanılıp kullanılmadıklarının tespiti için bilişim konusunda uzman bilirkişiden rapor istenilmiş, 05.06.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda tüm internet sitelerinin tek tek incelendiği ve ————————— alan adlarının erişime kapalı oldukları, ———————————— alan adına ulaşılamadığı, ——————- alan adlarının ————————- alan adının ————————– alan adının ——–ait olduğu, diğer internet sitelerinin kullanıma açık olup, alan adı sahipliği bilgilerinin gizlendiği belirtilmiştir.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyamız içerisine 09.04.2015 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde ise; davacı tarafa ait “————- markası ile davalının kullandığı ——- markasının görsel ve kavramsal açıdan benzerlik taşımasa da, işitsel olarak benzer oldukları, sınıfsal bezerlik de dikkate alındığında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, ayrıca davacıya ait ürün ambalajları ile davalıya ait ürün ambalajlarının renk, logo yerleştirme şekilleri, yazı stilleri dikkate alındığında ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, yine davacıya ait ————— markasının da davalı tarafça internet sitesinde aynen kullanıldığı, davacı ile meşru bir bağlantısı olmayan davalıların davacıya ait markaları internet alan adında ve internet sitesi içeriklerinde kullandıkları, tarafların ürünlerinin zayıflamaya yardımcı ürünler oldukları, aynı kitleye hitap ettikleri, bu nedenlerle davalının kullanımlarının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği, davalı yanın aynı alanda faaliyet gösteren tescilli bir marka mevcut iken daha sonra karışıklığa yol açacak nitelikte bir marka başvurusu yapmakta kötü niyetli olduğu ve özellikle TTK’nun 18/2. maddesi çerçevesinde basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğüne aykırı davrandığı, internet ortamında satışa sunulan davalılara ait ürünlerin ambalajlarının davacının ürünleri ile küçük farklılıklar dışında benzer oldukları, bu durumun da haksız rekabet etşkil ettiği, davalı yanın “———-” ibaresine ilişkin kullanımının davacının ———- markasına tecavüz teşkil ettiğini, davalı yanın ———- ibaresine ilişkin kullanımının davacı yanın ——– markasına tecavüz teşkil ettiğini, markanın internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde ve internet alan adında kullanılması hususunun davacı yana ait markaları 556 sayılı KHK’nin 9/2-e hükmüne de aykırı şekilde kullanıldığını ve bu hususun marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davalı yanın kullanım şekillerinde; ürün ya da ambalaj benzerliği hususunun, internet alan adında tescilli markanın kullanılması hususunun, dürüstlük kuralının ihlal edilmesi, başkasına ait ürünü kendisinin ürünüymüş gibi satışa sunulması hususunun, kendi ürünü hakkında aldatıcı beyanlarda bulunma, davacı markasının alan adı ve ———— sisteminde anahtar kelime olarak kullanılması, tescilli marka ile benzerliğini, müşteri çevresini kullanarak ticari faaliyetlerde bulunması hususunun TTK’nun 54. ve devamı hükümleri çerçevesinde haksız rekabet teşkil ettiğini, somut olayda maddi tazminat şartlarının oluştuğu, maddi tazminat değerlendirilmesi yapılırken tecavüz teşkil eden husus ile haksız rekabete sebebiyet veren hususların birbirinden farklı olduğu konusunun dikkate alınması gerektiğini, somut olayda manevi tazminat şartlarının oluştuğu, itibar tazminatına ilişkin olarak davalı yanın aldatıcı beyanlarda bulunduğu hususları dikkate alınmak suretiyle takdirin Mahkemeye ait olduğu; muhasip bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde; davalı tarafın —————– markalı ürünlere ait gelir ve gider arasında 198.255,11- TL olumlu bir fark olduğu tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 61/1. maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca, marka sahibinin izni olmaksızın, “markayı ———- maddede belirtilen biçimlerde kullanmak” ya da “markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek” marka hakkına tecavüz sayılır. 556 sayılı KHK’nin 9/l, (b) ile II, (b) ve (e) maddesinde “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması” ve böyle bir işaret altında “————-, “internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ve benzeri biçimlerde kullanılması” eylemlerinin marka hakkı sahibinin talebiyle yasaklanabileceği düzenlemiştir. 556 sayılı KHK’nin 9. maddesi anlamında bir işaretin tescilli bir markaya benzer olup olmadığı incelenirken, o işaretin ayırt edici unsurlarından oluşan genel görünümü itibariyle tescilli markadan farklılık gösterip göstermediğine ya da tescilli markayı andırıp andırmadığına bakılır. İşaretteki ayırt edicilik özelliğinden yoksun, herkes tarafından kullanılabilecek yardımcı unsurlar dikkate alınmaz. İşaretin ayırt edici unsurlarıyla bir bütün olarak bıraktığı izlenim tescilli markadan ayırt edici değilse ya da tescilli markayı andırıyorsa benzerliğin varlığı kabul edilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya baktığımızda; davacı adına tescilli “—————-” markası ile işitsel olarak benzer olan “————– ibaresinin davalılar tarafından ürünleri üzerinde ve internet alan adında ve içeriğinde marka olarak kullanıldığı, yine davacı adına tescilli “———- markasının ise ürünler üzerinde ve internet ortamında aynen kullanıldığı, tarafların ürünlerinin zayıflamaya yardımcı ürünler olup, aynı tüketici kitlesine hitap ettikleri, davalının ürün ambalajlarının da davacının ambalajlarına benzetilerek aynı renk, logo yerleşimi, yazı stilinin kullanıldığı, davalıların bu eylemlerinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, ayrıca davalıların internet sitesinde davacıya ait ürünlerin satışını yaparken müşterilerine kendi ürünlerini göndermek suretiyle müşterileri yanılttıkları, davacının ürünleri ve kendi ürünleri hakkında yanıltıcı beyanlarda bulundukları, bu eylemlerinin de ayrıca haksız rekabet teşkil ettiği, davacının tüm bu nedenlerle maddi ve manevi tazminat talep edebileceği anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalılara ait olduğu iddia edilen internet alan adlarının kullanımlarına son verildiği, dava tarihinden sonra, yargılama sırasında oluşturuldukları tespit edilmiştir.
Her ne kadar muhasip bilirkişi tarafından davalının dava tarihine kadar ————— markalı ürünlerle ilgili elde ettiği gelir 198.255,11 TL olarak hesaplanmışsa da, davacı tarafça yalnızca 50.000,00 TL maddi tazminat talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak 50.000,00 TL maddi tazminat ile davalıların eylemlerinin yoğunluğu, süresi, tecavüzün sayısı, davalı şirketin ticari iş hacmi dikkate alınarak tecavüz sonucu ticari itibarı zedelenen davacı şirket yararına 50.000,00 TL manevi tazminat takdirine, maddi ve manevi tazminata ihtiyati tedbir kararının uygulama tarihi olan 05/04/2013 tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, davalıların kötü üretim yaptıklarına dair delil sunulmadığından ve bu iddia kanıtlanamadığından itibar tazminatı taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalıların, davacıya ait —– numaralı ——– ve—- numaralı —- markaları ile iltibas yaratacak şekilde marka ve ürün ambalajlarının benzerlerine ürünleri üzerinde internet alan adlarında ve site içeriğinde, tanıtım vasıtalarında, ————- kullanmak sureti ile davacının marka haklarına tecavüz ettiklerinin ve haksız rekabette bulunduklarının TESPİTİNE,
-Markaya tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
-Davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden —- ve —— ibarelerinin ürün ambalajları üzerinden internet ortamından, radyo ve televizyonda ve kullandıkları tüm mecralarda, reklam ve tanıtımlarda, iş evrakında , tabelalarda ve her türlü mecralarda kullanılmasının ÖNLENMESİNE,
-Bu markaları taşıyan ürün, ambalaj, iş evrakı ve tabela gibi tüm araçlara el konulmasına, karar kesinleştiğinde el konulan ürün ve ambalaj, iş evrakı ve tabela gibi tüm araçların imhasına,
—————- alan adının davalılara ait olmadığı anlaşıldığından, bu alan adının iptali talebinin REDDİNE,
-Davalılara ait olduğu iddia edilen diğer internet sitesi alan adlarının kullanılmasının yasaklanmasına ve iptaline ilişkin taleplerinin alan adlarının yargılama sırasında kullanımlarına son verilmesi ve dava tarihinden sonra oluşturuldukları anlaşılmakla, karar verilmesine yer olmadığına,
-Karar kesinleştiğinde, hüküm özetinin masrafı davalılardan alınmak suretiyle, —— çapında yayınlanan ———–bir gazetede ilanına,
-50.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 05.04.2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine
-Davacının fazlaya ilişkin 50.000,00 TL manevi tazminat talebi ile 50.000,00 TL itibar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2- 6.831,00 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 3.415,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.415,30 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3- Davacı yararına “tecavüz ve haksız rekabet yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.850,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.850,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı ——————– yararına red olunan “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.850,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı —————–. yararına red olunan “————- karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.850,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, adı geçen davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 24,30 TL başvurma harcı, 3.415,50 TL peşin harç, 3,75 TL vekalet harcı, 3.662,15 TL bilirkişi ücreti , tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 7.105,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 3.552,85 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.