Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2011/275 E. 2021/6 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2011/275 Esas
KARAR NO : 2021/6

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/11/2011
KARAR TARİHİ : 21/01/2021

Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilleri ile davalı … arasında 01/07/2009 tarihinde dava dilekçesi ekinde dikkate sunulan —–imzalandığını,—- Anlaşmasının konusunun ——olduğunu, davacılar ile davalı arasında imzalanan sözleşmede, sözleşmeye konu olan ——-” isimli buluşun buluş sahiplerinin;— olarak belirlendiğini,—- tarafından, kendilerinden izin alınmadan sözleşme konusu olan — nezdinde — başvurusunda bulunulduğunu, söz konusu— başvuru numarası ile işleme alındığını, —- yayınlandığını, … tarafından yapılmış olan başvuruda başvuru sahibinin davalı ….—- ise yine davalı … ve müvekkilleri olan …, … ve … olarak gösterildiğini ve bu şekilde tescil edildiğini, buluş konusu olan ——— — alanında kullanılan bir ürün olduğunu, ürünün geliştirmesinin ————olan müvekkilleri tarafından yapıldığını, müvekkilleri ile davalı arasında 01/07/2009 tarihinde imzalanan—–ürünle ilgili yapacağı her türlü satıştan, her bir buluş sahibine kişi başı olmak üzere ürün ya da fikri hakkın net satışından %4 ödenecektir. Ödemeler 6 aydan erken 12 aydan geç olmayacaktır.” şeklinde hususların belirtildiğini, davalı tarafın hem hukuka ve sözleşmeye aykırı olacak şekilde kötü niyetli olarak —-başvurusunda bulunduğunu, hem de söz konusu —başvurusuna konu ürünün satışını yaparak kazanç elde ettiğini, etmeye de devam ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılar için kişi başı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL maddi tazminatın ve yine davacılar için kişi başı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davalılara ödenmesine, dava konusu– başvurusuna ilişkin ve davalı tarafın mal varlığına ilişkin olarak da tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacılar tarafından 01/07/2009 tarihli ——— mesnet edilerek tazminat talebinde bulunulduğunu, bu talebinin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, müvekkili ….– yılından bu yana ticaretle uğraştığını, ticaretle uğraşının yanında bilim-teknik konularıyla ilgilendiğini ve bu alandaki çalışmalarını ticari — haline getirip kazanç sağladığını, müvekkilinin–çalışmalarını yürüttüğünü, müvekkilinin —– müvekkilinin davacılarla ilişkisinin de bu alandaki çalışmasından kaynaklandığını, davacıların müvekkilinin teknik çalışmalarına ücret karşılığında dahil olduklarını, müvekkilinin dava konusu edilen teknik çalışmada da davacılarının ücret karşılığında çalıştırdığını, davacıların ürünün antlaşmaya aykırı olarak tescil edildiğini ve bunun kendilerini zarara uğrattığını iddia ettiklerini, fakat söz konusu —- edildiğini, tescilin davacıları zarara uğratmasının mümkün olmadığını, söz konusu antlaşmanın, ürünün bütün ticari haklarını müvekkiline bahşettiğini, müvekkilinin bu ticari hakların tek başına sahibi olduğunu, dilediği gibi tasarruf etme hakkına sahip olduğunu, bu hakkını nasıl ve ne zaman kullanacağı konusunda bir sınırlama olmadığını, antlaşma ile müvekkilinin ürünü satması halinde davacılara pay vermesini düzenlediğini, davacıların tazminat talebinin buna dayandığını, müvekkilinin söz konusu ürünle ilgili bir satışının olmadığını, davacı tarafın da müvekkilinin satış yaptığına dair herhangi bir bilgi ya da belgeyi dosyaya sunmadığını, dava dosyasına ——— görüleceği üzere,— herhangi bir devir olmadığı gibi lisansın da olmadığını, bunun da müvekkilinin ürünü ticari bir satışa konu etmediğini gösterdiğini, davacıların her ne kadar müvekkilini kötü niyetle suçlasalar da bunun dayanağının olmadığını,– tescil kayıtlarında görülen patentlerden bazılarının— olduğunu, davacıların çalışmalarından çok önce müvekkili tarafından icat edildiğini,– başarısızlıkla sonuçlandığını, bu nedenle de ürünün ticarileştirilemediğini, buna rağmen elde edilen ürünün teknik açıdan hak kaybını önlemek açısından tescil edildiğini, piyasada dava konusu ürün benzeri, satışta olan, birçok ürün olduğunu, davacıların delil listelerini ve eklerini sunduklarını, ekte yer alan fatura ve diğer belgelerde adı geçen firmaların müvekkili dışında birer kişilik olduğunu, davacı yanın delil olarak sunduğu faturaların dava konusu ürünle ilgili olmadığını, davacıların bütün iddialarını somutlaştırmalarının gerektiğini, davanın tazminat talebinden ibaret olduğunu, tüm bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretinin davacıların üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, taraflar arasında imzalanan —- dayanılarak açılan, sözleşmeden kaynaklanan alacak ve sözleşmenin ihlal edildiği iddiasıyla manevi tazminat davasıdır.
Dosyaya —– —— tescil tarihli —–adına kayıtlı olduğu, —– … oldukları görülmüştür. Yargılama devam ederken— yatırılmadığından —– geçersiz hale geldiği tespit edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Makina Mühendisi—– raporunda özetle; teorik bakımdan yapılan incelemede; dava konusu olayda, davacıların öncelikle —- gasbedildiğini, bu gasp sonucunda ise —gasbedildiğini iddia ettiklerini, patentlerin düzenlendiği, 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre, patent isteme hakkının gasbının “Patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup, başkalarına devri mümkündür. — birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse, patent isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa, bunlara müştereken ait olur. Patent almak için ilk başvuran kişi, aksi sabit oluncaya kadar, patent isteme hakkının sahibidir.” şeklinde açıklandığını, taraflar arasında sözleşme geçerli kabul edilirse, dava konusu — davadaki tüm taraflarca müştereken üretildiği sonucuna varılacağını, sözleşmeye bakıldığında, tarafların— olarak görüldüğünü, buna mukabil başvuru hakkının açıkça davalıya verildiğine dair bir hükmün ise bulunmadığını, bu sebeple davalının, davacıların patent isteme hakkını gasbettiğini, alınan patent belgesi ile de patent hakkının gasbedildiği kanaatine varıldığını, olayda ayrıca patent isteme hakkının sözleşme gereği davalıya ait olsa bile, eğer– davacılar gerçekleştirmişseler, bu kişilerin —-sahibi olarak, davalıdan adlarının ——- yapan kişi olarak patentte belirtilmesini isteme haklarının da olduğunu, yapılan teknik incelemede; inceleme konusu ——– başlıklı patent belgesinin koruma kapsamını belirleyen istemleri incelendiğinde 4 adet bağımsız istemden oluştuğunun görüldüğünü, yapılan teknik inceleme sonucunda ——— belgesinin koruma kapsamı ile ——–firmasına ait katalog görsellerinin aynı teknik özelliklerde olduğunun tespit edildiğini, — kataloğun yayın tarihinin—- —— belgesinin başvuru tarihinden sonra yayınlanmış olması nedeniyle inceleme konusu kataloğun hükümsüzlük için delil teşkil etmediğini beyan etmişlerdir.
Davalıların sözleşme nedeniyle alacaklı olduklarını iddia etmeleri nedeniyle davalının ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, davalı verilen kesin süre içinde ticari defter ve belgelerini sunmadığından yalnızca davacılar tarafından sunulan faturalar üzerinde inceleme yapılmış, muhasip bilirkişi—— sahibi olduğunu, aynı maddenin b bendinde; …’ın Patent sahibi olduğunun belirtildiğini, aynı anlaşmanın 3.maddesinin a,b,c bentlerinde; “Buluş sahiplerinin (davacıların) yazılı onayları alınmak kaydıyla bir çok yetkinin patent sahibine verildiğini, d bendinde ise Patent sahibinin ürünle ilgili yapacağı her türlü satıştan, her bir buluş sahibine kişi başı olmak üzere ürün ya da fikri hakkın net satışından %4 ödenecektir” denilerek dosyaya ibraz edilen —— bedelli olmak üzere 6 adet fatura değerleri toplamı olan (net satışlar tutarı) 126.708,41 TL üzerinden %4 oranında ödeme yapılacağı hükme bağlandığından incelemeler bölümü 3.maddede görüldüğü üzere; 126.708,41X4:100=5.068,34 TL bir buluş sahibi için ödenmesi gereken tutar olduğunu, 3 davacı buluş sahibi için, 5.068,34X3=15.205,00 TL maddi tazminatın davalı tarafından davacılara ödenmesi gereken toplam tutar olduğunun hesaplandığını, manevi tazminat takdir yetkisinin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
Davalının satışlarını —- yaptığı davacılar tarafından iddia edildiğinden, bu şirketin — kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, ilk tescil tarihinin — olduğu, davalının 17/06/2008 tarihinde hisseleri satın aldığı ve halen tek ortağının davalı … olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar vekilinin rapora karşı itiraz ve beyan dilekçesi sunması üzerine;——— tarihli bilirkişi raporu hakkındaki beyan dilekçesinin 2.maddesinde; “Bilirkişi raporunun gerçek zarar yani tazminat hesaplamasını yapabilmesi için davalının resmi defter kayıtlarına ulaşması gerekmektedir. Bu sebeple davalının vergi dairesi kayıtlarından firmalara düzenlemiş olduğu faturalara ilişkin bilgilere ihtiyaç olduğundan geçmiş yıllara ilişkin kurumlar vergisi dökümünün, — yılına ait geçici vergi dökümlerinin, faturaların ve —- kayıtlarının gönderilmesini istemekteyiz.” demesi üzerine davalının bağlı olduğu———beyanname örneklerinin gönderilmiş olduğunun görüldüğünü, taraflar arasında 01/07/2009 tarihinde imzalanan buluş sözleşmesinin 1.maddesinin a bendinde; “…, .—- …’ın — olduğunu, aynı maddenin b bendinde; …’ın Patent sahibi olduğunun belirtildiğini, aynı anlaşmanın 3.maddesinin a,b,c bentlerinde buluş sahiplerinin (davacıların) yazılı onayları alınmak kaydıyla bir çok yetkinin patent sahibine verildiğini, d bendinde ise Patent sahibinin ürünle ilgili yapacağı her türlü satıştan, her bir buluş sahibine kişi başı olmak üzere urun ya da fikri hakkın net satışından %4 ödenecektir.” denildiğini, buna göre Vergi Dairesinden gönderilen———- her bir — sahibi için tazminat, buluş sahibi 3 kişi olduğundan 2.044X3=6.132,00 TL hesaplanan tazminat olduğunu, Vergi Dairesinden gönderilen—yıllarına ait — beyannamelerindeki verilerden — tutarları ayıklanmamış olduğundan — dökümanı yapılan 6 adet fatura tutarı olan——ödenmesi gereken maddi tazminat olduğunun anlaşıldığını, manevi tazminatın takdirinin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
Davacılar vekilinin rapora karşı itiraz etmesi üzerine Muhasip bilirkişi—- tarihli — sayılı yazıdan da anlaşıldığı gibi— sonucu tespit edilebileceğini, bu tespitin yapılmadığını ve —–nedeniyle Mahkemeye sunmuş olduğu 08/04/2015 tarihli EK raporundaki sonuç ve kanaatini değiştirecek bilgi ve belgeye ulaşılamadığı hususunu beyan etmiştir.
Mahkememizin —–verilmesine, dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor düzenlenmesinin istenmesine” karar verilmiş, Muhasip bilirkişi — EK RAPOR’unda özetle; Mahkememizin kendisine vermiş olduğu yetki üzerine —- tarafından yazılı olarak müracaat edildiğini, davalının ortağı olduğu şirketin—ait yasal defterlerinin incelemesi yapılmış ise — hesap kaydının bir suretinin tarafına verilmesinin talep edildiğini,— şahsına hitaben yazdığı yazıdan da anlaşılacağı üzere herhangi bir inceleme yapılmadığından istenen (— dökümanı) belgenin elde edilemediğini, ancak adı geçen Müdür Yardımcısının Vergi Dairelerinde vuku bulan görev değişiklikleri nedeniyle kendilerinin inceleme yetkisinin olmadığını ve incelemeye alınacak defter ve belge bilgilerinin dairelerinde değil, bir üst inceleme biriminde olduğunu, talep edilen bilgi ve belgenin Mahkemenin talebi halinde inceleme birimince yapılacak inceleme sonunda verilebileceğini, 2009 yılına ait incelemenin zaman aşımı nedeniyle mümkün olamayacağını, yılbaşından önce yetişir ise 2010 ve devamı olan —yıllarına ait bilgilerin İNCELEME BİRİMİNDEN Mahkemeye sunulabileceğinin şifahi olarak tarafına beyan edildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 24/11/2015 tarihli ara kararında; “Davalının ortağı olduğu firmaya ait bilgilerin —- Dairesinden gelmesini takiben bilirkişiden EK RAPOR alınmasına” dair ara kararı verilerek ek rapor tanzim edilmesinin istenmesi üzerine; muhasip bilirkişi —- RAPOR’unda özetle; tarafından düzenlenen raporlar doğrultusundaki gelişmeler üzerine Mahkememizce ilgili —Denetim Müdürlüğüne yazılan yazıya cevaben Mahkememize sunulan——– isimli bir emtia satışına rastlanılmadığını, bu nedenle Mahkememize sunduğu 08/04/2015 tarihli Ek raporunda belirtilen sonuç ve kanaatini değiştirecek belge ve bulguya rastlanılmadığını beyan etmiştir.
Bu rapora da davacılar tarafından itiraz edilmesi üzerine, başka bir muhasip bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş,— tarihli raporunda özetle; davacı vekilinin dilekçelerinde 551 sayılı KHK’nin 139.ve 140.maddelerine göre tazminat hesabı yapılmadığının tekrarlandığını, bununla birlikte 140.maddede belirtilen yoksun kalınan kazancın seçimlik haklarından hangisinin hesaplanmasını belirtmediği halde, dava dilekçesinde buluş anlaşmasının 3-d maddesinin yerine getirilmediğinden bahisle maddi tazminat talep etmekte olduğunun anlaşıldığını, buluş sözleşmesinin– tarihinde imzalandığını, davanın 16/11/2011 tarihinde açıldığını, tazminat hesabının dava tarihi ile sınırlı olduğunu, tazminat tutarının 01/07/2009 -16/11/2011 tarihleri arasında hesaplanması gerektiğini, —- yılı sonuna kadar olduğu için tazminatın 2 aşamalı olarak hesaplanmasının gerektiğini, dosyaya —– eklenmiş olmakla birlikte,— kayıtlı fatura içeriklerine ilişkin açıklama bulunmadığından bu hesaplarda yer alan faturalarda dava konusu üründen ne kadar satıldığına ilişkin bir tespit yapmanın mümkün bulunmadığını, yani maddi tazminat hesabının yapılabilmesi için,— hesaplarda bulunan davalı tarafça düzenlenen faturaların görülmesinin gerektiğini, davanın … adına açılmakla birlikte, —— yasal defterlerinin tarafına yetki verilerek incelenmesinin—- defterlerinin incelenmek istenildiğini, tarafınca dosyaya sunulan 22/09/2016 havale tarihli dilekçede ise dava konusu ürün satışlarının faturalar üzerinden ayrıştırılarak satış reklamlarının tespit edilebilmesi için davalı tarafın özellikle satış faturalarının suretlerinin istenilmesi gerektiğinin belirtildiği halde —- tarihinde başlamış olduğunu, halen mükellefiyetinin devam ettiğini, mükellefe ait faturaların dairelerinde bulunmadığından —— yasal defter ve faturaları incelenemediğinden tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığını, davalının düzenlediği faturaların Mahkeme marifeti ile getirtilmesi halinde maddi tazminat hesaplaması yapılabileceğini, faturalara ulaşılmaması durumunda maddi tazminat hesaplanamayacağından davacı tarafın maddi tazminat talebinin 6098 sayılı TBK 51.maddesine göre belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yeniden satışı yapılan ürünlerin dava konusu—– kapsamında kalan ürünler olup olmadığının tespiti için bir —-ile bir tıbbi cihaz sektöründen bilirkişi de heyete dahil edilerek yeniden bilirkişi raporu istenilmiş,——adresinin davacı tarafından bildirildiğinde muhtıra tebliğ edilerek —– yılları — hesaplarda kayıtlı fatura örneklerinin ve ticari defterlerin mahkeme kaleminde hazır edilmesinin istenildiğini, 20/10/2017 tarihli tutanakta davalı tarafça istenilen hususların yerine getirilmediğini, söz konusu defterlerin hazır edilmediğini, davacı vekili tarafından 16/11/2012 tarihli delil listesi ekinde dosyaya sunulan dava dışı ——kataloğundaki ürün örneği ile— istemleri karşılaştırıldığında; faturada belirtilen ürünlerin birleştirilmesi neticesinde davaya konu ürünün oluşturulduğunu, —- fiyatları konusunda, davacı vekilince dosyaya sunulmuş bir belge bulunmadığından ve heyetlerince internetten yapılan araştırmada da dava konusu ürün fiyat bilgisine rastlanmadığından geriye yönelik yıllar için ( —— olduğunun hesaplandığını, önceki raporlarda da belirttikleri üzere maddi tazminat hesabının yapılabilmesi için, davalı kurumun—- hesaplarında bulunan ve davalı tarafça düzenlenen fatura suretlerinin (fatura açıklamalarındaki dava konusu ürün satışlarının) açıkça görülmesi gerektiğini, davalının düzenlediği faturaların Mahkeme marifeti ile getirtilmesi halinde maddi tazminat hesaplamasının yapılmasının mümkün olabileceğini, faturalara ulaşılmaması durumunda maddi tazminatın hesaplanamayacağını, bu durumda davacı tarafın maddi tazminat talebinin 6098 sayılı TBK 51.maddesine göre belirlenmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Davacı vekili dosyaya sunduğu —-tarihli dilekçesi ile maddi tazminatın SMK’nun 151/c maddesine göre lisans bedeli üzerinden hesaplanmasını talep ettiklerini bildirmiş, davalı tarafa bu dilekçe tebliğ edilerek, iki haftalık kesin sürede tazminat hesaplanmasına ilişkin talebin değiştirilmesine muvafakat edip etmediklerine dair beyanda bulunmaları istenmiş, davalı vekili bu konuda beyanda bulunmamıştır.
Davacılar davalı ile yaptıkları —- uyarınca davalının sözleşmenin konusu olan patent kapsamında üretimi yapılan ürünlerin satışından elde ettiği gelirin %4’ünün kendilerine ödenmesi gerektiği iddiasıyla dava açmışlardır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin konusunun—– davalı ve davacıların buluş sahibi, davalının ise patent sahibi olarak gösterildiği, sözleşmenin 3/a maddesinde buluş sahipleri tarafından geliştirilen ürünün tüm patent, kullanım, satış ve dağıtım hakkının buluş sahiplerinin yazılı onayı ile patent sahibine ait olacağının belirtildiği, 3/d bendinde ise patent sahibinin ürünle ilgili yapacağı her türlü satıştan, her bir —– kişi başı olmak üzere ürün ya da fikri hakkın net satışından %4 ödeneceğinin belirtildiği, ödemelerin 6 aydan erken, 12 aydan geç olmayacağının da kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacılar, davaya konu olan patent başvurusunun kendilerinin izni olmadan sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafından yapıldığına dair beyanlarda bulunmuşlarsa da,—nezdinde patent başvurusuna itiraz etmedikleri, patent haklarının gasp edildiği iddiasıyla hükümsüzlüğü konusunda da bir dava açmadıkları, yalnızca sözleşme gereğince satış bedellerinden %4 oranında paylarının ödenmesini talep ettikleri anlaşıldığından, bu iddialarıyla ilgili değerlendirme yapılmamıştır. Sözleşme uyarınca buluş sahibi oldukları ———- ve satış haklarının davalıya ait olduğunu kabul ettikleri, dava tarihinde yürürlükte olan 551 sayılı KHK’nin 11/son maddesi uyarınca, patent almak için ilk başvuran kişinin, aksi sabit oluncaya kadar patent isteme hakkının sahibi olduğu, 73/1. maddesinde ise, patent hakkı sahibinin, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın patent hakkından yararlanacağı düzenlenmiştir. Dava konusu patentte davacılar da davalı gibi —-olarak yer almakta iseler de; gerek 551 sayılı KHK, gerekse 554 sayılı KHK hükümlerine göre buluş ve tasarım sahiplerinin, —- gösterilmelerinin kendilerine patent, faydalı model ya da tasarım hakkı bakımından bir talep hakkı sağlamadığı, 551 sayılı KHK nın 11. maddesi gereğince patent isteme hakkının buluşu yapana veya onun hukuki haleflerine ait olduğu ve bu hakkın başkalarına devredilebileceği, buluş birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmiş ise, patent isteme hakkının, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça müştereken bu kişilere ait olduğu, KHK nın 15. maddesine göre buluşu yapanın adının patentte belirtilmesi gerektiği, bu kişinin başvuru sahibi veya patent sahibinden buluşu yapan olarak tanınmasını ve adının patentte belirtilmesini isteme hakkının bulunduğu, bu hükümlere göre buluşu yapan kimse ile patent başvurusunu yapan kimsenin ya da patent sahibinin farklı kişiler olabileceği ve bu kişilerin farklı haklara sahip olabileceği, buluşu yapan kişilerin isimlerinin patent ya da faydalı model belgesinde belirtilmesini isteme haklarının bulunduğu, buna karşılık patent veya faydalı modelden kaynaklanan hakların buluş yapan kimselerce değil, patent ya da faydalı model başvurusunu yapan veya patent ya da faydalı model belgesi sahibi olan kişi tarafından kullanılabileceği açıktır.
Bu yasal düzenlemelerin aksine hükümler içeren bir sözleşme ile patent sahibinin haklarının sınırlanması mümkün değildir. Ancak sözleşmeye taraf olan kişiler, kendileriyle sözleşme imzalayan patent sahibinden sözleşme gereğince tazminat talebinde bulunabilirler. Somut olayda da, davacılar bu şekilde sözleşmeden kaynaklanan alacak talebiyle bu davayı açmışlardır.
Alınan bilirkişi raporları ve davacılar tarafından dosyaya sunulan faturaların incelenmesi ile, davalının davaya konu patentle üretilen bir ürün satışı yaptığına dair bir belge ve delil bulunmadığı, davacıların sunduğu faturalardan ——– davalı olduğu, ancak bu şirketin dosyaya sunulan bu faturalarına konu olan ürünün dava konusu patentle üretilen ürün olduğunun kanıtlanamadığı, davaya konu patentin—- oluştuğu, faturalarda yer alan bilgilerin ayrıntı içermemesi nedeniyle sözleşmeye konu patentin tüm istemlerinin satılan ürünlerde mevcut olup olmadığının anlaşılamadığı, davacıların sözleşme kapsamında olan ürünlerin davalı tarafından satıldığını ispatlamaları gerektiği, ayrıca davacılar vekilinin SMK’nun 151/2-c maddesi uyarınca maddi tazminat hesaplanmasını talep ettiklerine dair dilekçe sunduğu, SMK’nun 151/2-c ve dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 551 sayılı KHK’nin benzer düzenleme yaptığı 140/2-c maddelerinde, patent hakkı sahibinin patenti izinsiz olarak kullanan kişilerden tazminat talep edebileceğini düzenlediği, davacıların ise patent sahibi ile yaptıkları sözleşme gereğince satış bedelinden kendilerine pay ödenmesini talep ettikleri, davacı vekilinin dilekçesinin davanın konusunu tamamen değiştirerek, patent sahipliği iddiasıyla ve davalı tarafça patente tecavüz edildiği iddiasıyla tazminat talep ettiklerine dair tam ıslah dilekçesi niteliğinde olmadığı, bu nedenle 551 sayılı KHK’nin 140/2-c maddesi uyarınca tazminat talep etme haklarının da bulunmadığı anlaşıldığından, ispatlanamayan maddi tazminat taleplerinin reddine, sözleşmeye aykırılık nedeniyle manevi tazminat talep edilmesini gerektirecek bir delil ve iddia bulunmadığından ve sözleşmeye aykırılık ispatlanmış olsa bile, davalının sözleşmeye aykırı davranmış olmasının tek başına manevi tazminatı gerektirmediği anlaşıldığından manevi tazminat taleplerinin de reddine reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.436,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.377,45 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davası üzerinden —–gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davası üzerinden —– gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.