Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2010/198 E. 2022/36 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2010/198 Esas
KARAR NO: 2022/36
DAVA: Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüzün Men’i ve Ref’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 08/09/2010
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; —–bu tarihten itibaren kesintisiz faaliyet gösterdiğini, —–markaların müvekkili şirket adına tescilli olduğunu, — tarafından kullanıldığını,—üzerinde kullanmak üzere —tarihinde tescil ettirildiğini, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin markasının binlerce ————münferit —- olarak ——-, dolayısıyla —–ve —tarafından bilinen/tanınan bir marka olduğunu, müvekkiline ait —- —– sorulduğunda hemen tanınacağını, —- yapıldığını, müvekkil, şirketin —- buluştuğunu, yine müvekkilinin —— telif hakları satışının yapıldığını,—- gereğince de müvekkili şirkete ait markanın tanınmış marka olduğunu, müvekkiline ait ——– olduğunu, müvekkili şirketin—- markasına ayırt edici özellik kazandırdığını, davalı ——– kendi adına tescil ettirdiğini, davacının markasının tanınmış marka olduğunu, davalının markalarının davacının markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, davalının markalarını davacı markası ile benzer sınıflarda kullandığını, davacının marka haklarına tecavüz ettiğini, davalının markalarının hizmet markası olmasına rağmen ürün markası olarak kullanıldığını,——olduğu, ancak —– belirterek, davalının markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının davacının marka haklarına yaptığı tecavüzün tespitine ve menine, refine, şimdilik — maddi ve —- manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı —–vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; diğer davalıya ait markaların değişik sınıflarda bazılarının tescilinin veya tescil başvurularının yapıldığını, diğer davalıya ait marka tescil başvurularının birinin ilanına davacının ve dava dışı üçüncü kişinin itiraz ettiğini, bu sebeple —-sayılı markanın henüz tescilinin dahi yapılmadığını, usulüne uygun tescil işlemleri yapılan ——içeren diğer dayalıya ait markaların tescilinin gerçekleştiğini, markaların başvuru tarihlerinden itibaren —-yıllık koruma süresine sahip diğer davalı adına tescilli bir markalar olduklarını, itiraz edilen başvurular için — karar verileceğini, gerek marka mevzuatı, gerekse —- yer alan haksız rekabet davası hükümlerine göre müvekkili —- husumet yöneltilemeyeceğini, çok sayıda —–da müvekkili aleyhine açılan hükümsüzlük davalarının husumet yönünden reddine hükmedildiğini belirterek, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkiline ait —– markalarının kullanımının kabul edilebilir bir gerekçeye dayandığını, —– olduğu,—- olduğunu, davacının markası ile aynılık düzeyinde bir benzerlik ve tefrik edilememe kriteri bulunmadığını, müvekkiline ait ——arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunmadığının —— anlaşılabileceğini, markalar arasındaki farklılığın belirgin biçimde, markaların karıştırılma ihtimalini ortalama tüketici için ortadan kaldıracak düzeyde olduğunu, müvekkilinin markası/markaları ile davacı tarafa ait olan markada —— iltibastan söz etmenin imkansız olduğunu, söz konusu —— birbirinden farklılıklar içerdiğini, markalar arasında karıştırılma tehlikesi bulunmadığını, ———— sıkça kullanılan —- olduğu ve bu yüzden bu —– sağlamayacağını, tanınmış markanın varlığından bahisle iptalin söz konusu olabilmesi için tescili istenen markanın diğer tanınmış markanın ününden yararlanarak haksız bir menfaat sağlanması saiki olması gerektiğini, oysa müvekkilinin böyle bir amacı olmadığını, kendi unvanı ve kendi markalarını ——– ayırt edici nitelik kazandırdığını, markalar arasında iltibasa yol açabilecek derecede karıştırılma ihtimali olduğundan söz edebilmek için bu iki ürünün ilgili çevrede değil, ortalama tüketici nezdinde yarattığı izlenimin dikkate alınması gerektiği hususunun hem doktrinde, hem de —– defalarca vurgulandığını, müvekkili şirketin de —-tanındığı ve birçok tanınmış markası bulunduğunu, yurt içinde —- fazla noktada satış ve faaliyet gösterdiğini, davacı tarafından yapılan suç duyurularının kovuşturulmaya yer olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ——markaları aynılık düzeyinde bir benzerliğe sahip olmadığını belirterek, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalıya ait ——————– ibareli markasına tecavüzde bulundukları iddiası ile açılan markaya tecavüzün men’i ve ref’i ile maddi ve manevi zararların tazminine ilişkindir.
Dosyaya —- getirtilmiş olup, incelendiğinde; —— tarihinde davacı adına tescil edildiği görülmüştür.
Yine —–incelendiğinde; ——adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya celp edilen —–incelendiğinde; dava konusu —– numaralı markaların tüm hak ve yetkilerinin davalı ——– devredildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında bu markaların yenileme işlemleri yapılmadığından hükümsüz hale geldikleri anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında hükümsüzlüğü talep edilen markalar dava dışı şirkete devredilmiş olduğundan, davacı vekiline HMK’nun 125/1. maddesi uyarınca davayı yeni malike yöneltip yöneltmeyeceğini açıklaması için süre verilmiş, davayı —– istediklerini beyan etmesi üzerine, marka hükümsüzlüğü davasına bu şirkete karşı devam edilmiştir.
—– adresine gönderilen tebligatlar — kapatıldığı gerekçesiyle iade edilmiş, şirketin —- buna ilişkin bir bilgi bulunmadığından, marka tescil kayıtlarında da bu şirketin —- kapsamında ——-ettiğine dair açıklama yer aldığı görülmekle, bu bilginin dayanağı—istenilmiş,— tarafından gönderilen —–yazısında; —— bağlı olduğu ——– intikal ettiğine dair şerh konulmasının” talep edildiği, söz konusu ekli listede—- nedeniyle kapatılan şirketler arasında—- aldığı görülmüştür.
Davacı vekili —- marka sahibi —-nedeniyle davanın —- talep etmiş ve Mahkememizce —- hakkında açılan davanın — karar verilmiştir.
Dava konusu —— Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup,—– oluşan bilirkişi heyeti—- raporda; davacı firmanın ana bayi listesi ve bayilik sözleşmelerinin fazlalığı, davacı şirketin —- basında —— katıldığını gösteren sözleşmeler,—- dava konusu —-markasına ait internet sitesi görüntüleri, davacıya ait markanın tanınmış marka olduğunu gösterdiği, davacının —- değerlendirildiğinde,—- açısından markalardaki —– unsurunun şekil unsuruna nazaran ön plana çıkacağı ve söz konusu markaların kelime unsurları ele alındığında, her iki taraf markasının esas unsurunun —- ibaresi olması sebebiyle markalar arasında benzerlik bulunduğu, yine davacının —- markası ile davalının —- markası değerlendirildiğinde, markalardaki esas unsurun —olduğu ve her iki marka arasında benzerlik bulunduğu, davacının—-değerlendirildiğinde, her ne kadar davalının —- diğer markalarından farklı olarak söz konusu markaya eklese de her iki markada da ön plana çıkan unsurun—- ibaresi olduğu için iki marka arasında benzerlik bulunduğu, her iki tarafın markaları arasında iltibas tehlikesi açısından önem taşıyan mal ve hizmet sınıfı benzerliği araştırmasında da, davalının —–diğer mal ve hizmet sınıfları için davalının, davacının markasının tanınmışlığından haksız bir yarar sağladığı, davacının markasına zarar verdiği veya davacının markasının ayırt edici karakterini zedelediği şeklinde bir sonuca varılamadığı, bu sebeple de davalı markalarının —- hükümsüzlüğünün söz konusu olamayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itiraz etmesi nedeniyle Mahkememizce yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, —– —– marka vekili — oluşan bilirkişi heyeti ———- — bilinen bir marka olduğunun tespit edildiği, hükümsüzlüğü talep edilen —– tescil edilmiş olduğu, davacı adına tescilli olan markanın ve hükümsüzlüğü talep edilen markaların ayırt edici unsur/esas unsurunun —-ibaresi olduğu,—— olarak benzer olduğu, davacının——— kullanmakta olduğu, markaların benzer olduğu ve markaların hitap ettiği tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasının davalısı —- tarafından davacı — aleyhine — numaralı —- markasının kullanmama nedeniyle iptali talepli olarak —— sayılı dosyası ile açılan davanın HMK’nun 150.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın —- tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkememizce öncelikle davalı —- itirazı incelenmiş,———- unsurlu markaları kendi adına tescil ettirmesi ve kullanmasında davalı —–sorumluluğunun bulunmadığı, —- marka başvurularını yayınlamak, yapılan itirazları karara bağlamak ve tescil başvuruları hakkına ret veya kabul kararı vermek görevi nedeniyle tescil süreci tamamlanmış markaların hükümsüzlüğü için açılan davalarda taraf olamayacağı, davalının taraf sıfatının mevcut olmasının HMK’nun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartlarından olduğu, bu nedenle husumet itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, bu davalı hakkındaki davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Markaların hükümsüzlüğü davası ile ilgili yapılan incelemede, yargılama sırasında markaları devralan ve hükümsüzlük davasının yöneltildiği —— düzenleme gereği bu şirket aleyhine açılmış işbu davanın usulden reddi gerektiği, zira —-oluşturduğu tespit edilen —– aidiyeti, —— —-kapatıldığının belirtildiği,—- gönderilen listenin —- davalı şirketin yer aldığı anlaşılmıştır.
—–doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan ——-nedeniyle red kararı verileceği, bu kararların duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verileceği ve davacılara resen tebliğ edileceği, tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılacağı ve bu kararların kesin olduğu hükmünü haizdir. Bu nedenle markaların hükümsüzlüğü için açılan davanın ——- dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğu iddiasıyla davalı —- açılan davayla ilgili yapılan incelemede; Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan —– düzenlenmiştir. KHK’nin 61/1-b. maddesine göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek marka hakkına tecavüz fiilidir. Yine 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde ise, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle —– tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının ve 556 sayılı KHK’nin 9/1-c maddesinde tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak —— ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalının markaları ile davacının markalarının esas unsurlarının—- olduğu, markaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin tarafların markaları arasında bağlantı kurma ve markaları karıştırma ihtimallerinin mevcut olduğu, ancak davacının ——— tescilli oldukları, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan ——davalının tescilli markalarını tescilli oldukları mal ve hizmetlerde kullanmasının kötüniyetli bir kullanım olmadığı sürece markaya tecavüz teşkil etmeyeceği, davalının davacının markasının tanınmışlığından yaralanmaya çalıştığı, markanın itibarına zarar verdiği veya ayırt edici karakterini zedelediğinin ve davalının kötü niyetli olduğunun da davacı tarafça kanıtlanamadığı, markaların benzer olmasının tek başına kötü niyetin kanıtlanması için yeterli olmadığı, bu nedenle markaya tecavüzün söz konusu olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davalı ——- hakkında açılan davanın HMK’ nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca husumet nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davalı —–hakkında açılan marka hükümsüzlüğü davasının ——uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
Davalı—— hakkında açılan marka haklarına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası ile maddi ve manevi tazminat davalarının REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 297,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 216,30 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı —— vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı—- ödenmesine,
Davalı —– markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı— ödenmesine,
Davalı —-Vekiline maddi tazminat davası için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı —— ödenmesine,
Davalı——Vekiline manevi tazminat davası için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı ——ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı —- tarafından yapılan 22,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı —– ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davalı ——– hakkında verilen karar kesin, diğer davalar ile ilgili kararlara karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve diğer davalıların yokluklarında, davalı ——–vekilinin yüzüne karşı verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022