Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2010/194 E. 2022/164 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/194 Esas
KARAR NO : 2022/164

DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi ve Durdurulması ile Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/09/2010
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin —– 2002 yılında kayıt olarak —–işletmesini kurduğunu, işletmesinin—– alanında iştigal ettiğini, müvekkilinin aynı zamanda —– kurucu ortağı olduğunu, ——- tasarlayan ve üreten kişisi olduğunu, kendi markası olan —– yada —— markasının —— alanında bilinir olduğunu, ürünlerini bu markalarla pazarlandığını, dava konusu olan Davacının —— nezdinde tescilli olduğunu, müvekkilinin bu markalarını ve tasarımlarını —– ülkelerinde ve —— ilgili—— ofislerine tescil ettirerek koruma altına aldırdığını—— bu ülkelerde inşaat ve dekorasyon sektöründe de iyi bilinen “——” markalarıyla ciddi satış rakamlarına ulaştıklarını, müvekkilinin —— kurulu bir şirketi ile —— ortağı olduğu şirketleri olduğunu, müvekkili ile ilgili ayrıntılı bilgilerin —— adresinden alınabileceğini, davalı şirketin 2005 yılında kurulduğunu —— satışını yaptığını, aynı iştigal alanında faaliyette bulunduklarını, davalı şirket kurucusu ——müvekkilinin ——- eski bir müşterisi olduğunu, müvekkilinin markalarını kendi —— üzerinde kullanarak müvekkilinin markalarına tecavüz ettiğini, müvekkilinin dava konusu markaları ilk meydana getiren, ayırt edici nitelik kazandıran olduğunu, bu bağlamda markaların hem yaratıcısı hem de tescille korunan gerçek hak sahibi olduğunu, davalının söz konusu marka ve ——- tasarımlarının kendi şirketine mal edilmesini istediği için müvekkilinin markalarında yer alan —— kelimesini atarak markalara esas unsuru veren ön/kök ifadeleri birebir kullanmak suretiyle açıkça tecavüz ettiğini, davalının müvekkilinin markalarını aynı mamullerde kullanmasının tüketici nezdinde müvekkili tarafından üretildiğini, verildiğini, müvekkili ile inorganik bir bağ içinde olduğunun düşünülmesine sebep olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin tasarımlarından ve markalarından haberdar olduğunu, davalının ——-satış yapmak üzere müvekkilinden önceki yıllarda mal satın aldığını,—— marketi için tek satıcılık hakkı talep eden davalı şirket yetkilisi —— teklifinin müvekkili tarafından kabul edilmemesi üzerine, müvekkilin markasını taşıyan —— üreterek bastırdığı kataloglarda ve şirketine ait —— adresinde kullanarak satışını yaptığını, davalı şirketin bu —— iç piyasada bayisi olan —— firmasına sattığını, ancak——ülkelerine satışını yine davalıya ait olan—— üzerinden yaptığını, müvekkili tarafından——Değişik iş sayılı dosyasından——internet sitesi üzerinde bilirkişi yolu ile delil tespiti yapılması istendiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı şirkete ait internet sitesi içerisinde ürün isimlerinin kullanıldığını, yine müvekkili tarafından davalı aleyhine —— Değişik iş dosyası ile —— internet sitesi üzerinde tespit yapıldığını, bu site üzerinden davalı şirket kataloglarına ulaşan bilirkişinin davalının müvekkile ait markaları kullandığını tespit ettiğini, müvekkilince yine—— dosyası ile yapılan tespit ile söz konusu kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine ulaşıldığını, davalı şirketin internet sitesinde de ——olarak belirtilen adresinde ——- soruşturma nolu dosyası tahtında yapılan arama el koyma işleminde, müvekkil markalarının kullanıldığı 700’e yakın katalog ve satış faturalarının ele geçirildiği,——-sayılı ceza davası açıldığını, davalının eylemlerinin TTK’nun haksız rekabeti düzenleyen 56 vd. maddeleri hükümlerine de aykırı olduğunu belirterek, davalının davacıya ait 15 adet tescilli markasına yönelik vaki tecavüzünün ve haksız rekabetinin durdurulmasına, önlenmesine ve tekrarının yasaklanmasına, davalının 15 adet markaya tecavüzü sonucu elde ettiği kazanç üzerinden hesaplanacak tazminatın, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 15.000,00TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, hüküm kesinleştiğinde ilamın masrafı davalıdan alınmak suretiyle ——-yayımlanan tirajı yüksek —– tam sayfa ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davanın dayanağının —— mağazasında bazı yurtdışı ——katalogların bulunması olduğunu, dava konusu markalar altında satılan ürün tasarımlarının müvekkilinin ortağı olduğu —–merkezli ——nezdinde tescil edildiğini ve tüm Dünyada kullanıldığını, dava konusu markaların ——- kullanılmadığından davacının zararı olmadığını, müvekkilinin dava konusu tasarımları ve markaları altında yapılan satışların sadece yurtdışına olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirket aracılığıyla yurtdışında sahip olduğu markalarını —— tescil ettirmek istediklerinde—– tarafından reddedildiğini, bu sebeple davacının tescilinin öğrenildiğini, davacının uzun süreden bu duruma sessiz kaldığını, davalının ticaretine itiraz etmediğini, davacının geçmişte müvekkilinin ortağı olduğu şirketlere ait marka ve tasarımlara üretim yapan bir firma olduğunu, ancak yurtdışı merkezli müvekkilinin markalarının—— tescilli olmamasından yararlanarak bu markaları tescil ettirdiğini, müvekkilinin ortağı olduğu firmaların—— ve yurtdışında—— ve benzeri ürünler altında uzun yıllardır üretim ve pazarlama yapan, sektöründe bilenen, tanınan firmalar olduğunu, müvekkilinin marka ve tasarımlarının yurtdışında ——- olduğunu, davacı ile aralarında açılmış davalar olduğunu, davacı marka tescillerinin mahkeme kararı ile marka bülteninde yayınlandığı tarihe kadar dava konusu marka hususunun çekişmeli olduğunu, dava konusu markanın kullanılmasına son verme amacının iddiaları kabul etmek olmadığını, —— Mahkemelerinde yasal durumun kesinlik kazanmasına kadar hukuka aykırı işlem yapmamak özeninden kaynaklandığını, dolayısıyla zarar edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, zarar oluşmadığından tazminat talep edilemeyeceğini, davacının iddia ettiği markaların müvekkiline ait dünyada tanınan bilinen markalar olduğunu, tüm talepleri red ettiklerini, müvekkili şirketin ortağı—— marka ve tasarımları ilk yaratan gerçek hak sahibi olduğunu, yurt dışında müvekkiline ait tescilli bu tasarım ve markaların ülkemizde tescilli olmasa bile TTK’nın haksız rekabete ilişkin maddelerinin koruması altında olduğunu, ——- sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası anlaşmaların da koruması altında olduğunu, davacının evvelce müvekkili ile aralarında ticari alış veriş bulunması sebebiyle markaların müvekkillerine ait olduğunu davacının bildiğini ve bu markaları ——- yasal prosedürlere erken davranışla kendi adına tescil ettirdiğini, davacının açmış olduğu davanın yalnızca markanın kullanılmasına ilişkin olup, ürünler ve ürün dizaynlarına ilişkin olmadığını, davalının bu markalara yurtdışında sahip olduğundan katalogları yurtdışına göndermek için işyerinde bulundurduğunu,——- tebliğlerine aykırı bulunduğunu, çünkü katalogların —– olmak zorunda olduğunu, müvekkilinin —– satış yapmadığını, davacının ise müvekkilinin yurtdışında sahip olduğu marka haklarını ihlal ederek 23/03/2010 tarihinde —— şehrinde düzenlenen fuarda davaya konu markalarla götürdüğü ürünleri müvekkili tarafından yapılan şikayet üzerine toplattıklarını ve şikayete konu olduğunu belriterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davacı adına tescilli ——markalarının davalı tarafından iltibas oluşturacak şekilde kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi ve yasaklanması ile maddi tazminatın tahsiline ilişkindir.Dosyaya ——- Değişik İş sayılı dosyası incelendiğinde, ——- adlı internet sitesinde ——– ürünleri üzerinde kullanıldığının, tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına celp edilip incelenen ——–ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı ——aleyhine marka hükümsüzlüğü talebiyle açılan Mahkememizin—– Esas sayılı davasından her bir markayla ilgili davaların tefrik edilerek ayrı esaslara kaydedildiği anlaşılmakla, —— Esas sayılı davanın ve diğer davaların sonucu beklenmiş, yargılama sonucunda; —— Esas sayılı davada —–Karar sayılı dava dosyasında, davacıların ——- olduğu, davada önceki tarihli kullanım, gerçek hak sahipliği ve kötü niyet iddialarına dayanıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilip bu kararın 15/09/2009 tarihinde kesinleştiği ve bu kararın işbu dava açısından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, her bir marka için bu davadan tefrik edilen ——- Karar sayılı davalarının reddine karar verildiği, kararların kesinleştiği anlaşıldığından yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ——– oluşan bilirkişi heyeti 04/07/2020 tarihli raporda; davacının marka haklarına tecavüzün söz konusu olduğu, bununla birlikte ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda (teknik inceleme kısmında yer alan) 15 adet ürün ve ürün tanımına ilişkin bir satışın gerçekleşmediği, bu 15 adet ürünün——-olduğu, mali inceleme sonucu olarak; 19/03/2010-07/09/2010 döneminde bilgisayar ortamında davalının incelenen kayıtları sonuçları adı geçen ve tanımlanan markalı ürünlerin davalı tarafında üretilmediği, başka bir firmadan temin ederek satılmadığı, davacının tazminat hesabına konu bir tazminat hesaplanması yapılacak bir kayda rastlanmadığı yönünde görüş belirtilmiştir.Mahkememizce davalının davacı markaları ile benzer olduğu iddia edilen marka kullanımlarının davacının markalarının tescilli oldukları mallar üzerinde gerçekleşip gerçekleşmediği, 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesine göre davalının bu ürünlerle ilgili elde ettiği gelir belirlenerek tazminat hesabı yapılması, hesaplama yapılırken davalının kendi markasının ve tasarımlarının satışlara etkisinin de dikkate alınması konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aynı bilirkişi heyeti 18/01/2021 tarihli ek raporda; ticari defterlerin mali incelemesi neticesinde, davalının davacı markaları ile benzer olduğu iddia edilen marka kullanımlarının davacının markalarının tescilli oldukları mallar üzerinde gerçekleşmediği, 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesine göre davalının bu ürünlerle ilgili elde ettiği gelirin olmadığı, bu sebeple tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.Mahkememizce davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ve ceza dosyası içerisinde olduğu belirtilen 35 adet fatura örneği de incelenerek 1 Marka Vekili ve 1 Muhasip bilirkişiden oluşacak iki kişilik bilirkişi heyetinden davalının davacı markaları ile benzer olduğu iddia edilen marka kullanımlarının mevcut olup olmadığı ve 556 KHK’nun 66/2-b maddesine göre bu şekilde kullanımlar mevcutsa davalının elde ettiği gelir tespit edilerek tazminat hesabı yapılması, hesaplama yapılırken davalının kendi markasının ve tasarımlarının satışa etkisinin de dikkate alınması suretiyle yeniden rapor hazırlamalarının istenilmesine karar verilmiş olmakla, —— alınan 10/01/2022 tarihli raporda; davalı şirketin 2005,2006,2007,2008,2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, ibraz edilmeme nedenini TTK’nın ilgili hükümleri gereği zamanaşımına uğradığından imha ettikleri yönünde olduğu ve bu beyanlarının tutanak altına alındığı, Mahkemenin ara kararında incelenmesi istenen 35 adet fatura örneğinin ceza dosyası içerisinde bulunmadığı, dolayısıyla ilgili 35 adet fatura örneklerinin tutanak tutularak ve mühürlenerek adli emanet memurluğuna gönderildiği, davalın vekilinin rapora itiraz dilekçesi ekinde sunulan gümrük beyannameleri incelendiğinde 2009 yılında davacıya ait markaların ——ibaresine yer verilmeksizin benzer isimli ürünleri satışa sunuğu, yine dosyada bulunan 07/07/2008 tarihli, —— sıra numaralı satış faturasında da dava konusu markalı ürünlerin devamında —— ifadesini kullanmadan ürün satışını gerçekleştirdiği, davalı şirketin ibraz etmediği yıllarda inceleme yapılamadığından bu yıllara ait maddi tazminat hesaplaması yapılamasa da , önceki bilirkişi raporunda yapılan tespite göre davacı marka haklarına tecavüzün tespit edilmesi üzerine nihai takdir ve hukuki değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere 6098 sayılı TBK’nun 50. maddesine göre uygun bir tazminatın hükmedilmesinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu, markaların kullanımı tespit edilemediğinden marka haklarına tecavüz oluşup oluşmadığının değerlendirmenin Mahkeme’nin takdirinde olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.Davacı vekili 12/01/2011 traihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 200.000,00 TL olarak ıslah ettiğini beyan ederek, ıslah harcını yatırmıştır.Davacı vekili yine 24/01/2022 tarihli dilekçesi ile HMK’nın 176. ve 177/1. maddeleri kapsamında delil dilekçesinin ıslahının kabulü ile delil olarak münhasıran davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile gümrük kayıtlarına dayanmaları nedeni ile davalı şirkete ticari defter ve belgelerini ya da dijital ortamdaki tutulan kayıtları sunması için kesin süre verilmesini talep etmiştir. Ancak aynı davada birden fazla ıslah yapılamayacağından ve Mahkememizce daha önce davalı tarafa ticari defter ve belgelerini incelemeye sunması için kesin süre verildiği ve bir kısım belgelerin sunulduğu, bir kısmının ise sunulmadığı anlaşıldığından, bu konuda yeniden kesin süre verilmemiştir.
Mahkememizin ara kararı ile Mahkememiz kasasında olduğu anlaşılan ve incelenmesi istenilen ceza dosyasına sunulan fatura örneklerinin ve dosyanın yeniden önceki bilirkişi heyetine verilerek, tarafların rapora itirazları da incelenmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aynı bilirkişi heyeti 03/06/2022 tarihli ek raporda; incelenen 35 fatura içeriğinde markaların——ibaresi olmadan kullanıldığı—– ibaresinin markada yan unsur olduğu, esas unsurun “—— ibaresi olmadan sadece bu markaların kullanılmasının davacı tescilli markalarına iltibas oluşturacağı, davalı ——firmasının dosya kapsamındaki ticari belgelerinden yapılan tespitte dava konusu benzer ürünlerden 135.061,37 TL satış yaptığı ve bu satıştan 34.173,79 TL kâr elde ettiği, davalının kendi markası ve tasarımlarının satışa etkisi dikkate alındığında dava konusu ürünlerin markasının kâra etkisi oranının %15 olduğu, maddi tazminat tutarının ise 5.126,07 TL hesaplandığı yönünde görüş belirtilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.——sayılı dosyası ile yapılan delil tespitinde davalı ——-markalarının kullanıldığının tespit edildiği, Mahkememiz dosyasından alınan 04/07/2020 tarihli bilirkişi raporu ile bu kullanımların davacı adına tescilli ve ——- emtiasını da kapsayan markalar ile iltibasa neden olacak derecede benzer olduklarına dair görüş bildirildiği, yine alınan 10/01/2022 tarihli raporda da davalıya ait 2009 yılına ait gümrük beyannamesinde ve 07/07/2008 tarihli, —— sıra numaralı satış faturasında da —— ibaresine yer verilmeksizin markaların aynı şekilde kullanıldığının belirlendiği, yine ceza yargılaması sırasında davalı adına satış yapan —— ait iş yerinde bulunan 688 adet katalogda bu markalarla ürün tanıtımının yapıldığının tespit edildiği, davacının markalarında yer alan—— ibaresine yer verilmeksizin her biri özgün ibareler olan ve davacının markalarında da yer alan “——-ibarelerinin——- ürünlerinde kullanılmasının ortalama tüketiciye de hitap eden markalar arasında iltibasa neden olabileceği, markaları gören tüketicilerin her iki işletme arasında bağlantı olduğu zannına kapılabilecekleri, bu durumun marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, davalının bu kullanımları nedeniyle davacının maddi tazminat talep edebileceği kanaatine varılmıştır.Davalı tarafça tüm ticari defter ve belgeler verilen kesin süreye rağmen dosyaya sunulmadığından bu markaları taşıyan ürün satışından ne kadar gelir elde ettiği kesin olarak tespit edilememişse de, tecavüze konu edilen marka sayısı, markaların kullanıldığı radyatörler ürünün tahmini satış ve karlılık bedelleri, yalnızca davalının incelenebilen kayıtlarındaki satış tutarları, davalının satışlarında ürün tasarımlarının ve kalitesinin de etkisinin olabileceği, davalının kusur derecesi de dikkate alınarak TBK’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca 50.000,00 TL maddi tazminatın olaya uygun olduğu, davacının 556 sayılı KHK’nın 62/1-f maddesi uyarınca hükmün ilanını talep edebileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının —— markalarından kaynaklanan haklarına TECAVÜZÜNÜN VE HAKSIZ REKABETİNİN DURDURULMASINA, ÖNLENMESİNE VE YASAKLANMASINA,
50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Hüküm kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle —–yayınlanan—–yüksek bir——bir kez ilanına,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 2.970,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 445,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,Davacı vekiline markaya tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi ve yasaklanması davası üzerinden —— vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,Davacı vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden ——vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden —— davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,Davacı tarafından yatırılan 2.747,25 TL ıslah harcı, 222,75 TL peşin harç ve 17,15 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.987,15 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan 7.220,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre, (%63) 4.548,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%37) 2.671,40 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan 79,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre, (%37) 29,40 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%63) 50,10 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.