Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2009/41 E. 2021/76 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2009/41 Esas
KARAR NO : 2021/76

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 02/04/2009
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine ——Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılan marka hükümsüzlüğünden kaynaklanan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin—– marka numaralı marka tescil belgesi ile —— ibareli markasını—- giren emtialar bakımından — tarihinden itibaren —- tescil ettirdiğini, davalı — markasını —–sınıf kapsamındaki emtialar bakımından tescilini yaptırdığını, —— markasını —— kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı —- mal ve hizmet sınıflandırmasına ilişkin tebliğin—.sınıfına giren emtialar bakımından yaptırmış olduğu tescilin haksız ve mesnetsiz olduğunu, nitekim söz konusu sınıfın hizmet sektörünü içermekte olduğunu, genel olarak diğer sınıflarda yer alan —- ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin —– zikredilen ürünleri daha önceden tescil ettirmiş olduğunu, davalının —-sınfta faaliyet icrasının ortadan kalktığını, davalının bu yönde tescilinin sadece müvekkili şirketi engelleyici kötü niyetli tavrını içerdiğini, davalının söz konusu markayı halihazırda kullanmadığını, tüm bu nedenlerle; öncelikle davalı .—— giren —- yönünden tescil edilmiş bulunan —– satılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davacının markası ile benzer olan “—– markanın —–.sınıfa giren emtialar yönünden davalı … adına yapılan tescilinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla;
davacı …———–” markasının sahibi olduğunu, davalının tescil tarihlerinden bu yana belirtmiş oldukları —- kullanmadığını, davacının — hizmeti yani ———hizmeti verdiğini, davalı firmanın ———————sınıfta belirtilen —- hizmetleri,———..” sınıfında kullandığını, davacı şirket hakkında kullanmadığı markaların hükümsüzlüğü için İstanbul——. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde —— Esas numarası ile açılan davanın derdest olduğunu, davacının—– kullandığına dair hiçbir kanıtı ortaya koyamadığını, davacının sunduğu tüm delillerde davacının markasını—– kullandığının ortaya çıktığını,—– hizmetleri arasında bir benzerliğin söz konusu olmadığını, markalarının hükümsüz sayılması için markaların ve markaların tescilli olduğu sınıfların aynı ya da benzer olması gerektiğini, davacının markasının tanınmış olmadığını—-, tüm bu nedenlerle; davanın reddine, özellikle maddi ve manevi hakları olmak üzere fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli —– giren emtialar yönünden davacının tescilli ——— markaları ile benzer olduğu ve kötü niyetle tescil edildiği iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü davasıdır.
———- kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacıya ait —— başvuru tarihli,——– sınıflarda kayıtlı olduğu; hükümsüzlük talebine konu davalı markasının —— markasının ise —-. sınıfta kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davaya feri müdahale talep eden ——- tescil numaralı———” markasınının gerçek hak sahibi olduğu için markayı devralmak konusunda davalı … ile anlaştığını, ancak tedbir kararı nedeniyle devralamadığını belirterek davaya feri müdahil olarak katılmasına karar verilmesini talep etmişse de, dava konusu marka davalı adına tescilli olduğundan, müdahale talebi—- tarihli kararla reddedilmiştir.
Davacının davaya dayanak yaptığı markasıyla ilgili İstanbul Anadolu —–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine —- Esas sayılı kısmi hükümsüzlük davası açıldığı bildirildiğinden bu davanın sonucu beklenmiş,
İstanbul —–. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin — Esas, — Karar tarihli karar örneği dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde;——— emtiaları bakımından kısmen hükümsüzlüğüne, marka sicilinden bu emtiaların silinmesine,—— ibareli markanın—— sınıfta yer alan —– sağlanması hizmetleri,———-hariç tescil edilen diğer tüm emtia ve hizmetler bakımından kısmen hükümsüzlüğüne, bu emtiaların ve hizmetlerin marka sicilinden silinmesine, —–Sınıfta —- ——- emtiaları bakımından kısmen hükümsüzlüğüne ve marka sicilinden işbu emtiaların silinmesine karar verilmesi için dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, ———-dışındaki mal ve hizmetler yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer iki marka için açılan davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin onama kararı ile —-tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Marka uzmanları—–havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı adına———sınıfta tescilli olduğunu, davacı tarafın tescil önceliğinin bulunduğunu, mahkeme tarafından, davalı markasının devrinin yasaklanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiğini, kararın — tarafından marka siciline işlendiğini, bu karara karşı davalı tarafından markanın dava dışı üçüncü kişiye devredildiğini, üçüncü kişinin davaya müdahil olma talebinin olduğunu, ancak —- yasaklanan markanın üçüncü kişiye devrinin mahkemeye karşı ileri sürülemeyeceğini, 556 sayılı KHK’da markalara sağlanan korumanın kural olarak markanın tescil edildiği mal ve hizmet sınıfları ile aynı ve benzer olan mal ve hizmet sınıflarında geçerli olduğunu, iltibas değerlendirmesinin asıl olarak markaların tescilli oldukları mal ve hizmet sınıfları üzerinde yapılacağını, markaların kullanım şekillerinin iltibas değerlendirmesinde önemli olduğunu, ancak tek başına belirleyici olamayacağını, zira somut uyuşmazlıkta davacı şirket markasının aleyhine açılmış bir hükümsüzlük davasının söz konusu olmadığını, taraf markaları açısından tescilli oldukları sınıflar karşılaştırıldığında, davacı markasının tescilli olduğu ——. sınıflar ile davalı markasının tescilli olduğu — —— elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler —– hizmeti arasında iltibası olduğunu, bu nedenle davalı markasının tescilli olduğu 35.sınıfta KHK 7/I-b ve 8/I-b bentleri ve KHK 42/I, II gereğince kısmen hükümsüzlüğünün gerektiğini beyan etmişlerdir.
Bu rapora itiraz edilmesi üzerine bu kez ——– oluşan bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmış, hazırlamış oldukları ———-tarihli raporda özetle; davacı markasının “——– şeklinde——– ibaresinden oluşan taraf markaları arasında yalnızca —— bulunduğunu, taraf markalarının birebir aynı kelimeden oluşması sebebiyle, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olarak değerlendirilmesi gerektiğini, heyet üyesi sektör bilirkişisi tarafından yapılan incelemeler sonucunda, davacı markasının —-sınıfta —-davalı markasının —-.sınıfta tescilli olduğu “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri.” arasında benzerlik bulunduğunun tespit edildiğini, dava konusu markaların her ikisinin de ——– ibaresinden oluşması sebebiyle, benzer olduğu değerlendirilen hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketicinin taraf markaları arasında karışıklık yaşayabileceğini, somut olayda iltibas için gerekli bütün şartların gerçekleştiğini, bu nedenle davalıya ait ——————–.sınıfta tescilli olduğu “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” bakımından 556 sayılı KHK m.42/1-b ve KHK m.8/1-b uyarınca hükümsüz kılınabileceğini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce davalıya ait marka tescil kaydı yeniden —- tarafından davalı … adına tescilli olan —– numaralı markanın yasal süresi içerisinde yenilemesinin yapılmaması nedeniyle hükümden düştüğü bildirilmiştir.
Hükümsüzlüğü talep edilen davalıya ait markanın müddet olması nedeniyle davanın konusu kalmamışsa da, HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca tarafların haklılık durumlarının tespiti için yargılamaya devam olunmuş ve deliller incelenmiştir.
Markaların karıştırılma ihtimali bulunması 556 sayılı KHK’de hükümsüzlük sebebi olarak sayılmıştır.
Karıştırılma (iltibas) tehlikesi 556 sayılı KHK’nin 8/1-a ve 8/1-b maddelerinde düzenlenmiş olup, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların aynılığı veya benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali—- veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş,— aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu — uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında —- benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında—- veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ——– veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin — düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel — olan —- somut olayda nazara alınabilir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının davalının markasından daha önce——- markasının birebir aynı oldukları, yalnızca — şekillerinin farklı olduğu, davacının markasının tescilli olduğu bir — kılınmasından sonra, ———– kiralanması hizmetleri” için tescilli olduğu, davalının markasının ise— sınıfta farklı bir kısım mal ve hizmetlerin yanı sıra “….Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” için tescilli olduğu, davalının markasının kapsamında — hizmetler yönünden herhangi bir sınırlamanın olmadığı ve tüm ürünlerin ticaretini kapsayayan bir — olduğu, bu nedenle davacının markasının tescili kapsamında olan mal ve hizmetlerin bir araya getirilmesi hizmetini de kapsadığı, davalının markasının bu hizmetler yönünden davacının markası ile karıştırılma ihtimali bulunduğu, davalının markasını tescil ettirdiği tarihte kötü niyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığı, davalının yalnızca davacının markası ile benzer bir markayı tescil ettirmiş olmasının markasını kötü niyetli tescil ettirdiğini kanıtlamaya yetmeyeceği, bu nedenle davacının yalnızca —-malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” için dava açmakta haklı olduğu, diğer mal ve hizmetler için davalının markasının hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin tarafların haklılık durumuna göre taraflara yüklenmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 15,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 43,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline — Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline —– Tarifesi gereğince takdir olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,20 TL harç, 154,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.785,20 TL yargılama giderinden davacının haklılık oranına göre (%17) 643,48 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalının yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.