Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2009/11 E. 2022/157 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2009/11 Esas
KARAR NO : 2022/157

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/01/2009
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı şirketin “—–” markasını —– yılların başından beri kullandığını ve markayı —- tanınır bir marka haline getirdiğini, marka ve —- davacı şirket ortağı ve yetkilisi—– özel olarak yapılıp tasarlandığını, şirketin “—- markasını —–numarası———- tarihinde tescil ettirdiğini ve hizmet kalitesi ile haklı bir —– kavuşturduğunu, şirketin bu marka ile halen hizmet faaliyetlerine devam etmekte olduğunu ve kendisine —– oluşturduğunu, “—- markanın davalı şirket yetkilileri tarafından —-tescilinin yapıldığını ancak davacı şirket tarafından ——- yapılan marka itiraz başvurusunun —— tarihinde kabul edildiğini ve —– davalı şirketin marka tescilinin hükümsüz kılındığını, buna rağmen davalı şirketin markayı işletmesinde ——– yapmak sureti ile hizmet markası olarak kullandığını, bu durumun——– dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalıların yapılan tüm sözlü uyarılara rağmen davalıların markayı haksız ve izinsiz olarak kullanmaya devam ettiklerini, davacı şirket adına tescil edilmiş markanın davalı tarafından kullanılmasının hiçbir hak ve izine dayanmadığını, bu durumun haksız rekabet nedeniyle davacı markasına tecavüz oluşturduğunu belirterek, bu nedenlerle davacının marka haklarına teacvüzün önlenmesine, bu markaların kullanıldığı—– sökülmesine, —-ürünlerin toplatılmasına, kararın masrafı davalıdan alınmak ——ilanına, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak—–maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı ile davalı şirketin ortakları——– murisi olan —- ile davacı şirketin %99 ortağı ve yetkilisi olan —- arasında —— kurulduğunu, davacı şirketin —- ile ——- kurulmuş olup, şirketin %99 hissesinin —– ait olduğunu, davalı şirket ortaklarının murisi olan —– ile davacı şirketin yetkilisi —–arasında, —— şirkete ihaneti sonucu oluşan anlaşmazlık nedeni —- dava dosyası ile davalar ile birlikte karşılıklı müdürlükten azil ve şirketin fesih ve tasfiye davaları açıldığını, yapılan yargılama sonunda—– fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, bu kararın temyiz incelemesinin halen —– sayısında devam ettiğini, bu dava dışında taraflar arasında—— Mahkemelerinde muhtelif davalar açıldığını, dava dışı —– numaralı—- ibareli marka —–. sınıflar için —————- tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescil edilmiş ise de, davacı şirket yetkilisi——— şirketin %50 ortağı ve yetkilisi olması nedeni ile bu şirkete ait markayı tek taraflı iptal ettirerek davacı şirket adına tescil ettirmesi üzerine, bu tescilin iptali için ——– Esas sayılı birleşen dava dosyalarında iptal davası açıldığını, dava dışı ——-müşterek marka olarak kullanılan dosyada mevcut marka tescil belgesinde gösterilen şekil ve ibareyi, ———– ortak ve yetkilisi ————- tarafından kullanma izni verilmesi nedeni ile davalı şirket tarafından kullanmaya başlandığını, hatta bu markanın tescili için —- başvuruda bulunduğunu ve davacı şirket yetkilisinin itirazı üzerine tescil talebinin reddedildiğini, davacı şirket yetkilisinin davalı şirketin bilgisi dışında ——— tarihinden itibaren 10 yıl müddetle ——kendi adına tescil ettirdiğini, bu tescilin iptali için hak sahibi olan —– iptal davası açılacağını, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine —– Esas sayılı dava dosyasında haksız rekabetin tespiti ve men’i ile—– unvanında yer alan “———– terkinine dair davanın mevcut olduğunu ve gidişatı—– sayılı dosya sonucunun beklendiğini,—–Esas sayılı davasının dava dışı—— tarafından davacı aleyhine marka hakkına tecavüzün men’i ve giderilmesi, davalı şirket unvanının —— terkini yönünden açılan tazminat davası olduğunu, —– Mahkemesinin — Esas sayılı dava dosyasında davacı tarafından dava dışı —– aleyhine marka hakkına tecavüzün men’i, “—–” ibaresinin —- terkini hakkında açılan dava olduğunu, dava dışı —–tarafından davacı aleyhine ——dava dosyasında, haksız rekabetin tespiti ile men’i yönünden açılan dava ve davacı tarafından bu davaya karşı açılan —– davaların reddine karar verildiğini ve temyiz kanun yolu————– sunulduğunu, bahsi geçen bu davaların dava dışı —–lehine sonuçlanması halinde davacının dayandığı markanın iptal edileceğini, bu nedenle bu davaların sonucunun beklenmesi gerektiğini, davalı şirket ortaklarının murisi, dava dışı—– %50 ortağı ve yetkilisi olan—– meydana gelen davalar nedeni ile müşterek marka haline gelen —- işaretlerin davalı şirket tarafından kullanılmasına muvafakat ettiğini ve bu muvafakat üzerine davalı şirket tarafından verilen izne istinaden bu markanın kullanıldığını, davacı şirket ortaklarının murisi ——–tarihinde vefat ettiğini, bu sebeple müşterek marka haline gelen markayı davalı şirketin aldığı izne istinaden kullanmakta olup, haksız rekabete yol açmadığını, davalı şirketin gerek yapılan tespit ve gerekse dosyaya ibraz edilen —————–karşısında markasını “—— değiştirdiğini ve davacı adına tescilli markayı kullanmaktan vazgeçtiğini, davacının tescil ettirdiği “——– ve ibareli markanın——– tescil edilmiş olup, — ——- —- bu konularla ilgili ——— düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” olarak davacı adına tescil edildiğini, davalı şirketin bu emtia sınıfında davacı adına tescil edilen markayı ve ———– aldığı izne istinaden ——- kullandığını, herhangi bir üretim yapmadığını, sadece yurtdışından ithal ettiği ürünlerin pazarlama ve dağıtımını yaptığını, ithal ettiği bu ürünlerin pazarlama ve dağıtımını yaparken bu ürünlerde “—— markasını kullanmadığını, bu suretle üretim yapmaması, sadece ——ithal ettiği —– ürünlerin ithal ve dağıtımını yapması nedeni ile davalı şirketin maddi tazminatla sorumlu tutulamayacağı gibi, manevi tazminat koşullarının da oluşmadığını, ithal edilen ürünlerin davacı markası ile iltibas yarattığı ve tazminata yol açacağı hususunda davacı tarafın dava dilekçesinde bir iddia ileri sürmediğini, diğer taraftan talep edilen manevi ve maddi tazminatın koşullarının oluşmadığını ve talebin fahiş olduğunu, —— ithal edilen ürünlerin davacı markası ile iltibas yarattığı ve davacının ürettiği mallardan daha kalitesiz olduğunun davacı tarafça ileri sürülüp, bu konuda herhangi bir iddiada bulunulmadığını ve davalı şirketin bu markayı kullanması nedeni ile davacı satışlarında bir düşüş olduğunun iddia edilmediğini, davacının delil olarak dayandığı—–sayılı tespit dosyasından alınan raporda tespit yapılan yerde halen davalı şirket yanında ——- bulunduğunu, bu konuda —- dosyasından delil tespiti talep edildiğini, tespit sırasında görüldüğü belirtilen davacı adına tescill—– isim ve markasının halen aynı yerde bulunan dava dışı—– kullanıldığını, müşterek marka olan markanın verilen izne istinaden yalnız davalı şirket yetkilisi ——— kullanıldığını, başkaca —- emtialarında bu markayı kullanmadığını, kötüniyetli olmaması nedeni ile maddi ve manevi tazminat koşullarının da oluşmadığını, davacının adına tescil ettirdiği markanın dava dışı —– kullandığı müşterek marka olduğunu, dava dışı —— tarafından müşterek marka haline gelen bu markanın kullanılmasına izin verildiğini, davacı ile dava dışı şirket arasında açılan muhtelif davalar bulunduğunu ve davacı markasının iptalinin talep edildiğini, bu davaların sonuçlanması halinde davacının markaya tecavüzden dolayı talep ve dava hakkı olamayacağını, davalı —- herhangi bir üretim yapmadığını, sadece —— ithal ettiği ——— ve dağıtımım yaptığı, davada davacı tarafın ithal edilen malların davalıi şirket tarafından üretilen mallara zarar verdiği ve değerini düşürdüğü iddiasının ileri sürmediği, bu nedenle olayda manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, maddi tazminat yönünden ise maddi tazminatın koşullarını saptayan davacı satışlarında düşüş meydana geldiği hususunun dava dilekçesinde ileri sürülmediğini, kaldı ki, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini, davalı şirketin davacıya ait markayı “——–olarak değiştirmiş olduğundan ve davacıya ait tescilli markayı artık bu aşamada kullanmadığından buna göre karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacı adına tescilli ————- markasının davalı tarafından iltibas oluşturacak şekilde kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Dosyaya ——– getirtilmiş olup, incelendiğinde; dava dışı ——– adına tescilli—– tarihinden itibaren —- müddetle tescilliyken müddet olduğu, —–davacı şirket adına —-. sınıflarda tescilli olduğu, ———- markasının da davacı ————- ———sınıfta “———– hizmetleri (—— hizmetleri dahil), Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” için tescilli olduğu, davalı — —————başvuru numaralı “—— sınıflarda tescili talep edilmişse de, davacı şirketin —- markasına dayanarak yaptığı itirazın kabul edildiği ve markanın müddet olduğu tespit edilmiştir.
Taraflara ait—- kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı —– unvanıyla — tarihinde kurulduğu, —— tarihinde “————- aldığı, tek ortağının ——– olduğu, davalı şirketin—- tarihinde tescil edildiği, ortaklarının —— oldukları, şirket yetkilisinin ——–olduğu tespit edilmiştir.
—- —- numaralı dava dosyasının sonucu bekletici mesele yapılmıştır. —-Karar sayılı kararı incelendiğinde; asıl davada davacıların —— ——– olduğu, birleşen davada davacının —- davalıların —oldukları, birleşen davada özetle; —-davcı şirketi ortağı, hem de davalı şirket yetkilisi olduğu, dava konusu —- sayılı “— davacı şirket adına tescilli—- —– tarafından yapılan ——– tarafından—— terkin edildiğini, bunun üzerine davalı şirketin———- aynı marka için aynı mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde başvuruda bulunduğu, başvurunun ilanına yaptıkları itirazların önce —— reddedildiği, ancak yeniden inceleme sonrası ve nihai olarak reddedildiği, oysa “— ibaresinin gerçek hak sahibinin davacı olduğu, bu ibarenin ayrıca davacı şirketin ticaret ünvanının ayırt edici ilavesi niteliğinde bulunduğu, — sayılı markanın iptali işleminin iptali— dava açtıkları, anılan marka iptalinin kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu gibi; — başvurunun da kötü niyetle yapıldığı iddiasıyla — kararının iptaline,— markanın hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesi dava edilmiştir. Davalı şirket, dava konusu markanın yaratıcısı ve gerçek hak sahibi olduğunu, markanın — izni ve haberi olmadan tescil edildiği ve yetkisini kullanarak markayı sicilden terkin ettirdiği, daha sonra markanın adına tescili için —– sayılı markanın tescili için başvurduğu, başvuruya konu markanın davalı şirkete ait olduğu, —– kararının yerinde olduğu savunmasında bulunmuştur.
Asıl dava ile ilgili olarak — getirtilen kayıtlar incelendiğinde; davacı — markanın —– oluştuğu, —- tarihli başvuru üzerine —–ilan edildiği, ilana itiraz gelmediğinden ——- tarihinde tescilin kesinleştiği ve düzenlenen tescil belgesinin başvuru sahibine tebliğ edildiği, daha sonra davacı şirketi temsilen marka vekili —-dilekçe ile, —– sayılı markanın iptalini talep ettiği, ancak evrakta eksiklik tespit edilerek vekilin uyarıldığı, bunun üzerine davacı şirket müdürü davalı ———- temsilen marka vekili —————- iptal yetkisi tanıdığı, bu vekalete dayalı olarak 09/12/2004 tarihli dilekçeyle noksan evrak tamamlanarak iptal talebinin yinelendiği, —— tarafından marka iptal edilmek suretiyle — tarihinde bu işlemin vekile bildirildiği tespit edilerek, yapılan yargılama sonucunda; — davacı ——– davacı şirketi tek imzayla temsile yetkili oldukları, ancak şirketin markasından vazgeçme işleminin —- işlerden olduğu, —- markadan vazgeçtiği gün %99 ortağı olduğu diğer şirket için aynı markanın tescili için başvuruda bulunmasının özen yükümlülüğüne aykırı ve kötü niyetli bir davranış olduğu gerekçesiyle —— terkin işleminin iptaline ve birleşen davalı —– —- tescil ettirilen —— markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine———— hakkında tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğu, — numarasını aldığı, yeniden yapılan yargılama sonucunda —-Karar sayılı kararla asıl davada davalı —————aleyhine açılan davanın reddine, asıl davada —- aleyhine verilen karar ile birleşen davada verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın kesinleştiği tespit edilmiştir.
—— Karar sayılı kararı incelendiğinde; —- açtığı dava sonucunda dava dışı —- tasfiyesine karar verildiği tespit edilmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine—- ile açılan delil tespiti dosyasında alınan —- tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin merkezindeki —- markaların kullanıldığı,—- yapıldığına ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı, ancak tespit tutanağını imzalayan iş yeri yetkilisine iştigal konuları sorulduğunda, tespit heyeti önünde “——-görülen ——ettiklerini,———–yaptıklarını” beyan ettiği, iş yerinde asılı marka tescil belgesi bulunmamakla birlikte———- —– —— davalı adına —- numarası—- başvurusunun yapıldığı, emtia sınıfları arasında —- bulunmadığı belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan davacı tarafça da karşı çıkılmayan —- izin belgesi incelendiğinde, bu belge ile aynı zamanda davacı şirketin de ortağı ve yetkilisi olan dava dışı —— —- yeni kuracağı şirkette kullanması için izin verdiği, belgenin ekinde de ——- iptal ettirilen — tescil numaralı “——-mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış,—– oluşan bilirkişi heyeti 10/09/2021 tarihli raporda; dosyadaki belge ve bilgiler ile ——- dosyasına sunulan bilirkişi raporundaki tespitlere göre; davalıların ürün tanıtımı yaptıkları ve sipariş aldıkları anlaşılan işletmelerindeki —————- üzerinde davalı şirket adına tespit —— — iltibas yaratacak ve benzer surette kullandıkları, söz konusu kullanımların tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açacağı, tüketicinin karar verme iradesinin etkileneceği, dolayısıyla davacının markası ve şirketi ile iltibas yaratıldığı, davacının talep edeceği tazminatın, dava konusu olayın SMK’nın yürürlüğe girdiği —- önce gerçekleşmesi dolayısı ile davacı lehine 556 sayılı KHK m.66/2-b hükmüne göre; ödenmesi gereken tazminat miktarının —- olduğu, fiili zararın ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu, davacının bu hususta bir kayıt veya belge dosyaya sunmadığı, manevi tazminatın tespiti konusunun, davacının toplum içinde —– karşılığı olarak tarafların kusur ve tutumları doğrultusun da tamamen mahkemenin takdirinde bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce, daha önce bilirkişi olarak atanan marka uzmanı —– —– delil tespiti için—– dosyasında da aynı konuda bilirkişi olarak görev aldığının tespit edilmesi üzerine, yerine yeni bir marka uzmanı bilirkişi görevlendirilerek, davacı ve davalı tarafların rapora yaptıkları diğer itirazlar da incelenmek üzere ve dosyada mevcut ——— sayılı tespiti dosyalarındaki bilirkişi raporları ve tespitler, dosyaya sunulan Mahkeme karar örnekleri, marka tescil kayıtları, taraflara—- kayıtları ve ortaklık yapıları ve tüm dosya kapsamı incelenerek, daha önce yapılan görevlendirme kapsamında ve davalı şirketin dava konusu marka üzerinde öncelik hakkı bulunup bulunmadığı konusu da tartışılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup,— bilirkişi heyeti —- havale tarihli raporda; dava açılış tarihi — itibariyle davacı —- tescilli olduğu,—————– konular ——- Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetlerini kapsadığı,—– —— dosyasında verilen karar gereği— hükümsüz kılındığı, inceleme tarihinde her iki şirketin de unvanlarının dava açılış tarihinden sonra değişmiş olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın ———— tarihinde çıkarıldığı, davacı şirketin ise nevi değişikliği yaparak ———haline geldiği, davacı şirketin—– yılından beri faaliyette olduğu, tarafların iştigal konularının marka—— bakımından değerlendirilmesinde davacı şirketin — karşılık geldiği, davalı şirketin iştigal konusunun—- geldiği, davalı —- tarihinde yapılan incelemede ——– kullanıldığı, unvan değişikliğninin yapıldığı —–ibaresinin kullanıldığı, davalı tarafın —— unvanının —–olarak kullanımların devam ettiği ve ———- ibareli herhangi bir kullanım bulunmadığı, davacı —- tescilli —” markasının — sınıftaki tescilinin alt grubu kapsamadığı, davalı tarafın—- ibaresini satış hizmetlerinde kullanmasının 556 sayılı KHK 9/a ve b bentleri bakımından “marka hakkı ihlali” teşkil etmeyeceği, dosyadaki deliller ile de davalı tarafın unvan değişikliği yaptığı —— kullandığı, unvan değişikliği öncesi dönem bakımından 556 sayılı KHK’nın 9/c. maddesinin açıkça “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak ———–düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.” hükmünü amir olduğu ve taraflar arasında geçmişe dayalı ilişki bulunması, tarafların aynı müşteri—– sahip olması nedeniyle iltibas oluşabileceği, davalı tarafça dosyaya sunulan belgede davalı şirket ortağı —– kullanmak için muvafakat verdiği, belge ekine davalı şirket adına tescilli iken geri ———– eklendiği, muvafakatnameyi veren——- hem davacı şirketin, hem de davalı şirkette aynı adreste yer alan —– yetkili müdürü olduğu, muvafakat —– daha sonra davalı şirketin ortağı olduğu, dava dışı —— aynı zamanda davacı şirketi de temsile yetkili olmakla birlikte, bu şirketin davacı sıfatı taşımadığından davacı şirketin, davalı şirketin kuruluşuna muvafakat gösterdiğinin söylenemeyeceği, davalı şirketin kuruluşu tarihi olan —- tarihi ile davanın açılış tarihi arasında 5 yıldan fazla bir süre geçmediğinden—– kaybımın gerçekleşmemiş olduğu, dava konusu olayın SMK’nın yürürlüğe girdiği ——tarihinden önce gerçekleşmesi dolayısı ile davacı lehine 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesi hükmüne göre; ödenmesi gereken tazminat miktarının —- olduğu, fiili zararın ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu, davacının bu hususta bir kayıt veya belge dosyaya sunmadığı, manevi tazminatın mahkemenin takdirinde bulunduğu yönünde görüş belirtilmiştir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle ——— tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının —— tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeye göre somut olaya bakıldığında; davacının dava dilekçesinde —— dayandığı, bu markanın da davalı şirketin markayı kullandığı “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” için tescilli olmadığı, yalnızca ——- —- Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri”——– ——— farklı sınıflarda kullanılmasının davacının markasına tecavüz teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı vekili rapora itiraz dilekçesinde———— dayanarak itirazda bulunmuşsa da, dava dilekçesinde bu markalarla ilgili bir iddiasının bulunmadığı, —- numaralı —-zaten dava tarihinden sonra başvurusu yapılan bir marka olduğu,——-numaralı markanın — —–, bilirkişi raporuna itiraz aşamasında ileri sürülen bu itirazın iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu, davalı tarafça buna açıkça muvafakat verilmediğinden bu konuda incelenme yapılmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca — verilen ve kesinleşen —–sayılı kararla, davacı şirket yetkilisi —- yetkisini aşarak ve kötü niyetli olarak davalı şirket yetkililerinin murisi —- oldukları dava dışı —- markasını iptal ettirerek aynı gün %99 hisse sahibi ve yetkilisi olduğu davacı şirket adına —– tescil ettirdiğinin yargı kararı ile kesinleştiği, —– numaralı markanın terkin işleminin iptal edildiği, davacıya ait ——— markanın hükümsüz kılındığı, davacı şirketin kötü niyetle elde ettiği marka hakkına dayanarak Mahkememizdeki bu davayı açtığı, hukukun kötü niyeti korumayacağı, davalı şirketin dava dışı—- belgesi uyarınca “——-” markasını ve ticaret unvanını kullandığı, —- kararı ile “—” markasının haklarının yeniden davalıya marka kullanma izni veren dava dışı — döndüğü, bu nedenle de davalının marka kullanımının markaya tecavüz teşkil etmediği anlaşılmakla, bu nedenle de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 337,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,80 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı vekiline reddedilen markaya tecavüzün önlenmesi davası üzerinden — vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen maddi tazminat davası üzerinden — takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretini davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden —- takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından gerek iş bu dosyada gerekse de ———- sayılı delil tespiti dosyasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.