Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/842 E. 2023/927 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/842
KARAR NO : 2023/927

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/11/2023
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde
Sigortalı sürücü—–adına kayıtlı —– plaka sayılı aracın kaza tarihinde geçerli olmak üzere —– poliçe nolu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigorta teminatı altına alındığını, 23.02.2020 tarihinde —– İstikametine seyir halinde iken no —– önüne geldiği esnada sol ön ve sol yan kısımlarına —— plaka numaralı aracın çarpması ve sürüklenmesi sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini,——plakalı aracın kazadan sonra sürücüsü ile birlikte kazanın meydana gelmiş olduğu olay yerini terk ettiğini, yapılan ekspertiz incelemelerine göre ödenmesi gereken hasar tazminat tutarının 2.556,00 TL olarak belirlendiğini, tutarın —— hesabına 07.04.2020 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketçe dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin tarafılarına ödenmesi için davalılara rücu mektubu gönderildiğini, davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından—–. İcra Müdürlüğü’nün—–. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, takibe, asıl alacağa ve tüm fer’ilerine vaki itirazların iptaline, takibin devamı ile alacağın likit olduğu dikkate alınarak hükmolunacak borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet verdiği iddia olunan karşı taraf aracı işleteninden halefiyete dayalı rücuen tahsili isteminden ibarettir

.HMK 138. maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu —–.sayılı kararında görevsizlik nedeniyle davanın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 38. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığına karar verilmiştir. Anılan karara göre, dava şartları yargılamanın her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK m.115/2 hükmü uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda dosya öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiştir.Davacı yan ile dava dışı sigortalısı arasındaki sigorta poliçesinin incelenmesinde, sigortanın,—–plaka sayılı araca ilişkin düzenlenen ——poliçe nolu Genişletilmiş Kasko Poliçesi olduğu, sigortalının dava dışı—– sigortacının ise davacı olduğu, poliçe vadesinin 31/12/2019-2020 olduğu, poliçeye konu aracın hususi nitelikte otomobil vasfında bir araç olduğu görülmüştür.

Davaya konu—– İcra Müdürlüğü’nün —– Sayılı UYAP sistemi üzerinden incelenmiş, dosyanın yetki itirazı sonrası anılan icra müdürlüğüne tevzi edildiği, dosyamız davacısının alacaklı, davalının ise borçlu olduğu, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 14/09/2023 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinin dayanağının “03.02.2020 tarihinde —- sevk ve idaresindeki kendi adına kayıtlı ——plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu, müvekkil şirket sigortalısı—— plakalı araç için 2.256,00-TL hasar tazminatı ödenmiştir. müvekkil şirket tarafından ödenen işbu tazminatın sigortacılık kanunu ve ttk hükümleri gereğince borçludan rücuen tahsili” açıklaması olduğu, davalının süresi içerisinde borca itiraz ettiği , icra müdürlüğü tarafından verilen durdurma kararı sonrasında davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih —— sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, davanın trafik kazası sebebiyle davacının kasko sigortalısına ait araçta meydana gelen hasarın davacı tarafından karşılanmasına dayalı oluşan zararın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu, davacı sigorta şirketi ile sigortalısı arasında hususi araç kasko sigortasına dayanan sigortacı-sigortalı ilişkisi olduğu, oluşan zararın sigorta tarafından sigortalısına ödendiği bu durumda davacı sigorta şirketinin halefiyet ilkesi gereğince sigortalısının yerine geçerek sigortalısının hak ve yükümlülüklerine sahip olarak takip başlatmış ve dava açmış olduğu, bu nedenle sigortalı hangi mahkemelerde dava açabilecek ise davacının da bu mahkemelerde dava açabileceği, Yargıtay İçtihatı Birleştirme Genel Kurulunun 22/03/1944 tarih — esas—- karar nolu içtihatı birleştirme kararında, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davayı, sigorta poliçesinden doğan bir dava olarak nitelemediği ve halefiyet ilkesine dayanan bir davayı ticari dava olarak görmediği, bu tür davaları aynen sigortalı kimsenin sorumlu kimseye karşı açılmış bir dava gibi gördüğü, davanın haksız fiil sorumluluğuna ilişkin olduğu ve mutlak ve nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı görülmekle davanın HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen gerekçeli karar açıkça okunup usulen anlatıldı.